‘Yeşil Elma’ Unvanımı İade Ediyorum

2009’da Aggressivo-Kahve Dünyası’nda yarışırken ekipteki bir arkadaşımızın isteğini farklı yorumlamam üzerine “Yeşil Elma” unvanı üzerime yapıştı.

Aynı arkadaşımız 52. Deniz Kuvvetleri Kupası’nda “uyarıyı start zannederek” balon basan teknelerden birinde önemli bir görevdeydi. Dolayısıyla artık bu unvanımı iade etme zamanının geldiğine inanıyorum.

Hep ciddi konulardan söz edecek değiliz ya…
Hadi bu kez toplumsal yaşantımızda tebessüme hasret kaldığımız şu günlerde bir hoşluk yapalım.



Aggressivo-Kahve Dünyası ile yarıştığımız 2009 yılında yok ile hafif arasında gezinen havada tekneyi üzerimize almak için rüzgaraltında çarmıhların dibinde sırtımızı tellere yaslamış, oturuyorduk.

Bu sırada içeriden elinde bir yeşil elma ile çıkan arkadaşımız bana bakıp eli ile kesme işareti yaptığında, ben bunu “yarısını ister misin?” olarak algılamış ve “hayır şimdi değil” diye cevap vermiştim. Meğer, “çakın yanında mı, şunu ortadan kes” dermiş…

Vay efendim, sen misin yanlış anlayan. O gün bu gündür adımız “Yeşil Elma”ya çıktı. Hatta olay öylesine tırmandı ki, grup e-posta ya da WhatssApp mesajlarımız “yeşil elma emojileri” ile süslenir oldu.

Bu “Yeşil Elma” unvanı aynı zamanda “kulağı duymuyor” mesajının da destekçisiydi. Hadi bunun kaynağına da bakalım.



Ekipteki yerim piyano idi…
Teknedeki piyanistin “ahtapot olma isteğini” anlatan bir yazıyı okuduğumda çok gülmüştüm, aynısı başıma geldi.

Zira orsadan pupaya dönerken gönder kaldırma, alt baskıyı germe, balon basma, cenovayı indirme, arka yakayı ve mandarı kaçırma, pupadan orsaya geçerken de bunların tersini aynı anda ya da çok kısa sürede yapmanız istenir. Palangası, barber hauller’ı cabası… Sakin havalarda sorun olmaz ama rüzgar güçlendiğinde işler ciddileşir hatta “pisleşir”...

Bunun için kafanızda işleri önem sırasına dizersiniz. Arka taraftan “planlamayı şaşırtan” mesajlar yağdığında ise bunları “duymazdan” gelirsiniz. İşte “Yeşil Elma” bu sürecin ardından doğuverdi.



Gelelim günümüze…

Bana bu unvanı “yakıştıran” sonra da ekibin tamamının desteği ile üzerime “yapıştıran” arkadaşımız, 52. Deniz Kuvvetleri Kupası’na katılan teknelerden birindeydi. Hatta denizin ortasında beni gördüğünde her zamanki gibi uzaklardan “Yeşil Elmaaaa” diye seslenmekten geri kalmadı.

Sonra ne mi oldu?

Bu can dostum, Çengelköy’deki uyarı işaretini yanlış anlayıp 5 dakika erken start eden ve durumu ancak 4 dakika uyarısı verildiğinde ayarak balonlarını apar topar indirip geri dönen gruptaki teknelerden birinde önemli görev üstlenmişti.

Hadi bakalım, şimdi soruyorum: Kimmiş “Yeşil Elma”…

Dolayısıyla bu andan itibaren ben “Yeşil Elma” unvanımı koşulsuz olarak iade ediyorum.
Tüm ekibe duyurulur.