Wolgast kentindeki Peene-Werft Tersanesi Ve Lucien Arkas
23 Kasım 2024, Cumartesi 15:06Wolgast kentindeki Peene-Werft Tersanesi
Ve Lucien Arkas ile olan anılar
Yazan: Osman Öndeş
Bir asra yaklaşan bir ömrü geride bırakırken, yaşantıma bir başlık buldum;
“Yaşlanmak Maziyi Yaşamaktır.”
Lucien Arkas Bey ile olan bazı anılarımı nakletmeliyim;
İzmir’e gitmiştim.. Haliyle Lucien Arkas Bey’i aradım. Doğrudan öğle yemeğine gitmeyi önerdi.
Arkas Binası’ndan çıktık ve yürüyerek Birinci Kordon’da kendisini çok yakından tanıdıklarını fark ettiğim bir balıkçı lokantasına gittik. O günkü öğle yemeği buluşmasını; enfes balık ziyafeti ile sohbet etmiştik diye hatırlarım.
Başka bir zamandı; Grimaldi Line Malta Adası’nda yapacağı Genel Kurul Toplantısı için eşimle beni davet etmişti. Kendilerine teşekkür ettim. Ancak bu davetin Türkiye’deki genel temsilcileri olan Arkas Grubu vasıtasıyla gelmesini daha tercih ederdim diye mesaj gönderdim.
Kısa bir süre sonra Lucien Arkas aradı. Malta’daki toplantıya katılmak üzere eşim Mutlu Hanım ile beraber beni İzmir’e davet ediyordu. Biraz şaşırdım; zira İzmir’den Malta’ya doğrudan uçuş da yoktu.
Neyse; evimizden bizi aldılar, havaalanına geldik. İzmir’de karşıladılar ve doğruca İzmir Liman Caddesi’nde Arkas Holding genel merkezi’ne ulaştık.
Lucien Arkas Bey karşıladı ve bir süre estetik yüklü konstrüksiyon ağırlıklı bu binanın projesinin kendisine ait olduğu belirterek ofisleri gezdirdi. Sohbet sırasında; “Ben Yönetim Kurulu toplantısına katılmam. Ama ben karar veririm.” demişti..
Sonra öğle yemeği için özel yemek salonuna geçtik.
Burası ancak 6 veya belki azami 8 sekiz davetliye uygun çok sevecen bir mekandı.
Ahçısı hayranlıkla hatırladığım ve küçük porsiyonlardan oluşan zevkli bir menü sundu ve yemekte çok özel kırmızı şarap ikram edildi.
Şarap için Lucien Arkas “Benim şarap bağlarımdan yapılmıştır” dedi.
Sordum;
- Satılmıyor mu?
- Hayır dedi.
-Çok lezzet veren, kaliteli bir şarap.. Mesela adınızın ilk harflerinden “L.A.” gibi bir şarap olsa dedim.
Bir taraftan da Malta’ya nasıl gideceğimizi merak ediyordum.
Lucien Bey, yardımcılarından birine sordu;
- Uçak hazır mı?
- Bekliyor efendim.
-O halde sizİ yolcu edelim dedi.
Bir araçla İzmir Havaalanına geldik ve Lucien Arkas Bey’in özel uçaklarından biriyle Malta Adası’na doğru havalandık. Uçakta nezaket timsali Bernard Arkas ve üst personelden iki yönetici hanım da vardı. Luca Havalanında yine bir araç bekliyordu..
Aradan yine yıllar geçti. Ben Deniz Ticaret Odası adına “ Türk Armatörleri Tarihi” başlıklı belge eserimi çalışıyordum. Kendisi ile görüşmek istedim. Amacım yaşam öyküsünü kendisinden dinlemek!
Haber yollamış;
-Sonbahara kadar meşgulüm.. diye!!
…O gün herhalde rüzgar ters taraftan ve çok sert esiyordu!
Yine yıllar geçti ve Arkas Sanat Merkezi’ndeki tabloları izlerken Alman ressam Michael Zeno Daimer’in Rumelihisarı önünden seyretmekte olan byandan çarklı römorkör yedeğinde yelkenli gemi tablosunu gördüm.
Son derece heyecan verici bir eserdi.
Michael Zeno Daimer’in Ahırkapı Feneri önünde yedekleme yapan yandan çarklı römorkör” olan tablosu da Arkas Sanat Merkezi koleksiyonunda olmalıydı. Lucien Bey’e bir mesaj gönderdim.
Çok sevecen bir cevap verdi; “Maalesef henüz koleksiyonumda değil, ama müzayedeleri izliyoruz… Ben Osman Bey’i dinlerim..”
Arkas’ı anlatan ilk hatıram herhalde 40 sene öncesine gider. Levent Çarşısı civarındaki evlerden birinin giriş katında dünya efendisi, güler yüzlü Timuçin Pekar ile tanışmıştım.
Günümüzde Timuçin Pekar herhalde hayalindeki zeytin bahçeleriyle meşguldür.
Gönlü güzelliklerle dolu Mehmet Kahveci ise göklere uzaklaşalı nice seneler oldu.
Okulda veya asker taburlarında komut verilir;
-Yerinde sayyy..
Sonra vakti geldiyse yine komut verilir;
-İleri..
Ben “Okumak, araştırmak, yazmak sevdasıyla “Yerinde saydım”. Pekçok eserim ve yüzlerce makalem yayınlandı.
Artık “İleri” diye komut verseler de “İleri”nin anlamı çok farklı olmak üzeredir..
Lucien Arkas Bey, yaratıcı kimliği, sanat aşığı oluşu, sanatı ve kültürü memleketi saydığı İzmir, Urla, Buca, Bornova, Torbalı çevrelerinde tesis ettiği kültür merkezlerinden oluşan emsalsiz eserlerle gelecek kuşaklara emanet edişi ile çok nadir bir sanat ve kültür şahsiyetidir ve bu anlamda mucize kişiliktir.
Kendisini ziyaret etmek için İzmir’de Arkas’a gittiğimde fotoğraf çekimi için nadide resim koleksiyonu tablolardan birinin önünde poz vermeyi tercih ederdi. Ayrıca eski yelkenli gemi modelleri konusunda derin tutkusu mevcuttu. Hatırladığım yıllarda gemi maketlerinin sayısının 150’ye yaklaştığını ve bazı gemi modelcisi sanatçısını kadrosuna kattığı söylemişti.
Konteyner gemilerini çoğunlukla Almanya Wolgast’taki Peene-Werft Tersanesi’nde inşa ettirirdi. Birkaç kez beni davet etti. Davetli larak katıldığım gemi teslim törenlerinden birindeki konteyner gemisi “Vivien A.” ve diğeri “Claire A.” olmuştur.
Bir turist olarak Wolgast aklıma pek gelmezdi, ama onun sayesinde bu kendine özgü mimarisi ile, sessiz güzellikler dolu sahil ve nehir kasabasını ve Peene-Werft Tersanesi’ni tanımak imkanım oldu.
1992’de kurulmuş olan Hegemann Grubu’na ait Peene-Werft Tersanesi’nin kuruluş tarihi ise 1948. Eski Doğu Almanya sınırları içinde kaldığından iki Almanya’nın birleştirilmesinde sonra tüm eski Doğu Almanya gibi bu tersane de geniş devlet desteği almakta idi.
Spitzhoerbucht Hotel
O yıllarda Arkas’ın Kurumsal İlişkiler Direktörü Berna Kumaş Hanım idi.
Spitzenhörnbucht Koyu'na bakan ve Wolgast'ın eski bölgesine ve tren istasyonuna sadece 4 dakikalık yürüme mesafesinde olan bembeyaz Spitzhoerbucht Hotel’de kaldık..
Allah aşkına; doğaya böylesine saygılı, her yerde çiçekler olan böyle bir doğa tutkunu memleket nasıl olabilir..Sabah çok erken saatlerde kalkıp, otelden aşağılara, ağaçlar arasında dolanan bir sessiz yoldan sahile varılıyordu..
Hafif eğimli yoldan yürürken sağda yine ağaçlarla çevrili tenis kortunda tenis oynayan bir çifti seyretmiştim. Sonra Kuzey Denizi’ne açılan sahile vardığımda II.Dünya Harbi’nde nasılsa ayakta kalmış o eski binaları, otelleri de seyretmek bir başka mutluluk olmuştu. İki kez bu otelde misafir edildim. Sabah erken saatlerde yürüyüşten döndüğüm bir sabah Lucien Arkas eşiyle yürüyüşe çıkmıştı.. Sohbet etmiştik..Alabildiğine serin bir havada kumsalda sıra sıra dizili korunmalı koltuklar gibi, beni mest eden o tarihi oteli de unutmadım. Fakat artık Peene-Werft’e gitmek zamanı yaklaşıyordu. Bir araç bizleri aldı ve tersaneye ulaştık. Burada rıhtımda hareket hazır halde Peene- Werft’te inşa edilmiş bir Arkas konteyner gemisi bağlı idi. Lucien Arkas, eşi ve ismi annesi olacak akrabası, kızı Claire ve oğlu Bernard ve Timuçin Pekar ile gemi gezildi…
Sonra yeniden rıhtıma dönüldü.
Rıhtım boyunca çok sevecen ve birkaç sıralı bir tribün hazırlanmıştı. Oraya cıvıltılar içinde davetli olarak ilkokul çocukları katıldılar! Şu düşünceye bakınız..
Arşivimde Wolgast, Peene- Verft’de Lucien Arkas Bey’in davetlisi olarak bulunduğum günlere ait fotoğrafları buldum. Ve bazılarını bu güzel anılar için makaleme aldım;
Lucien Arkas ve küçük kızı Claire Arkas yeni gemileri “Vivien A.”yi seyrediyorken..Fotoğraf:Osman Öndeş.
Arkas filosunu için konteyner gemileri inşa eden Peene-Werft GmBH tersanesini gezmek imkanını buldum. Daha sonraki zamanlarda bu tersanenin tarihini de incelemişimdir; Peene-Werft Gmbh, Peene Nehri’nde Baltık Denizinden 12 km. içeride Wolgast şehri kıyısında yeralmakta. II.Dünya Harbi’nde sonra Sovyetler Birliği işgali altında ayakta kalabilmiş ve muhtelif sanayi tesisleri sökülüp götürülürken 6,000 ‘e yakın işgücü de beraber götürülmüş.
Peene-Werft GmBH. tersanesi, 20 Haziran 1948'de Sovyet askeri yönetimi tarafından kurulduğu belirtiliyor. Başlangıçta Sovyetler Birliği'ne tazminat olarak karşılıksız çalıştırıldı. 1951 yılında askeri gemilerin inşasına başlandı. Berlin Duvarı'nın yıkılmasına kadar, Doğu Almanya Donanması ve Sovyetler Birliği için çoğunlukla yüksek süratli hafif torpido gemileri ve kısa ve mayın tarama gemileri devlet yatı Ostseeland, çıkarma gemileri ve denizaltı avcıbotları inşa edildi. O yıllarda Volksmarine filosunun neredeyse tamamı Peene tersanesinden geliyordu.
1970'lerin sonlarında, SSCB için bir dizi deniz kovalı zincirli tarak gemisi inşaatı gerçekleştirdi. Tersane, Doğu Almanya'nın gemi inşa grubundaki devlete ait bir kuruluştu. 1989 yılında çalışan sayısı 2.900 civarındaydı.
7 Haziran 2010'da tersane yeniden düzenlendi; Volkswerft Stralsund GmbH ile Peene-Werft GmbH'nin birleşmesi “P+S Werften GmbH” ile sonuçlandı. Ortaklar; yaklaşık yüzde yedi hisseye sahip Hegemann Grubu ve yaklaşık yüzde 93 hisseye sahip HSW Treuhand ve Beteiligungsgesellschaft mbH idi.
2012 yılında çalışan sayısı 750 civarındaydı. Peene daha büyük gemiler inşa etmek için bulunduğu körfez ve kanalların yetersiz kalması nedeniyle inşa tonajlarında sınırlı kalmak zorunda idi. Bu süreçte konteyner gemisi inşaatında çok hızlı bir gelişme elde etti. Ayrıca açık deniz rüzgar türbinleri için alt parçaların inşaatına ait projeler alındı. Durum ekonomik sıkıntıları düzeltmediğinden Ağustos 2012'de P+S Werften GmbH iflas başvurusunda bulundu.
Aralık 2012'de Wolgast tersanesi, Alman Donanması'nın Baden-Württemberg sınıfı 2 fırkateynin inşasını Wolgast'a taşıyan Bremen'deki Lürssen Grubu tarafından yaklaşık 17 milyon euro karşılığında devralındı. P+S Werften GmbH'nin iflasının ardından yapılan devralma işlemlerinde Abu Dhabi MAR (ADM) da ilgisinin sinyalini verdi.
Eylül 2013'ün başında tersanede yabancı ve Alman donanmasına yönelik gemi inşasına yönelik teknik yatırımlar gerçekleştirildi. Suudi Arabistan'a her biri 35-40 metre uzunluğunda 30 adet devriye botu inşa etme emri verildi. Kasım 2018'de devriye botlarına ihracat yasağı getirildi ve bunun sonucunda tersanenin büyük bir kısmı işgücüne kısa çalışma kaydı yaptırmak zorunda kaldı.. Kasım 2020'nin başında Lürssen, on sahil güvenlik botunun Mısır'a teslim edildiğini doğruladı..
Penne-Werft Tersanesinde inşa edilmiş askeri gemilerden bazıları şöyle;Kondor sınıfı mayın gemisi, Hai sınıfı denizaltı avlama,hücum gemisi,Krake sınıfı mayın gemisi,Jugend sınıfı ikmal gemisi,Ohre sınıfı yatak gemisi,Berlin sınıfı onarım gemisi, Parchim sınıfı korvet,Baden-Württemberg sınıfı fırkateynler.
Günümüzde harp gemileri inşaatı öncelik kazanmıştır ve Hollanda Damen Tersanesi Hollandalı gemi yapımcısı -Damen Naval, bu sınıfta dört gemi inşa etmek için ilk sözleşme imzalamıştır. Ayrıca Damen- Peene- Werft GmBH ortaklığında 3 Haziran 2024'te gerçekleşen bir törenle 2 fırkateyn inşası gerçekleştirilecektir. İlk fırkateyn Niedersachsen adını alacak ve 2028 yılında teslim edilmesi planlanmıştır. Programın değeri 5 milyar Euro'nun üzerindedir. Damen Naval ve proje ortağı NVL Group, geçen yıl Aralık ayında Alman Donanması'nın ilk F126 fırkateyni için çelik kesme töreni düzenlemişti.166 metre uzunluğa ve yaklaşık 10.000 ton deplasmana sahip olan bu gemiler, Alman Donanmasının en büyük savaş gemileri olmaya hazırlanıyor. 198 askeri barındırabilirler. Ayrıca hava, suüstü ve su altı alanlarındaki hedeflere etkin saldırı silahlarına sahip olacaklardır.
Ben yine, Lucien Arkas hakkındaki anılarımdan birkaçını anlatmalıyım;
Aklımda kalan ilk yıllarda, “Kurumsal kimlik” çalışmalarımı yapılıyordu. Bu çalışmalar sırasında “Arkas”ı simgelen logo Gren Ajans’ın çok saygın ismi tasarımcı Olcay Sözen tarafından oluşturuldu. Başlıklı kağıtlardan ve Arkas gemilerinin baca forslarındaki “A” böyle bir sanatsal çalışmayla doğmuştur.
Hatırladığım ve saygıyla eğileceğim diğer konu ise; Lucien Arkas’ın Orion Eğitim Vakfı kurucularından olmasıdır. Bu vakfın inşa ettiği, donattığı ve Özel Piri Reis Okulları, Milli Eğitim Bakanlığı'nca 8 yıllık zorunlu eğitim yasasının yürürlüğe konması sonrası başta Saint Joseph Fransız Lisesi olmak üzere, tüm liselere alt yapı oluşturmak amacı ile kurulmuştur.
Orion Eğitim Vakfı kurucuları İclâl Kardıçalı, Esat Kardıçalı, Lucien Arkas, Ahmet Tükel, Jak Kaya, Frère Pierre Caporal, Yann de Lansalut, Hasan Denizkurdu, Hervé Giraud ve Selim Bonfil .
2009 yılında Zerrin İnanç, 2013 yılında Ayşe Güldem Cerit, Çağlayan Kökkılınç, Mehmet Öcal Özbilgin, Neslihan Aksoy, Fevzi Demir, Deniz Sipahi ve Aybars Kendir davet edilerek Vakıf Mütevellisi'ne katılmışlar. Halen Orion Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’tır.
Arkas Akademia bu gökkubbedeki sanatsal başarıların maziye verdiği değeri anlatır.
Arkas Academia için Mattheys Gardens Mini Golf Sahasında yer alan Minyatür Bornova Köşkleri için Bornova’da günümüze kadar korunarak gelmiş, dönemin yaşantısından ipuçları veren, her birinin tarihi bir hikâyesi olan dokuz köşk seçilmişti. Günümüze kadar ulaşmış Mattheys Köşkü, Aliberti Köşkü, Bardisbanian Köşkü, Charlton Whittall Köşkü, Paterson Köşkü, De Andria Köşkü, Edward Whittall Köşkü, Belhomme Köşkü ve Pierre Pagy Köşkü’dür. Heykeller Aslına uygun biçimde 1/30 ölçeğinde küçültülerek seramik sanatçısı Verda Sipahi’nin uzun soluklu ve detaylı çalışmasıyla bahçedeki yerini aldı. Pierre Pagy Köşkü’nde ise Doğu’nun Batı’ya açılan kapısı olan Arkas Holding’in logosu heykelleştirilerek sembolize edilmiştir.. Köşkün mülkiyeti bugün Pierre Pagy’nin torunları Fercken ve Arkas ailelerindedir.
Arkas filosu adına inşa edilen konteyner gemilerinden Vivien A. töreni gününe avdet edeceğim;
Çocukları Claire Arkas ve Bernard Arkas ile
Rıhtımda Arkas’ı temsil alması için dakikalar kalmış konteyner gemisi Claire A. ve daha yakında Alman bankacılar KfW Bankengruppe bünyesinde yeralan KfW IPEX-Bank GmbH temsilcileri yer almışlardı. Bu banka Almanya’da ve Almanya dışında proje ve kurumsal finansmanın yanı sıra ticaret ve ihracat finansmanı da sağlayan öncü bankalardan biri olarak tanınmıştı.
Timuçin Pekar,Claire Arkas ve Bernard Arkas Rıhtımın diğer ötesinde de yine alçak gönüllü diyeceğim bir konuşmacı kürsüsü bulunuyordu
Peene-Werft Genel Müdürü ilk konuşmayı yaptı ve Lucien Arkas’ı davet etti.
Lucien Arkas eliyle de yeni gemisini işaret ederek, şunları söyledi;“Bu mükemmel konteyner gemisi, Arkas filosuna yeni bir güç katacaktır.. Gemimiz tüm personeli ile ilk sefere başlamak üzere törenin bitişini beklemektedir. Tüm sefer yük bağlantılarımız yapılmıştır ve ilk yükleme Hamburg Limanı’ndan olacaktır. Sefer programına göre; Southampton, Brest, Barcelona, Napoli ve İstanbul Haydarpaşa bu seferdeki limanlardır.
Lucien Arkas konuşmasını yapıyor.. Arşivimdeki fotoğrafın sonuna;
“250 Milyon Dolar” diye yazmışım..
Bu yükler Türkiye limanlarında tahliye edilecek ithal yükleridir.. Ancak İstanbul’da sadece Haydarpaşa Limanı’na tahliye yapabiliyoruz. Orada da günlerce alargada sıra beklemek zorunda kalıyoruz. Oysa ben yeterli kredi sağlayabilirsem kendi limanımı inşa etmek istiyorum.. O zaman gemilerim bekleme yapmaksızın tahliye ve tahmil yapabilecekler.. Ve ben Arkas olarak Peene - Werft’e ve bankama olan kredi borcumu da daha öncelikle ödeyebileceğim ve daha fazla gemi inşa ettirebileceğim..”
Sözleri bu kadar yalın, ve kısa idi.
Bankacıların olduğu yerden gülümseme dolu bir ses duyuldu;
“Herr Lucien Arkas, limanınızı inşa edebilmeniz için krediniz hazırdır.”
Peene- Werft Tersanesi’nde inşa edilen
Arkas konteyner gemilerinden bazıları
Sonraki yıllarda Berlin’e gittiğimde bilhassa özel merakım olan Potsdam gibi, Berlin’den Wolgast’a da gittim. Hayranlıkla gezebildiğim kadar bu küçük kent Wolgast ayni zamanda müzeler kentidir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.