Marmara Kupası’nda ‘Hayalet Gemi’ Faciası Kıl Payı Atlatıldı

Deniz hatayı affetmez… Hele gece seyrinde yorgunluk ve dikkat dağınıklığı bu hataya davetiye çıkartır. “Uyanık” kalmak ve her dem “uyanık” olmak muhtemel bir faciayı önlemenin vazgeçilmezidir.

MDK Marmara Kupası’nda Arçelik-Papili’nin “Hayalet” gemiyi son anda fark etmesi sözünü ettiğimiz konu ile  örtüşen çarpıcı bir örnek.

125 millik rotada gerçekleşen MDK Marmara Kupası’nda eğer bir “hayalet gemi” son anda fark edilmeseydi, şu an bu satırlarda bambaşka şeylerden söz etmemiz kaçınılmaz olacaktı…

Gece seyrinde “uyanık” kalmanın ve “çevreyi dikkatle izlemenin” önemine daha önce defalarca değindik, olasılıklardan söz ettik. Bu nedenle MDK Marmara Kupası’nın dönüş rotasında Deniz Fıçı yönetimindeki Arçelik-Papili’nin “atlattığı” olayı çarpıcı bir “vaka analizi” olarak ele almak istiyoruz.



Asmalıada’yı döndükten sonra kısa bir orsa seyrinin ardından batı-kuzeybatıya dirise eden rüzgarı, Ker 53’ün “çok sevdiği” dar apazda kullanabilmek için kıyıya oldukça sokulan Arçelik-Papili, Ambarlı Limanı açıklarında giriş-çıkış yapan gemilerin yarattığı hareketlilik nedeniyle seyrini daha dikkatli sürdürmeye başladı.

Dümendeki Deniz Fıçı, birden bir gariplik sezdi.

İskele taraflarında bulunan ve seyir fenerleri yanmayan karanlıklar içindeki koca bir geminin yer değiştirdiğini fark etti. Aslında buna "sezgi" demek daha olası. Zira  sadece bir kamarasında zayıf bir ışığın seçilebildiği gemi, tam olarak “demirli” izlenimi veriyordu. Aksine tek işaret ise pruvasındaki demir fenerinin yanmaması idi…

Hareket halindeki gemi, 90 dereceden çatışma açısı ile üzerlerine geliyordu…



Derhal ekibini uyaran ve istirahate çekilenleri de güverteye çağıran Deniz Fıçı, taktisyeni Kaan İş ile hızlı bir durum değerlendirmesi yaptı. Tramola atarak gemiden sakınmaya çalışmaları, iskele bordalarına yaklaşan “hayalet gemi”nin altında kalmalarına ve ezilmelerine yol açacaktı.

Son çare olarak kafayı mümkün olduğunca açarak geminin rotasından “sıyrılmayı” hedeflediler. Başardılar da… Devasa gemi, olanlardan habersiz ve hiç tepki vermeden "yüzen br apartman" gibi sadece 6-7 metrelik mesafe ile arkalarından geçerek karanlıklar içinde kayboldu.



“Sıyrılmayı” başarmışlardı…

Ama durumu zamanında fark etmeseler ve sakınmayı biraz geciktirseler sonuç çok farklı olabilirdi.

Bu nedenle özellikle gece seyrinde her açıdan “uyanık” kalmak ve çevreyi dikkatle gözlemek, en küçük bir hareketi zamanında fark etmek büyük önem taşıyor.

Önümüzde, Temmuz ayı sonunda yapılacak Deniz Kuvvetleri Kupası var. Bu örneği o nedenle ayrıntılarıyla atardık. Zira son zamanlarda geceleri “hayalet” görünümlü gemiler ve tekneler hakkında kulağımıza çok sayıda bilgi ulaşıyor.

Dolayısıyla dikkat dağınıklığını önlemek için ekibinizi gündüz saatlerinde mutlaka kademeli olarak dinlendirmeyi ihmal etmeyin. “Ben dayanırım” diyenlere ise kulak asmayıp, uykusuz kalmalarına izin vermeyin.

Unutmayın ki deniz “cesurları” ve kendine “aşırı güvenenleri” affetmez.   

Arçelik-Papili ekibine “geçmiş olsun” diyoruz.