Yorum / Analizz ddosya haaber
İstanbul
31 Ekim, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Dünden Bugüne Türk Deniz Stratejisi Üzerine Bir Çalışma

22 Aralık 2022, Perşembe 13:20

Yüzyıllardır hep bir kara devleti olarak devlet kuran Türkler, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında deniz çıkar ve ilişkileri ile karşılaşmıştır.

 İzmir Beyi Çaka Bey ve Aydınoğulları Beyliği’nden Umur Bey, Doğu Roma’nın (Bizans) başkenti olan Consantinopolis’in tüm ticaret yollarını kesme yönünde bir strateji benimsemiştir. Ancak temel amaç ticaret yollarının ekonomik rantını almaktır. Daha sonra Germiyan Beyliği’nin Kırım seferi de aynı amaçlıdır. Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar ganimet alma amaçlı devlet ve korsanların var olduğunu biliyoruz. Fatih, devletin kuruluşundan 150 yıl sonra Bahriye Teşkilatı’nı kurmuş, tersaneler açmıştır. Bu hamleler ile bir DENİZ stratejisinin kurulduğunu söyleyebiliriz. Kırım Beyliği’nin alınması ile Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir. Tarihte ilk defa bir nehir filosunu kurmuştur. Belgrad şehrinin kuşatılma sırasında nehirden gelen yardımlar ile alınamaması sonunda Tuna Donanması kurulmuştur. ‘’İnce Donanma’’ adı verilen bu filo, nehir lojistiği ve kuşatılan kalelere nehir tarafından atış desteği veren gemilerden oluşmuştur. Donanmayı güçlendirerek Gelibolu Tersanesi’nin yanı sıra Haliç’te tersane kurarak lojistik gemilere ağırlık vermiştir. Bunun neticesinde Otranto ve Kırım seferlerinde asker taşıyarak bir yerde Amfibi harekat icra edilmiştir. 2. Beyazıt dönemi her ne kadar Fatih’in rönesans hareketlerini geriye çevirmişse de denizciliğe önem vermiş Kemal Reis ve Burak Reisi’n katkıları ile GÖKE sınıfı kendine özgü gemi yaptırmıştır. Akdeniz’de devlet destekli korsan harekatına önem vermiştir. Bu suretle geleceğin reisleri yetişmiştir. Ancak bir devlet  Deniz stratejisi  oluşmamıştır. Cem Sultan’ın Papalıkta tutsak olması da buna engel olmuş diyebiliriz. Tüm ‘’Türk Deniz Tarihi’’ içinde Deniz stratejisinin oluşması ve uygulanması Barbaros’un devlet hizmetine girmesi ile olmuştur. Seferler denizden donanma ile desteklenerek yapılmış, tüm Kuzey Afrika’yı ele geçirerek İspanya’nın ilerleyişi durdurulmuştur. Preveze Deniz Savaşı ile de 50 yıl tam ve toplam 150 yıl Akdeniz hakimiyeti  kurulmuştur. Malta kuşatması Akdeniz’de mutlak hakim olma yönünde yapılmış ve 1944 Normandiya çıkarmasına kadar yapılan en büyük bir amfibi harekat olarak tarihe geçmiştir. Donanma askerinin haricinde 300 parçalık bir donanma gücü ile 30 bin asker taşınmıştır. Bu askerin  Malta Adası’nda 3 aylık tüm ibade ve iaşesi taşınmıştır.1571 İnebahtı Deniz Savaşı sonunda her ne kadar yeniden bir donanma kurulmuşsa da tecrübeli personelin yeterli olamayışı ile sadece sancak göstermeden öte gidememiştir. Devlete deniz yolu ile  gelecek ganimetlerin çok pahalıya mal olması, İspanya’nın Akdeniz’den çekilmesi,Türk donanmasını rakipsiz kılmış ve rehavet dönemine girmiştir. Devamlı yapılan kara savaşlarında masrafların artması ve harp tazminatların fazlalılığı ile Donanma 2. Planda kalmış ve teknolojik değişime ayak uydurmakta gecikmiş bu gecikme 150 yıl sonra kalyon devrine geçmemize neden olmuştur. Dolayısı ile artık devletin bir Deniz stratejisi oluşmamış ve Denizler İngiltere ve Fransa’nın çıkar çatışma alanı olmuş ve Türk imparatorluğunun çöküşü denizlerden başlayarak gelişmiştir. 1700 yılından 1923 yılına kadar kadar Deniz stratejimiz olmadan Donanmamız yapısal hamleler yapsada bir faydası olmamıştır. Sanayi devrimini kaçırarak buharlı ve sac gemi teknolojisi hem geç girmiş hem de tamamen dışa bağımlı hale gelmiştir. 1923’den sonra ATATÜRK’ün öngörüsü ile bir Deniz stratejisi oluşmuş, düşmanı denizden karşılamak için bir kuvvet yapısı oluşturulmuştur. Bu strateji 2. Dünya Savaşı içinde pasif bir duruma dönüşmüş ve 1952 yılında NATO’ya girmemizle NATO ve ABD çıkarları stratejisi benimsenerek konvoy koruyan bir yapıya çevrilmiş ve özellikle ABD çıkarlarına hizmet edecek bir kuvvet yapısına dönüşmüştür. Taki Kıbrıs sorunu ortaya çıkana kadar. 1965’ten itibaren Devlet stratejisi olmasa da Deniz Kuvvetleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmasındaki “Garantör Devlet” gereği nedeniyle amfibi gemi yapımına başlamıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı  sonunda ABD ambargosu bir dönüm noktası olmuştur. Bu tarihten itibaren planlı bir Deniz stratejisi oluşmuş ve kuvvet yapımız Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda Milgem projesi başta olmak üzere gelişmiştir. Açık denizlerde görev alabilecek uyuşmazlıklara deniz aşırı müdahale imkanına sahip Amfibi hücum gemisi (LHD) Fırkateyn, Korvet gibi ana vurucu gemiler Denizaltı ve Fırkateyn yenileme projeleri ve güdüm sistemli füzelerin milli olarak yapılması hedeflenen milli stratejiyi destekleyen unsurlardır. Mavi Vatan kavramı devletçe benimsenmiş yeniden denizlerimize hakim olma hak ve çıkarlarımızı koruyacak düzeye gelmiştir. Bunun yanı sıra Türk Devletleri teşkilatının kurulması ile Deniz stratejimiz Doğu - Batı yönünde yeni bir boyut kazanmıştır. TDT’nın stratejik  ve ekonomik kaynaklarının dünya pazarına çıkması için Mavi Vatan sınırlarının korunması ile orantılıdır. O halde TDT ile Mavi Vatanın birleşmesi dünya ekonomisinde yeni bir kutup açacaktır. Belirlenen milli hedeflere ulaşmak için tesbit edilen milli strateji Deniz ağırlıklı olarak  ortaya çıkmış ve Türkiye bu yolda gerekli alt yapıları ve düşünce ufkumuzu açacak girişimlerde bulunmuştur.

Sonuç olarak tarihsel bir akış içinde baktığımızda  bir ulus için Deniz kuvvetlerinin  güçlü olması onun bekasıdır. Denizlere önem verdiğimiz sürece güçlü olmamız öncelikle komşularımız ile siyasi uyuşmazlıkların çözümünde büyük katkı sağlayacağı açıktır. Artık Türkiye güçlü bir ülke olma yolunda geri dönüşü olmayan bir yoldadır. Bunu denizlere vereceği önem ile olacağını  unutulmamalıdır. Barbaros Hayrettin Paşa’nın “DENİZLERE HAKİM OLAN DÜNYAYA HAKİM OLUR” deyişi Türkiye Cumhuriyetinin değişmez kuralı olmak zorundadır. Bu uğurda hizmet veren kişi ve kurumlara “PRUVANIZ NETA OLSUN”

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Deniz ticaret41 yasında