Deniz kirliliğinin Marmara ve Boğazlar üzerindeki etkisi
24 Mart 2025, Pazartesi 13:18
Saygı Değer Denizci Meslektaşlarım,ve Sevgili okurlarım, Metropol İstanbul Şehirimizin Nüfus artışı her geçen gün artmakta olup özellikle çoğalan ve yayılan kirliliğe karşı exstra bir geliştirme ARGE Projesi görememekle beraber Deniz canlıllarının ve kaynakların tükenmesinin çeşitli paydaşlar arasında artan çatışmalara yol açtığının artmayada devam ettiğini görüyoruz.
Bu sorunlar, sürdürülebilir kaynak yönetimi için sağlam kalkınma stratejileri sağlamayı amaçlayan politika yapıcılar için bir dizi doğrudan zorluk oluşturuyor. Marmara ve Boğazlarda kıyı kirliliği sorunları, bölgedeki stratejik kalkınma planlamasının eksikliğiyle açıkça ilişkili ve kaynak dağılımındaki eşitsizlik ve İstanbul sakinleri için ekonomik fırsatlar nedeniyle karmaşıklaşıyor yaratıyor . İnsanların geçimini sağlamak için daha fazla kaynağın olduğu kentsel, kıyı bölgelerine, yoksul bölgelerden yoğun göç olması, İstanbul sakinleri ve göçmenler arasında çatışmalara yol açıyor ,yoğun turizm gelişimi, yaşam alanı, Olan İstanbul da birde pis kokulların yayılması Tarihi geçmişi dünyada tek sayılan istanbula hiç yakışmıyor .Galata Port yolcu Salonun’dan Sultanahmet’Ayasofya’ya ve Eminönü’kapalıçarşın’dan mısır çarşısına yürüme yolu olan güzergahlarda 7/24 açık olması gereken Metrapol İstanbulumuz’da 21 yüzyıl olmasına rağmen Tuvaletler hala kapalı olduğundan Galata Köprüsü üstünde balık tutan vatandaşlar tuvalet ihtiyaçlarını giderecek yer olmadığı için ya denize yada yere yapmakta yabancı Turistler burdan geçerken sidik ve insan dışkısının kokusunu kaçarak koklamala birlikte insanlarda haklı olarak bu durumu şikayet etmektedirler .Bende 2 Yıldur Aynı konuyu belkide 4 ‘üncü yazışım çözüm üretielene kadar yazmayada devam edeceğim Bu Vatan Hepimizin Görev ve sorumluklarını yapmayanları görevini yapmaya davet ediyorum .İstanbulda bilindiği üzere kentsel altyapısı sınırlı olduğundan küçük yerel dükkanlar, mini süpermarketler, küçük oteller ve , İstanbul sakinlerinin genelde Anadolu yakasında oturulan konutları dışında kalan yapılardır. Ancak, İstanbul turizmi son 10 yılda hızla gelişmiştir ve artan ziyaretçileri ağırlamak için inşaat sektöründe bir hızlanma olmuştur. Artan kentleşme, bölge genelinde deniz kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olmuştur ve yerel topluluk için şu ana kadarki en büyük zarar, yerel sakinlerin toprak sahibi olarak kalmasını giderek zorlaştıran arazi değerindeki önemli artış olmuştur. Yakın zamanda da Balık ağlarının kullanımı gibi çevresindeki ekosistemler üzerinde yalnızca olumsuz etki yaratması beklenmektedir.Çevre ve kalkınma sorunlarını çözmek ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için halk katılımının etkili bir yol olduğu önerilmektedir. Kara kaynaklı kıyı ve deniz suyu kirliliği tehdidi göz önüne alındığında, yerel halkın katılımı deniz suyu kalite kontrolünü iyileştirmek için önemli bir bileşen olacaktır. Yerel halkın toplulukları ve çevresindeki alanlar için sağlam bir kalkınma politikasının uygulanmasında aktif katılımını sağlamak için, insanların kalkınma sorunları ve özellikle kıyı deniz kirliliği ile ilgili tutumlarını belirlemek gereklidir. Genel olarak inançların ve bilişlerin kalıcı bir organizasyonu olarak belirli bir sosyal lehine veya aleyhine duygusal bir yük ile donatılmıştır ve söz konusu konu ile ilgili biliş ve duygularla tutarlı bir eyleme yatkınlık oluşturur. Tutum üç bileşenden oluşur: bilgi/algı, duygu ve davranış, bunlar birbirlerine karşılıklı etkisini uygular. Bir bileşeni etkileyen herhangi bir değişiklik diğer ikisini de değiştirebilir . Dolayısıyla, bu tür çevresel/kalkınma sorunlarının çözümünde etkin bir toplumsal katılımın sağlanabilmesi için, halkın tutumunun iyi anlaşılması gerekmektedir.Sonuçlarımda, hükümet kurumları ve sorumlu kalkınma örgütlerinin istanbul ve çevresindeki ekosistemler için uygulanabilir kıyı yönetimi/sürdürülebilir kalkınma programları planlamaları için yararlı olacak bilgiler sunulmalıdır,
Akdeniz,Ege,Marmara ve Karadeniz kıyıları boyunca, kıyı yönetimine yönelik farklı yaklaşımlar ve ulusal stratejilerinin çeşitli düzeylerde geliştirilmesi ve uygulanması sağlanmaktadır. Birkaç kıyı alanı projeleri Doğa olaylarından etkilenmiştir (veya yakında etkilenecektir), Ancak bu projeler genellikle yerel düzeyde ve dar bir kapsamla gerçekleştirilebilir. Akdeniz alanı, için bölgesel stratejilerin tanımlanmasında önemli bir rol oynamaktadır ve bölgesel (havza) düzeyde koordineli bir yaklaşımı garanti eden bir sisteme duyulan ihtiyaç belirginleşmiştir. Son birkaç yıldır, konu, Akdeniz ülkelerinin ortak çabasını oluşturan bir Bölgesel Denizler Programı olan Akdeniz Eylem Planı (MAP) ve Akdeniz çevresinin korunması için temel yasal çerçeve olan Barselona Sözleşmesi'nin hedeflerine ulaşılması için Avrupa Komisyonu çerçevesinde ele alınmıştır . PAP/RAC (Öncelikli Eylemler Programı/Bölgesel Faaliyet Merkezi) desteğiyle yürütülen uzun bir istişare sürecinin ardından 2008 yılında kabul edilen ve Sözleşmenin yasal araçları setini tamamlayan yedinci Protokolü oluşturan Akdeniz için Protokolünün hazırlanmasına yol açtı (UNEP/MAP/PAP, 2008). Protokol, AB tarafından öngörülen bölgesel deniz tabanlı yaklaşımı yansıtmakta ve temel hedefi olarak Akdeniz kıyı bölgelerinin sürdürülebilir kalkınmasına destek olmak olan AB ICZM Tavsiyesinin temel ilkelerini ve hedeflerini içermektedir.
Kamu katılımı ve paydaşların dahil olması, sağlam sürdürülebilir kalkınma uygulamalarının oluşturulmasında hayati öneme sahiptir. Katılımın rolü, daha adil ve şeffaf bir sürece olanak sağlaması, çatışmaları azaltması ve nihai kararları daha etkili ve meşru hale getirmesi nedeniyle literatürde yaygın olarak kabul edilmiştir “ Yerel halkların ve kıyı bölgeleriyle ilgili sivil toplumdaki paydaşların şeffaf bir karar alma sürecine yeterli ve zamanında katılımını sağlayan uygun yönetişim sağlanacaktır ”
"İnsanımız özenli değil, çöplerini denize atıyor, bundan çekinmiyor. Elindeki torbayı fırlatıyor. Buradaki teknelerden çöp atılıyor. Denizler kirli zaten, yeterince temizlik yapılmıyor, yapılsa da yetişilemez. Büyük atıklar var. Tekneler suyun üstüne boşaltıyor.
Marmara ve Boğazlarda Plaj ziyaretçilerinin analizi, plaj yönetim politikalarını tanımlamada ve idari öncelikleri belirlemede önemli bir bileşendir Plaj ziyaretçilerinin algılarının analizine ilişkin çok sayıda örnek literatürde bulunabilir ve bu tür çalışmalar, son yıllarda, çevresel ve deniz kalitesi, deniz çöpü ve Mavi Bayrak verilmesi gibi farklı plajla ilgili hususlardaki davranışlarını, tercihlerini ve görüşlerini daha iyi anlama ihtiyacını karşılamak amacıyla artmıştır plaj yönetimi çerçevelerin de sosyo-ekonomik bir yaklaşım, son kullanıcılara danışmayı ve ayrıca Koşullu Değerleme Yöntemi'ni uygulayarak plaj savunma projeleri için değerlendirmesini farklı kıyı savunmalarına ilişkin çeşitli varsayımsal alternatif senaryolar altında plajların rekreasyonel değerindeki değişimi tahmin etmek amacıyla çeşitli vaka çalışmalarında uygulanmıştır ve ayrıca bu araştırma için yürütülen plaj ziyaretçileri media araştırma anketlerinde de istatiki bilgiler dikkate alınıp uygulanmıştır. Yerel yönetimlerin idari ve yönetim örgütlenmesindeki son durumu ve uygulamasına ilişkin kamuoyunun bilgi/katılım düzeyini (özellikle kıyı erozyonu yönetimine odaklanarak) analiz etmek ve değerlendirmek için temel amaçlardan biri saha araştırmaları yoluyla elde edilebilir. Kıyı bölgesi uygulayıcılarına ve paydaşlarına yönelik süreçlerin şu anda yerel olarak nasıl tasarlandığını analiz etmeyi amaçlamalı ve yaz ın yaklaştığı şu günlerde plaj ziyaretçilerine (Istanbul sakinlerine , günübirlik ziyaretçiler ve turistler) yönelik plaj erozyonu, kıyı savunma politikaları, plaj değeri algıları açısından ele alınmalıdır. Plaj ziyaretçileri odak noktasıdır. plaj ziyaretçilerinin kıyı erozyonu ve kıyı savunma sistemleri algısını değerlendirmek için Akdeniz ,Marmara,Ege ve Karadeniz kıyı bölgesindeki Dört pilot alanda yürütülen anketlerin sonuçlarının sunulması ve tartışmalıdır. Çalışma Bu bölgelerin temel özelliklerinin kısa bir açıklamasından sonra, kullanılan metodoloji açıklanmalı ve kıyı erozyonu algısı hakkında ortak anketten elde edilen sonuçlar kamuoyuna sunulmalıdır. Sorunların üstesinden gelmek için çözüm önerilerde bulunulmalıdır. Bazı lİlerde, her biri farklı özelliklere sahip pilot alanlar seçilmeli örnek olarak (İzmit körfezi ,Marmara Denizi , İstanbul Boğazı , İzmir ,Antalya Mersin Körfezi ,Batı Karadeniz gb.kıyı bölgelerindeki sahil şeridindeki plajlardaki erozyonuna maruz kalan güney, güneybatı ve batı rüzgarlarından ve bunlara karşılık gelen deniz dalgaları ve akıntılarından etkilenmekte olan denizlerin Hem doğal çevre hem de insan faaliyetleri'nin doğu tarafındaki erozyondan etkilenip etkilenmediği Su ürünleri Mühendisleri tarafından
karasal ve deniz alanlarının yaygın kirliliği. Her yıl milyon tona kadar kirletici göllere ve nehirlere,derelere ve nihayetinde denizlere karışır. Bunlara binlerce farklı kimyasal, besin, plastik ve diğer sentetik ürünler, toksik ağır metaller, ilaçlar, kozmetik ürünleri, patojenler, radyoaktif maddelerin fazlası dahildir.denizde tespit edilen kirleticiler karasal kaynaklardan kaynaklanmaktadır. Endüstriyel veya evsel atık olarak, ya doğrudan suya boşaltılır, kötü çalışan atık su arıtma tesislerinden kaçar, yukarıdan gelen yağışla tarlalardan ve sokaklardan yıkanır veya çöplüklerden ve çöplüklerden yer altı su kanallarına veya akarsularına sızar. Çöp ve plastikler de rüzgarla denize taşınır. Kirliliğin geri kalan kısmı, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği veya nakliye yoluyla doğrudan denizde meydana gelir.Rüzgarlar ve deniz akıntıları çöpleri ve kirleticilerine ulaşılmaz kıyı bölgelerine pisliği taşır. Kirliliğin kanıtları açıktadır,Deniz biyotik toplulukları için özellikle tehlikeli olan kirleticiler, uzun ömürlü olan ve besin ağlarında birikenlerdir. Bunlar, örneğin, birçok endüstriyel kimyasalı içeren kalıcı organik kirleticiler grubunun karakteristiğidir. Kirlenmenin sonuçları çok çeşitlidir ve etkilenen türe ve ilgili kirleticiye göre ayırt edilir. Bilinen çevre kirleticileri kanser gibi hastalıklara neden olur, deniz organizmalarında deformitelere ve davranış değişikliklerine yol açar, etkilenen türlerde üremeyi bozar ve kirlenmiş bireylerde ölüme neden olabilir. Kural olarak, en yüksek trofik seviyelerdeki yırtıcılar çevre kirleticilerinden özellikle etkilenirler. Ulusal düzenlemeler yoluyla denizleri kirleticileri sınırlamaya çalışıyor fakat yetersiz kalıyor uygulamalar . Örneğin, organik kirleticilerin yasaklanması sonuç veriyor. Bu kirleticilerin denizdeki konsantrasyonları azalıyor.Fakat bireysel deniz kirletilmesi Başta insan eğitimi ve ağır cezaların uygulanması ile gerçekleceği düşüncesindeyim.birçok başka durumda, politikacılar ve bilim insanları, düzenleyici otoritelerin popüler ürünlerde kullanılan kimyasallar veya bu bileşenlerin denize karışması durumunda yaratacağı etkiler hakkında her zaman tam olarak bilgilendirilmemesi sorunuyla karşı karşıya kalınmaktadır. Birçok durumda, tehlikeli maddelerin yasaklanması için gereken risk analizleri, bunların aşırı miktarları denizlere zaten sokulduktan ve araştırmacılar kirletici girdisi ile ekosistem tahribatı arasındaki bağlantıları gösterebildikten sonra mümkün olabilir.Deniz kirliliği krizinin sona ermesi, Türkiye çapındaki hanelerin ve işletmelerin büyük bir kısmı işleyen kanalizasyon ve katı atık yönetim sistemlerine bağlanana, çevreye toksik maddeler ve karbon bazlı plastikler biyolojik olarak parçalanabilir alternatiflerle değiştirilene ve kimyasalların ve plastiklerin kullanımı kapalı devre sistemler hakkında çalışmalar yapılmalıdır ..Kıyı, yaşam alanı olarak korunacaksa, korunmalıdır. Bu, yalnızca tüm paydaş gruplarını dikkate alarak kıyı alanlarının ihtiyatlı bir şekilde yönetilmesini değil, aynı zamanda deniz seviyesi yükseldikçe uyarlanabilen etkili kıyı koruma önlemleri kataloğunun sürdürülmesini de gerektirir. Türkiye çapında umut veren örnekler var. Geriye kalan bir zorluk ise iklim değişikliği nedeniyle evlerini kaybeden kıyı sakinleri için yenlerinde mutluluk bulmaktadırlar.Kapsamlı kıyı koruma sürecinde farklı çıkarlar tekrar tekrar çatışmalara yol açar. Ancak, tüm paydaş grupları sürdürülebilir bir yönetim planı üzerinde anlaşabilirse, bu genellikle herkes için önemli faydalar yaratır.Türkiye’nin kıyıları çeşitlidir. Bazıları tatil destinasyonları olarak popülerdir ve neredeyse bozulmadan kalmıştır. Önemli nakliye rotaları üzerinde bulunan diğerleri ise endüstriyel olarak yoğun bir şekilde geliştirilmiştir. Sonra küçük ölçekli balıkçılık için önemli olan kıyı bölgeleri vardır. Bunlar milyonlarca insanın geçimini sağladığı büyük miktarda balıkçılıkla geçimlerini sağlar; öte yandan, genellikle büyüyen bir kıyı nüfusunun atık suları için doğal bir su arıtma tesisi olarak kullanılması şart haline gelmiştir . Kıyıların önemi kültürden kültüre büyük ölçüde değişir. Ve bir bölgenin veya bir ülkenin kıyıları önemli görüp görmemesi her türlü faktöre bağlıdır, ancak en belirgin şekilde onları korumak için aktif politik önlemlerde yansıtılır.MARMARA VE İSTANBUL BOĞAZI Bugün herhangi bir şekilde kıyı alanını kullanmasına izin verilen Montro anlaşması gereği Boğazdan uğraksız geçen transit geçen Gemilere Kirlilik konusunda Denetim konrollerin belirli bir nesnel kirletici kanıt olmadığı sirece Bir yaptırım Deniz Hukuku'nda kabul edilen Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) aracılığıyla açık düzenlemeler olmadığı . Nakliye, balıkçılık, doğal gaz ve petrol sondajı ve çevre koruma gibi denizen tüm kullanımları için temel kurallarını UNCLOS'un hükümleri belirler.Tüm devletlere ve genel bir ilke olarak denizlerin tüm bölgelerine çevre kirliliği konusunda gerekli önlemlerin alınmasını uygulatır.MARMARA VE İSTANBUL BOĞAZI Balık gibi deniz kaynaklarını sömürmek için münhasır ekonomik bölgelere münhasır haklara sahip.çeşitli deniz bölgelerinin her birinde hukukun uygulanmasından farklı organların sorumlu olduğu unutulmamalıdır. Kıyıların birçok işlevi vardır ve balık, gezilebilir su yolları, turizm ve rekreasyon veya tarım ve inşaat projeleri için alan gibi birçok ekosistem hizmeti sağlar. Yani, sayısız faaliyet yoğun yerleşimli veya yoğun kullanılan kıyı bölgelerinde kara ve deniz arasındaki nispeten ince şeritte yoğunlaşır ve bu da otomatik olarak çok sayıda sorumlu otoritenin ortaya çıkmasıyla sonuçlanır.Bu çoğulluk, ilgili otoriteler arasında veya genel olarak farklı paydaş grupları arasında yeterli koordinasyon yoksa kolayca çatışmalara yol açabilir. Örneğin, insan kullanımı genellikle doğa koruma yönleriyle çatışmaya girer. Ekonomik kalkınma arzusu kıyı bölgelerinin önemli ölçüde kirlenmesine yol açabilir. Batı'nın yüksek ekonomik standartlarına mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yetişmek için, genellikle çevresel yönlere dikkat edilmeli. Bugün Türkiye halkı arasında böyle tek taraflı bir odaklanmaya karşı büyüyen bir direnç oluşmalı ve yalnızca belirli çıkarların tatmin edilmesinin ötesine geçilerek çözülebilecek hedef çatışmalarının ortaya çıktığı fark ediliyor. Sadece Çin'de değil, dünya çapında birçok başka bölgede, bu kadar katı sektörel yaklaşımlar kıyı yaşam alanlarının etkili bir şekilde korunmasını veya sürdürülebilir kullanımını engellenmelidir.Birçok kıyı alanı, kara ve kıyı DENİZ açısından çok sayıda kullanım çıkarına tabidir. Tüm bu çıkarların koordinasyonu normalde yalnızca ayrıntılı bir kıyı yönetim süreci aracılığıyla sağlanabilir.Birçok kıyı alanı, kara ve kıyı DENİZ açısından çok sayıda kullanım çıkarına tabidir. Tüm bu çıkarların koordinasyonu normalde yalnızca ayrıntılı bir kıyı yönetim süreci aracılığıyla sağlanabilir. Tüm taraflar masanın etrafında Kıyıların sürdürülebilir ve kapsamlı yönetimi için uygun bir kavram için toplanmalı Çevre ve Kalkınma Konferansı tekrar yeni bir yapılandırma için stratejik önlem planları alınmalıdır . Kıyı Bölgesi Yönetimi, amacı kıyı bölgelerinin sürdürülebilir kalkınması olan ve kıyı gelişiminin tüm yönlerini uzlaştırmayı amaçlayan bir kavramdır. Bugüne kadar birçok ülke ve uluslararası topluluklar "Bütünleşik Kıyı Bölgesi Yönetimi, uzun vadede Kıyı Bölgesi'nin ekonomik kalkınmasından ve insan kullanımlarından elde edilen faydaları, Kıyı Bölgelerini korumaktan, saklamaktan ve restore etmekten elde edilen faydaları, insan hayatı ve mal kaybını en aza indirmekten elde edilen faydaları ve Kıyı Bölgesi'ne halkın erişiminden ve keyfini sürmesinden elde edilen faydaları, hepsi doğal dinamikler ve taşıma kapasitesi tarafından belirlenen sınırlar içinde dengelenmesi amaçlanmalıdır ."Bugün gelecekteki kıyı bölgesi yönetimi için bir araç olarak kabul edilse de, farklı paydaş gruplarının özel çıkarlarının koordinasyonu en büyük zorluk olmaya devam etmektedir.
Belirli önlemlerin belirli bir hedefe ulaşıp ulaşmadığının düzenli olarak izlenmesi, başarılı bir Kalite yönetim süreci için hayati önem taşır. Bu ayrıca MARMARA VE İSTANBUL BOĞAZI, 'nin tek seferlik bir proje değil, sonuçların sürekli olarak gözden geçirildiği ve değerlendirilmelidir Bu nedenle, çevre sürecini yeni koşullara göre azar azar uyarlamak ve optimize etmek le mümkündür.Hazırlanacak yeni eylem planı ilgili tüm taraflarca resmen bunun için ön koşul, eylem planındaki tüm önlemler için finansmanın taahhüt edilmesidir. Bunu uygulama aşaması Büyük şehir Belediyellerininin temizlik ve denetim tahüdünü izler. Eylem planında tanımlanan önlemler uygulandıktan sonra, etkilerini belirlemek için önlemleri değerlendiren bir değerlendirme yapılmalı. Daha fazla sorun veya yeni zorluklar ortaya çıkarsa, eylem planı iyileştirilmelidir.Deniz yaşam alanının kalitesinin artması Balık popülasyonunun artması ve dolayısıyla balıkların üremesinin iyileşmesi ve daha yüksek balık biyokütlesi;Deniz kaynaklarının kullanımından kaynaklanan gelir artışı;Yerel halkın kaynaklarını yönetme kapasitesinin artırılmasına Daha güçlü bir çevre yönetimi ve toplumsal uyum duygusunu oluşturur .Esnaf ve turizm derneklerinin eleştirilerinden biri, koruma alanlarının belirlenmesinin, özellikle büyük ölçekli korunan alanlarda büyük bir çaba gerektiren turist akışlarını yönlendirme zorunluluğu yapılması Korunan alanlardaki yollar her iki taraftan çitle çevrilmeli ve kenarlara otoparklar kurulmalıdır. Ayrıca, birçok yerde, alanın belirlenmesinin ilk aşamasında, halkın yeterince bilgilendirilmediği, ve dolayısıyla ciddiye alınmadığı yönünde eleştiriler de vardır. Birçok idarenin, avantajları ve fırsatları iletmeden yalnızca Belediyenin direktiflerine odaklanma yaklaşımı, özellikle bir hata olarak görülmekte. Sonuç olarak, yukarıdan aşağıya uygulanan ve hiçbir etkisi olmayan önlemlerden etkilendiğine dair yaygın bir kamuoyu algısı vardı. Bu nedenle, çalışma gelecek için şu önlemleri öneriyor:
⦁ Her bir durumda sorumlu kuruluşlarla (tur operatörleri, belediyeler, spor dernekleri) ortak çözümler geliştirmek amacıyla müzakereler ve istişareler yapılması, örneğin rehberli yürüyüşlerin programlarının koordine edilmesi, tekne ve kanolar için otopark veya bağlama yerlerinin belirlenmesi;
⦁ Özellikle korucular ve bilgi merkezlerinin kapsamlı bir ağının sürdürülmesi ve bilgi panoları aracılığıyla ziyaretçilerin bilgilendirilmesi ve eğitilmesi için iyi düşünülmüş eylem planları;
⦁ Mevcut doğal varlıklar ve koruma ihtiyacı temelinde bir alanın kalitesinin, ekoturizm gibi yeni iş modelleri geliştirme perspektifiyle iletilmesi.
⦁ Başarının reçetesi: Vatandaşları en başından itibaren dahil etmek
Turizm sektöründe bu sürecinBüüyük Şehir belediyesinin konuyu yoğun bir şekilde ciddiye almaları ve tatil turizmi için Ülkemize misafir olarak gelen yerli yabanacı turistlere karşı yoğun olarak çalışmalar yapılmalıdır .Yerel koşulların zevkli bir şekilde uyarlanacak bir sel önlem planı ile . Partizan siyasetçi kişiler tarafından göreve getirilen makam sahibi personellere yukarıda bahsedeilen konular bırakılmamalı sahada yetişmiş bu işlerin kompedanı uzman kişilere işlerin çözümü için teslim edilmeli işlerin yürümemesi için tecrübesiz insanlara iş bırakılmamalı Set inşa etmekten kaçınarak gezinti yolunun karakterini tamamen korumak için işler mümkün hale getirilmelidir Gelecekte balık popülasyonlarını ve deniz çevresinin durumunu izleyebilmek için, gelecekte balık popülasyonu istatistikleri, deniz kirliliğinin izlenmesi ve ekolojik çalışmalarla ilgili konularda işbirliği yapabilmeleri için tüm kıyı ülkelerinden araştırmacılarla bilimsel çalışma grupları da oluşturuldu. Ayrıca, çalışma grupları bölgede sürdürülebilir balıkçılık için en iyi uygulama çözümlerini derlenmeli ve yerel çalıştaylara katılarak bu yöntemleri benimseyecek balıkçılara sunacak. MARMARA VE İSTANBUL BOĞAZI Projeler geliştirilmesi düşünülen projelerin balıkçılık uygulamaları ve yönetim önerilerinin kademeli olarak tanıtılması ve uygulanması gerekmektedir.
Denizden ayıran kumlu alanlarda daha yoğun ve genişlikte bir azalmaya neden oluşumları tesbit edilmeli Tüm plajlara erişim ücretsiz olunmalıdır . kıyı Bölgelerindeki erozyonu savunma projesi gerekmektedir , böyle bir algı yaklaşımı gerçekleştirilmelidir. Eğlence açısından bakıldığında, bu kıyı alanı, plajlarının bulunduğu güneşlenme olanaklarının bulunduğu İstanbıl Riva,Şile Kilyos Adalar gb. bölgesindeki plajların olağan özelliklerine plaj alanını 'güneş ve deniz' aktiviteleri için ziyaret edenler çoğunlukla şemsiye ve şezlong kiralar ve bar hizmetlerinden yararlanır. Turistler çoğunlukla otellerde kalır. Ortalama 6 gün, çoğunlukla ilkbahar/yaz aylarında kalırlar. Yabancıların çoğu Almanya, Fransa, Rus,İtalya,Yunanistan ülkelerinden gelmektedirler kumlu-çakıllı plajlar ve Arnavut kaldırımlı cep plajlarıyla değişen kayalık kıyılarla karakterize dar bir kara şeridi ve özellikle kentleşme ve turizm faaliyetleri olmak üzere yoğun insan baskısına maruz kalmıştır. Deniz ve kıyı ortamı, deniz yaşam alanlarının düşük derecede doğal korunması ve yüksek derecede insan müdahalesi nedeniyle, iyi korunmuş kayalık kıyı şeridinin varlığı nedeniyle Deniz Topluluk Alanı hariç olmak üzere, tüm bölgede orta-düşük doğal değere sahip denizi ayrıca Marmara Denizi ‘ni MARPOL kuralına göre özel alan statüsüne girdiğinden özellikle son derece Kıyı kaynaklı ,Kabotaj sfer yapan gemiler sıkça denetlenip görevliler tarafından gerekli mevzuat uygulanmalı mevzuatı uygulamayanlar hakkında idari soruşturma yapılıp meslekten ihraç edilmelidir .Marmara denizi Koruma Alanı olarak korunmalıdır .çevre kalitesi özellikle iki önemli olaydan etkilenmiştir: artık kapatılmış ve ıslah planına tabi tutulan bir kimyasal sanayi tesisinden kaynaklanan ağır metallerin yol açtığı yaygın ve kronik kirlilik ve ii) Akdeniz'de meydana gelen en kötü kazalardan biri olan ve yakın zamanda kesin ıslahı bekleyen karaya oturmuş en ufak fırtınada kazara batması beklenen terk edilmiş gemilerden İzmir Aliağa’da Atıl bırakılmış gemiler için Devletimiz bir alan belirlemeli İstanbuldaki Kumkapı ,kartal,Tuzla,Pendik gb daha nive sayamadığım yerlerde gemide bırakılan 2-3 kişiyle terk edilmiş durumda bırakılmış Deniz Güvenliği açıssından ve çevre kirliliği Petrol sızıntıları oluşabileceğinden Aliağa’da oluşturalacak yediemin Gemi parkı Liman Başkanlarını Kabussuz Uykusuz uyumalarına vesile olacağını düşünüyorum tabiyki kanunda ufak bir rütüş gerekmektedir .Bunun için Gerekli kurum ve kuruluşlar ilgili Bakanlıklarca kıyı savunma sistemleri konularına ilişkin düşük bir kamu farkındalığı olduğunu gösterilmelidir. Bu sorunların üstesinden gelmek için yukarıdakilerin teşvik edilmesi önerilmelidir.Ayrıca Eğitim, öğretim ve kamu bilincinin teşviki Marmara Denizinin Atıklarının Bertaraf edilmesi kıyı kirliliği açısından önemli bir konudur. Gemilerden Atık atık alınması ve atıkların Kontrolü YönetmeliğiIyi okunup zabitler tarafından bilinmeli ve ofis tarafından ilave olarak eğitiler verilmelidir.
Pilot sahalar Riva,Şile,Kilyos, Poyrazköyü, Adalar İzmit körfezi bölgesine giden limanlar özellikle. Bu pilot sahalar, çeşitli doğal ve kentsel plajları kapsayacak şekilde seçilmeli ve 2025 yılında kurulan bölgesel stratejik yönetim şemasına dahil edilmelidir. Bu sahalardaki nehir,dere ,akarsu çıkışları yaz aylarında iki katından fazla arttığından rekreasyonel plaj turizmide çok çekici olduğundan ve yakındaki köyler kasabalar günü birlik ziyaretçi akışı sağladığından Yerel ekonomi esas olarak gayri safi yurtiçi hasılanın %80 ila %90'ını üreten hizmet sektörüne dayanmaktadır. Ayrıca, yerel ve bölgesel yönetimler birkaç yıldır Korona virsüde girişimleri Baltalıyor .Tüm pilot alanlarda aynı metodoloji ile anket yoluyla bir araştırma yürütülmeli. Bu araştırma, 18 yaş üstü sakinler, günlük ziyaretçiler ve turistler de dahil olmak üzere plaj ziyaretçilerini hedef alınmalıdır. Yaklaşık 15 dakikalık yüz yüze görüşmelerle uygulandır. Görüşmenin başında, genel araştırma projesinin bağlamını tanıtmak için kısa bir giriş yapılmalı, uluslararası niteliği ve amaçları dahil, edilmelidir .Bazı Su ürünleri Mühendislerinin görüşlerine göre Müsilaj oluşumu suyun 50-60 santimetre altında çok yoğun olmakla birlikte yüzeyde hala etkin ve 35-52 metre aralığındaki derin zonu da kaplıyor.Olması gündemde DENİZ TEMİZLİĞİ Mezotofotik olarak isimlendirilen 50 metre derinliklerin altında ileri araştırmalara gereksinim olduğu , Vurgulanmakta yoğun false-benthos oluşumu olduğunu düşünüyoruz.” Denilmektedir .Önümüzdeki yaz aylarında İstanbul'da sıcak havayla birlikte kötü kokunun arttacğı Anadolu Yakası'ndaki bazı derelerdeki kirli sular İstanbul Boğazı'Boğazına ve Marmara Denizi'ne akıyor. sıcaklar arttıkça bok kokusu daha da hissedilir. Maltepe ilçesinden Marmara Denizi'ne dökülen Dragos Deresi'nden dökülen pis kokular halkı bunalttı rahatsız oluyor vatandaşlar .Çözüm ve önlemleri alınmalı işi bilmiyorsa görev ve sorumluluğu olan makam sahibi kovulmadan ben bu işi yapamıyorum deyip oturduğu koltuğu işgal etmemeli işin ehline devretmeli Boşu Boşuna Devlet hazinesinden hak etmediği maaşı bizim vergilerimizle aylıklarını iş yapmadan oturduğu yerden alan yöneticiler kendi kafasına göre değil ilgili meri mevzuata göre (yürürlükte bulunma durumu, yürürlükteki kurallar) ‘a göre hareket etmelidirler ,
TANRI TÜRK DENİZCİ’LERİ KORUSUN VE YÜCELTSİN.
ya devlet başa, ya kuzgun leşe
Gemi Makinaları İşletme Mühendisi
Birol Çetinkaya
Pruvanız neta, denizleriniz sakin, rüzgarınız kolayına olsun. Selametle…

Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.