İstanbul
21 Aralık, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Terk edilmiş balıkçılık ekipmanları

18 Aralık 2024, Çarşamba 17:56

 Marmara ve Boğaziçi Denizlerimizde terk edilmiş balıkçılık ekipmanları Gemilere seyir tehditleri oluşturmaktadır.
Marmara denizin’de deniz canlıları üzerinde ölümcül etkilere sebep olan, kaybolan ya da denize atılan balık avlama gereçleri denizlerde bulunan büyük plastik atıklar arasında birinci sırada yer alıyor. Ticari ya da amatör amaçlarla avlanırken, takılan, yırtılan, kopan veya genel olarak kaybedilen av araçlarının insan kontrolü olmaksızın sucul organizmaların ölümüne neden olması durumu denizlerdeki plastik kirliliğinin sona erdirilmesi için Boğazlarda Balık avlama ağlarının Gırgırlar vasıtası ve Balıkçı barınaklarındaki bazı tekne sahiplerinin düşüncesizce  teçhizatlarının kirliliğinin yüzde 10’unu oluşturduğu tahmin ediliyor, bu atıklar denizleri kirleten büyük plastiklerin çoğunluğunu oluşturuyor.
Balık avlama Ülkemizde çok önemli yer tuttuğunu bilmekteyiz. Bu bakımdan balık stoklarına zarar vermeden su kaynaklarını daha verimli kullanmak için balık avlamada kullanılan av araç gereçlerinin usulüne uygun olarak donatılması ve mevzuata uygun avlama yöntemlerinin kullanılması gerekmektedir.Ağlarla avlanmak, mevzuatına uygun olarak yapıldığında ekonomik değeri yüksek olan su ürünleri sektöründe önemli bir yer tutmaktadır. Şimdi Endistüriyel denilen diğer ismiyle, Gırgır tekne ağlarının Avlama operasyon aşamasında takip edilmesi gereken işlemler esnasında  önceleri pamuk iplikler kullanılmaktaydı. Ancak günümüzde kaliteli sentetik iplikler bu amaçla kullanılmaktadır ve bu ipliklerde aşağıdaki özellikler aranmalıdır.
⦁    Operasyon sırasında ağın parçalanmasnı önlemek ve ağın az yer tutmasını sağlamak için kullanılacak ipliğin gerilme direnci kuvvetli olmalıdır.
⦁    Ağın zorlandığı hâllerde kopmayı önlemek için iplik, bir miktar uzayabilmelidir.
⦁    İpliğin yüzeyi hidrolik direncini azaltmayacak şekilde düzgün olmalıdır.
⦁    Ağın su içine çabuk batması ve orada iyi şekillenebilmesi için ipliğin özgül ağırlığı fazla olmalıdır.
⦁    Ağ kullanıldığında büzülmemelidir.
⦁    Ağ ipliği yıpranmaya karşı dayanıklı olmalıdır

Ağın Toplanması İşlemi ve Ağın denize dökme işlemi tamamlanınca çelik halatlar mataforalara bağlı makaralardan geçirilerek ırgatlara sarılmaya başlanır. Çelik halatların toplanması ağın altının büzülerek kapanmasını sağlar. Bu işleme, ağın altının basılması denir. Mapalar bir noktaya toplanarak ağ teknesinin sancak tarafına alınır. Ağın altı basıldıktan sonra sıra ağların toplanmasına gelir. Ağlar, ağ toplama makarası (Power block) ile toplanır. Birinci bom direğine bağlı ağ makarası ırgatla indirilerek ağlar üzerinden geçirilir. Daha sonra ırgat aracılığı ile tekrar direğe çekilen ağ makarası hidrolik sistemle çalıştırılarak ağların toplanmasına başlanır. Ağ makarasından tekne içine inen ağlar gemiciler tarafından çok düzgün olarak istif edilir. Bu esnada sırası gelen mapa sustasından çekilerek çelik halattan serbest bırakılır. Ağ makarasından geçtikten sonra tekrar tekne içinde sıraya dizilir. Tüm ağlar bu yöntemle tekneye alınır.
 
Avlanılan Balıkların Tekneye Alınması Avlanan balıklar bocilikte toplanır. Bocilik ağları derin olduğundan avlanan balıklar dar bir alana toplanır. Bir taraftan ağın alt çelik halatı çekilirken aynı anda üst mantar yaka toplandığından balıklar dar bir yere toplanmış olur. Bu işleme tava yapma adı verilir. Tava yapma işlemi dikkat isteyen bir durumdur. Çünkü tavanın durumu ağdaki balık miktarına göre ayarlanmalıdır. Balığın fazla sıkıştırılması durumunda ölüm oranı artacağı için balığın taşıyıcı tekneye aktarılmasında büyük güçlük doğabilir. Öte yandan ağın, ağ toplama makarasından çekilme işlemi yapılırken de çok dikkatli olunmalıdır. Ağda eğer fazla balık varsa veya ölüm olayı artarsa yahut ağ tabana fazlaca yatmışsa makara zaman zaman zorlanabilir. Bu durumda çekme işlemindeki hız buna göre ayarlanmalıdır.Tava etme işleminde balık fazla ise tava daha geniş tutulur. Tavalama işlemi devam ederken av teknesinde de ağın fazla kısmı bir taraftan 5-6 tayfa tarafından teknenin kenarından av teknesine çekilir. Balık yoğunlaştıkça bu ağ çekme işlemi zorlaşır. Tayfaların gücü yetmeyince ağa sapan vurulur. Sapan her iki ucu bir birine bağlı bir halat parçasıdır. Ağın belli bir kısmı yumak yapılarak bu halatla bağlanır ve sapan adı verilen halat ırgatla çekilir. Sapan ırgat makarasına yaklaşınca tekne kenarından serili olarak gelen ağın üzerine birkaç kişi basar ve sökülen sapan daha aşağıdan tekrar bağlanır. Balıklar tava edilip mantar yaka taşıyıcı tekneye alınınca sıra tavadaki balığın taşıyıcı tekneye aktarılmasına gelir. Bu sırada av teknesinden halatlar yardımıyla taşıyıcı tekneye 3-5 kişi geçer. Tava edilen balıklar taşıyıcı tekneye kital adı verilen ağla aktarılır. Kital ağı, bir iki ton kadar balık alabilen bir ağ torbadır. Bu ağ torba kital direğine (en uzun bom direği) asılı olup alt kısmı kurşun donanımlıdır. Tavanın içine bırakılınca kurşun yaka tavanın içine batar. Kurşun yaka halatlarının iki ucu taşıyıcı tekneye monte edilir. Bu ağ içine dolan balık yükseltilir ve taşıyıcı tekneye aktarılır. Eğer avlanan balıklar hamsi, sardalya gibi küçük balıklar ise tava edilen balığın taşıyıcı tekneye aktarımı balık pompası (Fish pomp) ile yapılır. Balık pompasının emici kısmı tava içine indirilir, tavadaki balık su ile birlikte emilir. Kazan kısmına kadar bol su ile gelen balık burada ayrılır. Su teknenin kenarından akar balık ise tekneye aktarılır. Tava edilen balık tamamen taşıyıcı tekneye aktarıldıktan sonra bocilik ağları denize bırakılır.Denizde temizlenen bu ağ kısmı da ağ makarası yardımıyla ağ teknesine istif edilir. Yardımcı bot taşıyıcı özel zincirle tekrar ana ağ teknesindeki mola kancasına bağlanarak avcılık işlemi tamamlanmış olur.

Son yıllarda Gırgırcılığın giderek gelişip artması ve tonajlarının gittikçe gemi gibi büyümesi sonucu yüzyıllardır marmara denizinde balıkları doğayı kıyı balıkçılığını yaşatmaya çalışan İstanbullu ve Marmara bölgesinde oturan Amatör yada Ticari Balıkçılar. Gırgırcılar yüzünden kıyı balıkçıları şikayetçi giderek kan kaybetmeye devam eden Eski balıkçılar 30 yıl önce tutulan çok çeşit balık olduğunu karagöz,lüfer istavrit,sardalya,hamsi,uskumru ,torik,çiroz barbunya gibi gıda ürünü balıkları mevsimine göre dolu dolu tuttuklarını halkımız neredeyse balığın fiyatının bedavaya geldiğini vatandaşlarında balıkları kilo kilo alıp çoluk çocuğuna evlerinde ziyafet verdiklerini mutlu olduklarını ilettiler .Ayrıca Gırgır dediğimiz büyük gemi tarzında olan tekneler aslında açık deniz balıkçıları oldukları endistürüyel balıkçılıkta kıyı balıkçıların yapacağı işi gırgırların gece yaptığını normalde yasak olduğu halde denize ağ atmamalları gerektiğini fakat geceden ağ atıp sabaha kadar ne var ne yok topladıklarını dile getirmektedirler .Marmara Denizinin Balık zenginliğini en tehdit eden  gırgırlar ile balık toplanması olduğu için kıyı balıkçılığı yapan amatör balıkçılar evlerine eli boş gittiklerini ilettiler .Balık yaşamını yok eden sadece gırgır tekneleleri değil Betonla doldurulan nefessiz bırakılan sahiller de 16 milyondan fazla nüfusun istanbulun kanalizasyon atıklarının Marmara ve ,Boğazlara dökülmeside Balık neslini tehdit eden diğer nedenlerdendir. .30 Yıl önce denizlerimizde yaşayan balık türleri ne yazıkki şuan yok  .
BİLGİ MEZARA GİRDİKTEN SONRA DEĞİL PAYLAŞINCA GÜZELDİR.

Balıkçı ekipmanlarının denize bırakılan ağlardan Gemilerin seyrine olan etkileri her yıl Gemi pervanellerine  Denize atılan Kopmuş halatlar Balıkçı ağlarını pervaneden çözmek için tüm dünyada olduğu gibi seyir tehditlerinin üzerindeki etkileri  kalıcı ve yaygın olduğunu ve avlanma alanlarında önlenmesini, balıkçılar ve hükümet tarafından daha iyi yönetim ve verimli bir şekilde geri toplanması yoluyla potansiyel olarak azaltılabileceği vurgulamaktadır. Çeşitli balıkçılıklardan elde edilen bilgiler doğrultusunda ağları, profesyonel balıkçılık, ekipmanların kıyı atıklarına uygunsuzluğu ve maliyetleri ve kötü hava koşulları nedeniyle deniz koşullarında kaybolabilir, Bu problemler için bir dizi önlemlerin alınması gerekmektedir .Balıkçılık ekipmanlarına sentetik malzemelerin eklenmesinden sonra, deniz ortamında çoğalmasına neden olmadan önlem alınması gereken küresel bir sorun haline gelmeden.
Bununla birlikte, en azından denizlerde, hükümet politikası tarafından hedeflenen en önemli çöp türlerinden biri haline gelmelidir.Nasıl etkili bir şekilde kullanıldığı belirlerken hasarlanmış artık iş görmez ağları deniz üzerine atılması insan etkisinin hatalı davranışının önemi dikkate alınmalıdır. Pek çok ülkenin deniz ve kıyı alanlarının ve uluslararası sularının yönetimi büyük ölçüde sektörlere göre farklılık göstermektedir, balıkçılık kurumları balıkçılığı düzenler, çevre kuruluşları kirliliğin önlenmesiyle ilgilenir çevrenin korunması alanlarındaki strateji ve politikalar sıklıkla farklı kurumlar tarafından geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Dünya denizlerinde giderek artan çevre kirliliği duyarsızlığı yüzünden deniz ekolojik sistemlerinin bozulmayla başa çıkamamaktadır.

Pek çok ticari balıkçı teknesi, pervanenin etrafına kafesler koyar; çünkü ağın pervaneye takılıp yırtılmasının ve bunun sonucunda kaybedilen balık miktarının maliyeti, koruyucu kafesi çekmek için harcanan yakıt maliyetinden çok daha fazladır. Boğazdan Geçiş yapan Tüm Deniz araçları için  Pervanellere dolanan Balıkçı Ağları ,Kopmuş halalar Katı Çöpler gibi tehditlerin hepsinin temizlenmesi gerekmektedir .Denize bırakılmış başıboş ağların deniz araçlarına zarar verebilecek temel seyir güvenlik sorunları çözümlenmelidir. Çevre sorunlarının yanı sıra gezegenin diğer doğal kaynakların neden olduğu İnsani Bilinçsizlik çevre güvenliğini sağlamak. Sorunların kabul edilen sınıflandırmasına dayanarak, Çüzümlere eğitimler verilerek  Bilinçlendirilmelidir.. Bu sorunların çözümü, bilgide ortaya çıkan çelişkiyi (kavramın hükümleri ile gerçekler arasındaki çelişki) ortadan kaldırmanın yanı sıra ihtiyaçlar ile bunları tatmin edecek araçların mevcudiyeti arasındaki tutarsızlığı ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Gelişmiş bir sorunun, bu cehaleti ortadan kaldırmanın yollarına ilişkin oldukça spesifik bir göstergeyle desteklenen "bir miktar cehalet hakkında bilgi" olduğunu düşünebiliriz. Deniz taşımacılığı endüstrisi, küresel ekonomik sistemin hayati bir bileşeni olarak çağımızın temel küresel sorunlarının çözümünde aktif rol almaktadır.
Küresel ekolojik sistemin bozulması sorununun tamamı iki bölüme ayrılmıştır.
1. Akılcı olmayan doğal kullanım sonucu doğal çevrenin bozulması.
2. İnsan atıklarından kaynaklanan kirlilik.
Denizcilik operasyonları sırasında doğal çevrenin korunmasına yönelik önlemlerin benimsenmesinde büyük etkisi olan bu uluslararası anlaşmalara ek olarak IMO, denizcilik şirketlerindeki sorumlu kişiler tarafından takip edilmesi gereken bir dizi teknik belge - kod geliştirmiştir.Dünya denizleri kirlenmesinin önlenmesine yönelik faaliyetlerinde temel rol MARPOL 73/78 Sözleşmesine aittir. İnsanlığın en önemli görevlerinden biri doğal alanlardaki kirliliğin ana kaynaklarından biri olan atıkların bertaraf edilmesidir. Deniz taşımacılığında seyir sırasında su ve hava ortamının zarar görmesini önlemek amacıyla alınan tedbirlerin yüzeysel bir analizi bile şunu gösteriyor . Denizcilik camiasının, IMO'nun sloganında ifade edilen "Temiz Denizlerde Güvenli Deniz Taşımacılığı" hedefine ulaşma konusunda amansız bir kararlılığa sahip olduğunu ifade ediliyor.

Pervaneye halat dolanması, Genelde liman içinde Gemi iskeleden ayrılırken bazen dikkat edilmezse Halat  Limandaki baba’dan çıkartılıp halatın gelişi güzel denize atılması Liman yetkilisinin halatın gemiye alınıp alınmadığı emin olmadan arkasına bile dönüp bakmadan çekip gitmesi insan hatalarına bağlı olarak geminin kendi halatının pervaneye dolanması ihtimali yaşanabilir bu hususta daha dikkatli olunması için personellere ilave eğitim verilmesi faydalı olacaktır.
Parçalanan Balıkçı ağları bir yolunu bulup pervaneye dolanabilir.Kopan halatlarda pervaneyi sarabilir.Kendi halatınızı dolamazsanız açık denizde pervaneye halat dalanması oldukça zordur. Balıkçı ağları, özellikle gece atılanları, voli ya da bırakma ağlarıdır. Akıntılı burunlar vs açık denizde dibe indirilirler. Bir veya iki şamandırayla işaretlenirler. Şamandıradan çıkan ipler su yüzeyine dik olarak aşağı iner. Genelde ucunda yük olduğu için de gergin vaziyette durur. Şamandıranın üstünden bile geçmişseniz -ki geçilmiştir, tecrübeyle sabit ve hatta belirteyim şamandıranın tekne bodoslamasına çarptığında çıkarttığı ses emin olun daha korkutucudur, özellikle dümen başında değil de ön kamarada uyuyorsanız )) - kolay kolay pervaneye dolanmazlar.Dolayısıyla açık denizde ağlardan korkmamıza bir sebep yok.
Sorun Sadece Balıkçı ağlarının pervaneye dolanması değil , Denizlerde kirliliğe yol açan atıklar, balıkçıların takıldığı ağlarına hasar veriyor. Kontrolsüz gelişi güzel deniz dolguları ile derelere atılan çöplerin taşkınlarla sürüklenerek denize ulaşması kirliliğe yol açıyor. Denizlerdeki atıklar, fırtınalı havalarda dalgaların etkisiyle balıkçı barınakları ile deniz yüzeylerine birikiyor. Denizlerde biriken çöpler balıkçı ağlarına takılarak zarar veriyor.Boğazlardaki balıkçıların ağları da çöple doluyor. Kıyıya çıkarttıkları çöp dolu ağları kurtarmaya çalışan balıkçılar, sonuç alamıyorlar ,akşam denize bıraktıkları ağları sabah çöplerle dolu bulduklarını belirterek, “Pet şişe, teneke parçası, kablolar, ağaçlar her şey var ama balık yok. Balığa gitmek istemiyoruz, eskiden denize gittik mi bir saatte paramızı çıkartıp geri dönüyorduk. Şimdi denizde iki çeşit balığı zor buluyoruz. Denizlerimizi temiz tutmamız gerekiyor, yoksa balıkçılar olarak mağdur olunmakta.
 
Balıkçılarda Ağa takılan çöpleri temizleme şanslarının olmadığını, çıkartmak istesek dahi ağ yırtılıp çöp durumuna geliyor. Ağlarda balık yok ama poşet var, pet su şişesi, kola tenekesi, Lastik , elektrik kablolarına varıncaya kadar her şey var. Ağımızda kalmadı deniz çevre kirliliği yüzünden  zararımız çok büyük  Bu tür olayların yaşanmaması, balıkçılığın gelişmesi için elbirliği ile denizlerin korunması gerekmektedir şeklinde şikayetlerini dile getirdiler.Gelir ve istihdam üretmesinin yanında gıda sağlayan bir alan olan balıkçılık sektörü, ekolojik, biyolojik, sosyolojik ve ekonomik alanların dahil olduğu bir sürekli etkileşim alanıdır. Sektörün gösterdiği performans, yapılan avcılık etkinliği ve ürünlerin pazarlanması kadar stok durumunun özelliği ile de doğrudan ilgilidir. Dünya balıkçılık sektörünün kaynaklarının yönetilmesi ve korunması için son derece önemli olan sosyal ve ekonomik verilerin analiz edilmesi, stok devamlılığıyla birlikte, refah seviyesi yüksek bir balıkçılığın oluşumuna katkıda bulunması açısından büyük önem taşır. Besleyici değeri oldukça yüksek olan balık etinin zengin protein içeriği vücudun temel besin maddeleri ihtiyacının çoğunu karşılamada tek başına yeterlidir. Gelişmik devletler hayvansal protein kaynaklarına yatırımlar yapmakta ve denizlerden yararlanmanın çeşitli yolları için arayışlara girmektedirler. Ekonomik bir aktivite olan balıkçılık kazanç elde etmek amacıyla bu işi yapan balıkçıları kapsayan temelde kapitalist bir sektördür. Balık stokları da, balıkçının iş gücü de kar elde edebilmek amacıyla yönetilmektedir. Balıkçılık düsturu olarak sayılabilecek bu cümle kaynakların korunmasını ikinci plana atmaktadır. . Bununla birlikte bir çok bilim dalında çalışmalar yapılarak balıkçılık kaynaklarının optimum seviyede değerlendirilmesinden bahsedilebilir ve balıkçılık sektörünün ekonomik olarak değerlendirilmesi en önemli araştırma dallarından biri olarak karşımıza çıkar. Balıkçılık için kurulmuş dernekler, sivil toplum kuruluşları STK ‘ların ve yönetim merkezlerinin izleme kapasitelerinin de göz önüne alınması ve balıkçılık faaliyetlerinin amaçlarının belirlenmesi gerekmektedir. Balıkçılık yönetiminin en önemli iki hedefinden biri de balıkçılığın daha etkin ve karlı bir biçimde sürdürülmesidir.
İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ile Karadenizi ve dolayısıyla Ege Denizi ve Akdenizi birbirine bağlayan önemli bir su yoludur ve yerleşim bölgesi içinde kalan bir sahil şerididir. Marmara Denizi yapısı itibariyle Akdeniz ve Karadeniz arasında yer alan 1390 m derinliğe ve 11500 m2 yüzey alanına sahip bir havzadır. Avrupa ve Asya kıtaları arasında bağlayıcı konumda olması dolayısıyla ekonomik ve sosyal açıdan bir önemi olmasının yanında oşinografik yapı ve değişkenliğinin deniz iletişimi ve bağlantısı sayesinde sağlandığı bir bölgedir.sorunlar, teknik donanımla ilgili sorunlar, çevresel mevzuatlar, dönenim Tarım İl Müdürlüğü ile yaşanan sorunlar, sahil güvenlikten kaynaklandığını düşündükleri sorunlar, turizm bölgelerinde ki avcılık ile ilgili sorunlar, eğitim sorunları, balık halinin yeri ve limandan yararlanma ile ilgili sorunlar özellikle sorulmuş ve alınan yanıtlara göre değerlendirmeler yapılmıştır
Yerel denizlerimizde yapılan balıkçılık sorunlarının çözümü için yapılacakları listelemek gerekirse;
-Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü taşra teşkilatı yapısı güçlendirilerek küçük balıkçılar daha yakından izlenmeli ve ilgi/güven tesisi sağlanmalıdır
-Örgütlü balıkçılık önemsenmeli ve her bölge için balıkçıların yeterince örgütlenmesi sağlanmalıdır. Ürünlerin pazarlanması konusunda kooperatiflerin bölgesel anlamda güçlendirilmesi iyi olacaktır.
-Yetiştiricilik alanında verilen devlet desteği balık avcılığı konusunda da sağlanmalı ve seçicilik, kooperatiflerin yer ve imkanlar konusunda zenginleştirilmesi ve pazarlama desteği gibi konulara öncelik verilmesi sağlanmalıdır. Birlikte hareket etmenin ve kooperatifleşmenin önemi üzerinde durularak bu konuda eğitimler verilmelidir.
-Daha fazla alanda eğitimli bireylerin istihdamı desteklenmeli ve Su Ürünleri Kooperatiflerinde çalışmak üzere Balıkçılık Teknolojisi Mühendisleri ve Su Ürünleri Mühendisleri istihdam edilmelidir. Araştırma merkezlerinin sayısı artırılarak balıkçılık politikası ve balıkçılık yönetimi konusunda uzman ekipler oluşturulması desteklenmelidir.
Dünya denizlerinde  ve kıyı bölgelerindeki insan faaliyetlerini ekosistem yaklaşımı içerisinde yönetmek için çeşitli araç ve stratejiler kullanılabilir. farklı endüstriler tarafından kullanılan farklı yönetim yaklaşımlarını, ekosistemi merkeze alacak şekilde tek ve kapsamlı bir eylem planına entegre edilmelidir.Türkiye balıkçılığı bölgesel açıdan sosyoekonomik çalışmalara ihtiyaç duymaktadır. Her yönüyle doğru ve düzgün bir balıkçılık yönetim anlayışından bahsetmek istiyorsak bunun öncelikli olarak doğal kaynakların korunmasından geçtiğini unutmamalı, sonrasındaki aşamanın ise eğitimli ve bilinçli bir balıkçılık toplumu oluşturmaktan geçtiğini dikkate almalıyız. Bu iş sayesinde geçimini sağlayan balıkçının sorunlarına ve yaşam kalitesine yeterince eğilmediğimiz takdirde hiçbir balıkçılık yönetim politikasının işini yapabileceği düşünülmemeli, bölgesel kooperatifler, balıkçı barınakları, mürettebat ve tayfalar ile ayrı değerlendirmeler, toplantılar ve mülakatlar sonucu alınan kararlar ve uzman ekipler ile bu süreç yönetilmelidir. Gelişmiş ve balıkçık konusunda oldukça iyi koşullar sunan her ülkenin sosyolojik yapısı ülkemiz kültürü ve

balıkçısıyla uyumlu olmayabilir. Sahada yapılacak çalışmalar entegre edilecek bir modelden çok daha üstün başarı sağlama yeterliliği gösterebilir olacak, birebir kopya etmek yerine örnekleme ve ülke yapısına uyumlu hale getirme balıkçılık yönetim politikamız açısından oldukça yararlı olacaktır. Bu tür çalışmaların artarak devam etmesi, daha güvenilir bir balıkçılık veri sisteminin oluşmasının da temelini oluşturmakta devletin mekanizmalarına yardımcı olacaktır.


Gemi Makinaları İşletme Mühendisi  
Birol Çetinkaya  
Pruvanız neta, denizleriniz sakin, rüzgarınız kolayına olsun. Selametle…

 

KAYNAKÇA
⦁    ÇELİKKALE, M.S., Ertuğ DÜZGÜNEŞ, A.F. CANDEĞER, Av Araçları ve Avlama Teknolojisi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi, Trabzon, 1993.
⦁    MENGİ, T. Balıkçılık Tekniği, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi,1977.
⦁     ALPBAZ, A.G., A.ÖZER, Tüm Yönleriyle Olta Balıkçılığı, İzmir, 2000.
⦁    HOŞSUCU, Hikmet, Balıkçılık-I Avlama Araçları ve Teknolojisi, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yayınları, İzmir, 1998.
⦁    Anderson, L.G., 1987. A management agency perspective of the economics of fisheries regulation. Marine Resource Economics, 4(2), pp.123-131.
⦁     Anonim., 1997, T.C. Tarım Ve Köyişleri Bakanlığı, I. Tarım Şurası Sonuç Raporu, Ankara.
⦁    Anonim., 2004, Tarım Ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma Ve Kontrol Genel Müdürlüğü Genelgeleri. Tarım Ve Köyişleri Bakanlığı, Ankara.
⦁    Anonim., 1991, Small Scale Fisheries: Research Needs. The World Bank Tecnical Paper.No. 152 Fisheries Series.
⦁    Anonim., 1992, General Fisheries Council For The Mediterrenean, Report Of The First Session Of The Working Party On Fisheries Economics And Statics, Rome.Fao, Fisheries Report, No. 468, 151 P. Anonim., 1993, A Study Of International Fisheries Research. Fish For The Future Summary Report. A World Bank Publication.
⦁    Anonim., 1997, Fisheries Management, Technical Giudelines For Resposible Fisheries,Rome. Anonim.,
⦁    1997, Towards Sustinable Fisheries-Economic Aspects Of The Management Of Living Marine Resources. Oecd, Paris, France, 176p. Arkema, K.K., Abramson, S.C. and Dewsbury, B.M., 2006. Marine ecosystem‐based management: from characterization to implementation. Frontiers in Ecology and the Environment, 4(10), pp.525-532. Atay, D Ve Rad, F., 1998, Balıkçılık Amenajmanı, Ders Kitabı, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Yayın No: 1500,:454, 182s.

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

google