Donanma Eski Komutanı Serim, Son Seferine Uğurlandı
23 Temmuz 2020, Perşembe 22:59
1980-1981 döneminde Donanma Komutanlığı görevinde bulunduktan sonra Koramiral rütbesi ile emekliye ayrılan Nejat Serim İstanbul’da yaşama gözlerini yumdu.
İstanbul Yeken Kulübü ve Türkiye Açıkdeniz Yarış Kulübü onur üyesi olan Nejat Serim, 22 Temmuz’da (dün) Çengelköy’deki aile kabristanından son seferine yolcu edildi.
1945 yılında Deniz Harp Okulu’ndan mezun olan Nejat Serim, Kenan Evren liderliğinde gerçekleşen 12 Eylül Askeri Müdahalesi döneminde Koramiral rütbesi ile Donanma Komutanlığı görevinde bulundu.
Ancak tıpkı Oramiral Veysel Kösele gibi Donanma Komutanlığı’ndan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na giden hiyerarşik yapıdaki yolu tıkandı. Böylece 1981 yılında Donanma Komutanlığı’ndan emekliye ayrıldı.
Çoğu amiral gibi bir yelken tutkunu olan emekli Koramiral Nejat Serim, İstanbul Yelken Kulübü (İYK) ve Türkiye Açıkdeniz Yarış Kulübü’nde (TAYK) onur üyesi idi.
Milli yelken hakemlerimizden İzden Burak Çelik’in de dedesi olan Nejat Serim, 22 Temmuz Çarşamba günü saat 13.30’da Haydarpaşa GATA’da (Yeni adı ile Sultan 2. Abdülhamid Han Hastanesi) kılınan cenaze namazı sonrasında Çengekköy’deki aile kabristanından son seferine uğurlandı.
2003 YILINDAN BİR ANI…
Onun da yaşamında tıpkı rahmetli amiral Güven Erkaya gibi bir “rakı” öyküsü bulunuyor.
4 Haziran 2003 tarihinde Hürriyet’te Tufan Türenç’in köşesine aldığı yazıdan bir alıntı yapalım:
“Yıl 1975. Milliyetçi Cephe iktidarda. Erbakan'ın Milli Selamet Partisi de koalisyon ortağı.
Zamanın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Nusret Gemisi ile Karadeniz'e gidiyor.
Nejat Paşa o yıllarda Tümamiral ve Harp Filosu Komutanı.
Cumhurbaşkanı'na refakat ediyor. Heyette MSP'li bir bakanla ona bağlı bir genel müdür var.
İkisi de Erbakan'ın takımından.
Bir gün yemekte Paşa'nın dikkatini çekiyor.
Hem bakan, hem genel müdür bıçağı sol elde, çatalı da sağ elde tutuyorlar ve yemeği öyle yiyorlar.
Paşa dayanamayıp bakana bunun nedenini soruyor. Bakan kısa yanıtlıyor:
- Sol el mekruhtur. Yemek sağ elle yenir de ondan.
- Peki sol el madem mekruh, bıçağı niye onunla tutuyorsunuz?
Bakan bu soruyu yanıtlamıyor, sadece gülmekle yetiniyor.
Trabzon'a geldiklerinde vali karşılıyor ve deniz kenarındaki bir lokantada Cumhurbaşkanı'na ve öteki konuklara yemek veriyor. Nejat Paşa garsona bir kadeh rakı getirmesini söylüyor. Bakan müdahale ediyor:
- İçmeseniz olmaz mı?
- Bakın, üç gündür denizdeyiz. Onun için bir kadeh içmek istiyorum. Bakan ısrarlı:
- Ama yemeğiniz soğur.
Bunun üzerine Paşa dayanamayıp şu yanıtı veriyor:
- Sarhoş mezesi soğuk olur.
- O zaman sana helal olsun.
Paşa'nın tepesi atıyor:
- Yoo... Ona siz değil Tanrı karar verir. “
Yolunuz ışıklar aydınlatsın, geride kalan ailesine, yakınlarına ve dostlarına sabırlar olsun.