Kartal Römorkörü bağlantısı bir uydurmadır
12 Kasım 2023, Pazar 14:39KARTAL İSİMLİ RÖMORKÖR NASIL KAHRAMAN YAPILDI
Kartal römorkörü yanılgısı
Mustafa Kemal Paşa –
Kartal Römorkörü bağlantısı bir uydurmadır.
Yazan:Osman Öndeş
Neden böylesine hata yapıldı..
Eğer akademisyenlere müracaat edilseydi, bu üzücü hata meydana gelmeyecekti. Buharlı Kartal römorkörü “Kahraman” olacak hiçbir tarihi olayda yeralmadı.
Yıllar, yıllar geçti, hurdaya çıkartıldı. Tuzla civarında sahilde öylesine hırpalanmış halde yatıyordu.
Şirketi Tuzla’da olan Genta Denizcilik İnşaatı ve Tic.AŞ başkanı Arif Ertik bu hurdayı gördü ve merak etti.. Sıradan bir römorkör olan “Kartal”ı kahraman yaptıran hikayenin tetikçisi Arif Ertik çok değerli bir mühendistir.
İTÜ 1978-1989 Enerji Mühendisliği dalında ihtisas yapmış olan Müh. Arif Ertik kurmuş olduğu Genta Denizcilik İnşaat ve Tic.AŞ. firmasının başkanıdır. Bu firması ile denizaltı hizmetleri inşaatları alanında uzmanlık faaliyeti yürütülmektedir. İMEAK’da Denizaltı hizmetleri ve İnşaat Faaliyetleri Komitesi başkanıdır. Denizaltındaki yaşama tutkundur ve dalış sevdalısıdır. Zamanında “Sedef Adası’na dalmanın yasaklanmasına neden olan adam” diye de tanınmıştır.
Memleketini çok seven, Atatürk sevdalısı bir şahsiyettir. Kendi anlatımıyla Evrensel Gazetesi’nde Anıl Yurdakul’a yaşamını şöyle anlatmıştır; "Arif Ertik ömrünü, on beş yaşında iken deniz maskesi takarak suyun altını, o büyülü dünyayı gördüğü günün ardından, denizde geçireceğinden habersizdi." (Evrensel Gazetesi, 13 Ekim 2019, Anıl Yurdakul’un Arif Ertik söyleşisi)
Cevat Abbas’ın hatıratında Kartal römorkörü diye bir isim yok
Arif Ertik Bey çok başarılı bir müteşebbistir, kuşkusuz yüreği bu vatan sevdasıyla yüklüdür.. Bir akademisyen tarihçi değildir! Heyecanları ve yanılgılı hatırlayışı ile harekete geçmiş, fakat bunun yanlış veya doğru olduğunu kayda geçirecek şekilde hiçbir akademisyene bu konuyu anlatmamış, inceleme yapılmasını talep etmemiştir.
şövanist bir atılımla ortaya çıkan Cem Gürdeniz olayın çığ gibi büyümesine neden olmuştur. Herhalde kendini tutamamış ve önceki dönemde Türk Loydu Başkanı olan Cem Melikoğlu ile dostluğu sayesinde bu çakma römorköre bir de Onursal Belge verilmiştir.
Olay tam bir uluslar arası skandala dönüşmüş bulunmaktadır!
Evrensel’deki Arif Ertik ile yapılmış söyleşide yeni bir bölüme geçilmiş ve tarihî bir yanılgıyla sıradan bir römorkörün kahraman yapılmasına neden olacak tanıklığı şöyle anlatılmıştır; “Ömrü denizlerde geçen Arif Ertik’in araştırmacı yönü, Türkiye’nin bir tarihi ayıbını önlemiş oldu. Tuzla’da halen kullanmakta olduğu deniz kenarındaki ofisinin önüne yarı batık bir vaziyette terk edilen römorkörü kurtarır. Üstelik kurtardığı sıradan bir tekne değil, İstanbul’un işgali sırasında Atatürk’ün “Geldikleri gibi giderler” sözünü söylediği ‘Kartal’ ismindeki römorkördü. Peki, Arif Ertik nasıl fark etmişti o hurdaya çıkmak üzere terk edilen römorkörün tarihi tekne olduğunu!
“Bir arkadaşımın römorkörü, içindeki makinesi alınarak Tuzla’da deniz kenarındaki ofisimin önüne yarı batık bir vaziyette terk edildi. Hurdaya gitmesi için Tuzla Liman Başkanlığından izin istenmişti. İznin Ankara’dan gelmesi gerekiyordu ama izin gecikti. Teknenin isminin Kartal olduğunu biliyorum ve çok yaşlı olduğunu da. Cevat Abbas’ın anılarında Atatürk’ün, İstanbul’un işgal edildiği 1918 senesinin 13 Kasım günü Haydarpaşa’dan karşıya geçmek isterken işgal kuvvetlerinin gemilerinin Boğaz’da geçişini görüp ağlayan Cevat Abbas’a “Ağlama çocuk geldikleri gibi giderler” sözünü söylediğini anımsadım. Cevat Abbas’ın anılarında Atatürk’ün karşıya geçerken Kartal istimbotuna bindiğinden bahsettiği ‘Kartal’ istimbotu bu tekne olabilir mi diye kafamda soru işareti oluştu. (Arif Ertik Bey’in bu anlatımı tamamıyla gerçekdışıdır. Yanlış anımsamıştır! O.Ö).
Metear Deniz İşleri ve Ticaret şirketini arayarak, bu römorkörün isminin Kartal ismini siz mi koydunuz yoksa siz aldığınızda teknenin ismi Kartal mıydı? diye sordum. Tekneyi deniz yollarından satın almışlar, teknenin adı Kartal’mış ve üstelik gemi 1911 yapımı! Hemen dedim ki Atatürk’ün binmiş olduğu tekne, bu ofisimin önünde batık halde duran teknedir. Bu tespitten sonra 1,5 sene boyunca tek başıma herkese anlatmak zorunda kaldım ama bir türlü destek bulamadım. Gazeteci arkadaşım Gökhan Karakaş’ın vasıtasıyla kurmuş olduğumuz “Kartal’ı Kurtarma Platformu” ile tekneyi satın aldık. Yapılan bağışlarla tekne orijinal haline getirildi. Deniz Kuvvetlerine bağışladık, umarım bir ara ‘Kartal’ anıt gemi olarak sergilenecek.”
Arif Ertik giriştiği konunun doğru olup olmadığını öğrenmek bir üniversitenin tarih bölümünden akademisyenlere müracaat etmek yerine Milliyet Gazetesi Muhabiri Gökhan Karakaş’a da haber vererek, onun da bu tarihi yanılgıya kapılmasına neden olmuştur. Artık konu şirazesini şaşmış ve Atatürk sevdası propagandası ile parasal destek almaya dönüşmüştür.
Tarihin ciddiyetine itibar etmeyiş, maalesef vahim bir ciddiyetsizliktir ve hiçbir değer ifade etmeyen bir not defterini göbeğinde sergileyen Ali Bozoğlu da katılarak, bu ciddiyetsizliğe katılarak, bir anlamda şöhret yolunu tutmuştur.
Çok üzülsem de tarihin gerçeklerini aktarmak zorundayım. Bunun dışında öncelikle Arif Ertik Bey’e engin sevgilerimi ve saygılarını iletmek isterim.
Atatürk’ün şereflendirdiği Ankara Stadyumunda 19 Mayıs törenleri coşkuyla gerçekleştirilmiştir. Kaynak: 20 Mayıs 1938 Cumhuriyet Gazetesi.
Türk basınında 1991’e kadar “Bandırma Vapuru” ve 2018’e “Kartal römorkörü” konusu mevcut değildi.
Türk basınında 13 Kasım 1918 ve 19 Mayıs tarihi Atatürk’ün yüceliğini anlatan makalelerden ve haberlerden ibaret kalmıştır. Hatta 13 Kasım 1918 tarihine rastlayan günlük gazetelerde hiçbir haber de olmamıştır.
18-19 ve 20 Mayıs 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde ilk defa “İdman Şenlikleri” olarak haber olmuş ve fotoğraflar yayınlanmıştır.
Bu tarihten itibaren her sene 19 Mayıs konusu yine Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basmasının önemini anlatan yazılar, haberler olarak devam etmiş ve yapılan idman şenliklerinin fotoğrafları yayınlanmıştır.
1940 yılından 1941’e kadar II.Dünya Harbi etkisiyle dünya harbi haberleri ön sıraya çıkmış ve 19 Mayıs 1941’de “Gençlik ve Spor Bayramı” çok büyük törenlerle kutlanmıştır. Ankara’daki törende “Milli Şef” Cumhurbaşkanı İsmet İnönü “Yüce Milletimiz, Sevgili yurttaşlarım, Tarihin en karanlık devrine ışık ve hayat verici bir sabah olan 19 Mayıs kutlamak için bugün memleketin her yanında böyle toplanmış bulunuyoruz.” Diyerek 19 Mayıs’ın önemini anlatmıştır. İstanbul’da yapılan törenlerde Maarif Vekili Lütfi Kırdar “Atatürk’ün kalbimizde ve milli namus yaktığı, istiklâl ve aşkının ateşi ve milli namus ve şerefin meşalesidir” diye seslenmiştir.
Cumhuriyet Gazetesi’nde 19 Mayıs yıldönümleri hep bu içerikte devam etmiş, 19 Mayıs konusu “Bandırma” adı dahil edilerek ilk kez 17-18-19 Mayıs 2023 tarihlerine rastlayan
“Yüzyılın Rotası” ve bağlantılı haber yorumda yer almıştır.
İstanbul Üniversitesi Gazete Arşivi gün esas alınarak Akşam Gazetesi ve diğer günlük gazeteler aylarca taranmış ve ayni neticeyle karşılaşılmıştır.
Atatürk 19 Mayıs 1938 şenlikleri yapılan Stadyuma şeref vermiş ve coşkuyla alkışlanmıştır. Bu tarih Atatürk’ün veda edeceği Kasım ayından önceki son Spor ve Gençlik Bayramı’dır. Bu tarihte binlerce imza ile Dahiliye Vekili Şükrü Kaya’ya stadyumda binlerce imzalı bir dilekçe ulaştırılmıştır.
Bu dilekçede şunlar yazılıdır: Sayın Bay Şükrü Kaya,
Ulu Önder Atatürk’ün Türk vatan ve istiklâlini kurtarmak üzere Samsun’dan Anadolu’ya ayak bastığı günü 19.cu yıldönümünü kutlayan bizler, bu mutlu günü heyecanı içinde çırpınarak şu üç dileğimizin yerine getirilmesini yüksek partimizin Sayın Genel Sekreteri’nden şimdi stadyumda bulunan onbinlerce halk namıma saygılarımızla rica ederiz;
7- Ebedî Şefimiz Atatürk’e bu dakikada duyduğumuz sonsuz şükran ve tazim hislerinin arz ve iblâğı.
2- 19 Mayıs gününün Gençlik ve Spor Bayramı olarak kabulü.
3-Bu güzel sahanın “19 Mayıs Şehir Stadyumu” olarak adlandırılması.”
Kartal römorkörü uydurması
2018 yılından itibaren ortaya çıkmıştır!
Skandal bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor
E.Tümamiral Cem Gürdeniz kendisine iletilen hurda Kartal II Römorkörü konusunda, -Tekrar tekrar belirtiyorum-hiçbir Akademik kaynağa müracaat ederek, doğruluk derecesini araştırmadan çok yoğun bir algı operasyonu yapmaya başlamıştır. Atatürkçü tavrıyla bu konuda şöyle anlatmaktadır; “Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa’da trenden indiğinde yorgundur. Garda bir manga asker tarafından törenle karşılanır. Yakın dostu Dr.Rasim Ferid (Talay) Bey de karşılayanlar arasındadır.Tam da o esnada İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan 51 parçalık işgal donanması Haydarpaşa önünden geçerek demir yerlerine intikal etmektedir. Bu nedenle Fransız askerî makamlarının kontrolündeki Boğaziçi’ndeki deniz trafiği durdurulmuştur. Mustafa Kemal Paşa ve dostu Dr. Rasim Ferid rıhtımdan bu geçişi hüzünle seyrederler. Saat 15.00 civarıdır. İskelede bekleyen Fransız işgal kuvvetlerine ait Enterprise isimli küçük tekne 2 saatlik bekleyiş sonrası Mustafa Kemal’in Beyoğlu’nda kalacağı Pera Palas Oteli’ne götürmek üzere Haydarpaşa’dan Galata’ya hareket eder.(Kırmızı renkle işaretlediğim Cem Gürdeniz’in bu ifadesi tamamıyla gerçekdışıdır, maalesef kurgudan ibarettir. Değil ki bir askerdir. Mustafa Kemal Paşa’yı işgal kuvvetlerine ait bir römorköre bindirmeyi sıradan görecek kadar da sorumsuz kalabilmiştir. Böyle bir ifade hakarettir, utanç vericidir. O.Ö.)
Yaveri Cevat Abbas, demirli savaş gemileri arasından geçtikleri anları şöyle anlatır; “Askeri Nakliyat’ın köhne bir motoru ile deniz ortasında yaslanan bir çelik ormanının ortasından geçiyorduk.”
Bir cümle sonrasında kendisiyle çelişen bu satırlar bir akıl tutulmasıdır herhalde; Fakat Cem Gürdeniz algı operasyonu ile yanılgısında ısrar edecektir.
Şöyle devam eder; “1911’de Hollanda’da Enterprise adıyla Fransızlara inşa edilen bu küçük tekne (istimbot) daha sonra Seyr-i Sefain İdaresi’nce satın alınır ve ismi Kartal olarak değiştirilir…” (…Bunlar hayal dünyasında kurgulanmış, gerçekdışı laflardır! O.Ö)
Nevar ki, tarihin saptırılması adına algı operasyonu yapmakta devam ettiği görülmüştür! Kendisinin bu vahim hatadan avdet etmesi gerekirken, birkaç yıl sonra kendisi geri planda kalacak ve Ali Bozoğlu ve Gökhan Karakaş’ı ön plana çıkartacaktır.. Bu iki isim, şöhret olmak yolunda kendilerine oynanan bu oyunu idrak edememişlerdir..
1 İtilaf Devletleri’ne ait gemilerin toplam sayısı 55 değildir. Toplamı 60 olarak belirtilmişse de, hepsi harp gemisi değildir. Birkısmı ikmal amaçlı gemilerdir, aralarında kömür ikmal gemisi ve/veya mayın gemisi olarak hizmeti verecek açık deniz balıkçı gemileri de vardır.
The names of the most important ships that constituted the 60-pieces Allied Fleet to Istanbul were also published in the 6res. The large English warships arriving at the port consisted of Superb, Temeraire dreadnoughts, and warships Agamemnon and Lord Nelson. Besides there were also many cruisers, torpedo destroyers, and torpedoes. According to various sources, the French warships consisted of Bearn, Diderot, Mirabeau dreadnoughts, Démocratie armored ship, Arnest Renan, Jules Michelet cruisers, and many torpedoes. While the number of the Italian fleet was unknown, the Greek fleet consisted of 3 torpedo destroyers with the armored cruiser Averof. Technical characteristics of the significant ships, which constituted the Allied Fleet, also appeared in the 6res. According to this, dreadnought Superb, which was assigned to the general of the Allied Fleet, Admiral Arthur Calthorpe, had 19.000 tonnages of capacity.
..Temeraire dreadnought, which was anchored along with Superb dreadnought before the Dolmabahçe Palace, was the pair of the Superb dreadnought. Agamemnon armored ship. This armored ship, one of the most exquisite warships possessing the system before the dreadnought class. Lord Nilson armored ship was the pair of Agamemnon armored ships, and England had only these 2 warships belonging to this class. Being assigned to a French admiral, general of the French fleet in the Mediterranean, Bearn warship was one of the most powerful dreadnoughts within the Allied Fleet arriving in Port of Istanbul.
Each of Mirabeau and Didero(t)of these warships, with 5 funnels and 2 masts. Another French ship Démocratie warship, with 2 funnels and 2 masts. Ernest Renan, which was one of the rapid and state-of-the-art armored cruisers.This armored cruiser, with 6 funnels and 2 masts. Jules Michelet, which was another fast cruiser, had 12,600 tonnages of capacity and had 4 funnels and 2 masts…
Mesut Yavaş ; “Arrival of the Allied Fleet in Istanbul and Their Activities According to Turkish Press” Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi / Journal of Ottoman Legacy Studies Cilt 9, Sayı 25, Kasım 2022 / Volume 9, Issue 25, November 2022.
Cem Gürdeniz Kimdir
24 Mart 1958 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. 1969 yılında Sarıyer Pertevniyal İlkokulu’nu bitirdi, ortaokula yatılı olarak Haydarpaşa Lisesi’ne gitti. Ardından, 1972 yılında Deniz Lisesi’ne kabul edilen Cem Gürdeniz, 1979 yılında Deniz Harp Okulu Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirerek Deniz Teğmen rütbesiyle güverte subayı olarak görev aldı.
Cem Gürdeniz, 1983-1985 yılları arasında ABD Naval Postgraduate School’da “İnsan Gücü, Personel ve Eğitim” alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı ve 1987 yılına kadar Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görev yaptı. 1987-1989 yılları arasında Deniz Harp Akademisi öğrenimini tamamlayan Cem Gürdeniz, ardından Deniz Kurmay Yüzbaşı olarak TCG Gayret Harekât Subayı oldu. Bu görevini sürdürürken 1991 yılında NATO SHAPE Karargâhı’nda dış göreve seçildi, dış görevi esnasında ise Brüksel ULB (Université Libre Bruxelles)’de Uluslararası Politika dalında yüksek lisans yaptı. 1994-1995 yılları arasında TCG Yücetepe İkinci Komutanlığı görevindeyken, TCG Gaziantep firkateynini ABD’den transfer etmek üzere Norfolk, ABD’de görevlendirildi, yaşanan uluslararası sıkıntılardan kaynaklanan transferdeki gecikmeler nedeniyle, 1996 yılında Türkiye’ye geri döndü ve Donanma Komutanlığı Harekât Başkanlığı’nda görev yaptı. 1997 yılında ABD Charleston’da bulunan TCG Gaziantep’e II. Komutan olarak atandı ve 1998 yılında ise komutanı oldu.
1999 Ağustos ayına kadar devam eden gemi komutanlığından sonra, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özel Sekreterliği’ne atandı ve 2001 yılına kadar bu görevi sürdürdü. Ağustos 2002’ye kadar Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanlığı Antlaşmalar Şube Müdürlüğü’ü, Ağustos 2003’e kadar Harp Filosu III. Muhrip Filotillası Komodorluğu görevlerini yaptı.
2003-2004 arasında Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanlığı Strateji Daire Başkanlığı görevi sırasında 30 Ağustos 2004 tarihinde Tuğamiralliğe terfi etti. 2005-2007 yılları arasındaki Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanlığı görevi sonunda Çıkarma Gemileri Komutanlığı görevinin sonunda, 2008 yılında Tümamiralliğe terfi ederek Mayın Filosu Komutanlığı’na getirildi. 2009-2011 yılları arasında ise tekrar Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanlığı görevini sürdürdü. 2012 yılında tümamiral rütbesi ile emekli olmuştur.
İngilizce ve Fransızca bilen Gürdeniz; Deniz Kuvvetleri Dergisi’nde 1979-2005 arasında 22 makalesi yeralmıştır. Ayrıca Yacht dergisinde 2015 yılından bu yana Mavi Uygarlık köşesinin düzenli yazarı olan Gürdeniz, Pankuş Yayınları tarafından çıkarılan Yeni Deniz Mecmuası’nın genel koordinatörlüğünü üstlenmiş ve dergide makaleleri yeralmaktadır. 2003-2010 yılları arasında, başta ‘Karadeniz’de Deniz Güvenliği’ konusu olmak üzere 30’a yakın uluslararası yurtdışı konferansta bildiri sunmuş ve 2014-2020 arasında ise yurt içi ve yurt dışında 300’ün üzerinde Mavi Vatan konferansı vermiştir. Türk Deniz Kuvvetleri El Kitabı 2000, İngilizce/Türkçe ve Türkçe/İngilizce Deniz Terimleri Sözlüğü, Cumhuriyet Donanması, Açık Denizlere Doğru Deniz Kuvvetleri (Prestij Kitabı) Hedefteki Donanma, Amatör Denizciler İçin Acil Durum Seyri, Mavi Uygarlık, Anavatandan Mavi Vatan’a, Çelik Gemiler Demir Bahriyeliler, Mavi Vatan Yazıları (Kırmızı Kedi Yayınları),Mavi Vatanın Güney Kapısı: Doğu Akdeniz (Pankuş Yayınları), Kültürü ve Görgüsü ile Denizcilik (Yapı Kredi Yayınları) kitaplarının yazarıdır.
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz; 24 Mart 2013-24 Mayıs 2020 tarihleri arasında, Aydınlık gazetesindeki Mavi Vatan isimli köşesinde 375 makale yazmıştır. Veryansın tv.com’da yazılarına devam eden ve bir süre Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Kurucu Direktörü olarak görev yapmış olan Cem Gürdeniz, evli ve 2 çocuk sahibidir; Gemi maketçisi, yelkenci ve yüzücüdür.(Kaynak: Muhtelif basın kaynaklarında yeralan biyografisinden alıntılanmıştır)
Bir deniz subayı olarak güçlü bilgi birikimine ve mesleki deneyimlerine rağmen, sıradan bir römorkör konusunda hiçbir akademik kaynaktan yararlanmamış olması, son derece şaşırtıcıdır. Ayrıca Türk deniz ticareti tarihi konularında bilgi birikimine sahip değildir. Bu nedenledir ki, Ressam Haslet Soyöz’ün 2019’da RMK Müzesi’nde gerçekleştirilen “Türk Armatörlerin Buharlı Gemileri” konulu yağlıboya tablolardan oluşan sergisine ait sergi kataloğuna yazdığı metindeki veriler gerçeklerden uzaktır ve yanlıştır.
Vahim hatayı işaret etmeli ve düzeltmeliyim.
Dünyanın hiçbir ciddi devletinde, bir römorkör konusunda böylesine bir skandal meydana gelmemiş ve hiçbir ülke Klas Kurumu sadece başkanının şahsi kararı ile ciddiyeti rencide edilmemiştir. Bu bir skandaldır!
Bu makalemin amacı, Mustafa Kemal Paşa inancıyla bir hizmet üretmek isteyenlerin derin yanılgısını üzüntüyle işaret etmek ve bu vahim hatayı düzeltmek olacaktır.
Ayrıca bu uydurmanın üçünü ayağı olup, (Puppet Show) muhtelif yerlerde yayınlamaya devam eden Ali Bozoğlu’nun Denizden Merhaba Dergisi Ocak 2018’de yeralan “Geldikleri Gibi Gidecekler” başlıklı yazısındaki “Kartal römorkörü” konusu tamamiyle bir uydurmadan ibarettir.
Artık, ön safta Ali Bozoğlu ezberlediklerini tekrarlamaktadır ve şunları ifade eder; “Mustafa Kemal, güney cephesinden işgal altındaki İstanbul’a döndüğünde o zamanki adı Enterprise olan istimbot ile Galata’ya geçer. Bindiği istimbotta Kurtuluş Savaşı’nın sembolü olan ‘Geldikleri gibi giderler!’ sözünü söyler.” Cümlesinin tamamı akademik kaynaklara müracaat ederek doğru olup olmadığını öğrenmek gibi bir kültür disiplinine sahip olmamasından dolayıdır tamamıyla uydurmadır ve saygısızlık örneğidir. Mustafa Kemal Paşa’yı olmayan bir Fransız römorkörüne bindirecek kadar da saygısızlık yapmaya devam etmiştir. Kendisini öne süren, arka planda kalarak sessiz kalan kişinin E.Amiral Cem Gürdeniz oluşu da çok üzücüdür.
Cem Gürdeniz, FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı gerçekleştirmiş olduğu Balyoz davasında yargılanmış ve 18 yıl ceza almıştır. Daha sonra 2014’ten itibaren yapılan yeniden yargılamada, sahte deliller üstünden kendisine iftira atıldığı anlaşılınca beraat etmiştir. Gürdeniz yıllar sonra verdiği röportajda Gülen cemaati tarafından gerçekleştirilen Balyoz davalarının Doğu Akdeniz ile ilgili olduğunu, kendisinin de bu sebeple hedef alındığını belirtmiş; “Ben hapse girdiğim ilk gün eşime dedim ki bunlar Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Türkiye’nin geleceği için yapılıyor ve bu bir savaştır.” Beyanında bulunmuştur.(Kaynak- Günün basını ve Wikipedi).
Nasıl olduysa, sıradan Kartal Römorkörü arşiv, belge araştırması yapılmaması yüzünden milli kahraman hale getirilmiştir. Bu bir skandaldır!
Türkiye Cumhuriyeti yeniden doğuştur.. O’nu yaratanları minnet ve rahmetle analım. Deniz Ticareti Tarihi’ni de belgelerden okuyarak öğrenelim. Bu yapılmaz ise, iş gösterişe dönüşür!
Bir Kartal römorkörü dalgası yarattılar…
Kartal Römorkörü yanılgısı konusu
Cumhuriyet öncesinde limanlarımızda hizmet veren römorkörlerin hiçbiri Türklere ait değildi. Bu konuda da ilkkez belge çalışmasını tamamladım ve “Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’e İstanbul Limanı” başlıklı eserimde yayınladım.
Bu römorkörcülük firmaları şöyledi;
.İzmir’de Hacı Davud Farkouh.
.İstanbul’ da Londra merkezli John Corpi.
.İstanbul’ da M.J.Stamiades.
.İstanbul’ da Philip Charles Cecil Vail.
.İstanbul’ da Stathos Biraderler (Stathos Bros.)
.İstanbul’ da S.Pandermaly.
.İstanbul ve Gelibolu’da Cie de Remorquage de Sauvetage et de Pilotage.
.Çanakkale’de V.C.E.Grech.
.Çanakkale ve İstanbul’da ’da Richard Grech.
.İstanbul’ da Simeon Senissioglou.
.İstanbul’ da Perikles Kendros.
.İstanbul’ da Emmanuel Vernicos ve Nicolaos E.Vernicos “Bosphore”.
.İstanbul’ da I.Phillipakis.
.İstanbul’ da G.Vlastaris.
.İstanbul’ da Emmanuell Pelegrini.
.İstanbul’ da Francisco Pelegrini.
.İstanbul’ da William George- William George & Co.
.İstanbul’ da Francisco Grimo.
.İzmir’ de S.E. Belge d’Armament et de Navigation à Vapeur.
.İstanbul’ da Paris merkezli Société d’Heraclée.
.İstanbul’ da Paris (Marsilya) merkezli P.R.S- Compagnie de Remorquage de Sauvetage Marseille et Constantinople; (Theodore Berger, Le Marquis de Flers, Theodore Mallet, A.Churneyssen, Frédéric Vincent, Lionidas Zarifi ve E. Eugenidis.)
.İstanbul ve İzmir’de George Zarifi ve Zafiripulou.
.İstanbul’da Danimarka Kopenhag merkezli Danmark Em 2 Sviter Bjerg Enterprise.
.İstanbul’da Jobling Walker & Co.
.İstanbul’da Sotiris Hazzopoulos.
.İstanbul’da H.Ridley.
.İstanbul’da Albert A.Hill.
.İstanbul’da John G.Grifiths.
.İstanbul’da Pandi Antoino Ralli.
.İstanbul’da Foscolo Mango.
.İstanbul’da James Whittall.
.İstanbul’da Meggie Smart.
.İstanbul’da James Smart.
.İstanbul’da James Renner Waluer, James Jobling.
.İstanbul’da Marshall Breddell.
.İstanbul’da William Whittall
.İstanbul’da Ralph D. Jacob.
.İstanbul’da John Marshall Smart.
.İzmir’de T.Lemni.
.İstanbul’da Ralph Denham Jacob el al.
.İzmir’de George Oscar Jolly ve Thomas Charles Jolly.
.Çanakkale’de ve İstanbul’da James Wardle.
.İstanbul’da Caragosocevich Barre.
.İstanbul’da A.Cristi.
.İstanbul’da G.Cappola & Co.
.İstanbul’da Signor Gogseivich.
.İstanbul’da Dr.Glascote.
.İstanbul’da Pandia Antonio Ralli.
.İstanbul’da H.Ridley.
.İstanbul’da John Swan.
.İstanbul’da William Wilkinson Jacobs.
I.Dünya Harbi başlarken Hemen tamamı yabancılara ait römorkörlerden bir kısmı, I.Dünya Harbi’ne girilmesiyle el konulmuş ve Osmanlı Donanması hizmetine verilmiştir. Bu römorkörlerden bazıları Cumhuriyet’in ilanından sonra İstanbul Limanı’yla veya tersanelerle bağlantılı olarak yeniden adlandırılmışlardır; “Yenikapı, Mesut, Samsun, Menderes, Sürat, Katerin, Muha, Kurt, İğtinam, Gazal (İlk adı Underwriter), Memo, Express, Fatihiye, İstanbul, France, Despina, Bordeaux, Maggie Grech, Bospordoc (1924’de Vatan adı verilmiştir), Mary Louise, Lutèce, Eole, Paris, Liverpool, İstinye, Foça, Elena, Cemil, Gürcistan, Bayraklı, Şevkiyat, Bornova, Dofen, Maltepe, Sa’na, Alemdar, Abdülkadir, Arslan, Süleymaniye, Leonida, Menfaat, Midilli, Canik, Samsun, Kumkapı, Selanik, Darıca” isimli römorkörler son devir Osmanlı Donanması’na devredilmiş, veya elkonulmuş veya Cumhuriyet yıllarına intikal ederek devlet hizmetinde kullanılmış olan römorkörlerdir.
Ayrıca Boyana, Çatalca, Oltanica, Suda, Şeref Nüma, Ereğli, İslahat, Marmara, Nüzhet, Alos, Fazılillah, Kasım Paşa, Fındıklı, Kabataş, Medvet, Resan, Cibali, Rusçuk, Tophane isimli römorkörler su deposu veya su tankeri olarak kullanılmak üzere tadil edilmişlerdir. İtilaf Devletleri Akdeniz Donanma Komutanı, İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Somerset Arthur Gough-Calthorpe imzası ile 7 Kasım 1918 tarihinde Osmanlı Bahriye Nezareti’ne bir talimat gönderilmiştir. Bu talimat kesin bir emirdir ve 16.cı maddesi römorkörlere ve mavnalara ait olup şöyledir; “El konulacak gemilere römorkörler ve liman hizmet deniz vasıtaları (Mavnalar) dahildir.” Bu emir doğrultusunda Osmanlı Donanması’na devredilmiş veya elkonulmuş tüm römorkörler İtilaf Devletleri İstanbul İşgal Komutanlığı emrine girmiştir. Cumhuriyet Gazetesi’nin 15 Temmuz 1341 (1925) tarihli sayısında yer alan makalede Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’nin düzene girmeye başladığı belirtilerek “Umum Müdür Sadullah (Güney) Bey’in bir buçuk yıl içinde toplam 15,000 tonu aşan, Karadeniz, Mersin, Antalya, Çanakkale, Zonguldak, Kocaeli, Şehit Miralay Nazım Bey, Büyükada vapurlarıyla dört römorköre Türk bayrağı çekmeyi (Gayret, Kartal, San’a ve Gazal) başardığını” yazmıştır.
Bu konuda temel kaynak Seyr-i Sefain İdaresi 1926 tarihli neşriyatı “Osmanlı Seyr-i Sefain Tarihçesi” olup Abdülhad Nuri imzasını taşır.
Ahmet İhsan Matbaası’nda basılmıştır. Bu resmî yıllıkta toplam römorkör sayısı 10’dur ve römorkörler; Gayret, Kudret, Kartal, Gazal, Hidemat, Tekirdağı, San’a, Rağbet, Akbaş ve Nil’dir. ( Türkiye Seyri Sefain İdaresi Rehberi 1926, Seyri Sefain İdaresi Neşriyatı, Ahmet İhsan Matbaası, Sf. 127)
Gelelim Kartal Römorkörü masalına
13 Kasım 2017 tarihli bir gazetede (Pekçok gazetede ayni şekilde yer almıştır) şöyle bir haber vardı; “Ulu Önder Atatürk’ün, ‘Geldikleri gibi giderler.’ Diyerek Kurtuluş Savaşı’nın ilk işaretini verdiği “Kartal” istimbotu restore edilecek. OYSA – O tarihte Kartal isimli bir römorkör yoktu!
Kartal İstimbotunu Kurtarma ve Yaşatma Platformu Başkanı “Kartal” istimbotunun bulunması ve kurtarılması çalışmalarına ilişkin Tuzla’da basın toplantısı düzenledi. Platform Başkanı E.Amiral Cem Gürdeniz Kartal istimbotunun İstanbul’un işgali sırasında Fransız kuvvetlerinin komutasında olduğunu, işgalden sonra millileştirilerek Kartal adını aldığını söyledi. Bu ifadesi son derece gerçekdışıdır ve çok üzücüdür! Bu ifade müthiş bir yanlıştır,uydurmadır, tarihin çarpıtılmasıdır.
Geminin metalürjik ömrünün bitmesinin ardından Tuzla açıklarında yarı batık olarak tüm makineleri sökülmüş halde bulunduğunu aktaran konuşmacı şöyle diyordu; “Yaptığımız araştırmalarla geminin geçmişini ortaya çıkardık ve Mustafa Kemal’in o meşhur sözü söylediği gemi olduğunu gördük. Dedik ki, ‘Biz bunu kurtarmalıyız. Bu artık sembol gemi olarak İstanbul’da hak ettiği gibi sergilenmeli ve Türk halkı bu gemiyi her gördüğünde ‘Geldikleri gibi giderler’ sözünü hatırlamalı ve asla ümitsizliğe kapılmamalı.’ Diye düşündük OYSA- 13 Kasım 1918 günü İtilaf Devletleri harp gemilerinin İstanbul’u işgal edecekleri bir ay evvel duyurulmuştur. Platform Başkanı
olan kişi tamamıyla kendi kurgusunu gerçek gibi duyurmak suretiyle birçok resmî kurumu dahi yanıltmıştır.olan kişi tamamıyla kendi kurgusunu gerçek gibi duyurmak suretiyle birçok resmî kurumu dahi yanıltmıştır.
13 Kasım 2018 tarihli bir gazetede (Pekçok gazetede ayni şekilde yer almıştır) şöyle haberler görüldü; “Millî duygulara hitap eden bu sözler karşısında çok sayıda münevver şahsiyet de ‘Desteklemeliyiz’ diye katılıyorlar. Tersane’de düzenlenen törende Kartal İstimbotu Kurtarma ve Yaşatma Platformu Başkanı ve davetliler yer aldı! Platform Başkanı E.Amiral Cem Gürdeniz konuşmasında; ‘’Bu geminin direği Türk milletinin egemenlik iradesini, pervanesi Türk milletin karanlıktan kurtuluş azmini, dümeni aydınlanma rotasında ilerleme istencini, demirleri her şartta sabırla mücadele yeteneğini, İstiklal Marşı ile toka edeceğimiz Türk bayrağı şehitlerimizin kanından gökyüzüne yükselen bağımsızlık ateşini ve ‘geldikleri gibi giderler!’ sözünün bulduğu anlamı temsil eder.’’ İfadelerini kullandı.
Yanılgıyı körükleyen Ali Bozoğlu kimdir
Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nde 35 yıl görev yapan Ali Bozoğlu 13 Ocak 2016 tarihinde kendi isteğiyle emekli oldu. “Elveda” başlığıyla ayrılışını şöyle anlatmıştır; “Bu gün 13 Ocak 2016 çok sevdiğim Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nde son günüm 01 Nisan 1974 tarihinde başlayan ve 26 Haziran 1980 tarihinden itibaren de Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nde devam eden çalışma hayatıma bu gün itibarı ile son noktayı koyuyorum. Kendi isteğimle kendi arzumla ve kimsenin baskısı olmadan emekliliğimi talep ettim emekli olacağım içinde çok mutluyum. Allah herkese benim gibi çalışma hayatı sonunda da emeklilik nasip etsin burada çok güzel insanlarla tanıştım ve sevdim isimlerini yazamıyorum korkum sevdiğim ve saydığım bu güzel insanların biri ve birkaçının adını yazmaya unuturum da o kişi veya kişileri üzerim diye. Burada geçen 35 yıl içerisinde çok şeyler gördüm yaşadım. Burası bana çok şey öğretti, eşimi burada tanıdım sevdim aşık oldum bu aşkımın meyvesi kızım bu kurumda çalışırken doğdu. Onu buradan kazandığım para ile büyüttüm. Ben yaşamım boyuncu da iki şeye aşık oldum; bir eşime bir de o çift çapalı forsa başka bir deyimle sarı bacaya halada her ikisine de aşığım. Eşim ve ben buradan kazandığım paralar ile ev sahibi olduk araba sahibi olduk gönlümüzce yaşadık. Kurumumun sayesinde gemi ile tura katılıp Akdeniz’de bulunan Liman Şehirlerini Türkiye’de sahil kasaba ve şehirlerini gördük. Onun için kurumumuza çok şeyler borçluyum, kurumumu çok seviyorum. O kadar ki çocuğuma, yakınlarıma vasiyet ettim; Öldüğüm zaman tabutumun üstüne evimde bulunan çift çapalı bayrağımı örtün son yolculuğuma da o bayrak altında gitmek istiyorum. Eğer mezar taşımada o çift çapayı işletirlerse de o çapanın altında huzur içinde yatarım.
Türkiye’de bir sendikaya 32 sene bağlı kalıp aidat ödeyen kaç işçi vardır bilemiyorum Koop-İş Sendikasında Aralık 1984 başlayan üyeliğim 13 Ocak 2016 tarihinde sona erecek. Şube Mali Sekreterlik ve uzun bir sürede Baş temsilcilik görevini yaptığım bu sendikada iki kişiye özel teşekkürlerim olacak birincisi kadim dostum kardeşim incir çekirdeğini bölüştüğüm dava arkadaşım yoldaşım Aziz Hacısalihoğlu’na, ikincisi Genel Başkanım Eyüp Alemdar’a benimle ilgili olarak işverenden gelen yoğun baskıya rağmen dimdik arkamda duran bu iki mümtaz insana adam gibi adam bu iki insanı sırtımda Kabe’ye götürüp getirsem, yine haklarını ödeyemem benden yana bir hakları varsa helal olsun.
Bu ayrılık hukuki bir ayrılık; ne denizcilikten, ne de sendikacılıktan ayrı kalmam mümkün değil. İkisi de benim kanıma işlemiş bir olay. Her zaman kadim dostum Aziz Hacısalihoğlu ve Genel Başkanım Eyüp Alemdar emrettikleri an yanlarındayım. Hele denizden denizcilikten vaz geçmek mümkün değil. Denizcilik konusu ile daha çok araştırma yapmak için daha çok vaktim olacak. Denizcilik Dergisi’nde Ceylan Atatunç kardeşimle, Kaptan Haber’de Kaptan Cahit İstikbal kardeşimle, Bahçeşehir Üniversitesi Türk Boğazları Uygulama Ve Araştırma Merkezi Müdürü Kaptan Saim Oğuzülgen ve diğer denizci dostlarımla daha çok beraber olacağım
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum sağ olun var olun sağlıklı ve mutlu günler dileği ile…” Şimdi adım adım dikkatle fotoğraflara bakınız ve soruları ve cevaplarını takip ediniz
Ali Bozoğlu karnına yasladığı çok önemli diye bir defter bir göstermektedir. Gösterilen belge değil, bir not defteridir ve bu defter “İstanbul Liman İşletmesi Müdürü M.İhya Görgün’ün 1945 tarihli notlarını içermektedir. Bu defterde kısmen teknik bilgileri yer alan römorkörün adı “KARTAL”dır. Şöyle ki; kahraman olduğu iddia edilen römorkör 1974’de satılmış ve römorkörü Metear firması adına Aret Hovagimyan satın almış ve Kartal II adını vermiştir. Belge olarak gösterilen o sayfadaki üç bilgiyi kırmızı renk ile işaretledim; İnşa Mahalli: Hollanda İnşa Tarihi: 1911 Gross Tonu: 81 Demek ki; 1911 yılında Hollanda’da inşa edilmiş 81 gross tonluk buharlı bir römorkör.
Fotoğrafta dikkat ediniz- Bu Römorkör Tek Pervanelidir. Platform Başkanı E.Amiral Cem Gürdeniz bir basın duyurusunda Kartal istimbotunun İstanbul’un işgali sırasında Fransız Kuvvetleri’nin komutasında olduğunu, işgalden sonra millileştirilerek Kartal adını aldığını söylemiştir. MAALESEF TAMAMİYLE UYDURMADIR.
Yani, Platform Başkanı Kartal istimbotunun İstanbul’un işgali (Yani 13 Kasım 1918) sırasında Fransız Kuvvetleri’nin komutasında olduğunu söylemiştir. Bu ifade BÜTÜNÜYLE UYDURMADIR.
Mustafa Kemal Paşa’yı ve Yaveri Cevat Abbas’ı İstanbul İşgal edilirken Fransız İşgal Kuvvetleri’ne ait dediği bir römorköre bindirmektedir! Yaver Cevat Abbas ise hatıratında “Köhne bir motorla geçtik” diye yazmıştır. Akıl tutulması gibi bir olay vardır; İtilaf Devletleri gemileri 13 Kasım 1918 günü Saat 08.30’dan itibaren Marmara’dan Boğaz’a girmeye başlıyorlar ve planları doğrultusunda demirleme yapılıyor. Bir kısmı da Karaköy – Tophane arasında kıçtankara veya aborda olmak suretiyle işgal harekatı Saat 15.30’da sona eriyor. (BKZ- Imperial War Museum- 13 November 1918 –The Occupation of Constantinople) Cem Gürdeniz ve Ali Bozoğlu’na göre Fransızlar hemen bir römorkörü Mustafa Kemal Paşa’yı Haydarpaşa’dan alması için görevlendirmiştir. Bir Türk komutanı, İstanbul İşgal edilirken işgalcilerden Fransızlara ait olmayan Fransız bayraklı bir römorköre bindirmek kadar ağır hakaret ve uydurma olamaz! Platform Başkanı devam etmiş “Kartal istimbotunun İstanbul’un işgali sırasında Fransız Kuvvetlerinin komutasında olduğunu, işgalden sonra millileştirilerek Kartal adını aldığını” söylemiştir! Tarihi tahrif ederek israrla bir algı yaratmaya devam eden Cem Gürdeniz beni çok şaşırtmıştır! Bunlar tamamiyle uydurmadır!
Çelişkinin böylesi
Cem Gürdeniz kendisine iletilen hurda Kartal II Römorkörü konusunda çok yoğun bir algı operasyonu yapmıştır. Bu konuda şöyle anlatmaktadır; “Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa’da trenden indiğinde yorgundur. Garda bir manga asker tarafından törenle karşılanır. Yakın dostu Dr.Rasim Ferid (Talay) Bey de karşılayanlar arasındadır.Tam da o esnada İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan 55 parçalık işgal donanması Haydarpaşa önünden geçerek demir yerlerine intikal etmektedir. Bu nedenle Fransız askerî makamlarının kontrolündeki Boğaziçi’ndeki deniz trafiği durdurulmuştur. Mustafa Kemal Paşa ve dostu Dr. Rasim Ferid rıhtımdan bu geçişi hüzünle seyrederler. Saat 15.00 civarıdır. İskelede bekleyen Fransız işgal kuvvetlerine ait Enterprise isimli küçük tekne 2 saatlik bekleyiş sonrası Mustafa Kemal’in Beyoğlu’nda kalacağı Pera Palas Oteli’ne götürmek üzere Haydarpaşa’dan Galata’ya hareket eder. Ve bir cümle sonrasında şöyle devam eder; Yaveri Cevat Abbas, demirli savaş gemileri arasından geçtikleri anları şöyle anlatır; “Askeri Nakliyat’ın köhne bir motoru ile deniz ortasında yaslanan bir çelik ormanının ortasından geçiyorduk.”
Bir cümle sonrasında kendisiyle çelişen bu satırlar bir akıl tutulmasıdır ve hafifliktir herhalde; Fakat Cem Gürdeniz algı operasyonu ile yanılgısında israr etmektedir ve şöyle devam eder; “1911’de Hollanda’da Enterprise adıyla Fransızlara inşa edilen bu küçük tekne (istimbot) daha sonra Seyr-i Sefain İdaresi’nce satın alınır ve ismi Kartal olarak değiştirilir…”
Bunlar hayal dünyasında yazılmış gerçekdışı laflardır! Tamamiyle kurmacadır!
Nevar ki, tarihin saptırılması adına algı operasyonu yapmaya devam ettiği görülmüştür! Kendisinin bu vahim hatadan avdet etmesi gerekirken susmaya devam etmiş ve Ali Bozoğlu’nu ortaya sürmüştür. Şimdi Soruyorum; Mustafa Kemal Paşa’yı Fransız işgal kuvvetlerine ait Fransız bayraklı VE OLMAYAN o Fransız İstimbotunu (!) Lloyd’s Register of Shipping yıllıklarında bulunuz… Şimdiden belirteyim…. YOK!
Lloyd’s Register of Shipping yıllıkları dünya deniz ticaretinin yelkenli, buharlı ve sair gemilerine ait tüm sicilleri içeren bir baş kataloglardır. Foto- İddia edilen kartal römorkörünü bulmak için LR 1918-1919 kataloğuna bakmalıyız. Lloyd’s Register of Shipping 1838’den itibaren dünyada hangi bayraklı olursa olsun tüm gemilerin sicil kayıtlarını tespit etmiş ve yıllıklarında yayınlanmıştır ve halen de devam etmektedir. O halde onun bunun, benim veya başkasının sözüne bakmaksızın Lloyd’s Register of Shipping yıllıklarında inceleme yaparsak, doğruyu buluruz.
13 Kasım 1918 ve Sonrası Mustafa Kemal Paşa 13 Kasım 1918 günü Haydarpaşa İstasyonu’na varmıştır. İtilaf Devletleri harp gemilerinin işgal nedeniyle İstanbul’a intikal edecekleri bir ay önce ilan edilmiş ve tüm deniz araçlarına seyir yasağı getirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa yasak kalkıncaya kadar Haydarpaşa’da beklemiştir.
Gördüğünüz Lloyd’s Register’in 1918-19 yıllığından KAR-KAS sayfasıdır. Bu sayfada kırmızı ile çevirdim. KARTAL adı ve ilgili tüm teknik bilgiler yer almaktadır.Burada adı belirtilen KARTAL bir şehir hatları vapurdur! Fotoğraftaki römorköre dikkatle bakınız. HANİ BU ÇAKMA RÖMORKÖRÜ DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI DENİZ MÜZESİ/BEŞİKTAŞ’TA SERGİLEYECEKLERDİ… BEŞ SENEDİR PENDİK’TEKİ TERSANEDE BİRYERLERDE KALDI. FOTOĞRAFI SAYFAYI BÜYÜTÜNÜZ VE ŞAŞIRACAKSINIZ; LR’deki bilgiler şöyledir; 1-Steel TWEEN SCREW
-Bu Kartal sac gövdeli ÇİFT PERVANELİ’dir…. İyi ama, Kahraman ilan edilen römorkör maalesef tek pervaneli, tek şaftlı! Elindeki defteri gururla gösteren kişinin gösterdiği o sayfadaki bilgiler şöyle; İnşa Mahalli: Hollanda. İyi ama LR 1918- 1919’daki bilgilere göre inşa mahalli DANZİG. Günümüzde Gdansk/Polonya. HOLLANDA DEĞİL… Not defterinde kahraman ilan edilen kahramanlık namzeti römorkörün inşa tarihi: 1911 LR 1918- 1919’daki Kartal’a ait bilgilere göre inşa tarihi :1914. LR 1918- 1919’daki bilgilere göre 350 grt… Kahramanlık namzeti ise ………………. 81 grt! Haliyle 1918’de var olduğu iddia edilen KARTAL, ile Bilgeç tavırlı bir kişinin teşhir ettiği defterdeki römorköre ait bilgilere uymamaktadır. Şimdi daha çarpıcı bir noktaya geliyoruz; KARTAL olarak yazılı olan çift pervaneli deniz aracı römorkör değil, Seyr-i Sefain İdaresi’ne ait Şirketi Hayriye/günümüzdeki Şehir Hatları vapurlarından biri……
Bunun da ayrı bir hikayesi vardır. LR yıllığında 1918-1919’da Kartal isimli bir römorkör YOK! Platform Başkanı 13 Kasım 2017’de yaptığı konuşmada şöyle demiş;”Yaptığımız araştırmalarla geminin geçmişini ortaya çıkardık ve Mustafa Kemal’in o meşhur sözü söylediği gemi olduğunu gördük. Dedik ki, ‘Biz bunu kurtarmalıyız. Bu artık sembol gemi olarak İstanbul’da hak ettiği gibi sergilenmeli ve Türk halkı bu gemiyi her gördüğünde ‘Geldikleri gibi giderler’ sözünü hatırlamalı ve asla ümitsizliğe kapılmamalı.’ Diye düşündük.”Bunlar tamamıyla sorumsuzluk örneğidir ve uydurmadır! İşaret ettiği Fransız bayraklı römorkör “Enterprise” diye geçmektedir. LR 1921-22 yıllığına kadar Enterprise maddesini de inceledim.
İlgili sayfayı dikkatinize sunuyorum. Tüm belirsizliklere cevap veren Lloyd’s Register yıllıklarıdır. Türkiye’de ticaret gemilere ait böyle arşivler olsaydı, şu veya bu yaklaşımla, iyi niyetle, millî duygularla veya ben bilirim diyerek ortaya çıkacak uygar vatanseverler veya şövanist tipler olamayacak, milli duygular istismar edilemeyecek ve böyle bir ağlatıcı ve güldürücü ve utanılacak bir olay meydana gelmeyecekti.
Kartal römorkörü yanılgısının/ Uydurmasının kaynağı
Dr. Cihat Fethi Tevetoğlu’nun Atatürk konulu asıl eseri 1971 yılında Ayyıldız Matbaası’nda basılmış olan “Tevetoğlu, Cihat Fethi, 1916-Atatürk’le Samsun’a çıkanlar / Fethi Tevetoğlu – Ankara : Atatürk ve Çevresi Yayınları” dır. Dr.Fethi Tevetoğlu’nun “Doktor Rasim Ferid Talay’ı Mustafa Kemal Paşa ile aralarında teati ettikleri mektuplarıyla naklederken, olayları da ekler. “Atatürk’ün Güvendiği bir kişi: Doktor Râsim Ferid Talay” başlıklı bu makale Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi (Atam Dergisi) C.VII Sayı.21, Temmuz 1991 tarihlidir.
Foto-Dr. Fethi Tevetoğlu’nun “Atatürk’ün Güvendiği bir kişi: Doktor Râsim Ferid Talay” konulu makalesi. Sayfa 632 ve 633 – Yayın Tarihi 1991!
Bu makale yayınlandığında Dr. Fethi Tevetoğlu hayatta değildir ve 1989 yılında vefat etmiştir. Makale, bir alıntıdır ve vefatından iki yıl sonra Dr.Fethi Tevetoğlu imzasıyla neşredilmiştir!
Derginin İçindekiler sayfası şöyledir;
Cilt: VII, Tarih:Temmuz 1991, -Durmuş YALÇIN – Millî Mücadele’de İdareciler, Günümüzün ve Geleceğimizin İdareciliği
-Sadi BORAK – Atatürk’e Ait Sanılan Şiirler
-Hasan KÖNİ – Yazı Devriminin Önemi Üzerine
-Yücel ÖZKAYA – Atatürk’ün Hukuk Alanında Getirdikleri
-Leman ŞENALP –Atatürk Dönemi Eğitim Sisteminde
Kütüphanelerin Yeri
-Niyazi Ahmet BANOĞLU – Atatürk ve Lâtife Hanım
-Hamit PEHLİVANLI – Çanakkale Muharebeleri Sırasında
Müttefiklerin Propagandası ve Karşı Propaganda
-Mesut ÇAPA – İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti (Aralık
1918 – Mart 1920)
-Mustafa TURAN – İstiklâl Harbi’nde “Milne Hattı”
-Ayfer ÖZÇELİK – Gediz Taarruzu
-Yaşar AKBIYIK – Millî Mücadele Sırasında Maraş’a Yapılan
Yardımlar
-Nuri KÖSTÜKLÜ – Birinci İnönü Muharebesi ve Siyasi Sonuçları
Üzerine Bazı Düşünceler
-Kemal ARI – Samsun Demiryolu’nun Temel Atma Töreni ve
Reisicumhur Gazi Mustafa Paşa’nın Samsun Gezisi
VEFAT ETMİŞ –Fethî TEVETOĞLU – Atatürk’ün Güvendiği Bir Kişi:
Dr. Râsim Ferit Talay
-Cevdet Kerim İNCEDAYI – İstiklâl Mücahedesi Konferansları
İçindekiler sayfasında sıralanan yazarlardan biri 2 yıl önce vefat etmiş olan Fethi Tevetoğlu’dur. Böylece bir ölünün makalesi yayınlanmaktadır! Bu tarihe ve makaleye dikkat ediniz; Mustafa Kemal Paşa’nın 13 Kasım 1918 günü Haydarpaşa’dan Sirkeci’ye Kartal İstimbotu ile geçtiğini yazan Dr. Fethi Tevetoğlu’dur ve hiçbir kaynak göstermemiştir. Böylece Dr. Fethi Tevetoğlu’nun makalesinden yararlananlar 1991’den itibaren bu uydurma römorkörü makalelerine eklemeye başlamışlardır!
Arif Ertik ise ilk defa bunu Cevat Abbas yazdı zannıyla ifade etmiş ve bir vahim yanılgının ilk sorumlusu olmuştur!
1991’e kadar hiçbir makalede ve eserde Kartal römorkörü maddesi mevcut değildir!
Dr.Fethi Tevetoğlu’nun makalesinde sadece “Kartal istimbotu” ifadesi vardır. Sonradan metne birisi tarafından “Enterprise” kelimesi eklenmiştir!
13 Kasım 1918’den 1991 yılına kadar böyle bir yazı yoktur!
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi Editörlüğü Yüksek Kurum
Uzmanı Editör Orhan İstanbul teşekkürlerimle şu açıklama metinin göndermiştir;
“Sayın Osman Öndeş
Öncelikle Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi’ne göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür ederiz. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi 2016 yılından itibaren Açık Erişimli (Open Access) olarak yayımlanmaya başlamıştır.
Dergimizin tüm sayıları açık erişim politikası gereği dergi web sayfalarımızda yayımlanmaktadır (https://atamdergi.gov.tr/ ve https://dergipark.org.tr/tr/pub/aamd).
Dergimize gönderilen makalelerin yayın süreci posta yoluyla ve
fiziki ortamda yapılırken dijital ortamda makale başvurularının alınması ve yayın süreçlerinin takip edilmesi Online Yayın Takip Sisteminin (YAY-SİS) devreye alınmasıyla son yıllarda başlamıştır.
Makale başvuru ve değerlendirme süreçlerinin YAY-SİS’ten takip edilmeye başlanmasıyla 2-3 yılı bulabilen bir makalenin
yayımlanması 6-12 aya kadar inmiş bulunmaktadır.
Bu itibarla ilgili e-postanızda bahsettiğiniz makalenin dergimizin Temmuz 1991 tarihli 21. Sayısında yayımlanmasında yazarının Kasım 1989 tarihinde vefat etmesi göz önünde alındığında bir olağan dışılık olduğu düşünülmemektedir. Dergimiz yayın ilkelerinde de belirtildiği üzere “Yayımlanan makale/yazılardaki görüşlerin sorumluluğu yazarlarına aittir.”
Sizin de bildiğiniz üzere bilimsel bilgi yeni bulgu ve buluşlarla her zaman güncellenebilmektedir. Bu itibarla e-postanızda ileri sürdüğünüz “yanılgı”yla ilgili akademik bir makale hazırlayıp dergimize gönderirseniz hakem incelemesi ve yayın kurulu değerlendirmesine tabi tutulduktan sonra yeterli görüldüğü
takdirde yayımlamaktan mutluluk duyarız.
Saygılarımızla.
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi Editörlüğü
Editör Orhan İstanbul
Yüksek Kurum Uzmanı”
Açıklandığı üzere Dr.Fethi Tevetoğlu’nun hayli bekleyen bumakalesinin Derginin Sayfa 632 ve 633’cü sayfalarında tespit edilen anlatımı şöyledir; “7 Kasım 1918 günü VII. Ordu Karargahı’nın lağvedilmesinden sonra Başkent’e dönmek üzere yola çıkan Mustafa Kemal Paşa, 10/11 Kasım günü Adana’dan hareket eder ve 13 Kasım 1918 Çarşamba günü saat 12.45’te İstanbul’a varır. Bir askerî müfreze tarafından törenle karşılanan Mustafa Kemal Paşa’yı Haydarpaşa Garı’nda Dr. Râsim Ferid Bey
beklemektedir
İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan, Marmara’yı doldurmuş 61 parçalık düşman filosu da o gün, Haydarpaşa önünden geçmekte ve karaya bir miktar kuvvet çıkartmaktadır. Bu iş bitinceye kadar Anadolu ve Rumeli kıyıları arasındaki gidiş- geliş seferleri yasak edilmiştir. Mustafa Kemal Paşa ile Dr. Râsim Ferid bu geçişi çok acı düşüncelerle seyrederler. O sırada Mustafa Kemal Paşa: ‘Hata ettim, İstanbul’a gelmemeliydim. Ne yapıp yapıp Anadolu’ya dönmenin çaresine bakmalı’ der.
Yunan savaş gemisi Averof’un da aralarında bulunduğu düşman donanmasının gösterisi son bulunca, Mustafa Kemal Paşa ve Dr. Râsim Ferid, Kartal İstimbotu ile saat 15’den sonra Galata’ya geçmektedir. Limanı dolduran düşman zırhlılarına büyük bir üzüntü ile acı acı bakan Mustafa Kemal Paşa Dr. Râsim Ferid ve Yâver Cevad Abbas Beylere şu sözü söyler; “Geldikleri gibi giderler!”
Bu anlatımı naklettiği kaynak eseri sayfa 633 olarak (14) Numara ile işaretlemiştir. Sayfa 633’ün son satırındaki bilgi şöyledir; -14 Cevat Abbas Gürer: Ebedî Şef Kurtarıcı Atatürk’ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak, İstanbul, 1939. S.166”
Belgeye ait bir adım daha; Cevat Abbas Gürer’in 1939 Halk Basımevi yayını olan bu eserinin 166.cı sayfasının kopyasını aynen ve tam sayfa olarak yayınlıyorum;
Bu kitap halen arşivimde bulunuyor. Bu eserin 166.cu sayfasının tam sayfa kopyasını okurlar için aynen esere ekledim ve Dr. Fethi Tevetoğlu’nun kaynak diye gösterdiği anlatımı da işaretledim: Aynen şöyle yazılı; “Atatürk’le ben askerî sevkiyatın bir köhne motörü ile deniz ortasında yaslanan bu çelik ormanının içinden geçiyorduk. Atatürk’ün zarif dudaklarından ‘Geldikleri gibi giderler’ cümlesini işittiğim zaman; mütarekenin doğurduğu derin ve elemli ümitsizliği derhal unutmuştum.”
Kaynak gösterilen sayfada “Kartal istimbotu” diye bir nesne yok!
Aksine “Askerî Sevkiyatın bir köhne motörü ile” diyor..
Dr. Fethi Tevetoğlu, bu anlatımı değiştirmiştir..
Dr. Fethi Tevetoğlu, nedense bu anlatımı değiştirmiştir.. Bir de Kartal istimbotu diye bir isim eklemiştir. Bu değişikliği yapmaya neden ihtiyaç duymuştur?
Neden Askeri Sevkiyat’ın köhne bir motörü ifadesi yerine “Kartal römorkörü” diye bir yanılgıya yönelmiştir?
Allah rahmetini üzerinden eksik etmesin, ama günümüze kadar bir römorkör adı üzerinden nice vahim yanlışlıklara ve tarihsel skandala neden olmuştur!
Ayrıca; Cevat Abbas’ın eseri 1939 tarihlidir. Dr. Fethi Tevetoğlu eserini 1971’de yayınlanmıştır!
Cevat Abbas’ın “Askeri Sevkiyat” dediği Harbiye Nezareti’ne ait Askeri Sevkiyat Dairesi” dir.Haliyle tüm komutanlara Askeri Sevkiyat Dairesi’nde kara ve deniz aracı tahsisi yapılır.
Harbiye Nezareti Askerî Sevkiyat Dairesi’ne ait böyle bir römorkör de yoktur!
Dr.Fethi Tevetoğlu’nun 1971’de yayınlanan “Atatürk’le Samsun’a Çıkanlar” başlıklı eseri Dr.Fethi Tevetoğu’nun Atatürk ve çevresi hakkındaki araştırmalardan oluşan eseri “Atatürk’le Samsun’a Çıkanlar” başlıklı olup ilk baskısı 5000 adet yapılmıştır. Kendi ifadesi ile “Çok kısa bir süre içimde tükenen bu eser, basınımızda, Türk okuyucular arasında geniş bir ilgi görmüş, Atatürk ve Mücadele tarihimiz üzerinde araştırma yapan yerli ve yabancı tarihçilerin yararlandıkları bir kaynak olmuştur.”
Dr. Fethi Tevetoğlu bu eser için olası tüm kaynaklara müracaat etmiş ve çok sabır isteyen bir çalışma gerçekleştirmiştir. Ancak bilgi ve belgeye ulaşım teknojilerinin alabildiğine genişlediği ve günümüzde değerli akademisyenlerin eserleri yayınlanmaktadır.
Arif Ertik ve Cem Gürdeniz hiçbir akademisyene bunun doğru olup olmadığını sormamamıştır..
Ayni eser Mart 1987 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları olarak 5.000 adet bastırılmıştır. Eserde Mustafa Kemal Paşa’nın 16
Mayıs 1919 tarihinde Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan hareketine dair Dr.Fethi Tevetoğlu’na ait bir anlatım yoktur. Buna karşın Sayfa 18’de yeralan “Atatürk’le Samsun’a Çıkanlar’ı getiren tarihî
Bandırma Vapuru” alt yazılı sayfada yeralan iki fotoğrafın Bandırma vapuru ile alakası yoktur. İkisi de hayali çizimdir ve hayli uydurma bir gemi maketidir. Bu sayfada üstte yeralan ve aslı yağlıboya olan vapur, Karikatürist Salih’in hayalinde çizdiği ve altına “Bandırma” diyerek Denizbank’a sattığı öylesine bir vapurdur ki, bir salgın hastalık gibi yanılgılara neden olmuştur!
Dr.Fethi Tevetoğlu da Bandırma Vapuru hakkında bilgi sahibi değildir. Sıradan Kartal römorkörü kahraman yapılırken, Bu uydurma haberlere akademisyenlerin eserlerine değer vermeksizin itibar edenler arasında çok saygın isimlerin oluşu da üzücüdür. Muhterem Alev Coşkun Bey’in 2019 yılında Cumhuriyetegazete’de yayınlanmış olan “Geldikleri gibi Giderler” başlıklı makalesinde, daha da ileri gitmiş ve Kartal römorkörünü askeri istimbot yapmıştır!
Alev Coşkun’un belirteceğim gerçekdışı paragraflaı şöyledir;
“..İşgal güçlerinin gösteriş geçişinin sona ermesini Haydarpaşa Garı’nın köşesindeki çayhaneden çaresizlik içinde 3-4 saat seyretmek zorunda kalan Mustafa Kemal, ancak öğleden sonra saat 3’e doğru Kartal adlı eski bir askeri istimbotla Sirkeci’ye geçti, oradan doğru Pera Palas Oteli’ne gitti. Savaş gemileri, Dolmabahçe Sarayı önlerinde toplarının ağızlarını saraya çevirip, yarım ay biçiminde konum alarak demir atmışlardı.
Mustafa Kemal, Haydarpaşa’dan Karaköy’e küçük Kartal istimbotu ile bu yabancı gemilerinin arasından giderken, işte o ünlü sözünü
söylemiştir: “Geldikleri gibi giderler”. Ortaya çıkan karanlık tablonun kafamızda canlanması için bu anlatımlar yetersiz kalır. Haydarpaşa Garı’ndan eski ve küçük bir
motorla işgal gemilerinin arasından geçerek Sirkeci yönüne doğru giden Mustafa Kemal’in içinde bulunduğu ruh halini anlamak pek de güç değildir…”
Üzülerek ifade ederim ki;
1-Haydarpaşa sabotaj sonucu harabe haldedir… Çayhane filan dayoktur!
2-Kartal isimli bir römorkör o tarihte yoktur
3-Kartal isimli eski bir askeri istimbot yoktur…Alev Coşkun, Kartal
römorkörünü ilkkez bir de “Askeri römorkör” olarak tanımlayan yazar olmuştur!
4-Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa’dan Sirkeci’ye Harbiye Nezareti tarafından tahsis edilmiş olan köhne olarak vasıflandırılmış bir motor ile geçmiştir.
5- Alev Coşkun önce “Sirkeci’ye geçti” derken bir cümle sonrasında “Karaköy’e geçti” diye yazmıştır.
6-Karaköy’e değil, Sirkeci’ye geçmiştir.Zaten Karaköy’e geçmesi imkansızdır. Zira tüm rıhtımlara İtilaf Devletleri gemilerinden bazıları yanaşmıştır. Karaköy İtilaf Devletleri birlikleriyle de işgal altındadır..
6-İtilaf Devletleri Dolmabahçe Sarayı önlerinde toplarının ağızlarını saraya çevirmiş filan değildir. Yarım ay biçimi de maalesef hayli uydurmadır.. Imperial War Museum fotoğraf arşivi (13 November 1918 Occupation of Constantinople) isteyene açıktır. “Yarım ay…” gibi uydurmalar herhalde meydanı boş bulan biri tarafından
heyecan yaratmak uydurulmuş ve maalesef hep kopyalanmıştır.
7-İtilaf Devletleri Harp gemileri Galata rıhtımından başlayarak Tophane’ye kadar aborda oldukları gibi Dolmabahçe’den Ortaköy’e kadar, Selimiye – Haydarpaşa arasında ve Moda Koyu’nda demirlemişlerdir.
Bu olayın tek kazanımı şudur;
Kartal römorkörü konusunda yaratılmış olan bu olay bir skandaldır.
Kartal römorkörü sıradan bir römorkördür.
Herşeye rağmen; Türk Deniz Ticaret toplumu örgütleri bu çakma bu römorkörün akıbeti konusunda karar verebilirler; Bu römorkör, geliri bir deniz ticareti eğitim kurumuna bağışlanmak kaydıyla, günümüzde römorkör inşaatı yapan güçlü Türk firmalarından biri tarafından satın alınabilir. Antika bir römorkör (Museum Ship) olarak kendi tersanelerinin bir yerinde sergileyebilirler.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Tamer Şahin
13-11-2023 19:14Detaylı bir inceleme yapılmış, ben çok faydalandım. Teşekkür ederim.