DTO eskidi, yenileri yolda. Parmak sallama açıklık getir.
10 Ocak 2016, Pazar 13:20 Deniz ticaret odası yıllar geçtikçe, gelişme yerine sanki eskimeye başladı. Eskidikçe tozlanmaya küflenmeye başladı. İçinde sırlar saklayan antikacı dükkanına dönmeye başladı.
Halbuki dışarıda yeni gelişmeler, yeni arayışlar var. Deniz Ticaret Odasının yönetiminde bazı kişilerden duyduğum Oda artık Oda'lıktan çıktı sözleri bu eskimenin göstergesi bence.
Halen Odayı yöneten kişilerin, ticari açıdan zor durumda olmalarının yanı sıra oda kaynaklarının hoyratça israf edildiği söylendiğinde büyük tepkiler gösterilmesi. Demokrasi olması gereken bir kurumda ben kimseye hesap vermem davranışlarının sergilenmesi dışarda yeni arayışlar, yeni oluşumlar peşinde koşanların sayısını arttırıyor.
Son örnek ise Aralık ayında yapılan olağan meclis toplantısı...
Toplantıya katılanların havadan sudan soru sormasına alışmış olanlar, derli toplu ciddi soru soranlara tahammül edememesi İMEAK Deniz Ticaret Odası'nın son halini bir kez daha gözler önüne serdi.
Hele hele, Bütçe görüşmelerinde Koster dernek başkanı Kaptan Salih Zeki Çakır'ın kürsüye çıktığında aslında sert olmayan yumuşak ses tonuyla yaptığı konuşmada, 2016 yılı için 75 milyon olarak tahmin edilen bütçede yaklaşık 45 milyon'u Piri Reis Üniversitesine gidecek. Ayrıca bütçeye tahminine göre fuar, sponsorluk, teşrifat, mefruşat, tedrisat, gibi harcamalar da var. Geçen yılın masrafları 30 milyon 2016 da masrafları kısalım. 'Herkes bu bütçeden besleniyor' demesinin ardından küsüye çıkan Deniz Ticaret Odası yönetim kurulu başkanın parmak sallaya sallaya, "Talihsizce bir söz söylendi, o niyetle söylendiğini zannetmiyorum. Kayıtlarda var, bu bütçeden kimse beslenmiyor. Ben o manada söylenmediğini söyleyeyim, öyle olmadığına da inanıyorum. Kimsenin bir şey götürdüğü yok. Demesi görülmeye değerdi.
Halbuki Salih Zeki Çakırın büyük bir nezaketle sorduğu, sözlediği sözler dışarda konuşulanların sadece küçük bir yansımasıydı.
Gerçekte ise dışarda konuşulanlar daha sert. Mesala
Piri Reis üniversitesi arazisinden kimler, kaç para kazançlı çıktı?
Üniversite için ayrılan bütçeden kimler faydalanıyor?
Kimlerin makam şöförünün maaşını Oda ödüyor?
Oda yönetimi kimlerin banka borcunu öteleyebilmek için koşuşturuyor?
Oda kimlere sponsorluk yapıyor?
Gibi daha nice sorular var dışarıda
Bu sorulara geçek bir şeffaflıkla yanıt bulamayanların gözünde ise, Oda belli bir kesim için çalışıyor ve gerçekte denizciliğe hizmet etmiyor.
Bu görüşü paylaşanlar belirteyim ki oldukça çoğunluğa ulaşmaya başladı. Bunun arkasından yakında, yeni Deniz Ticaret odaları, Limanlar Odası, Balıkçılar Odası ve Tur tekneleri veya Turizm tekneleri odaları kurulmaya başlarsa kimse şaşmasın benden söylemesi.
Zaten büyük bir sayıya ulaşmış gemi sanayi sektörünün de halen İstanbul Sanayi Odasında otomotiv alt grubunda olması da büyük ayıp olarak görülüyor ve Gemi Sanayi sektörünün de tersaneler, yat inşa ve yan sanayi ile birlikte müstakil bir oda kurması görüşü çoktan beri kabul edilmiş durumda.
Ayrıca, Deniz ticaret odasına üye olanların bir başka Oda'ya da üye olma zorunluluğu yıllardır çözülmeyen bir sorun.
Bütün bunları alt alta koyunca İMEAK Deniz Ticaret odası sektör gözünde oldukça itibarsız.
Bundan böyle, Oda başkanı, sektörün konuştuklarından bazılarını oldukça sakin ve nazik biçimde kürsüde dile getiren Salih Zeki Çakır başta olmak üzere, karşı görüşte söz söyleyen, eleştirenlere parmak sallayacağına onların sözlerini dikkate almalı ve açıklıkla cevap vermeli. Oda'nın hesapları da açık olmalı ki üyeler ödedikleri aidatların nereye gittiğini görsün.
Bir de Oda seçimlerinde adayların, batık, borcu olan, ve sektörde iyi tanınmayan kişilerden olmamasına dikkat edilsin ki, adaylar yönetime geldiklerinde Oda'yı kendi menfeatleri için kullanıyor dedikoduları çıkmasın.
Halbuki dışarıda yeni gelişmeler, yeni arayışlar var. Deniz Ticaret Odasının yönetiminde bazı kişilerden duyduğum Oda artık Oda'lıktan çıktı sözleri bu eskimenin göstergesi bence.
Halen Odayı yöneten kişilerin, ticari açıdan zor durumda olmalarının yanı sıra oda kaynaklarının hoyratça israf edildiği söylendiğinde büyük tepkiler gösterilmesi. Demokrasi olması gereken bir kurumda ben kimseye hesap vermem davranışlarının sergilenmesi dışarda yeni arayışlar, yeni oluşumlar peşinde koşanların sayısını arttırıyor.
Son örnek ise Aralık ayında yapılan olağan meclis toplantısı...
Toplantıya katılanların havadan sudan soru sormasına alışmış olanlar, derli toplu ciddi soru soranlara tahammül edememesi İMEAK Deniz Ticaret Odası'nın son halini bir kez daha gözler önüne serdi.
Hele hele, Bütçe görüşmelerinde Koster dernek başkanı Kaptan Salih Zeki Çakır'ın kürsüye çıktığında aslında sert olmayan yumuşak ses tonuyla yaptığı konuşmada, 2016 yılı için 75 milyon olarak tahmin edilen bütçede yaklaşık 45 milyon'u Piri Reis Üniversitesine gidecek. Ayrıca bütçeye tahminine göre fuar, sponsorluk, teşrifat, mefruşat, tedrisat, gibi harcamalar da var. Geçen yılın masrafları 30 milyon 2016 da masrafları kısalım. 'Herkes bu bütçeden besleniyor' demesinin ardından küsüye çıkan Deniz Ticaret Odası yönetim kurulu başkanın parmak sallaya sallaya, "Talihsizce bir söz söylendi, o niyetle söylendiğini zannetmiyorum. Kayıtlarda var, bu bütçeden kimse beslenmiyor. Ben o manada söylenmediğini söyleyeyim, öyle olmadığına da inanıyorum. Kimsenin bir şey götürdüğü yok. Demesi görülmeye değerdi.
Halbuki Salih Zeki Çakırın büyük bir nezaketle sorduğu, sözlediği sözler dışarda konuşulanların sadece küçük bir yansımasıydı.
Gerçekte ise dışarda konuşulanlar daha sert. Mesala
Piri Reis üniversitesi arazisinden kimler, kaç para kazançlı çıktı?
Üniversite için ayrılan bütçeden kimler faydalanıyor?
Kimlerin makam şöförünün maaşını Oda ödüyor?
Oda yönetimi kimlerin banka borcunu öteleyebilmek için koşuşturuyor?
Oda kimlere sponsorluk yapıyor?
Gibi daha nice sorular var dışarıda
Bu sorulara geçek bir şeffaflıkla yanıt bulamayanların gözünde ise, Oda belli bir kesim için çalışıyor ve gerçekte denizciliğe hizmet etmiyor.
Bu görüşü paylaşanlar belirteyim ki oldukça çoğunluğa ulaşmaya başladı. Bunun arkasından yakında, yeni Deniz Ticaret odaları, Limanlar Odası, Balıkçılar Odası ve Tur tekneleri veya Turizm tekneleri odaları kurulmaya başlarsa kimse şaşmasın benden söylemesi.
Zaten büyük bir sayıya ulaşmış gemi sanayi sektörünün de halen İstanbul Sanayi Odasında otomotiv alt grubunda olması da büyük ayıp olarak görülüyor ve Gemi Sanayi sektörünün de tersaneler, yat inşa ve yan sanayi ile birlikte müstakil bir oda kurması görüşü çoktan beri kabul edilmiş durumda.
Ayrıca, Deniz ticaret odasına üye olanların bir başka Oda'ya da üye olma zorunluluğu yıllardır çözülmeyen bir sorun.
Bütün bunları alt alta koyunca İMEAK Deniz Ticaret odası sektör gözünde oldukça itibarsız.
Bundan böyle, Oda başkanı, sektörün konuştuklarından bazılarını oldukça sakin ve nazik biçimde kürsüde dile getiren Salih Zeki Çakır başta olmak üzere, karşı görüşte söz söyleyen, eleştirenlere parmak sallayacağına onların sözlerini dikkate almalı ve açıklıkla cevap vermeli. Oda'nın hesapları da açık olmalı ki üyeler ödedikleri aidatların nereye gittiğini görsün.
Bir de Oda seçimlerinde adayların, batık, borcu olan, ve sektörde iyi tanınmayan kişilerden olmamasına dikkat edilsin ki, adaylar yönetime geldiklerinde Oda'yı kendi menfeatleri için kullanıyor dedikoduları çıkmasın.