Yorum / Analizz ddosya haaber
İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Rusya-Ukrayna Gerilimi

15 Şubat 2022, Salı 15:33

Kuzey Filosundan Atlantik üzere Cebelitarık sonrası Akdeniz’e giren ÇG leri Rusya’nın Ukrayna’ya amfibi harekat yapma ihtimalini  gündeme  getirdi. Hemen her analizde güneyden bir çıkarma harekatı olacak şeklinde yorumlar yapılıyor.

Bu pek mümkün değil ama imkansızda değil..

Amfibi harekat (AH) deniz harbindeki en karmaşık, en zor, kayıp ihtimali en yüksek harekat tipidir. Farklı anlayıştaki çok çeşitli unsurların bir arada aynı amaç için sınırlı bir sahada kullanılması zorluğu arttırır. AH’nın hemen her türlü katmanı spesifiktir.
Zaten amfibi piyade tugayları bu yüzden kurulmuştur, çünkü amfibi ayrı bir uzmanlık alanıdır. Neden zordur? derseniz, sahilde sıfır olan birlik konuşlanmanızı düşmanı döve döve, zorla çıkarak oluşturuyorsunuz. Bir çakıltaşı yokken girip bir karargah oluşturuyorsunuz.
Karşınızda kıyıyı ölümüne savunan insanlar var, dişe diş göze göz bir mücadele oluyor. Tabi gemiler hemen çıkmıyor. AH’den önce safhalar vardır hepsinden bahsetmeyeceğim, “amfibi hedef sahasının hazırlanması” kısmı en önemli kısımlardan birisidir.Burada amaç çıkarma yapacak birliklerin yolunu açmak, ortamı çıkarma harekatına hazırlamaktır. Onlarca faaliyet yürütülür. İstihbarat çalışmalarıyla düşman tahkimatı belirlenmeye çalışılır, burada Hava devriyeleri, denizaltılar, ELINT/SIGINT vs tüm enstrümanlar kullanılır. Düşman tahkimatı belirlendikten sonra AH sahasının yumuşatılmasına başlanır. Burada yoğun bir elektronik harp, siber saldırı ve denizden ve havadan yoğun bombardıman yapılır. Burada amaç mukavemet gösterecek düşman birliklerine kayıp verdirmek,savunma hattını bozmak, AH birliklerine mukavemet uygulayacak kuvvetlerin mümkünse yok edilmesi, olmazsa kayıp verdirilmesi, savunma bütünlüğünün ve savaşma azminin kırılmasıdır. Sonra amfibi harekat başlar, çok kayıplı bir harekattır.

Çünkü her ne kadar hedef sahası yumuşatılsa da, ilk dalgalar çok kayıp verir, tarihte böyle olmuştur. Çıkan birlikler süratle mevzilenir, karargah ile muhabere kurmaya çalışır, dalgalar çıktıkça primitive seviyede de olsa bir komuta kontrol sağlanmaya çalışılır.Tabi bu çıkışlar esnasında denizden ateş desteği devam etmektedir, maksat çıkarma gemileri plajlara kapak atarken savunanların kafayı çıkarmamasıdır. Hava indirme ya da farklı yönden taarruz gibi derinlemesine harekatlar da koordineli olarak yapılabilir. AH’nın ne olduğunu çok yüzeysel olarak anlattıktan sonra gelelim Rusya’ya. Şimdi bu konuyu önce Rusya’nın bir amfibi harekata ihtiyacı var mı sorusuyla başlatalım, sonrasında ise bu konudaki handikaplarından bahsedelim.

AH genellikle son çarelerden birisidir. Çok fazla kaybı göze almanız gerekir, bu da verilmesi zor kararlardan birisidir. Zira 2. Dünya savaşında Normandiya çıkarması ile burada bir cephe açılması kararının kaç senede verildiğini hatırlamamız lazım. Yani savaş çıkmaza girmiştir, uzaması hem ölümleri arttırmaktadır hem de ekonomileri tüketmektedir, iç/dış kamuoyu tükenmiştir ama bir barış ihtimali görülmemektedir gibi nedenler arttırılabilir.

AH kararı zor bir karardır.

Şuanda Rusya’nın denizdeki durumuna baktığımızda Karadeniz’in kuzeyinde Ukrayna’ya karşı mutlak bir üstünlük sağladığını görüyoruz. 2014’te Kırım işgal edilince donanmasının %70-80’ini kaybeden Ukrayna’nın karşı koyma ihtimali yok.Ukrayna’nın aksine Rusya 2014’ten sonra Karadeniz donanmasına muazzam yatırım yaptı, 6 tane Project 636.3 denizaltı, 3 Amiral Grigorovich fırkateyn, Buyan-M sınıfı korvetler vs. ile güçlendirdi. Bunların hepsi Kalibr füzesi atıyor. Yani baktığınız zaman Ukrayna önlerinde bir abluka harekatı yaptığı takdirde Ukrayna’nın denizle irtibatını kesip ülke ekonomisinin en önemli limanını giriş çıkışa kapatabilir. Böyle bir blokajda Ukrayna’nın ne kadar zarar göreceğini hesaplamak güç değil.Hem Donbas bölgesinde belirli bir paramiliter güce sahip, hem sınırlara Ukrayna ordusu kadar birlik yığmış, Belarus üzerinden de tehdit ederek Ukrayna’yı çift cepheli savaşa zorlamış, teknoloji olarak çok üstün, havada kesin üstünlüğü olan, ayrıca orta-kısa menzilli balistik füzelerle istediği stratejik hedefi vurabilecek bir ülke neden böyle bir Çılgınlıga kalkışsın? Misal harekat 3 ay sürecekse, sırf 3-4 hafta kısalsın diye binlerce kayıp verilir mi? Diğer bir husus, Rusya’da şuanda Ukrayna’ya harekat yönünde kuvvetli bir kamuoyu desteği yok. Bunun ekonomik nedenlerinin yanı sıra sosyolojik nedenleri de var. Halk çok kanlı bir savaşa sıcak bakmıyor, üstüne bu kadar kayıp olursa Putin için kötü olur.

Bu nedenle Rusya’nın bir AH yapacağını ben düşünmüyorum. Bu anlattıklarım siyasi ve politik nedenlerdi. Gelelim bölgesel koşullara, sonrasında Rusya’nın amfibi imkan kabiliyetlerine değineceğim.

Ukrayna’ya AH yapılması konusunda iki görüş var, birisi Azak Denizi’nde bulunan Ukrayna kıyılarına (Mariupol) harekat yapılması, diğeri ise Odessa’nın çıkarma harekatı ile ele geçirilmesi konuları dolaşıyor. Azak Denizi ile başlarsak, Sivastopol’dan çıkarma alanına mesafe ~300 deniz mili (DM). Bu da yaklaşık 24 saatlik bir intikal süresi demek. Bu neyi etkiler? Çıkarma gemileri offload yaptığı zaman tekrar dönüş ve geri geliş uzun sürer. Ayrıca Azak dünyanın en sığ denizi, derinlikler çıkarma gemilerini etkilemese de Moskva gemisi girip rahatça destek veremez. Fırkateynler girer ama hep teyakkuzda olurlar. Bu kadar dar ve sığ bir denizde komplike bir operasyon yapmak büyük iş. Mariupol’den Berdyansk’a kadar kıyılar genellikle kayalık. AH için plaj lazım ama mekanize amfibi kuvvetin çıkabileceği az sayıda plaj var. Bu da hem çıkanın işini zorlaştırıyor, hem de savunanın kuvveti bir noktada toplamasına olanak sağlıyor. Bir diğer husus da çıkarmaya elverişli az sayıda plaj çorak arazi değil, bilakis meskun mahal. Yani bildiğiniz şehir. Bu da 2 hususu ortaya çıkarıyor, amfibi harekat öncesi yapılacak bombardımanla meskun bir şehrin yok edilmesi, Bu yüzden Azak Denizi’ndeki elverişli az sayıda sahile çıkacak Rus kuvvetlerini çok çetin bir çatışma beklediği kesin. Bu da o kadar fazla kayıp demek.
Meteorolojik açıdan bakınca, bugün sıcaklık 3 dereceydi, geceleri -3’e düşüyor. Tuzluluğun çok az olduğu bu denizde bu durum yer yer buzlanmalara yol açıyor, bu da gemiler için sıkıntı yaratabilir, plajların buzlanması da çıkarma birlikleri için.Tabi şuan Aralık ayında değiliz, Marta doğru sıcaklıklar artacak bu manadaki handikap ortadan kalkacak, ben an itibariyle konuşuyorum.Diyelim ki ilk Rus kuvvetleri çıkmayı başardı ve bir şekilde sahilde tutundu, çıkarma gemilerinin Sivastopola dönüp yüklenip geri gelmesi, yaklaşık 48 saat sürecek. Bu da sahilde zorlukla tutunan Rus askerlerinin desteksiz 48 saat savaşması demek. Desteksiz derken yeni dalgalardan bahsediyorum, uzaktan ateş desteği veya hava indirme desteği sürebilir.

Burada şu durum da var, Kerç Boğazı çok dar bir boğazi Ukrayna’nın Neptün füzeleri ya da başka bir şekilde boğazın girişinde bir şekilde bir Rus çıkarma gemisini batırması boğazın bir müddet kapanmasına neden olabilir, bu da bir ihtimal. Gelelim Odessa’ya. Odessa’nın Sivastopol’dan mesafesi 180 DM civarı.Burası için de yaklaşık 13-14 saatlik bir intikal süresi var. Odesanın sahili de kum kayalıklarına bitişik dar sahillerden oluşuyor. AH’de plajın dar olması bir dezavantajdır.Çok geniş olması da çok istenmez, optimum seviyede uzunluk istenir. Rusya hava üstünlüğünü sağladığı takdirde (ki sağlar) Odesa’ya hava indirme ile koordineli bir harekat yapabilir. Ancak bu koordine de kolay değil.

Çünkü deniz birlikleri hava birlikleri kadar süratli değil, Amfibi gemilerin gelmesi nedeniyle mutlaka istihbarat alınarak bölgedeki tahkimat artacak, Rusya’nın defalarca amfibi ile koordineli hava indirme tatbikatı yapması nedeniyle,
Odessa’da hava indirme yapılacak yerlerde tedbir alınacaktır. Bu da hava indirme birliklerini kayıplarını arttırır. Ayrıca Odessa’da çıkarma yapılabilecek yerler (Odesa’ya 40 km mesafedeki Dofinivka Plajı ve Grigorevskii Plajı) yine meskun mahaldir. Rusya mecvut amfibi gücüyle (2 taktik birlik) kayıp verse de bir şekilde çıkıp sahilde tutunabilir, ancak destek birlik gelmesi için Sivastopola git-gel yine 36 saate yakın bir süre alacak, bu arada Azak’taki gibi sahile tutunan askerler desteksiz savaşacaklar.İşte amfibi harbin boktan tarafı da bu.

Sahildeki askerler ölüm kalım mücadelesi verirken, diğer tarafta amfibi gemi intikalleri ve yüklemelerin yapılarak yeni dalgaların gelmesi..Yani kıyıdaki birlikler erirken bir yandan devamlı takviye geliyor.

Başarılı bir amfibi harekatta bu ilk intikaller ve dalgalar 1-2 hafta hiç durmadan sürebilir. Bu arada oluşan kayıplar vs karar vericileri yıpratmazsa, kabul edilebilir seviyenin üstüne çıkmazsa, ayrıca yeni dalgaların gelmesinde sorun çıkmazsa başarılı olabilir.Şimdi gelelim Rusya’nın amfibi geçmişine.. Rusya büyük bir donanmaya sahip olsa da fiili amfibi harekat tecrübesi yok, hazırlığı tatbikattan ibaret. Ancak tatbikatlar gerçek durumu yansıtmaz, sadece hazırlar. Bu yüzden haneye bir eksi koyabiliriz.

1941 yılında Kerç bölgesinde başarısız bir amfibi operasyonu var, tabi günümüz teknolojisi ile kıyaslamak hata olur. -Rusya’nın bölgedeki temel amfibi gücü 197. Amfibi Gemi Tugayı. Ufakları saymazsak temel olarak 3 Ropucha ve 3 Alligator sınıfı çıkarma gemisinden oluşuyor. Geçen hafta 6 amfibi gemi (5 Ropucha+1 Ivan Gren) daha geldi, totalde 12 çıkarma gemisi (ÇG) var. Ropucha-II’ler 112 mt ve 10 tank+340 asker, ya da 12 BTR-80+340 asker taşıyabiliyor. Alligator’ler ise 6 tank+180 asker taşıyabiliyor.

Yani 1 seferde tüm gemiler dolu olsa, Yaklaşık 4500 kadar asker, 55-60 tank, 40-45 BTR taşıyabiliyor gibi duruyor. Bu kapasite tabi.
Rusların Alligator sınıfı ÇG’leri 1963-64 yapımı, 50 yaşını devirmiş. Ropucha-II’ler biraz daha genç, 87-88 yapımı, 35 yaşında. Bu gemiler uzun zamandır amfibi görevlerde değil, Suriye-Rusya arası nakliye görevlerinde kullanıldı. 2 haftalık bir amfibi operasyonda 7-8 defa tam yüklenip git-gel yapacak, indirecek ve geri dönecek. Arızasız bu tempoyu kaldırabilir mi? Hiç sanmıyorum.

Kısacası sayı her ne kadar artsa da Rusların Karadeniz’de çok güçlü bir amfibi filosu olduğunu söylemek güç. Aslında Ruslar 2008’de Abhazya’da yaşadığı sorunlar nedeniyle Mistral LHD’leri almaya karar vermişlerdi. Bu gemilerin siparişini 2010’da verdiler, ancak 2014’te Kırım’ı ilhak edince Fransa gelen baskılarla bunları Mısır’a sattı. Bu büyük darbe oldu Ruslar’ın amfibi gücüne, onlar da Ivan Gren sınıflarını inşa etmeye başladılar. Şimdiye kadar 2 tane hizmete aldılar. Yukarıda anlattığım harekatın daha başarılı olması için Rusların TCG Anadolu gibi LHD’lere, hiç olmazsa Bayraktar gibi büyük amfibi gemilere ihtiyacı var, ama envanterlerinde an itibariyle mevcut değil. Bu yüzden yüklemeler arası süre artıyor.İşte yukarıda saydığım bu bütün nedenler Rusya’nın bir amfibi operasyonda çok fazla kayıp vereceğini sergiliyor. Zaten tabiat itibariyle zor ve kaybı çok olan bir harekata girerken destekleyici kuvvetleri güçlü olsa da ana kuvveti çok güçlü olmayacak.Bu da gereksiz bir kayba yol açacak. Tüm bu durum ortada iken  Rusya karada ve denizde bu kadar güçlüyken, diplomatik olarak kuvvetli bir inisiyatif ele almışken bu kadar kaybı göze alır mı?

Bence almaz.Peki Putin ne yapmak istiyor? Madem amfibi olmayacak neden bu kadar ÇG leri  geldi bölgeye?

Her ne kadar göze alması güç bir harekat olsa da bölgede bir amfibi güç olması demek sahillerde bir tahkimat demektir. Bu da Ukrayna’nın mevcut kuvvetlerini bölmek zorunda kalması, esas çatışmanın yoğun olacağı bölgelerinden kuvvet kaldırmaya zorlamak .AKILLICA   Ayrıca bu tip kuvvet gösterileriyle bir korku iklimi yaratmak isteyen Rusya masada istediklerini almaya çalışıyor.Bu nedenle bölgede amfibi gücü Demokles’in Kılıcı gibi sallıyor. NAVTEX’ler NOTAM’lar yayımlayarak bu birliklerin aktif olduğunu haykırıyor ve istediğini almaya çalışıyor. Son kertede; kişisel kanaatim Rusya’nın amfibi harekat yapma ihtiyacının olmadığı, bu nedenle böyle herekete girmeyeceği şeklindedir.

Hakan Karaton