Roma İmparatorluğu’nun Kalbi Türkiye
01 Kasım 2022, Salı 13:53Harita: Roma İmparatorlarının doğum yerleri (MÖ 27 – MS 1453)
1480 yıl süren Roma İmparatorluğu imparatorlarının %46,5’i TÜRKİYE topraklarında doğmuş.
Türkiye doğumlu Roma İmparatorları:
- Yeşil = bir imparator 6
- Sarı = iki imparator 2
- Pembe = üç imparator 3
- Turuncu = dört imparator 8
- Kırmızı = kırk sekiz imparator 48
Türkiye’den toplam: 67 imparator
Toplam Roma İmparatoru: 144
67/144: %46,5
Toplam 144 Roma imparatorunun doğum yerleri arasında ilk sırada %46,5 ile Türkiye coğrafyası yer almaktadır.
Aşağıdaki paha biçilmez veriler ve ilgili harita Emanuele Rizzardi’den.
Augustus’tan Konstantin XI’e kadar tüm Roma imparatorlarının (MÖ 27-1453) doğum yerleri.
Harita:
Mor = imparator yok
Yeşil = bir imparator
Sarı = iki imparator
Rosa = üç imparator
Turuncu = dört imparator
Kahverengi = dokuz imparator
Mavi = on dört imparator
Kırmızı = kırk sekiz imparator
İstanbul, Roma ve Sirmium imparatorların yaklaşık 2/3’ünün doğduğu şehirlerdir.
Mısır’dan ya da Britanya’dan gelmek şans getirmedi, çünkü egemen bile olmayan tek makro bölgeler onlar!
Kaynak: L’ultimo Paleologo – Emanuele Rizzardi
Nasıl ki Mısır geçmiş ile olan ilişkisini eski Mısır medeniyeti üzerinden ilerletiyor ise (ki Kahire Müzesini de de yakınlarda yenilemişlerdi) Türkiye neden Mısır’ın yaptığını yapamamaktadır Mısır, bu adamlar firavundur diye geçmişle ilişkisini reddetme yoluna gitmemiştir.
Aynı şekilde Türkiye’de bulunduğu topraklardaki geçmişiyle irtibatını 1480 yıl boyunca süren Roma İmparatorluğu üzerinden tesis etmelidir. Sadece Roma’nın devamı olan Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkilenmek yeterli değildir. Türkiye coğrafyasının Roma mirası 2000 yıllıktır. Bu Türkiye’ye büyük bir tanıtım avantajı sağlayacaktır. Yunan lobisi, Ermeni lobisi gibi unsurlar anti Türk propaganda konusunda son derece reaktif ve ataktırlar. Türkiye’nin Roma mirası ile olan irtibatı kuvvetlendiğinde elleri boş kalacaktır.
Osmanlı üzerinden sürekli yeni Osmanlıcılık ile itham edilen Türkiye bakalım bu kez Yeni Romacılık ile itham edilecek midir?
Roma’nın mirasını üstlenen Avrupa’nın bugün Roma ile bir ilgisi bulunmamaktadır aslında. Avrupa Roma İmparatorluğu’nun merkezine değil periferisinde, çevresinde olan bir coğrafya idi. Roma’nın merkezi doğu Akdeniz ve özellikle de Türkiye coğrafyasıydı.
Kuruluşundan itibaren ilk dört yüzyıl boyunca başkenti Roma olan imparatorluk, devam eden bin yıllık süreçte ise başkentini İstanbul olarak tespit etmişti. Roma Hukuku Justinianus zamanında İstanbul’da yazılmıştı, Roma’da yazılmamıştı.
Roma’nın mimari eserlerinin büyük bir çoğunluğu Türkiye coğrafyasında yer almaktadır. Avrupa, Roma İmparatorluğu’nun çevresinde yer alan bir coğrafya idi.
Hâlbuki Türkiye coğrafyası Roma İmparatorluğu’nun merkeziydi.
İstanbul Türklerin eline geçtikten sonra, Osmanlı İmparatorları kendilerini Kayser olarak adlandırılmakta idiler. Roma imparatorlarının yüzde 46,5 inin doğum yeri Türkiye topraklarında idi. Roma imparatorlarının mezarlarının yine çoğunluğu Türkiye topraklarında bulunmaktaydı. https://www.booksonturkey.com/roman-empire-starts-in-italy-then-restarts-and-ends-in-turkey/
Türkiye’de birçok şehirler Roma’dan kalan isimler ile anılmaktadır. Ankara, İstanbul, Kayseri, Sivas, Antalya saymakla bitmez. Bütün yollar Roma’ya çıkar sözü İstanbul’u ile ilişkilidir. Sıfır noktası Ayasofya civarında yer almaktaydı.
Ayasofya ile Kutadgu Bilig’in de anlamları aynıdır. Justinianus ile Kanuni’nin isimlerinin anlamları aynıdır adaleti temsil etmektedirler. Roma’nın temsil ettiği birliği Avrupa sağlayamamıştır, çünkü feodal zihniyet ile bu mümkün değildir. Halbuki Roma imparatorluğu ve ardından gelen Osmanlı İmparatorlukları 2000 yıl boyunca üç kıtada birliği devam ettirmiştir.
Batı 7/24 bir gözlem evidir sonsuzca çalışan bir radardır. Korkunun ecele faydası yok. Batı bizden kültür varlıklarımızı arkeolojik eserleri aldı götürdü müzelerinde sergiliyor. Fakat sergilediği sadece kültür varlıkları değil.
British Museum’da sergilenen ürünlerden 74 bin adedi Türkiye’den götürülen arkeolojik eserlerdir ve Türkiye, sergilenen ürünlerin tarihi sahip ülkeleri sıralamasında 5.sırada yer almaktadır.
Kaynak: https://twitter.com/simongerman600/status/1586464147113447427
Batı, ruhumuzu aldı götürdü. Bizim ruhumuz bir birlik felsefesi üzerinde oturuyordu. Diyarı Rum, Mevlana Celalettin-i Rumi, Rumi, Rumeli, Kayser, Erzurum, Rumeli Beylerbeyi dilimizdeki Roma kavramları. Ruhumuzu geri almalıyız. Aç gözlü olan Batı, birlik felsefesi güdemez. O bizim işimiz. Rumeli ve Doğu Avrupa’dan, Doğu Akdeniz ve Hint kıtasından başlayarak Birlik yolunda ilerlemeliyiz.
Hind-Avrupa tezi düzmecedir, yalandır. Ama ilk Hindolog, Özbek Türkü Biruni’den başlayarak Hind-Türk tezini gündeme alıp, Doğu Roma, Babür, Osmanlı diyarları birliğinin peşinde koşmalıyız.
İstanbul’un fethi ile birlikte iki küçük Bizans prensi Osmanlı tarafından devşirildi. Bu iki prens ilerleyen yıllarda karşımıza Mesih paşa ve Has Murat Paşa olarak çıkacak olan Paleologos hanedanı mensuplarıydılar. İki Bizans Prensi’nin devşirilerek Osmanlı yapılması, Fatih’in İstanbul’u alarak Osmanlı’yı Üçüncü Roma İmparatorluğu olarak dizayn ettiğinin somut bir delilidir.
İstanbul tarih içinde üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Roma İmparatoru Büyük Konstantinos, Roma İmparatorluğu’na yeni başkent ararken İstanbul’un Avrupa ve Asya arasındaki stratejik önemini ve doğal güzelliğini göz ardı etmeyerek onu “Nova Roma” olarak başkent ilan etmiştir. İstanbul’da (Nova Roma) başkent olma heyecanıyla birçok imar faaliyetlerinde bulunulmuştur. 11 Mayıs 330 tarihinde şehir törenlerle açılmıştır.
Bu tarihten sonra İstanbul’un başkent olma serüveni başlamıştır. Bu dönemden günümüze kadar ulaşabilmiş eserlerden kiliseler, saraylar, yollar ve meydanlar, anıt sütunlar, sosyal yapılar, su yapıları, limanlar, surlar, kuleler ve zindanlar ile İstanbul donatılmış durumdadır.
İSTANBUL’DA ROMA & BİZANS ESERLERİ
Roma ve Bizans döneminden günümüze kadar ulaşmış eserleri konu edinen İstanbul’un 100 Roma ve Bizans Eseri (Feride İmrana Altun, İstanbul’un Yüzleri Serisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, 2009) isimli kitabın mekansallaştırma çalışmasıdır.
Hazırlayan: Muhammed Mazı, İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih Bölümü
Kaynak: http://samblog.org/tematik-istanbul/
İSTANBUL’DA 100 ROMA-BİZANS ESERLERİ ( A-Z )
- Aetios Sarnıcı
- Akrapol
- Altın Kapı (Porta Aurea)
- Anemas Zindanları
- Anemas zindanları
- Antiokhos Sarayı
- Arkadios Forumu ve Sütunu
- Arslanhane
- Aspar Sarnıcı
- Atik Mustafa Paşa Camii
- Augusteion Meydanı
- Augusteion Meydanı
- Augusteion’daki Seneto Binası
- Aya İrini Müzesi
- Ayakapı Kilisesi
- Ayasofya Müzesi
- Aziz Paulos Yetimhanesi
- Aziz Polyeuktos Kilisesi
- Aziz Studios Manastırı İoannes Prodromos Kilisesi- İmrahor İlyas Bey Cami
- Azize Euphemia
- Azize Theodosia Kilisesi-Gül Cami
- Balaban Ağa Mescidi
- Belgrad Kapısı (Porta Ksilokerkos)
- Beyazıt Anonim Bazilikaları
- Binbirdirek Sarnıcı
- Blakhernai Kapısı (Kysloporta)
- Blakhernai Meryem Kilisesi ve Ayazması
- Blakhernai Sarayı
- Boğdan Sarayı
- Bukoleon Limanı
- Bukoleon Sarayı
- Büyük Saray
- Edirne Kapı (Porta Kharsios)
- Eleutherios Limanı
- Eski İmaret Camii-Pantepoptes İsa Kilisesi
- Fatih Cami- Kutsal Havariler Kilisesi
- Forum Amastrion
- Forum Bovis (Aksaray Meydanı)
- Gotlar Sütunu
- Hagios Makios (Altımermer) Sarnıcı
- Haliç Surları
- Hebdemon (Fildamı) Sarnıcı
- Heptaskalion Kaisarios Limanı
- Hipodrom
- Hirami Ahmet Paşa Cami-Aziz İoannes Trullo Kilisesi
- İsa Kapısı Mescidi
- İsa Philanthropos Manastırı
- İstanbul Kara Surları / II. Theodosios Surları
- Kasımağa Mescidi
- Kefeli (Kefevi) Camii
- Khora Manastırı- Kariye Müzesi
- Kız Kulesi
- Kilise Cami
- Konstantinos Forumu ve Sütunu
- Konstantinos Lips Manastırı-Fenari İsa Cami
- Krisis’teki Aziz Andreas Kilisesi (Koca Mustafa Paşa Camii, Sümbül Efendi Camii
- Küçük Ayasofya-Sergios ve Bakhos Kilisesi
- Kynegion
- Kyriotissa Meryem Kilisesi (Kalenderhane Camii)
- Lausos Sarayı
- Manastır Mescidi (Mustafa Çavuş Cami)
- Mangana Sarayı
- Mangan’daki Aziz Georgios Manastırı
- Markianos Sütunu
- Marmara Denizi Surları
- Mermer Kule
- Mermer Kule
- Mese Yolu
- Mevlevihane Kapı (Porta Rhegion)
- Million (Miliarium Aureum)
- Myrelaion Kilisesi-Bodrum Camii
- Nekropol
- Neorion Limanı
- Odalar Camii
- Panagia Moukhliotissa Kilisesi (Kanlı Kilise, Kızıl Kilise)
- Panakhrantus Meryem Kilisesi
- Philadelphion Meydanı
- Pulkheria Sarnıcı
- Sampson Hastahanesi
- Sancaktar Mescidi
- Satryos Manastırı
- Sekbanbaşı İbrahim Ağa Mescidi
- Sepitimus Severus Portiki
- Silivri Kapısı (Porta Pege)
- Sinan Paşa Mescidi
- Sophia Limanı
- Stoa Bazilikası
- Sulukule (Porta Pempton)
- Şeyh Süleyman Mescidi
- Tekfur Sarayı
- Theodosius Forumu ve Sutünü
- Theotokos Khalkoprateia
- Theotokos Pammakaristos Manastırı-Fethiye Camii
- Theotokos Peribleptos Manastırı (Sulu Manastır)
- Toklu Dede Mescidi
- Topkapı (Porta Romanos)
- Topkapı Sarayı Bazilikaları
- Valens Su Kemeri
- Yerebatan Sarnıcı
- Zeuksippos Hamamı
- Zeyrek Camii-Pantokrator İsa Manastırı
Kaynak: https://www.academia.edu/49538230/%C4%B0stanbulun_100_Roma_Bizans_Eseri
İstanbul’un 100 Roma Bizans Eseri
Türkiye’nin Roma’nın kalbi olduğu gerçeğinin dünyaya anlatılması açısından atılabilecek adımları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.
- Roma ile İstanbul kardeş şehir olarak ilan edilmelidir. https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0talya_karde%C5%9F_%C5%9Fehirler_listesi
- Latin alfabesi ile ilk Türkçe sözlük 1641 yılında Roma’da yazılmıştır. https://www.booksonturkey.com/latin-alfabesi-ile-ilk-turkce-sozluk-1641-roma/
- Roma’nın lejyoner savunma hatları Karadeniz kıyısında Trabzon yakınlarından başlayarak Malatya ve Zeugma üzerinden, Mısır’ın İskenderiye limanına kadar uzanmaktaydı. Aynı şekilde Tuna üzerinden de bir savunma hattı söz konusu idi. Tuna, Fırat ve Nil nehirlerine kadar uzanan bu savunma hatları üzerinden Karadeniz, Akdeniz ile birleşirken merkez yine Türkiye idi.
- Roma’nın en büyük pagan kültürü olan Mitras tarikatının merkezi Diyarbakır yakınlarında bulunan Zerzevan kalesiydi. Diyarbakır ile Mardin arasında, Çınar ilçesine bağlı Demirölçek mahallesi sınırları içinde yer alan tarihî yapı ve askerî yerleşim alanı, Roma İmparatorluğu döneminde sınır garnizonu olarak kullanılmıştır. https://www.booksonturkey.com/zerzevan-castle-roman-border-garrison/
- Bütün bu anlattığımız hususların hiçbirisine Avrupa topraklarında rastlanmamaktadır. O zaman neden Avrupa Birliği “biz Roma’nın devamıyız” diye ortaya çıkmaktadır da Türkiye “hayır Roma bende devam etmektedir” tezini öne sürmemektedir.
- Birleştiricilik, Avrupa’nın kimyasında olan bir husus değildir, Aristoteles üzerinden Eski Yunan düşüncesini devralan Avrupa siyasi düşüncesi böyle bir birleştirici tavır izlememektedir. Hâlbuki Türkiye iç Asya’dan getirdiği bilgeliği Roma bilgeliği ile birleştirmiştir. Türkiye’nin ilk yapması gereken Alman stratejisi ürünü Bizans tabirini devreden çıkartmak ve Roma terimini öne çıkartmaktır.
- Türkiye’de yayınlanan kitapların çoğunluğu Roma tabirini esas alırken yine harita hatırı sayılır bir miktarda kitaplarda Bizans tabiri kullanılmaktadır. 29 Ekim 2022 tarihi itibariyle, Türkçede kapak isimleri Roma adını taşıyan 715 kitap, Bizans adını taşıyan ise 359 kitap yayınlanmıştır. Görüldüğü gibi yabancılaştırılma süreci yayınlar üzerinden de devam ettirilmektedir.
Roma
materyal türü (29.10.2022)
- kitap 715
- yazma eser 0
- nadir eser 58
- kitap dışı 6
- süreli yayın 0
- makale 682
Bizans
materyal türü (29.10.2022)
- kitap 359
- yazma eser 0
- nadir eser 84
- kitap dışı 23
- süreli yayın 0
- makale 578
https://kasif.mkutup.gov.tr/OpacArama.aspx?
- Roma Cumhuriyeti (MÖ 509 – MÖ 44) Tarihçilerin Cumhuriyet deyimini ilk kez, milattan önceki yıllarda yer alan Etrüsk krallarının ülkeden çıkarılmasından sonra, Roma’da kurulan hükûmet için kullandığını görmekteyiz. Roma Cumhuriyeti, Antik Roma uygarlığında hükûmetin cumhuriyet şeklinde işlediği dönem. Geleneksel olarak MÖ 509 yılında krallığın devrilmesiyle başlayan dönemdir. Roma Cumhuriyeti, son iki yüzyılı sırasında, hem Fransa’nın kalanına hem de Makedonya ile Anadolu’nun büyük kısmına egemen oldu. Müthiş bir siyasi yapılanması vardır. Halkın sesini duyurduğu pleb meclisi ve aristokratlardan oluşan senato vardır. Bu aristokratlar cahil zenginler değil içlerinde Cicero, Cato The Elder gibi müthiş düşünürlerin olduğu (Platon’un arzuladığı gibi filozof bir kral yoksa da filozoflardan oluşan bir meclis var diyebiliriz) donanımlı asker ve idarecilerin olduğu bir meclis var. Akılla yönetilen ancak halkın sesinin de duyulduğu bir devlet yapılanması var. Bu sistem daha sonra hırslı adamların elinde yok olsa da Roma Cumhuriyeti gerek hukuku gerek devlet sistemiyle kendi muhteşemliği ile değilse de varolmayı sürdürmekte. Roma Cumhuriyeti MÖ 509 yılında kurulmuştur. Roma’nın ilk olarak Romulus tarafından kurulduğu MÖ 753 ile MÖ 509 arasında krallık dönemi yaşanmıştır. Cumhuriyet’in MÖ 44 yılında asi komutan Julius Caesar tarafından ele geçirilmesi ve kendisini imparator ilan etmesiyle ise fiilen Roma İmparatorluğu başlamış denilebilir. Bazı tarihçilerse MÖ 27 yılında Oktavianus’a Augustus ünvanı ile beraber geniş yetkiler verilmesi ile imparatorluk dönemini başlatırlar. https://eksisozluk.com/roma-cumhuriyeti–2619293?p=2
- Cumhuriyet: Latince: Res Publica. Klâsik kullanımda “kamusal olan” anlamındadır. Bir topluluğa onların birleştirmek suretiyle halk olma özelliğini kazandıran, kamusal nesne anlamına gelir. Bu hâl monarşiye karşı, devlet başkanının halk tarafından seçildiği ve halk iradesince meşrulaştırıldığı devlet şekli anlamında kullanılmıştır.
- Alman Krallığı (Kutsal-Roma Cermen İmparatorluğu) 1770’de de Bizans tabirini uydurarak, Osmanlı’nın Rumi (Doğu Roma) bağını kesme uğraşındaydı. Bizans, Almanların, Doğu Roma gerçeğini perdelemek için icat ettiği uydurma bir kavramdır. Avrasya da yine aynı şekilde Alman kavramıdır.
- Eurasia (n.) 1881, from Euro- + Asia. First record of it in any language seems to be in H. Reusche’s “Handbuch der Geographie” (1858), but see Eurasian. Related: Eurasiatic (1863). https://www.etymonline.com/word/eurasia
- Kendi kavramlarımız?
- Bizans tabiri Alman stratejik düşüncesine ait olan böl yönet anlayışıdır. Bizim kavramlarımıza, terimlerimize karşı uygulanan bu bölücülüğün aynısını, biz Avrupa kavramları için de aynı karşı tavrı göstermeliyiz.
- Roma hamamları geleneği Türkler tarafından da devam ettirilmiştir. Yıkanmayı bilmeyen Avrupalılar ise Roma Mirasını sahiplenmeyi çok iyi bilmişlerdir.
- Selçuklular devletlerini Rum Selçuklu Sultanlığı olarak anarken, Osmanlılar kendi ülkelerini Diyar-ı Rum İmparatorluğu adlandırmışlar, Balkanlar’daki topraklarına da Rumeli adını vermişlerdir. Rumi olarak adlandırılan ise Mevlana Celalettin idi. Rumi’den kasıt Romalıdır, Anadolu topraklarıdır. Anadolu topraklarının Roma olarak, daha doğrusu Türkiye topraklarının Roma olarak anılmasına rağmen, daha sonra Avrupa bu tarihi kendi üzerine geçirmiş, patentini kendi üzerine almıştır. O patenti geri almanın zamanıdır artık.
- Osmanlı Rumeli’si ile Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfusları birbirine eşittir. Bugün Türkiye’nin nüfusu kadar bir nüfus bizim geride bıraktığımız Rumeli topraklarında yaşıyor, bunlar bizden Batı tarafından söküldü.
Kaynak: https://twitter.com/SonerCagaptay/status/1586456087640780801
- Son Roma İmparatoru 11.Konstantin’in yeğenleri olan, ki vârislerdir aynı zamanda, daha sonra Osmanlı Türk imparatorluğunda Has Murat Paşa ve sadrazam Mesih Paşa olarak karşımıza çıkacaklardı. Osmanlı Türk imparatorluğu kendine olan güveni neticesinde Roma İmparatorluğu’nun kadrolarını kendi bünyesi içerisinde devam ettirmiştir.
Sadrazam Mesih Paşa
Murat Paşa Camii, Aksaray, İstanbul
Son Roma İmparatoru 11.Konstantin
Sadrazam Mesih Paşa’nın Laleli’de kiliseden dönüştürdüğü Bodrum Camii
- Roma mirasının Türklere yabancılaştırılması Bizans oyunları, Kahpe Bizans, Bizans Entrikaları, Bizans tekfuru, Bizantinist, Bizans İstanbul’u, Bizanslılar, Bizans İmparatorları, Bizans çalışmaları, Bizans Sanatı, Bizans Nümismatiği, Bizans Çalışmaları Araştırma Merkezi ve benzeri kavramlar üzerinden gerçekleştirilmiştir.
- Üniversitelerdeki fakültelerdeki kürsüler Roma olarak değil Bizans olarak adlandırılmaktadır.
- Türk sineması Yeşilçam bu konuda da halk yığınlarını etkileme konusunda önde gelen bir işlev görmüştür.
- Dedelerimin ve atalarının terminolojisinden kopan Türkler, Roma tabirinin aksine, Bizans terimini kullanmaya başlamışlardır. Önde gelen tarihçiler bu terimi kullanmaktan çekinmemektedirler. Semavi Eyice, Işıl Demirkent, İsmail Tokalak yazdıkları kitapları hep Bizans ile başlayan kapak isimleri vermişlerdir.
- Bizans değil ROMA! Üçüncü Roma İmparatorluğu. https://www.booksonturkey.com/roman-empire-and-turkey/
Levent AĞAOĞLU
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.