İstanbul
27 Aralık, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Türkiye'yi Saran Sorunlar ve Bölgemizdeki Gelişmeler

25 Mayıs 2022, Çarşamba 14:34

Son dönemde dış politikada hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. UKRAYNA savaşında uzlaşmacı gayretimiz bir yerde Ukrayna’nın Batı körüklemesi ile görüşmeleri duraklattı. Bunun sonucunda gelecekte çok daha farklı gelişmelerin olacağının habercisi gibi. FİNLANDİYA ve İSVEÇ’in NATO’ya katılma isteği, Türkiye’nin vetosu, Rusya’nın Finlandiya’nın gazını kesmesi. Aslına bakarsanız bana göre bu duruma gelmede ABD çok etkili oldu ve Ukrayna’yı bir piyon olarak kullandı.

 

Rusya Kırım’ı aldığında hiç ses vermeyen ABD sanki hasmının iştahını kabartmak için pasif kaldı ve Rusya’nın Donesk  bölgesine müdahale etmesine zemin hazırladı. Sonunda da   Ukrayna’yı NATO’ya alma gibi kışkırtıcı karar alındı. Amaç neydi? Rusya’yı zayıflatmak Avrupa’da tehdit olmaktan çıkartmak ve sonunda ekonomik olarak çökerterek Çin ile güç birliği kurmasını engellemektir. Bunun yanı sıra ABD silah ekonomisini canlandırarak durağan ekonomisini aktif hale getirip yeni üyeleri pazar olarak kullanmak olarak değerlendiriyorum. Başta ABD olmak üzere birçok NATO üyesi PKK ve YPG destek veriyor, ülkelerinin kapılarını açıyor. Türkiye bu iki yeni aday ülkeyi veto edince sorun çıkıyor.  Şimdi bu ülkelere sade bir vatandaş olarak soruyorum. Rusya’yı tehdit olarak görüp saldırdığı halde yurttaşlarının ölmemesi için caydırıcı güç olarak NATO’ya girmek istiyorsunuz ama bir başka NATO üyesi Türkiye’ye karşı terör örgütlerini destekleyip benim askerimin, vatandaşımın ölmesini seyrediyorsunuz. Terör örgütlerini desteklemeyeceklerine dair ABD dahil tüm Avrupa devletleri ile garanti anlaşmaları yapılmalıdır.

 

NATO üyesisiniz, ilk savunma hattındasınız ve sizi yıkmak istiyorlar. NATO nasıl bir ittifak! Türkiye vetosunu asla kaldırmamalıdır.

 

Birde Batı’nın şımarık çocuğu var. Mora’da yüzbinlerce Türk’ü vahşice katleden, Balkan ve İSTİKLAL Savaşı’mızda katliamlar yapan ve de Kıbrıs’ta Türkleri katlettiği halde öldürüldük diyen uslanmaz bir ülke var, Yunanistan. Azdıkça 1922’de denize dökülen, 1974’te sille tokat yiyip rezil olan bu ülke hiç utanmadan ABD kongresinde yalan, iftira ve yalvarma ile konuşan MİÇOTAKİS’nin  42 dakikalık konuşmasında 32 defa bir kısmı ayakta olmak üzere alkışlanıyor. ABD ne yaptığının farkında mı? Tiyatrodan öte bir gösteri.

 

ABD çöküyor, sonun başlangıcı. Başkan Biden’in  konuşmaları  sözde Ermeni soykırımı için söyledikleri, stratejik ortağımız değilsiniz ifadeleri, Doğu Akdeniz krizinde Yunanistan’ı destekledik ifadeleri… O zaman soru  şu: NATO ve ABD ile gerçekten müttefik ve ittifak  içinde miyiz?

 

TÜRKİYE kadim bir devlettir. 8 bin yıllık devlet geleneği olan bir ulustur. Türkiye, bir Yunanistan bir ABD  değildir. Diplomasi sözüne sadıktır. 1980’de ne oldu Yunanistan için vetoyu kaldırdık, hiçbir söz yapılmadı. Aynı oyuna İskandinav ülkeleri için düşmeyelim. Yunanistan ateşle oynuyor, ülkelerini ABD’ye vermişler ve ABD’nin arkasından bize oyun oynuyor. Dünya’da örneği olmayan 6 mil deniz sınırına 10 millik hava sahası tanımlayıp giren, Türk uçaklarına sınırlarımızı ihlal protestosu çekiyor ve uluslararası Deniz Hukuku gereği hiçbir ülke Yunanistan’a bu yanlıştır demiyor. Lozan antlaşmasına göre silahsız olması gereken adaya ABD üs kuruyor. Onun için diyorumki ; Her Türk’ün Yunan tarihini bilmesi gereklidir. Bunun yanı sıra ülkeyi yönetenlerinde. Bu iş karşılıklı sirtaki oynamakla olmuyor veya kendi kültürünü bilmeden sirtaki öğrenmekle de  olmuyor. Geçmişte her türlü mezalimi yapanları bilmezsek geleceğe bulanık bakarız. Asla tarihimizi unutmayalım.

 

Yüzyıllardır birçok ulusu bünyemize alarak yaşamışsak bu günde komşu olan bu uluslarla barış içinde  yaşamak isteriz. Türk milleti sabırlıdır, sabrımız hiçbir devlet tarafından test edilmesin.

 

Son zamanlarda pek ses çıkmayan Suriye sınırında ABD, Irak’taki gibi sözde bir Kürt devleti kuracak. Bu aşikar artık.  Bazı diplomatik ve askeri harekatta geç kalındı. Ancak bu sözde Kürt devletleri denize ulaşamadığı takdirde dünya ile irtibatını kaybedecektir. Kontrol altında tuttuğumuz bu tampon bölge çok önemlidir. Deniz irtibat yolu açılmamalıdır diye değerlendiriyorum. Ülkemizdeki sığınmacılar eğer ülkelerine gönderilmezse demografik yapı yakın gelecekte Türk milleti adına bozulacaktır. Suriye Başkanı ESAD ile diplomatik ilişkilerin tekrar kurulması gerekli görüldüğünü düşünüyorum.

 

Sonuç olarak nihayet Yunanistan’da MAVİ VATAN’ı benimsemiş. MİÇOTAKİS,  ABD seyahatinde Mavi Vatan haritasını BİDEN’e ve Kongreye sundu. Artık onlarda Mavi Vatanı biliyorlar. Tarihte denizleri kontrol altında tutmayan ve bölgesinde deniz  hakimetini  koruyamayan uluslar ya yok olmuşlar ya da savaşları kaybetmişlerdir. NAPOLYON Fransa’sının İngiltere’ye  her iki dünya savaşında Almanya’nın İngiltere ve ABD’ye yenilgisi örnektir.  Keza Türk İmparotorluğunun deniz politikasını yerinde kullanamaması çöküş ve yıkılma dönemini hızlandırmıştır…

 

Mavi Vatan’a sahip çıkmak ve sınırlarına ulaşmak Türkiye’nin bekasıdır. Türkiye’nin istikbali denizlerdir.

google