Türkiye'nin Geleceği Mavi Vatan'dır
29 Kasım 2021, Pazartesi 12:41Türkiye'nin bekası Deniz Alaka ve Menfaatlerine sahip çıkma ile sağlanır.
Rahmetli babam gençliğe adım atarken bana verdiği nasihatların birinde şöyle demişti "Türk gibi başla İngiliz gibi bitir" Ne manaya geldiğini anlamadığımı anlayınca kendi yorumunda şöyle demişti. "Biz Türk'ler işe heyecanla başlarız hemen bitmesini isteriz iş biraz uzayınca bırakırız oysa İngiliz sabırla bekler ve işi bitirir."
Özellikle Cumhuriyetin temel taşları olan ve onu takip eden yıllarda kurulan kurum ve projeler başka devletlerin hayranlıkla izlemesine vede örnek almasına karşın ne yazıkki bunları devam ettiremiyoruz.
Gelelim günümüze; Özellikle Deniz Kuvvetlerinin öncülüğünde 2006 yılında ismi verilen Mavi Vatan. İyi başladı önce Denizciler anlamaya başladı. Sivil toplum örgütlerine anlatıldı bir kamuoyu oluştu. Deniz Hak ve Menfaatlerimiz bir şekilde anlatılmaya çalışıldı.
Halka inildi ve sonunda Devlet Mavi Vatanı benimsedi ve Doğru bir yaklaşımla partiler üstü devlet politikası olarak görmeye başladı. Haritalar çizildi akademisyenler TV'lerde tartıştı. Çok önemli anlaşmalar yapıldı. Libya ile MEB belirlendi. Sondaj gemileri arama faaliyetlerine başladı. Her şey çok güzel giderken Çıkarları tehlikeye giren devletler baskı yapmağa başladı, göğüs gerdik, devam ettik. Artık kara sınırları gibi toprak adayı çevreleyen sularında bir sınırı olduğu ve adına Mavi Vatan isminin yerleştiği bir döneme girdik.
Sonra ne oldu milyarlık gemiler bakım tutum diye limanlara çekildi .Deniz sahalarından uzaklaşıldı.O başlangıçtaki ivme düşmeye başladı. Türk gibi başladık heyecanla kararlı bir şekilde ama istenilen ivme yakalanmadı. Neden?
çünkü başlamaktan öte işin sonunu öngörü yaparak bulamadık.Devletler arası siyasetin iç siyaset gibi olmadığını hala anlayamadık . Emperyal devletler ile onlarla paylaşım esaslarını görüşmeden karşımıza aldık. Sadece Karadenizde denizin paylaşımı daha önce yapıldığından başarılı aramalarımız devam etmekte.Eğer diğer Deniz'lerimizde sınırları önceden tesbit edemezsek MEB'leri ilan edemezsek emperyal devletler 100 yıl öncesi gibi aynı taşeronu karşınıza koyarlar onu silahlandırıllar sümen altı sorunları yüzüstüne çıkararak rotamızı değiştirirler. Yunanistan'dan bahsediyoruz ,her zaman Batının öne sürdüğü bir piyon .Durum bu olunca Siz ana rotadan sapar hedefe farklı rotalardan gitmeye çalışırsınız.Çünkü yeniden uğraşmak zorunda olduğunuz ülke vardır.
Ülkesini taşeron devlet yapacak kadar alçalan ve halkını Türkiye tehdidi ile kandırarak yaşayan Yunanistan 10 yıl içinde 2. İflasın eşiğini gelirse şaşmayalım.
Buradan Yunan ulusuna sesleniyorum geleceğinizi ipotek eden bu siyasetçileri başınızdan atın çok şey kaybedeceksiniz.Emperyal devletlerin etekleri altına gizleneceğinize gelin sorunları beraberce çözelim .Unutmayın sizin bir nefes kadar yakın komşunuzuz.
YUNANİSTANA bunları söylerken bizimde komşularımıza, Doğu Akdeniz ve Ege'de öngörü yani geleceğe yönelik uzun vadeli planlar geliştirmemiz gereklidir. 1983 yılında Yunanistan'da 11 Deniz ticaret okulu varken bizde sadece bir taneydi . Yunanistan'ın bu konudaki düşüncesi ile bu gün dünyanın en büyük Deniz ticaret filosuna sahiptir Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasındaki en önemli faktör denizci olmalarıdır.İrili ufaklı 3000 ne yakın ticaret gemilerini savaş gemisi haline geçirmeleri ile zTürk donanmasının harekatını engellemişlerdir.Eğer o dönemlerde denizciliğe önem verebilseydik bu günkü denizcilik alt yapımız bu kadar eksik olmazdı. En önemli eksiğimiz stratejik öngörü yapmayıp iç siyaset üzerinden dış politikayı yönetmeğe çalışıyoruz .
Türkiye'nin bekası için mutlak şart denizlerine egemen olması ile orantılıdır.
Ülkemize gelecek tehditleri Denizlerden karşılamak için güçlü bir Denizcilik gücüne ihtiyacımız var .Milli hedefimiz artık Mavi Vatan olmalıdır.Nasıl Yunanistan'ın Megola ideası varsa bizimde Büyük idealimizin Mavi Vatan olması gereklidir.çocuklarımıza bu ideali ufak yaştan itibaren vermemiz gereklidir. Bunun içindirki;
Devlet artık bir Deniz stratejisi çizmeli ve Denizcilik bakanlığı kurarak denizcilik sektörü üvey evlat muamelesinden çıkarılmalıdır. Bu gün kapasite olarak kara taşımacılığından kat be kat fazla olan Deniz taşımacılığı maalesef atıl kalmakta ve Kabotaj kanunununda yıllar içi değişikliklerle yabancı bayraklı gemilerin ticarete açık hale gelmesi söz konusu olmuştur.
Öncelikle iş adamlarımızın Deniz alaka ve menfaatlerini çok iyi anlamaları gerekir. Devlet bu konuda en büyük yardımcı görevini üstlenmelidir.
Deniz izciliği çok daha aktif hale gelerek denizle bütünleşmeli, Okul müfredat programlarına Mavi Vatan kavramı girmeli anlatılmalı, Öğrenciler küçük yaştan itibaren tersaneler ve ülkemizde yapılan Deniz araçlarını görmeli, bunlarla gurur duymaları sağlanmalı. O zaman sevgi başlar çocuğun kişiliği değişir ülkesine güveni gelir. Askeri müzeler layıkı ile gezdirilmeli, anlatılmalı, denizcilik günleri tesbit edip buralarda Deniz ile ilgili oyunlar oynanmalı, objeler ücretsiz verilmelidir. O günün önemi anlatılmalıdır. Düzenlemeler ile bankalar Gençlere kayık ve veya tekne alabilme kredisi verilmelidir ve teşvik edilmelidir. Deniz sporları sadece 1 Temmuz Kabotaj Bayramı ile kalmayıp sayıları arttırılmalıdır. Büyük Deniz Zafer'lerimizin hepsi görkemli bir törenle kutlanmalıdır.Sonuç olarak geleceğin gençlerine Deniz Sevgisi aşılanmalıdır. Bunu asla unutmamamız gerekir Türk imparatorluğu Deniz'lere önem vermediği için yıkılmıştır.
''Ağaç yaş iken eğilir'' atasözünün eyleme geçirmenin zamanı artık gelmiştir. Daha fazla beklemeyelim Türkiye'nin bekası denizlerdir.
29/11/2021