Kayıplar Nerede, Enkaz Altındaki Ziynet Eşyaları Ne Olacak?

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli ve 3.750 binanın yıkıldığı Elazığ’ın da katılması ile 11 ili kapsayan alanda etkili olan iki büyük depremde yaşamını yitirenlerin sayısı resmi açıklamalara göre 41 bin 156’ya yükseldi. Hatay ve Kahramanmaraş dışındaki illerde arama kurtarma çalışmaları sonlandırılıp enkaz kaldırma işlemleri başlarken, mevcut sorunlara iki önemli başlık daha eklendi.

Bir yandan enkaz kaldırma çalışmalarına hız verilirken, öte yandan hafriyat kamyonlarının tozu dumanı arasında Hatay ve Kahramanmaraş’ta 15 binada arama kurtarma çalışmalarına devam ediliyor. Ancak hemen her bölgede sokak aralarında halen el sürülmemiş yüzlerce enkaz var.

Gerçi çoğuna enkaz demek de mümkün değil. Daha çok moloz tepeleri halindeler. 1999 Gölcük merkezli depremde bulunduğu yere yığılıp sandviç olan yapılar görmüştük. Çoğu ise ya devrilmiş ya da bir bölümü çökmesine rağmen yapısal bütünlüğünü kısmen de olsa koruyan binalardı. Oysa yaşadığımız son felakette, beton blokların un ufak olduğu oldukça farklı bir manzara ile karşılaştık.



Böylesine bir yıkım, enkaz altında hayatta kalma yüzdesini düşürürken kurtarma çalışmalarını da olumsuz etkiledi.


CAN KAYBI SAYISI 41 BİNİ AŞTI

Son olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Hatay’daki incelemelerinden sonra AFAD merkezinde yaptığı açıklamaya göre depremde yaşamını yitiren yurttaşların sayısı 41 bin 156’ya ulaştı. Ancak farklı kaynaklar, gerçek sayının açıklanan resmi sayının çok daha üzerinde olduğunu belirtiyor.    


KAYIP KİŞİLERİN DURUMU BİLİNMİYOR    

Dolayısıyla enkaz altında kaç kişinin bulunduğu yolunda şu ana kadar bildirilmiş bir “kayıp” sayısı söz konusu değil. Ancak başka “kayıp” haberlerinde  geçen günlerle birlikte bir yükseliş gözleniyor.

Depremzedeler, enkaz altından çıkartıldıktan sonra hastanelere sevk edilen yakınlarından bir daha haber alamadıklarını, nerede oldukları yolunda bir bilgiye ise ulaşamadıklarını dillendiriyor. Bu kayıplar arasında bebekler ve çocuklar dışında genç kızlarla kadınların olduğu ifade ediliyor. Ancak bu konuda açıklanan resmi verilere yansımış bir sayı söz konusu değil.



TAKILAR VE ZİYNET EŞYALARI NE OLACAK?

Öte yandan bir de enkaz altında kalan takılar ve ziynet eşyalarının ne olduğu konusu var. Bu güne kadar arama kurtarma ekipleri tarafından bulunan bir kısım para ve ziynet eşyası kolluk güçlerine teslim edildi. Ancak hızlanan enkaz kaldırma çalışmaları sırasında molozların içinde kalan para ve takı gibi değerli eşyaların durumu “belirsiz”…

DHA’nın aktardığı habere göre Adıyaman’da iş makineleriyle kamyonlara doldurulan molozların bir kısmı Atatürk Barajı yakınlarındaki Sitilce mevkisine boşaltılıyor. Kamyonların boşalttığı molozlar iş makinelerinin yardımıyla düzeltiliyor.

Molozların bir kısmı da kentin diğer çıkış noktası olan Şanlıurfa yolu üzerinde bulunan organize sanayinin karşısındaki boş bir araziye dökülüyor.

Bazı bölgelerde ise molozlar belirli alanlara boşaltıldıktan sonra dikilen tabelalarla alındıkları mahalle veya binanın adı vurgulanıyor.  Bu molozların başına da güvenlik görevlisi bırakılıyor.



“SAHİPLİK” NASIL KANITLANACAK?

Yine DHA'nın haberine göre, değerli eşyalar bu moloz yığını içinde bulunduğu takdirde “kendisinin olduğunu ispat eden” sahiplerine verilecek. Ancak kişilerin bu eşyaların kendilerine ait olduğunu nasıl kanıtlayacakları ayrı bir soru işareti.

Sahibi çıkmayan eşyalar, düzenlenecek polis tutanağının ardından savcılıklara teslim edilecek. Tutanaklarda bulunduğu yerle ilgili detaylı bilgi yer alan eşyalar muhafaza altına alınacak.

Enkaz tamamen kaldırıldıktan sonra bulanan değerli eşyaların tamamı savcılık işlemlerinin ardından tereke hakimliklerine teslim edilecek. Burada belli bir süre bekletilecek ziynet ve değerli eşyalar, sahibi ya da hak sahiplerine yine ispat karşılığında teslim edilecek.

Belirlenen sürede sahibi ya da mirasçısı çıkmayan eşyalar, hakimlikler tarafından yapılacak işlemlerin ardından hazineye aktarılacak.   


Kaynak: TurkSail / DHA