SUYUN RENGİ
06 Ağustos 2012, Pazartesi 14:07Kendimi bildim bileli hep duydum, dinledim; ?mutluluk? , ?mutlu olmak istiyorum.? Sihirli bir veya birkaç kelime. Herkes, hepimiz onun peşindeyiz. Sabahtan akşama, bugünden yarınlara onun için çalışıyoruz veya çalıştığımızı zannediyoruz. Acaba öyle mi? Çalışıyor muyuz; gittiğimiz yol, uyguladığımız yöntem bizi refaha, huzura, sağlıklı bir aile yapısına ve çağdaş kültür düzeyine ulaştırır mı? Veya ulaştırdı mı?
Sığındığınız Liman Hangisi ?
Şemdinli?de, ? Suyun Rengi.?
Yelkenleriniz Şişik, Güverteniz Nete Olsun !
Çevremdeki insanların yaşamları, açık denizlerde veya denizle ilgili üretim yapan, gene onunla ilgili konularda hayatını idame ettiren kişiler. Sanki suda yetişmiş, suda olgunlaşmış, suda çalışarak yaşlanmış, bu insanların çoğunluğunun ileriki yaşlarda hayattan tat almadıklarını gördükçe, dinleyip, okuyup, seyrettikçe bir şeylere ruhen açlık çektiklerini, eksiklik duyduklarını görüp hissediyorsunuz. Bunun istisnaları da var, mesela: iki zorlu tam gün İstanbul Boğazında, ?klavuz kaptanlık? yapıp, 4 gün dinleniyorsunuz, bu sınıflandırmaya tabii ki siz girmezsiniz değil mi, kaptan Harun Dokuz. Nede olsa bir ayağınız karada.
Konular birbirine yakın, ? Kaç senedir denizde çalışıyorsunuz, yetmedi mi? Otuz seneyi geçmişsin artık bırak?? gibi.
?Deniz Çılgınları?nın çoğunun tebessümleri ? donuk?; sevgileri ? sel gibi akıcı ve coşkulu? değil. Hava suhunetine göre renk değiştiren, buz tutmuş tabakalarda başka, normalde başka, buharlaşınca başka. İçinde bulunduğu tabiatın durumuna göre vaziyet alan ?suyun rengi ? gibi onların yaşamları
Hayatın hemen hemen bütün merhalelerini kat etmişler. Dünya?yı işi gereği genelde birkaç defa dolaşanlar, çok yönlü bilgi ve birikime sahip olanlar var. Kademe kademe, bölüm bölüm, bilgileri sanki istiflemiş gezen kütüphaneler, canlı ansiklopediler.
Onlar herkesle her şeyi, sevinci, başarılarını ve maceralarını dinletip paylaşamıyorlar. Çoğunlukla insanların bu tarz kültür seviyeleri yetersiz. ? Güney Amerika?nın falanca limanından kalktık. Limandan ayrılırken kalbim oralarda kaldı; evimde çocuğum olmasa gemiyi terk edecektim? diye maceralarını, anı birikimlerini anlatırlar. ? Mutluluk sepeti?nden bir şeyler paylaşmak isteği zaman, çoğunlukla dış dünyaya kapalı o insanlar, değil duygularını paylaşmak, daha kalktığı limanın ülkesini, haritadaki yerini bilmiyorlar. Bu konuları olsa olsa kendisi gibi denizci biri ile paylaşacak; yaşı ilerledikçe çevresinde de onları bulmak zorlaşıyor.
Bir denizci için ?mutluluk? kelimesi 30 yaşında başka, 50 yaşında başka, 65 yaşında başka başka manalar ifade eder. O kelime ki, çoğunlukla renksizdir; ?suyun rengi? gibi.
Sığındığınız Liman Hangisi ?
Yalnız yaşayamazsınız; tek başına yaşamış ve mutlu olmuş insan yoktur. Var diyenler yalan söylüyorlar. O kahramanlar romanlarda var. Eğer duyarlı, çevresini, ülkesini seven biriyseniz okuduğunuz gazetelerden, kitaplardan, seyrettiğiniz televizyonlardan gündemi takip ediyor olmalısınız.
Mesela; birkaç yıl sonra Türkiye?ye başkanlık mı, yarı başkanlık sistemine mi geçecek? Eğer geçilirse nasıl, hangi tip bir başkanlık sistemi uygulanacak. Bu yönetim ülkenin asırlardır gelen yapısına uyacak mı? Yeni kongreden çıkan ana muhalefet partisi iktidar alternatifi olabilecek mi? Yoksa gene gündemi geriden mi takip edecek? Dört ayrı özerk yapı oluşturacağını söyleyen ?bölücü- çete?ye karşı, iktidarı yönlendiren, başbakana danışmanlık yapan kişilerin bence, ?yanlış, kötü ve hatta, hatta cahilane ihanet halinde olduklarını? kim söyleyecek. İktidar 325?in üstünde milletvekiline sahip. Gerek İstanbul ve gerekse Anadolu?nun büyük şehirleri şimdi değil ama sanki yakında bölücü eşkıyanın kol gezdiği yerler, dağ başları gibi olacak. Her gün vurucu, kırıcı, öldürücü gösteriler, devlet aleyhtarı yürüyüşler var. O danışmanlar da suya sabuna dokunmuyorlar. Halkın beklediği renkte yok, seste. Bunlar normal mi, her şey yolunda mı, iktidar ve iktidar yetkilileri, ha(!) siz ne diyorsunuz, ?suyun rengi? bulanık değil mi?
Orta yaşın üzerindeki kişilerin yaşamında, ülke meseleleri hemen öne çıkıyor. Toz pembe görenlere bir sözüm yok. Onlara, ?başarılar dilerim.? Belli ki onların köprüüstünde ki barometreleri hep normal değerleri gösteriyor.
Ben gene bir denizciye, onun geçmişteki yaşamına dönüyorum. Bahadır?ın yıllar önce 32 yaşında İspanya?da San Sebastian?da ( yerli halk bu şehre Donestıya?der ) 20 ? 25 km. doğusundaki liman kasabası Pasayes?te aşık olduğu Elizabeth?e olan tutkusunu, gerçekleşmeyen aşkını anlatırken, ? yaşama o anda tutunmaya başladığımı anladım; daha sonra o tutunduğum dal koptu ve yalnız kaldım? derken, burada mutluluğu yakaladığını anlatmak istiyordu. Ama bu sahte bir mutluluktu, denizcilerin çoğu böyle hafif eserken birden fırtınaya dönüşen sert rüzgarlara tutuluyorlar. Ama geçer; eğer geçmezse sarsıntı o şahısta alkol yüklemesine dönüşebilir. Denizde, denizcilerde aşırılıklar o kişileri çabuk törpüler ve bitirir.
Sizin sığındığınız, ruhunuzu ve bedeninizi dinlendiren liman hangisi? İçinde bulunduğunuz croisere sizi o ?mutluluk limanı? na götürecek mi? Biz denizcileri sağlıklı kılan, onu koşarak kucaklayan, içinde sevda, aşk ve tutku kırıntıları ile donatılan; doklara güvenle yanaştıran, yumuşak okşayışlı, rüzgarlar yatıştırabilir. Pruvanızdan, sizi alabora edecek şekilde esmediği sürece korkmayın. Ama arada bir şöyle Türkiye haritasına, güneye, güneydoğuya bakmayı da ihmal etmeyin.
Şemdinli?de, ? Suyun Rengi.?
Londra merkezli bir insan hakları kuruluşu, Şam?da ki kısmen varlıklı Hıristiyan nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu, Bab-Şarki ve Bab- Tuma semtlerinde de çatışmaların başladığını bildiriyor. Bu Beşar Esad?ın kalbine doğru hançerin yaklaştığının işaretleri. Rus danışmanlar, Moskova, acaba sadık müttefikini kendi haline mi bırakacak, yoksa Taurus Limanı?ndan bir Rus muhribi ile mi, yoksa uçakla mı Şam?ı terk ettirecek? Kim bilir, belki de çarpışa çarpışa sonuna kadar ? Arap Baharı?nın gelmesini beklemeye devam edecek. Dökülen kanların iki ana sorumlusu Esad ve Moskova mahreçli danışmanlar. Sizde , ?suyun rengi?ni bulandıranlardansınız.
Bizde ise madalyonun ne tarafını görmek istersen orayı görüyorsun. Kandil ve Erbil ? Barzani destekli bölücü ? çete, Temmuz 2012 son günleri, Hakkari- Şemdinli?ye topu, tankı ve roket atarları ile saldırıyor. İsteniyor ki şu haberlerden en az bir ikisi dünya haber bültenlerinde yer alsın: ? Şemdinli?yi PKK ele geçirdi? , ? Şemdinli düştü, Şemdinli asıl sahiplerinde? , ? Şemdinli?de PKK- Barzani ? Öcalan elele.? Bizim basın ve televizyonlarda ise ABD. Büyükelçisi Francis Ricciardone Üsküdar?da iftar yemeğinde, Washington?da hükümet sözcüsü, ? ABD ve Türkiye PKK?ya karşı ortak mücadele ediyor/ etmeye devam edecek?? gibi; külliyen yalan, yapmacık, aldatmaca yüklü cümleler. Bu kadar çete, silah ve cephane Şemdinli?den içeri giriyor, kasaba basıyor, siz ABD. yetkilileri, siz T.C. hükümet üyeleri, siz Barzani ile Erbil?de görüşen A. Davutoğlu, bu ülkenin insanlarını ne zannediyorsunuz, biz abdal mıyız?
Çete bir ilçemizi danışıklı döğüşle, PKK ? Barzani ? Kandil ve Washington koordinesiyle ele geçirmeye çalışıyor. İktidar yetkilileri, yönetiminizde ülke bölünürse toprak kaybedersek hangi kılıfları uyduracaksınız? Ölen, şehit olan gençlerin hesabını vermeden gidemezsiniz. ?Suyun rengi? başından beri bulanıktı; şimdi dipteki tortularda kalktı, bu karmaşada siz ülkeyi gerektiği gibi yönetemiyorsunuz, her şey kötüye gidiyor; evet ?suyun rengi? bulanık.
Yelkenleriniz Şişik, Güverteniz Nete Olsun !
Yukarıda ülke ve dünya gündeminden birkaç kare ve kesit okudunuz. Ama biz birde kendimize göre, denizci gözü ile bakalım. Ömür çok çabuk geçiyor. Zaten ayağınız karada değil. Sevenler veya sizi sevdiğini zannettiklerinizden hep uzaklardasınız. Tanrı sanki denizcilere bu konuda cimri davranmış. Çünkü zamanları çok kısa, çoğu kara parçalarının nadir göründüğü, uçsuz bucaksız mavilikler içinde kurabilirsen pembe hayallerden ibaret. Pembe renk, sadece mutluluğu destekleyen bir yan değer; gerçek başka, ?suyun rengi? geminin üzerinde bulunduğu denizlere, hava şartlarına ve derinliğe göre nasıl değişiyorsa, mutluluğunda görünen veya görünmeyen, hissedilen, kendisini acımasızca hissettiren halleri var.
Mümkün olduğunca yelkenlerinizi şişik, güvertenizi nete, deniz bağlarınızı kontrollü tutun. Hayat bu, ?suyun rengi? ileri yaşlarda aniden değişirse tekne alabora olur, ?gökkuşağı?na veda edersiniz. Uçsuz bucaksız maviliklerde, ?mutlu olmak? sizinde hakkınız. Hayat kısa, asılın küreklere. Bilin ki, ?suyun rengi?ni, hayatın akışını siz değiştiremezsiniz. Zira buna ömrü yeten de olmamış. 04.Ağustos.2012
