Vendée Globe’u Sonuncu Bitirdi, Ülkesinde Ulusal Kahraman Oldu
09 Mart 2021, Salı 14:48
Finlandiyalı dümenci Ari Huusela, 22 yıllık okyanus yarışı hayalinde mutlu sona ulaştı. Birinci Yannick Bestaven ve ilk finişi yapan Charlie Dalin’den 36 gün sonra Les Sables d’Olonne’daki bitiş çizgisini göğüsleyen 58 yaşındaki Huusela, Vendée Globe’u sonuncu bitirdi ama bu müthiş serüveni tamamlayan ilk İskandinav yelkenci olarak ülkesinde ulusal kahraman ilan edildi.
Aslında bir “havacı” olan uzun mesafeli uçuşlarda bakım mühendisliği, daha sonra da pilotluk yapan Ari Huusela, okyanus yarışçılığına 1999’da heveslendi. Mini 650 ile başladığı kariyerinde en büyük hedefi ve hayali Vendée Globe’a katılmaktı.
Hem bu hayalin gerçekleştirdi, hem de solo dünya turunu tamamlayan ilk İskandinav dümenci oldu.
25. Ari Huusela (Stark) 5 Mart 07:35:46 (116g 18s 15d 46s)
Finlandiya’nın en büyük yapı malzemesi gruplarından Stark’ın sponsorluğunda 8 Kasım 2020’de IMOCA’sı ile start hattındaydı… Mücadeleyi sonuncu sırada tamamlamak da mutlu olması için yeterliydi, zira elde ettiği bu başarı ülkesinde “ulusal kahraman” ilan edilmesiyle taçlandırıldı.
33 tekne ile başlayıp, bugüne kadar en yüksek sayıda teknenin finiş hattına ulaşması ile sonuçlanan 9’uncu Vendée Globe’u noktalayıp karaya ayak basan Huusela, en büyük zorluğu yarışın başlarında yaşadığını anlattı.
(Vendée Globe 2016-17’ye 29 tekne katılmış, 11 tekne terk bildirmişti.)
“Korkunç bir fırtınanın içindeydim. Teknem denizde bilinmeyen bir nesneye şiddetle çarpınca gövdenin kırılarak iki parçaya ayrılacağını sandım ve bir kargo gemisi tarafından kurtarılmayı beklediğimi düşündüm” diyen Ari Huusela, böyle bir sondan kurtulduğunu ve teknik ekibinin yönlendirmesi ile hasarını onarıp yola devam ettiğini söyledi.
Ama ne olursa olsun, bir “havacı” hassasiyeti ile meteorolojik koşulları dikkatle değerlendirdiğini ve rotasını “tek parça” olarak tamamlayabilmek için geri kalma pahasına sürekli “güvenli seyri” tercih ettiğini sözlerine ekledi.
EN KORKUTUCU VE EN HOŞ İKİ AN
Ari Huusela, Les Sables d’Olonne’daki Yarış Köyü’nde uzun bir aradan sonra sallanmayan bir zeminde ilk kez sıcak bir yemek yerken dünya çevresindeki mücadelesinde kendisini etkileyen iki anı da şöyle paylaştı:
“Yarışın ilk günleri Route du Rhum, Mini Transat veya Transat Jacques Vabre gibiydi. Ama doldrumlarda daha önce hiç görmediğim kadar çok gök gürültülü fırtına ve yağmurla kötü bir zaman geçirdim, yağmurda boğulacağımı düşündüm. Bu yüzden hiç hoşlanmasam bile ilk kez rotamın tersi yönünde yol almak zorunda kaldım.”
En hoşuna giden anların ise Afrika’nın güneyinde bir millik alan içinde üç tekne ile birlikte yaptıkları seyrin olduğunu belirterek, “Clement Giraud, Séb Destremau ile çok yakındım. Fotoğraflar çektim, aramızda telsizle haberleştik. Gerçekten harikaydı. Güneşli br havada ve sakin sularda yol alıyorduk. Hiç de ‘Büyük Güney’ gibi değildi" dedi.
Alıntı: TurkSail
Fotoğraflar: Jean-Louis CARLI / Olivier BLANCHET / Alea