NE DENİLİRSE HAK EDİYORLAR
08 Şubat 2018, Perşembe 19:28NE DENİLİRSE HAK EDİYORLAR
Gazete merkezinde yazar arkadaşlarla birkaç kişi haricinde sık olarak bir araya gelemiyoruz. En sık karşılaştığımız arkadaşımız Hulusi. En son karşılaşmamızda gülüyordu. Hayırdır dedik. Söze başladı:
B.H.G : Benim telefonlar susmuyor.
G.K : Ne oldu yine?
B.H.G : Mustafa İhsan Denizaşan'ın kızı sahneye çıkıp babasını anlatacakmış.
G.K : Nerede?
B.H.G : Kılavuz Açık Deniz Yelken İhtisas Kulubü Sevinçler Kukla Tiyatrosu'nda sahneye çıkacakmış. Daha bitmedi. (E) Amiral R. Cem Gürdeniz'de davetliymiş.
G.K : Mustafa İhsan Denizaşan'ın kızı için hiç şaşırmadık. Fakat (E) Amiral R. Cem Gürdeniz'in de senin ''SEMPOZYUMCU SEZAR'A CEVABIM MUSTAFA İHSAN DENİZAŞAN OLAYININ PERDE ARKASI'' başlıklı yazından sonra o kadının yanında bulunması aklımıza birçok soru işareti getiriyor. Bu kadın hepinizi HIRSIZLIKLA İTHAM ETMİŞTİ. Yazında öyle anlatıyordun. Sağda solda en çok yazı yazan da (E) Amiral R. Cem Gürdeniz değil mi? İnanmayanlar internete Mustafa İhsan Denizaşan yazsınlar. (E) Amiral R. Cem Gürdeniz'in ne kadar çok yazı yazdığını okurlar - Hulusi sen, bir tek 4 ay Y. D Denizcilik Dergisi'ne yazı serisi olarak başladın ve yazdın. Ağır ithamlarla karşılaşınca yarıda bıraktın. (E) Amiral R. Cem Gürdeniz ne yaptı? M. İ. Denizaşan'ın kızını Küdenfor Toplantısına davet etti. Aslında temasını kesmesi gerekirdi.
HOŞGELDİN. BUYUR BURADAN YAK! Bu tür davranışlar için kullanılır. Hulusi sen kitabı hazırladın. (E) Amiral R. Cem Gürdeniz'e verdin. Gürdeniz yedi sayfa önsöz yazdı. Kadın ısrarla kitabın taslağını görmek istedi. Sen taslağı vermek istemedin. Gürdeniz vermeni söyledi. Taslağı aldıkları gün huylarının değiştiğini söyledin. Şimdi de gülüyorsun. Kılavuz Açık Yelken Deniz İhtisas Kulubü Sevinçler Kukla Tiyatrosu'nda (Büyükçekmece) 27 Ocak 2018 saat 19:00'da M. İ. Denizaşan'ın kızını sahneye çıkarmış. Zaten bunu da kendi sitelerinde duyurmuşlardı.
B.H.G : Benim en çok pişmanlıklarımdan biri de Mustafa İhsan Denizaşan ile alakalı yıllarca araştırma yapmak. Çünkü bütün katkıda bulunanların emekleri boşa gitti. Onlar babalarını çok daha derine gömdüler, şimdi çıkartmak için onun bunun kapısını aşındırıyorlar. Keşke, üzerine yıllardır arkadaşlarımla birlikte çalıştığım kitabı bitirseydim, çok daha iyi olurdu. M. İ. Denizaşan'ın kızı 2016'nın sonunda yine ortaya çıktı. Milliyet Gazetesi'ne röportaj verdi. 4 ciltlik babasının kitabı hazırmış. Sponsor arıyormuş. Şimdi de başkaları niyetlenmiş. Niye gülüyorum biliyor musun? Burada ilk defa açıklıyorum. M. İ. Denizaşan'ın kızı tuhaf davranışlar sergilemeye başladığı vakit KİTABIN TASLAĞINI R. Cem Gürdeniz'e vermeden önce içine ÇOK BÜYÜK BİR TUZAK KURDUM. M. İ. Denizaşan'ın kızı yayınevi ile anlaşmasını yaptıktan sonra - çünkü kitabı yazan ben olduğum için yayınevinin vereceği %10 telif hakkının, Beykoz Belediye Başkanlığı'nın istediği kitabın tamamının ücretinin de kızına ödenmesini söyledim, buna da R. Cem Gürdeniz ve Vatan Partisi Beykoz İlçe Başkanı Hakan Ekiz ile birçok kişi şahittir - kitap baskıya girmeden son kontrolü yapma bahanesiyle taslağındaki tuzağı kaldıracaktım. R. Cem Gürdeniz'in bile bundan haberi yok. Belki bana kızacaktı da. Çok daha önemli başka bir konu daha var kitapta.
MUSTAFA İHSAN DENİZAŞAN'A O YILLARDA BİRİLERİ BİRŞEY DAYATMIŞLAR. O DA BU DAYATMAYI AYNEN UYGULAMIŞ.
''Sempozyumcu Sezar''a cevabım Mustafa İhsan Denizaşan olayının perde arkası'' yazımın son bölümünü dikkatli olarak yeniden okursanız birazcık anlarsınız ne demek istediğimi. O bilgileri bir zamanlar DENİZ TİCARET GAZETESİ'nde yazan, bugün en yüksek makamda danışman olarak bulunan beyefendiye teslim ettim. Ona kalsa hemen açıklayacaktı. Ben kendisinden özellikle rica ettim. ÇOK RİCA EDİYORUM BENDEN HABER BEKLEYİNİZ dedim.
Cebelitarık'tan Türkiye'ye gönderilen M. İ. Denizaşan imzalı kartpostal 1 tane. O da benim elimde. Üstelik de tescil ettirdim. Cesareti olan benim yazdığım kitabı bastırıp çıkartsın ortaya. HODRİ MEYDAN.
G.K : Hulusi sende az değilsin. Fakat doğru, az olamazsın. 32 yıldır aralıksız dergilere, gazetelere yazı yazıyorsun. İnsanlara seni ne kadar tanıyacaklarına sen karar veriyorsun. Sen istediğin kadar seni tanıyorlar. Ben de sana GÖLGE KAPTAN OLARAK PES DİYORUM.