Yorum / Analizz ddosya haaber
İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Kaptan Kamil Atay Ya Da Canberra Kamil (1. Bölüm)

28 Ağustos 2024, Çarşamba 13:09

Askerden gelince Deniz Yolları’na değil D.B kargoya müracaat ettim iş için.Hem ihtiyaç olduğundan ve hem de kardeş camiadan olduğum için hemen iş başı yaptım. İlk gemimde Salıpazarı’nda sancaktan aborda zamanının en güzel gemilerinden biri olan GENÇLİK gemisiydi. İtalya, Navale Di taranto yapısı 7000 bhp gücünde 150x19.1x8.9 ölçülerinde 1961 yılında filoya teslim edilmiş ve 1960 darbesine ithafen GENÇLİK ismi verilmiş bu bebek zamanın en mütekamil kargolarından biri olması hasebiyle direk Amerika hattına bağlanmıştı. Zevkle göreve başladım güzel gemimde.

Benim DB. Cargo’da ilk gemimdi Gençlik. Mükemmel üstü bir kadrosu vardı. Beybaba Kızıltopraklı Yusuf Yelkenkaya, ikincimiz Canberra Kamil Atay, üçüncümüz Orhan Çelik, Gv. lostromomuz Muğlalı Arap Bayram, Cav cav Ali, Andırınlı Ahmet, Hatan Arı, Tornacı Vasken usta, Kakalak Necmi, Şileli İsmail. Meslekte ilk ustam, kamara arkadaşım usta gemici İsmail Kaya namı diğer Kargacı İsmail, İnebolu’nun Zarbana köyünden ahşap çekdirmelerden yetişmiş bir denizci ki yıllar sonra süvariliğimde Gv. lostromom olarak beraber çalıştığımız vakit bütün personel ona olan saygıma hayret ederlerdi. Bu muhterem ustam zamanında hatamı gördüğü zaman tokadı patlatmakta tereddüt etmezdi. İşte böyle yetiştik biz o kutlu sarı bacanın gemilerinde. Hiç bir okulun, kursun öğretemediği gemicilik bilgilerini öğrenerek…  

Eğer imkan ve yer olsa o kutlu gemiyi ve Beybabayı, zabitlerimi, arkadaşlarımı anlatabilirim saatlerce ve yazabilirim sayfalarca ama sadece muhterem ikinci kaptanım Canberra Kamil kaptanı yani Kamil Atay kaptanımı anlatmak istiyorum kısaca. Çünkü onun disiplin ve öğretimi sayesinde çok şeyler öğrendim, ders aldım, mekanı cennet, kabri gülistan olsun.

Ufak tefek, zayıf, titiz bir kişiydi rahmetli. Onun vardiyasındaydım. Yani  4-8 dediğimiz ikinci kaptan vardiyasında serdümen ve gözcü olarak vardiya tutardım 4 saat, her sabah alestacı gelmeden kalkar, çayımı içer, bir bardak çay alarak çıkardım vardiyaya, teşekkür ile  çayını alır ve yakardı sigarasını rahmetli.

O zamanlar gemilerde televizyon filan yoktu, bilgisayar bilinmez, Nuh’un gemisinde olduğu söylenilen cep telefonu bizim gemilerimizde bulunmazdı. Kara ile muhaberatımız Tel. Zbt. marifetiyle mors alfabesi kullanılarak binbir müşkülatla sağlanır, limanlarda evlerimizden gelen mektuplar özlemimizi giderirdi. Gemilerde boş vakitlerde personelin yegane vakit geçirme, oyalanma olayı kumar oyunlarına inhisar eder, devamlı gürültü, sigara dumanı dolu salonda oturup bir şey okumak, ders çalışmak imkansız hale gelirdi. Sigara kullanmadığım için o boğucu havaya giremez, her türlü oyundan nefret ettiğim için oyunlara katılamaz sıkılırdım. O sıralar boş vakitlerimde devamlı ders çalışıyordum, hem de kıyı kaptanı imtihanlarına hazırlanıyordum. Gemi benim için parasız bir üniversiteydi, hem de bol bol eğitim yapabildiğim ve öğretim görevlilerinin pek bol ve bilgili olduğu bir üniversite. Sağ olsun bütün zabitlerim ve arkadaşlarım ve başta muhterem ikinci kaptanım bütün suallerimi sıkılmadan ve öğretene kadar cevaplarlardı.

Daima kilitli tutulan dört masalı bir personel salonu vardı. Burası kumar oynanır diye personelin kullanımına kapalıydı. Ama yemek salonunda kumarın kıralı oynanırdı her gece.

Bir gün ‘’Efendim’’ dedim. ‘’Biliyorsunuz, ben boş vakitlerimde devamlı ders çalışıyorum. Salonun ve kamaraların hali malum, ders çalışabilmem için o salonu kullanmama müseade eder misiniz?’’ Bütün gemi hayret etti ama rahmetli tabi ‘’Tuncay’’ dedi. ‘’Sırf senin rahatça çalışabilmen ve kimseyi içeri almaman şartı ile anahtarı sana veririm ama hiçbir problem istemiyorum.’’ Rahat bir ortama kavuşup boş vakitlerimde bol bol çalışabildim sayesinde.

1. Bölüm Sonu

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.