YURDUMUZDA Kİ ÖZEL ARŞİVLERİN DURUMU
24 Ocak 2020, Cuma 23:45YURDUMUZDA Kİ ÖZEL ARŞİVLERİN DURUMU
‘ Yavuz Hırsız Ev Sahibini Bastırır ‘ diye bir söz vardır, bilirsiniz.
07 Ocak 2020 tarihli yazım; deniz arşivimi yakınıma bırakmakla ilgiliydi. Noterden vasiyetname verebilmek için 1 ay İstanbul Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gittim. Oradaki kadın doktor, bana BİYOPSİKOSOSYAL teşhisi koydu ( Benim 34 yıllık gazeteci / yazar olduğuma inanmadı. Hayal gördüğümü zannetti ). Biyopsikososyal olmadığımı doktor ve arkadaşlarına ispatladım. Bu süre zarfında heyete girdim. Benimle beraber gazeteden arkadaşım / yönetmen / köşe yazarı Ömer Faruk ERTEM iki defa geldi, gitti. Ben yaklaşık 800tl para harcadım. Yorulmamız da cabası.
27/12/2019 tarihinde İstanbul Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden çağırmaları nedeniyle Gazetemizin bağlı olduğu ajansın ortaklarından merhum MUSTAFA BİLGEHAN ERÖZBEK kardeşimin aynı gün cenazesine de katılamadık.
Bu köşe yazım vesilesiyle değerli kardeşim MUSTAFA BİLGEHAN ERÖZBEK’i de saygı ve rahmetle anıyorum.
Yaşadıklarımızı kaleme döküp bu köşede yayınlandıktan bir süre sonra BENİM ARŞİVİMİ GELECEK NESİLLERE BIRAKMA ÇABAMI ENGELLEYEN KADIN PSİKİYATRİST DOKTOR koşa koşa avukatına gitmiş. Avukatı da gazetemize müracaatla yazının kaldırılmasını talep etmişti.
21/01/2020 tarihinde gazete yönetim kurulu kararı ile yazı yayından kaldırıldı.
Bir de doktor benim işimi engellediği için DOĞAN MADDİ - MANEVİ HAK ALACAĞIM VAR.
MAHŞERDE KADIN DOKTORDAN HAKKIMI MUTLAKA ALACAĞIM. TABİ HAKKA İNANIYORSA.
İSLAM DİNİNE GÖRE MAHŞERDE;
‘’ HARDAL TANESİ AĞIRLIĞINA KADAR HAKKIN HESABI MUTLAKA GÖRÜLECEKTİR. ‘’ Doktor, şimdi sen düşün.
Yayından kaldırılan yazımın / konusunun başlangıcı benim arşivimdi.
07 Şubat 1998 (Cumartesi) senesinde gazetelerin birinde ufak bir yazı okumuştum.
Başlığı; ARŞİVLER YURTDIŞINA KAÇIRILIYOR.
Ve devam ediyor;
Türkiye tarihi açısından önemli kurumsal ya da kişisel arşivlerin Hollanda, ABD, Japonya ve İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkeye kaçırıldığı bildirildi.
Tarih Vakfı genel sekreteri Orhan SİLİER, Köy Enstitüleri, 1946-1980 arası Türkiye’de Sendikal Hareketi ile CHP’nin 1980 öncesi arşivinin büyük bölümünün Türkiye dışında bulunduğunu söyledi.
Arşivlerin genellikle ‘sahaflar veya bu işi meslek edinmiş kişiler’ aracılığıyla kaçırıldığını kaydeden Orhan SİLİER,
‘Bu insanlar arşiv sahibi, yoksul kişileri veya varislerini bulup küçük bedeller karşılığında satın alıyorlar. Daha sonra da tren veya uçaklarla götürüp yurtdışında arşivcilik ve araştırma kurumlarına satıyorlar.
Türkiye, yabancı arşiv ve araştırma kurumları için bulunmaz nimet.’ diye konuştu.
1980’den sonra özel arşivlerin yurtdışına kaçırılmasının hız kazandığını vurgulayan Orhan SİLİER;
‘ Türkiye tarihi açısından önemli kurumsal ya da kişisel arşivler tıpkı Pamuk balyaları ya da meyve sandıkları gibi ihraç ediliyor. Kaçırılan malzemelerin miktarı tahmin edilebileceğinden çok daha büyüktür.’ dedi.
Kıymetli okuyucular; ben zaman zaman sahaflar ve eski eşya satan dükkanları dolaşırım. Oralarda çamaşır sepetlerine doldurulmuş karmakarışık fotoğraflara, belgelere, evraklara baktığımda çok hüzünlendiğim, üzüldüğüm oldu.
Eski kartpostallar, tapular, düğün davetiyeleri, düğün fotoğrafları ve binlerce evrak. Bunları satan dükkanlar, bazen ayıklayıp Efemera Müzayedelerine götürüyorlar. Orada satışa çıkarıyorlar.
Bunlar buralara nasıl geliyor derseniz, bu söyleyeceğim özellikle arşivler için geçerli. Kişi vefat ettiği vakit yakınları İLGİSİZ, ALAKASIZ kimseler ise ya eskiciye satıyorlar ya da mirasçıları aç gözlülüğünden mahkeme kararı ile kalanların satışını istiyorlar.
İşte bu satış esnasında sahaya sahaflar, eskiciler çıkıyor.
Gazetemizin imtiyaz sahibi Yamaç ERÖZBEK’in haberi olmadığı bir dönemde vefat eden akrabalarından olan hanımefendinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren biriktirilen BÜYÜK GAZETE ARŞİVİNİN yakınları tarafından sokaktan çağrılan eskiciye satıldığını anlattı.
Eskici, gazete arşivini taşımak için 5 tonluk kamyonla gelmiş.
Kendisine ‘’ Bu satışa niçin engel olmadın? ‘’ diye sordum.
O da cevap verdi; ‘’ Geç öğrendim. Kararı birinci derece yakınları verdi.’’ dedi.
Adım gibi eminim CHP’lilerin büyük bir bölümünün arşivlerinin bir kısmının yurtdışında olduğundan haberi bile yoktur. Dilerim kalanlara sahip çıkarlar.
24/01/2020