Mavi vatan, Roseline A gemisi ve İMEAK DTO'nun sessizliği
04 Aralık 2020, Cuma 15:49Önce Türkiye, Libya arasında Münhasır Ekonomik Bölgelerin (MEB) belirlenmesine yönelik bir sözleşme yapıldı. ( MEB nedir? 1982 yılında uluslararası hukukun gündemine gelen MEB kavramı, bir ülkeye kıyılarından 200 deniz mili (yaklaşık 350 kilometre) mesafeye kadar olan alanda petrol, doğal gaz aramak/çıkarmak, deniz canlılarını ekonomik açıdan değerlendirmek için tanınan egemenlik haklarıdır)
Ardından da Doğu Akdenizde ki egemenlik hakkını kullanan Türkiye bu bölgede petrol arama çalışması yapmaya başladı. İşte Türkiye'nin Akdenizde haklarını kullanmaya başlaması ile birlikte başta AB ülkeleri ve ABD olmak üzere dünyanın neredeyse bütün ülkeleri bir anda Türkiye karşıtı oldular. İtalya, fransa, Yunanistan, ABD ve Rus Akdenize birbiri ardına savaş gemileri göndermeye başladı, Yunanistan arkasındaki devletlere güvenerek tacizlere başladı.
Bunun üzerine Türkiye'de bir Mavi Vatan olgusu gelişti. Denizlerimiz de ( Mavi Vatan) kara topraklarımız kadar kıymetli olduğu ve sonuna kadar savunulacağı her ortamda dile getirildi.
Türkiye doğu Akdenizde egemen olduğu sularda petrol ararken bu kez de karşımıza Türk bayraklı Roseline A gemisi çıktı. neydi bu olay kısaca hatırlarsak, merkezi İtalya olan ve Roma’da kurulmuş İrini Operasyon Gücü karargahı verdiği bir emirle Alman Fırkateyni Hamburg isimli savaş gemisi, Yunanlı bir amiralin komutasında Türk bayraklı Rosaline A isimli sivil yük gemimizi, yol kesip durdurarak, gemiye özel timler indirip arama yapmıştı.
Türkiyenin Akdenizde haklarını kullanmaya başlamasıyla ortaya çıkan tehdit, taciz gibi rezilliklerin yanı sıra bu son Rosaline A gemisi baskını AB ülkelerinin niyetini açıkça ortaya koydu.
Türkiyenin resmi kurumlarından, sivil toplum kuruluşlarından bu olaylara tepkiler geldi. Gelmeye de devam ediyor.
Mavi Vatan olgusunun gelişmesiyle yaşanan deniz olaylarına en büyük tepkiyi vermesi gereken, Türkiye'nin en büyük denizcilik sivil toplum örgütü olan İMEAK Deniz Ticaret Odası ise olayı sadece kuru bir kınama yayınlamakla yetindiNeden?
Halbuki gönül isterdi ki, İMO'da uluslarası deniz ticaret odasında bizim İMEAK DTO kurduğu komisyonlar ile en büyük tepkiyi versin.
Ne Mavi Vatan konusunda, ne de bu RosalineA gemisi olayı için Deniz Ticaret Odasından yüksek tonda, beklediğimiz bir ses yükselmedi.
Zaten İMEAK Deniz Ticaret Odası son 2 yıldır içine kapanmış durumda. Oda bünyesinde görevlendirdikleri bir reklamcı, halkla ilişkiler elemanı vasıtası ile DTO'dan haberler verilmeye çalışılıyor. O haberlerde de dişe dokunur şeyler değil.
DTO ile TUDEV arasındaki ilişkiler üzerine vakıflar genel Müdürlüğünün raporu ve YÖK raporundan sonra ne hikmetse DTO yönetimi iyice içine kapandı.
Galiba İMEAK DTO artık vizyon kaybına uğramaya başladı. Denizciler seslerini daha iyi duyurabilmek için İMEAK DTO bulunduğu illere göre bağımsız hale gelmeli. İstanbuldaki Deniz Ticaret Odası da sadece İstanbul Deniz Ticaret Odası olmalı....