Sirtakicilere

Bugünkü gazetelerde (15.04.2022) Yunanistan’ın ABD’ye Türkiye’ye F16 verilmemesi konusunda baskı yaptıkları yazıyor.

Birkaç sene önce Türkiye’de bir akım başladı. Sirtaki öğreniyorlar. Bizim toplumumuzun bazı kesimi için hani bir söz vardır ya ‘’Yabancıların B...ku tatlı gelir.’’

Sirtaki hikayesi önce Bozcaada’da başladı. Orası zaten bir tuhaf. Papazlar resmi geçit geçer, belediye başkanlarını kutsarlar… Gerisini siz düşünün.

Bozcaada’da zamanının çoğunu geçiren kişiler tanırım. Boş zamanlarını değerlendirmek için sirtaki kursuna giderler. Herhalde yakında tabak kırarlar.

Başka ülkelerin kültürünü bu kadar benimseyip kendi kültüründen uzaklaşmak gelecekte ülkesinin varlığını tehlikeye atmakla eş değerdir. Kültürü ve geçmişi olmayan ya da yok edilmeye çalışılan toplum için tehlike sinyalleri çalar.

Şimdi bu akım İstanbul’da da başlamış. Sirtakicilerde hiç mi milli ruh yoktur? 20 Temmuz 1974 Barış Harekatından önce 24 Aralık gecesi Lefkoşa’nın Kumsal semtinde Binbaşı Nihat İlhan’ın evine rumlar tarafından baskın düzenlendi. Rum saldırganlar Nihat İlhan’ın üç küçük oğlu; Kutsi, Murat, Hakan’ı ve eşi Mürüvvet’i saklandıkları banyo küvetinin içinde kurşun yağmuruna tutarak katlettiler.

Yerli sirtakicilere buradan sesleniyorum. Yunanlılar / Rumlar, Kafkas-Zeybek vb. folklor kültürümüzü öğreniyorlar mı? Onların bildiği bir oyun var. Kıyafeti de müziği de oyun şekli de tıpatıp aynı. Şimdi onu burada yazsam bir yerler hemen başlar. Halkı kin ve düşmanlığa vs. vs….. ile başlarlar.

Sirtakiciler! Kafkas müziği çalarken hiç mi bir şey hissetmiyorsunuz?

ANLAŞILAN O DUYGUYU SİRTAKİYLE YAŞIYORSUNUZ.

B. Hulusi GÜRBÜZ