EN KUVVETLİ SERMAYE ATATÜRK
09 Kasım 2019, Cumartesi 23:49Bugün Pazar. 10 kasım 2019. Tatil günü ama içimden tatil yapmak gelmiyor. Çünkü bugün Atatürk’ümüzün vefat yıldönümü. Bu vesile ile onu bir kez daha anıyor, rahmet diliyoruz.
Ama anmak ve rahmet dilemek yetmiyor. Onu anabilmek için en büyük eseri olan Cumhuriyeti daha ileri götürmek, daha kuvvetli hale getirmek gerekiyor. Bunun içinde yine onun bir öğütünden yola çıkarak yazıma başlıyorum.
İş Bankasının kuruluşunda, bu bankanın her şubesinde görebileceğiniz bir atasözü, bir kılavuz niteliğindeki sözünü hatırlayalım.
“Bankacılar için EN KUVVETLİ SERMAYE ZEKA, DİKKAT VE İFFETTİR. TEKNİK VE METODİK ÇALIŞMASINI BİLMEKTİR.”
Bankacılar için ne güzel bir kılavuz değil mi? Cümlenin başındaki “Bankacılar için” kelimelerini çıkartalım. Geri kalan bütün işler için geçerli. Sermaye dendiğinde, bir işi yapabilmek için gerekli olan para gelir hemen akla. Bu sözün içinde o yok.
Çok paranız var diyelim. ZEKİ değilseniz kaybedersiniz. DİKKATLİ değilseniz yine kaybedersiniz. Ama zeki ve dikkatlisiniz. İFFETLİ yani NAMUSLU değilseniz, ilk aşamada kazanırsınız ama sonra yine kaybedersiniz. Sizin iffetsiz yani namussuz, üçkağıtçı, düzenbaz vb. olduğunuzu anlayanlar sizinle çalışmazlar ve siz kaybedersiniz. Yada, karşınızdakini de kendiniz gibi zannedersiniz ama o sizden daha namussuzdur, veya namusludur sizin gibilere karşı dikkatlidir, yine kaybedersiniz.
TEKNİK çalışmasını bilmiyorsanız, çalışmanızı yürütürken belirli bir METODUNUZ yoksa yine başınız derttedir, kaybedersiniz. Bu 5 unsurdan biri yoksa kaybetmeye mahkumsunuz.
Bu söz bankacılar için olduğu kadar bütün tacirler, sanayiciler, çiftçiler, doktorlar ve diğer serbest meslek erbabı içinde geçerli olduğu gibi memurlar ve işçiler içinde geçerlidir. Bu 5 unsurdan biri yoksa, ücretli olarak çalıştığınız bir işte terfi alamazsınız. Hele İFFETSİZ iseniz, hiçbir işte çalışamazsınız. Eğer, bu 5 unsurdan biri eksik, ama namuslu iseniz, vasıfsız işçi katagorisinde iş bulabilirsiniz.
Bu sözü denizcilere uyarlayalım. ZEKİ değilseniz denizci olmanız mümkün değil. Palamarcı bile olamazsınız. DİKKATLİ değilseniz geminiz batar. İFFETLİ değilseniz denizde hiç işiniz yoktur. Usturmaça çalan bir denizciyi kim ne yapar? TEKNİK ve METODİK çalışmayan bir denizciye ne denir? Herhalde “sen hiç denize çıkma” denir. Denizde yaşamak istiyorsanız, yani Amatör Denizci iseniz, balıkçıysanız, profesyonel denizci iseniz, hem ZEKİ, DİKKATLİ, İFFETLİ, hem de TEKNİK VE METODİK ÇALIŞMASINI BİLMEK zorundasınız. Bu 5 unsurdan biri yoksa sizde, denize çıkamazsınız. Buna rağmen denize çıkarsanız, kendinizi ve başkalarını öldürebilirsiniz. Deniz affetmez.
Atamız ile ilgili bir konuya daha değinmek istiyorum. Geçmişte ve bugünlerde, ATATÜRK ve İSLAMİYET çok suistimal edildi, ediliyor ve muhtemelen gelecekte de edilecek. Bazı kendine Müslüman diyenler Atatürk’e denmedik laf bırakmıyorlar. Yine bazı kendine Atatürk’cü diyenlerde islama, Müslümanlara demediklerini bırakmıyorlar. Her iki kesimde kendine “ATATÜRK’CÜYÜM” veya “MÜSLÜMANIM” diyerek şahsi itibar ve menfaat sağlamaya çalışıyorlar. Bu durum her alanda görülebildiği gibi, daha ziyade siyasetçilerde görülüyor. Aile içinde bile görülüyor.
ATATÜRK 20 yüzyılın yetiştirdiği SON MÜSLÜMAN MAREŞALIDIR. Mareşal rütbesi sadece meydan savaşı kazanan generallere verilir. Atatürk Dumlupınar Meydan Savaşını kazandı ve bu savaş 20 inci yüzyılın ve hatta 21 inci yüzyılın Müslüman bir General tarafından kazanılmış son meydan savaşıdır. Bundan sonra da gelişen teknoloji yüzünden bir meydan savaşı olacak mı? Bilmiyoruz.
Atatürk’ün tam ismine bakalım. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK. Bu isimde ilk olan GAZİ ve soyadı olan ATATÜRK Türk Milleti tarafından verilmiştir. Fevkalade hak edilmiş iki isimdir. GAZİ bir unvandır ve sadece savaşa katılan MÜSLÜMAN ASKERLERE verilir. Atatürk bir Müslüman Gazi Mareşaldır. Kuran-ı Kerim’i çok iyi bilir. Müslüman Türk vatanını, gayrımüslim düşman çizmelerinden kurtarmış bir GAZİ MAREŞALDIR. Ona din düşmanı diyen, kendisine Müslüman diyen zavallılar, imanlarını tazelemelidir. GAZİ MAREŞAL ATATÜRK kadar Kuran-ı Kerim hakkında bilgileri olmadığına, islamiyeti onun kadar bilmediklerine eminim. Onun kadar Müslüman olmadıkları da kesin. Hatta Müslüman bile değiller.
Yine kendine ATATÜRK’cü diyen ve her fırsatta Müslümanlara ve İslamiyete laf edenler, aynı gerekçeyle Atatürk’cülüklerini tartmalıdır. Tartıya fazlaca gerek yok. Onlar ne Atatürk’ü, ne de ilkelerini ve devrimlerini biliyorlar. Onlarda tıpkı diğerleri gibi zavallıdır. Onlar Atatürk’cülüğe teyet bile geçmemişlerdir.
ATATÜRK’cü olmak için “ATAM İZİNDEYİZ” demek yetmez. Atatürk ilke ve devrimlerini bilmek, hem de eksiksiz bilmek gereklidir. Her Müslümanın Kuran-ı Kerim’i bilmesi ve anlaması ne kadar zorunluysa, her Atatürk’cünün de Atatürk ilke ve devrimlerini bilmesi zorunludur.
Bilenler için EN KUVVETLİ SERMAYE ATATÜRK’dür. Rahmet ve minnetle anıyorum.