KARA TOPLUMUNUN ?DENİZ ACEMİLİĞİ? VE Ç-136
10 Aralık 2012, Pazartesi 13:40 Karayel, küçük değişikliklerle rüzgâr gülünü de çevirerek ?yıldız karayele? dönüyor. Meteoroloji ve yabancı hava raporu kaynakları İstanbul- Karadeniz Boğazı girişi ve Batı Kara deniz?le (Danube) ilgili haberlerinde fırtınayı, şiddetli fırtınayı ihbar ediyorlar. Tarih: 04.Aralık.2012 ? Salı; sabah ile öğle arası. Şile ve Kilyos açıkları yani boğaz girişi ve çevresi denizden görüntüsü ile cehennemi yaşıyor.
Karadeniz?den Marmara?ya geçecek gemilere boğaz trafiği halâ açık. Türkeli Boğaz Trafik Kontrol (V.T.S.) kanal- 11. ve Pilot İstasyonu kanal ? 71. İle Kilyos önlerinde demirde veya alargada giriş sırası bekleyen gemileri yönlendiriyor. Bunlardan biri, bir Türk denizcilik şirketine ait, yabancı (St.Kitts Nevs) bandıralı, 114.m. boyundaki M/V. Volgobalt ? 199 tehlike (S.O.S.) veriyor. Gemide 12 personel var; 11?i Ukrayna?lı, 1?i Rus. Ukrayna?nın Azak Denizi?nde ki Mariupol Limanı?ndan yüklediği kömürü Antalya limanına götürüyor. Saat 10.30 gibi. İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Genel Müdürlüğü merkezi hızlı davranıyor. Bölgeye ?Kıyı Emniyeti-I.? , ?Kıyı Emniyeti.III.? ve ?Kurtarma. IV.? Römorkörünü sevk ediyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı bir ve Genelkurmay?da bir sıkorski helikopterle gereken yardımı veriyor. Hava şartları her helikopterin uçuşuna, denizin üzerinde fırtınalı havada askıda kalıp beklemesine ve kurtarma yapmasına elverişli değil. Tecrübe, bilgi ve birikim gerektiren, ?acil,? uzmanlık isteyen bir iş.
Gemi Şile?nin 12 deniz mili (22,5 km.) açıklarında, kuzeyde battı. Bunun üzerine denizden ve havadan kurtarma çalışmaları başlatıldı. Saatler, dakikalar, denizde çok önemlidir; yapılan çalışmalarda, verilen kararlarda; yaşayanlar ya yaşamaya devam ettirilir veya ömürleri biter. 13.50?de ilk sevindirici haber geldi. ?Kıyı Emniyeti ? I.? botu 3 personeli kurtardı. Daha sonra bir mürettebat daha kurtuldu, bir mürettebatın da sahile vuran cesedine ulaşıldı. Burası açık deniz değil, okyanus veya ulaşılması çok güç bir mevki de değil, boğaz ağzı. Demek ki, bu konuda bizim gücümüz bu! Veya kara toplumunun, ?Deniz Acemiliği.?
KAPTAN, ?HEP HAKLI!? DEĞİLDİR
Şile açıklarında batan Türk şirkete ait, yabancı bandıralı gemideki kazazedeleri kurtarma çalışmaları, ikinci bir kaza, ikinci bir ölüm ve beraberinde de ağır tekne hasarına sebep oldu. 7 gün, 24 saat esasına göre çalışan İstanbul Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü batığın bulunduğu bölgeye kurtarma ekiplerini sevk etmek istedi. Şile Tahlisiye İstasyonu?ndaki kurtarma ekibi denedi, limandan çıkamadı; sonrada haklı olarak hava şartlarının ağırlığını göstererek ?denize çıkmaktan? vazgeçti. Bunun üzerine Harem Tahlisiye İstasyonu?ndaki personel göreve çağrıldı. İddia odur ki, eğer gene göreve talip çıkmazsa, ?sorumlular hakkında işlem yapılacağı? tehdidi yapıldığı söyleniyor, siz ne diyorsunuz sayın bakan?
İsminizi, makamınızı ifade eden cümle çok uzun; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanlığı. Sayın Yıldırım, gemi battıktan sonra direk size bağlı; güvendiğiniz kişi, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı?ya, onun da silsile yoluyla Gemi Kurtarma ve V.T.S. (Vessel Trafic System) Daire Başkanı Olcay Özkürce?ye talimat vererek kaptan Cemil Özben?in gönderildiği söylenip, yazılıyor. Ölümler, kayıplar var; doyurucu bir açıklama yapmalısınız sayın bakan. Antalya?da Türkiye Haber İş Sendikası?nın 50?inci yılı için düzenlenen kutlamalarda, olaydan 2 gün sonra, ölen kaptan Cemil Özben için söyledikleriniz yeterli değil.
Her teknenin denizlere ve hava şartlarına dayanma gücü farklıdır. Zorlanırsa devamında can, mal kayıpları ile facialar da beraberinde gelir. Buna birde bilgisizlik, tecrübesizlik ve ucuz kahramanlıklar eklenirse sonuç böyle olur.
4. Aralık.2012 Şile Liman çıkışında, ?Kıyı Emniyeti ? 7? botunda kaptan Cemil Özben ve 3 mürettebat vardır. Kaptanın tecrübeli olduğu yazılıp söyleniyor. Mürettebatta bu konuda tecrübeli imiş; görüp tanıyanlardan yansıyan bilgiler bu yönde.
Bot limandan çıkışa geçtiğinde mendirek dışında 7-8 bofor (rüzgâr kuvveti 70 km. nin üstü) havada hareket etti. Bu havada, bu tip bir kurtarma uygun değildir. Ancak, ? Allah rahmet eylesin!? tecrübeli olduğu söylenen kaptan çabuk kaza mahalline intikal etmek istemiş, kullandığı teknenin emniyetini dikkate almayarak sahile çok yakın seyretmiş. Deniz, tabiatın ana parçasıdır, hata affetmez; o da botu alıp Şile liman çıkışında kayalara çarpmış, bota ağır hasar vermiş, insanlar ölmüş, yaralanmış ve görev de yapılamamıştır.
Kaptan, ? Hep Haklı? değildir! Kaptan, daima ? Her Şeyi Bilmez!? Bazen bildiğini iddia etmek, tabiata karşı gelmek kötü sonuçlar doğurur. Bu, personel hatası yüklü, elim kaza gibi.
Siz ve diğer üç personelin üzerinde can yeleği yok. Neden? Tehlikeli, kötü bir havada limandan acil çıkış yapıyorsunuz, neden can yeleklerinizi takmıyorsunuz? Onlar süs olsun diye mi dolaplarda bekliyor?
Bu görev yapılacak, o sistem bunun için kurulmuş; Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü?nün var oluş sebebi bu.
Söz konusu tekneler, 12 sene önce 10 adet Norveç?ten alındı. Batan ?Kıyı Emniyeti -7? botunun personel arasında ki adı, ?Hacı Yatmaz? dı. Bu tekneler denizin sertliğinden, kötü havadan dolayı batmaz, örneği yok. ?Safe Ratinğ? özelliklerine sahipler. Seyir halinde aniden alabora olur ters dönerlerse, makineler 10 saniyede güvenlik gerekçesi ile stop ediyor. Su türbülanslı. Bot tekrar döndüğünde -ki ?Hacı Yatmaz? hemen dönüyor- normal halini alıyor ve sonrada makineler çalıştırılabiliyor. Ancak seyir rotan yanlışsa, kayalara çıkar parçalanırsın. Tekneyi iyi kullanamazsan sonuç böyle olacaktır. İyi de seyre kalkış emrini kim verdi?
Benzeri tekneleri dünyanın diğer bölgelerinde denizci milletler başarı ile kullanıyorlar. Norveç, Danimarka, İngiltere ve ABD?de bunun örnekleri mevcut. Kuzey Denizi?nde, Danimarka ESVAGT teşkilatı, Silvio kargo gemisi personelini 4 metreye varan sert dalgalarla mücadele ederek kurtarmıştı. ABD?de, Sandy kasırgasında, Sahil Güvenlik HMS. Bounty gemisinde ölümü bekleyen 16 personelden 14?ünü, 2 kurtarama helikopterleri ve deniz uçakları ile başarıyla yukarıya almıştı. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ç ? 136?DA ŞEHİT OLAN 40 LEVENT ( PALET)
Hava şartları kötü; denize çıkılsın mı, çıkılmasın mı? Ticaret bahriyesinde önce kaptan, sonra, sonra bağlı olduğu şirketin yetkilisi söz sahibi. Eğer askeri gemilerin, ?Bahriye? nin seyr-i sefaini söz konusu ise, yetkili komutanlıklar karar veriyorlar.
M/V.Volgobalt-199 battı, ?Kıyı Emniyeti-7? botu, Şile Liman çıkışında kayalara çarpa çarpa belki hiç kullanılamayacak kadar hasar gördü. Üzücü, dersler çıkarılacak denizcilik faciası. İşte size halâ pek aydınlanmamış, gene çok üzücü bir deniz olayını: benim ?DENİZDEKİLER? adlı kitabımdan, benzerlik gösterdiği için kısa bir bölüm halinde alıyorum.:
??Yıllar önce Deniz Kuvvetleri, planlı tatbikatlarından ?Deniz Kurdu 1/85?i icra etmeye devam ediyor. Tarih; 29.Ocak?ı 30 Ocak 1985?e bağlayan gece sabaha doğru; hava berbat, çok kötü. Sayılı fırtınalardan ?Ayandon fırtınası? kasıp kavuruyor.
O gece, içinde 51 kişi olan (bazı kaynaklar 50 diyor) bir tank çıkarma gemisi L.C.T.(Ç-136), sabaha doğru batıyor. Hava şartları çok sert, çevresindeki gemilerin yardımını zorlaştırıyor. 39 - 40 kişi çoğu- er(palet) şehit oluyor. Denizden sadece iki ceset çıkarılıyor, diğerleri ise kayıp. On bir kişiden çoğunu, o tatbikatta bulunan ?Hisar Sınıfı gemiler? kurtarıyor?
Anadolu?dan getirilen, belki de hiçbiri yüzme de bilmeyen, bu karacı erler nasıl seçilerek o Ç ? 136?ya kondu? ? Şehit olanların; daha sonra yapılan kontrollerde, can yeleklerinin görev yapmadığı, hemen su aldığı, son kullanma tarihlerinin geçtiği tespit edildi mi? ? 9 ? 10 şiddetinde havaya; bu tip çıkarma gemilerinin dayanmama ihtimalinin olduğu hiç hesaplanmadı mı? İlla facia mı yaşanmalı ki ders alınsın! ? Açılan soruşturmada amirallik sırası bekleyen Komodor?un, daha sonra emekli olduğu söyleniyor, diğer dava açıldı mı? Açıldı ise sonuç ne?... ?
Özetle; ?Kara toplumuyuz, denizde acemilikler yapıyoruz.? Zamanla mutlaka bizde denizci olacağız. Siz yetkililer, batan tekneler de, yiten canlarda sorumluluğunuz ne, bi düşünün!
Karadeniz?den Marmara?ya geçecek gemilere boğaz trafiği halâ açık. Türkeli Boğaz Trafik Kontrol (V.T.S.) kanal- 11. ve Pilot İstasyonu kanal ? 71. İle Kilyos önlerinde demirde veya alargada giriş sırası bekleyen gemileri yönlendiriyor. Bunlardan biri, bir Türk denizcilik şirketine ait, yabancı (St.Kitts Nevs) bandıralı, 114.m. boyundaki M/V. Volgobalt ? 199 tehlike (S.O.S.) veriyor. Gemide 12 personel var; 11?i Ukrayna?lı, 1?i Rus. Ukrayna?nın Azak Denizi?nde ki Mariupol Limanı?ndan yüklediği kömürü Antalya limanına götürüyor. Saat 10.30 gibi. İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Genel Müdürlüğü merkezi hızlı davranıyor. Bölgeye ?Kıyı Emniyeti-I.? , ?Kıyı Emniyeti.III.? ve ?Kurtarma. IV.? Römorkörünü sevk ediyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı bir ve Genelkurmay?da bir sıkorski helikopterle gereken yardımı veriyor. Hava şartları her helikopterin uçuşuna, denizin üzerinde fırtınalı havada askıda kalıp beklemesine ve kurtarma yapmasına elverişli değil. Tecrübe, bilgi ve birikim gerektiren, ?acil,? uzmanlık isteyen bir iş.
Gemi Şile?nin 12 deniz mili (22,5 km.) açıklarında, kuzeyde battı. Bunun üzerine denizden ve havadan kurtarma çalışmaları başlatıldı. Saatler, dakikalar, denizde çok önemlidir; yapılan çalışmalarda, verilen kararlarda; yaşayanlar ya yaşamaya devam ettirilir veya ömürleri biter. 13.50?de ilk sevindirici haber geldi. ?Kıyı Emniyeti ? I.? botu 3 personeli kurtardı. Daha sonra bir mürettebat daha kurtuldu, bir mürettebatın da sahile vuran cesedine ulaşıldı. Burası açık deniz değil, okyanus veya ulaşılması çok güç bir mevki de değil, boğaz ağzı. Demek ki, bu konuda bizim gücümüz bu! Veya kara toplumunun, ?Deniz Acemiliği.?
KAPTAN, ?HEP HAKLI!? DEĞİLDİR
Şile açıklarında batan Türk şirkete ait, yabancı bandıralı gemideki kazazedeleri kurtarma çalışmaları, ikinci bir kaza, ikinci bir ölüm ve beraberinde de ağır tekne hasarına sebep oldu. 7 gün, 24 saat esasına göre çalışan İstanbul Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü batığın bulunduğu bölgeye kurtarma ekiplerini sevk etmek istedi. Şile Tahlisiye İstasyonu?ndaki kurtarma ekibi denedi, limandan çıkamadı; sonrada haklı olarak hava şartlarının ağırlığını göstererek ?denize çıkmaktan? vazgeçti. Bunun üzerine Harem Tahlisiye İstasyonu?ndaki personel göreve çağrıldı. İddia odur ki, eğer gene göreve talip çıkmazsa, ?sorumlular hakkında işlem yapılacağı? tehdidi yapıldığı söyleniyor, siz ne diyorsunuz sayın bakan?
İsminizi, makamınızı ifade eden cümle çok uzun; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanlığı. Sayın Yıldırım, gemi battıktan sonra direk size bağlı; güvendiğiniz kişi, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı?ya, onun da silsile yoluyla Gemi Kurtarma ve V.T.S. (Vessel Trafic System) Daire Başkanı Olcay Özkürce?ye talimat vererek kaptan Cemil Özben?in gönderildiği söylenip, yazılıyor. Ölümler, kayıplar var; doyurucu bir açıklama yapmalısınız sayın bakan. Antalya?da Türkiye Haber İş Sendikası?nın 50?inci yılı için düzenlenen kutlamalarda, olaydan 2 gün sonra, ölen kaptan Cemil Özben için söyledikleriniz yeterli değil.
Her teknenin denizlere ve hava şartlarına dayanma gücü farklıdır. Zorlanırsa devamında can, mal kayıpları ile facialar da beraberinde gelir. Buna birde bilgisizlik, tecrübesizlik ve ucuz kahramanlıklar eklenirse sonuç böyle olur.
4. Aralık.2012 Şile Liman çıkışında, ?Kıyı Emniyeti ? 7? botunda kaptan Cemil Özben ve 3 mürettebat vardır. Kaptanın tecrübeli olduğu yazılıp söyleniyor. Mürettebatta bu konuda tecrübeli imiş; görüp tanıyanlardan yansıyan bilgiler bu yönde.
Bot limandan çıkışa geçtiğinde mendirek dışında 7-8 bofor (rüzgâr kuvveti 70 km. nin üstü) havada hareket etti. Bu havada, bu tip bir kurtarma uygun değildir. Ancak, ? Allah rahmet eylesin!? tecrübeli olduğu söylenen kaptan çabuk kaza mahalline intikal etmek istemiş, kullandığı teknenin emniyetini dikkate almayarak sahile çok yakın seyretmiş. Deniz, tabiatın ana parçasıdır, hata affetmez; o da botu alıp Şile liman çıkışında kayalara çarpmış, bota ağır hasar vermiş, insanlar ölmüş, yaralanmış ve görev de yapılamamıştır.
Kaptan, ? Hep Haklı? değildir! Kaptan, daima ? Her Şeyi Bilmez!? Bazen bildiğini iddia etmek, tabiata karşı gelmek kötü sonuçlar doğurur. Bu, personel hatası yüklü, elim kaza gibi.
Siz ve diğer üç personelin üzerinde can yeleği yok. Neden? Tehlikeli, kötü bir havada limandan acil çıkış yapıyorsunuz, neden can yeleklerinizi takmıyorsunuz? Onlar süs olsun diye mi dolaplarda bekliyor?
Bu görev yapılacak, o sistem bunun için kurulmuş; Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü?nün var oluş sebebi bu.
Söz konusu tekneler, 12 sene önce 10 adet Norveç?ten alındı. Batan ?Kıyı Emniyeti -7? botunun personel arasında ki adı, ?Hacı Yatmaz? dı. Bu tekneler denizin sertliğinden, kötü havadan dolayı batmaz, örneği yok. ?Safe Ratinğ? özelliklerine sahipler. Seyir halinde aniden alabora olur ters dönerlerse, makineler 10 saniyede güvenlik gerekçesi ile stop ediyor. Su türbülanslı. Bot tekrar döndüğünde -ki ?Hacı Yatmaz? hemen dönüyor- normal halini alıyor ve sonrada makineler çalıştırılabiliyor. Ancak seyir rotan yanlışsa, kayalara çıkar parçalanırsın. Tekneyi iyi kullanamazsan sonuç böyle olacaktır. İyi de seyre kalkış emrini kim verdi?
Benzeri tekneleri dünyanın diğer bölgelerinde denizci milletler başarı ile kullanıyorlar. Norveç, Danimarka, İngiltere ve ABD?de bunun örnekleri mevcut. Kuzey Denizi?nde, Danimarka ESVAGT teşkilatı, Silvio kargo gemisi personelini 4 metreye varan sert dalgalarla mücadele ederek kurtarmıştı. ABD?de, Sandy kasırgasında, Sahil Güvenlik HMS. Bounty gemisinde ölümü bekleyen 16 personelden 14?ünü, 2 kurtarama helikopterleri ve deniz uçakları ile başarıyla yukarıya almıştı. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ç ? 136?DA ŞEHİT OLAN 40 LEVENT ( PALET)
Hava şartları kötü; denize çıkılsın mı, çıkılmasın mı? Ticaret bahriyesinde önce kaptan, sonra, sonra bağlı olduğu şirketin yetkilisi söz sahibi. Eğer askeri gemilerin, ?Bahriye? nin seyr-i sefaini söz konusu ise, yetkili komutanlıklar karar veriyorlar.
M/V.Volgobalt-199 battı, ?Kıyı Emniyeti-7? botu, Şile Liman çıkışında kayalara çarpa çarpa belki hiç kullanılamayacak kadar hasar gördü. Üzücü, dersler çıkarılacak denizcilik faciası. İşte size halâ pek aydınlanmamış, gene çok üzücü bir deniz olayını: benim ?DENİZDEKİLER? adlı kitabımdan, benzerlik gösterdiği için kısa bir bölüm halinde alıyorum.:
??Yıllar önce Deniz Kuvvetleri, planlı tatbikatlarından ?Deniz Kurdu 1/85?i icra etmeye devam ediyor. Tarih; 29.Ocak?ı 30 Ocak 1985?e bağlayan gece sabaha doğru; hava berbat, çok kötü. Sayılı fırtınalardan ?Ayandon fırtınası? kasıp kavuruyor.
O gece, içinde 51 kişi olan (bazı kaynaklar 50 diyor) bir tank çıkarma gemisi L.C.T.(Ç-136), sabaha doğru batıyor. Hava şartları çok sert, çevresindeki gemilerin yardımını zorlaştırıyor. 39 - 40 kişi çoğu- er(palet) şehit oluyor. Denizden sadece iki ceset çıkarılıyor, diğerleri ise kayıp. On bir kişiden çoğunu, o tatbikatta bulunan ?Hisar Sınıfı gemiler? kurtarıyor?
Anadolu?dan getirilen, belki de hiçbiri yüzme de bilmeyen, bu karacı erler nasıl seçilerek o Ç ? 136?ya kondu? ? Şehit olanların; daha sonra yapılan kontrollerde, can yeleklerinin görev yapmadığı, hemen su aldığı, son kullanma tarihlerinin geçtiği tespit edildi mi? ? 9 ? 10 şiddetinde havaya; bu tip çıkarma gemilerinin dayanmama ihtimalinin olduğu hiç hesaplanmadı mı? İlla facia mı yaşanmalı ki ders alınsın! ? Açılan soruşturmada amirallik sırası bekleyen Komodor?un, daha sonra emekli olduğu söyleniyor, diğer dava açıldı mı? Açıldı ise sonuç ne?... ?
Özetle; ?Kara toplumuyuz, denizde acemilikler yapıyoruz.? Zamanla mutlaka bizde denizci olacağız. Siz yetkililer, batan tekneler de, yiten canlarda sorumluluğunuz ne, bi düşünün!
