Deniz Bağcı, Yelkenlerini Mini Transat İçin Dolduruyor

Genç Türk yelkenci Deniz Bağcı, 2025’in Eylül ayında Fransa’nın Les Sables d’Olonne kentinden başlayıp Karayipler’de tamamlanacak Mini Transat’a hazırlanıyor. Mini 6.50 “Cartoffset” adlı teknesi ile 4 bin millik rotada “solo” yarışacak Bağcı, kalifikasyon yarışlarının birinde suya düşen partnerini kurtarmak için zaman kaybedince birinciliği kıl payı kaçırdı ama medyanın da kahramanı oldu.

Hayalinin peşinden giden ve Tolga Pamir’in izinden yürüyen Deniz Bağcı, solo açık deniz yarışçılığının en önemli etkinliklerinden biri ve dünyanın en iyi yelkencilerinin mücadele alanı olan Mini Transat’a katılmak için yoğun bir hazırlık sürecine girdi.

6.50 metrelik “Mini” sınıfı teknelerle ve “solo” (tek kişi) teknelerle gerçekleşen Mini Transat, 25'inci kez 2025’in Eylül ayında Fransa’nın Les Sables d’Olonne kentinden başlayacak ve okyanusun karşı tarafındaki Karayipler’in Guadeloupe Adası’nda sona erecek.



MİNİ TRANSAT'A KATILMAK KOLAY DEĞİL

Ancak iki etaplı ve toplam 4.050 deniz mili mesafeli bu yarışa her isteyenin katılabilmesi mümkün değil. Zira organizasyon tarafından açıklanan programa göre solo (single handed / tek kişi) ve duo (double handed / iki kişi) olarak pek çok kalifikasyon yarışına girmek ve belli dereceler elde etmek gerekiyor. Ancak bu da yeterli olmuyor.

Etkinliğin giderek artan popülerliği yüzünden talep artınca, güvenlik açısından katılımcı sayısı kısıtlanmış durumda. Yarışçılar arasında bütün koşulları yerine getirenler olsa bile, aralarından en kusursuzlar ve en fazla yarış milini yapmış olanlar Mini Transat’a katılım hakkı kazanabiliyor.



YELKENCİ BABANIN OĞLU

Yelkenci bir babanın (Atiler Bağcı) oğlu olan Deniz Bağcı, bu nedenle yelken sporuna çok küçük yaşta Optimist’te başladı. Laser, 29er, 420 ve yat yarışlarına da katılan Deniz Bağcı, meslek olarak tekne tasarımını seçti.

Southampton Solent Üniversitesi’nde bu konuda eğitim gören, ardından Türkiye'ye dönerek mesleği ile ilgili çalışmalar yürüten Bağcı, yelken aşkı yüzünden yelken sporundan uzak kalamadı ve Galatasaray Spor Kulübü’nde bir süre yelken antrenörlüğü yaptı.

Yıllardır belleğinde diri tuttuğu “Classe Mini” sporcusu olma hayalini gerçekleştirmek için de ilk adımını 2023’ün Aralık ayında attı. Fransa’nın Lorient kentine taşındı ve 5 yaşındaki bir Mini 6.50 sınıfı tekne alarak kampanyasını başlattı. Zira masraflarını karşılayabilmek için öncelikle sponsor bulması gerekiyordu.


SIRALAMADA HIZLA YÜKSELDİ

2024 yılının başından itibaren kalifikasyon yarışlarına başlayan Deniz Bağcı, dingi sınıflarından yetişen bir sporcu olduğu için performansını hızla yükselterek Classe Mini rank sıralamasında 4’üncülüğe kadar yükseldi.

Şimdi ise programdaki en önemli mücadelelerinden biri olan 2.600 millik Les Sables d’Olonne - Les Azores - Les Sables (SAS) yarışında ülkemizi temsil ediyor.

Azorlar’a gidiş dönüş olarak iki etapta tamamlanacak bu mücadelede seri ve prototip klasmanlarında 72 yelkenli yer alıyor.

Haber yayına hazırlandığı sırada Deniz Bağcı’nın Azorlar’a mesafesi yaklaşık 400 deniz mili idi. Sporcumuz, 44 teknenin start ettiği ve 3 teknenin terk bildirdiği "Seri" klasmanında Les Sables d’Olonne - Les Azores - Les Sables (SAS)’ta 18’inci durumdaydı.


PARTNERİNİ KURTARDI, İKİNCİ OLDU

Bu arada başından geçen bir kazaya da değinmek gerek.

Kalifikasyon serisinde 8-15 Haziran tarihleri arasında yapılan 38. Mini Fastnet Duo yarışında Deniz ve ekip arkadaşı Fabrice Sorin en yakın rakiplerine bir mil farkla lider durumda iken, finişe 30 mil kala talihsiz bir kaza yaşadılar.

Fabrice Sorin, manevra hazırlığı için hareketlendiği sırada kayarak denize düştü. Deniz Bağcı derhal balonu indirip ana yelkeni laçkalayarak geri döndü ve 20 dakika içinde ekip arkadaşını sudan alıp yarışa devam etti. Sonunda da 18 saniye farkla ikinciliğe adını yazdırdı.



20 knot’ı aşan rüzgarda, 13-14 knot hızla giderken tek başına balon indirip geri dönen ve orsa seyirle devam edip ekip arkadaşını sudan alarak yarışa dönen, kaybettiği zamana rağmen 2’nci olan Deniz Bağcı’nın öyküsü Fransız medyasında yer buldu.


“ONA ÇOK GÜVENİYORDUM, HİÇ KORKMADIM”

2001’den bugüne kadar iki kez Mini Transat’a katılıp birinde 7’nci, diğerinde 9’uncu olan Fabrice Sorin, yaşadıklarını Le Télégramme’dan Aline Merret’e şöyle anlattı:

“Tekneden çıkıp suya nasıl düştüğümü bilmiyorum. Muhtemelen vardavelaların arasından kaydım.

Tekneyi herhangi bir yerinden yakalamaya çalıştım. Ancak ağırlığım ve teknenin hızından kaynaklanan baskı, onu tutamayacağım anlamına geliyordu. Bıraktım, can yeleğim şişti.

Bir hafta önce Marie-Agnès Péron Trofesi’ni 4’üncü sırada bitiren teknenin skipper’ı Deniz Bağcı olayı soğukkanlılıkla ele aldı.

Daha önce birlikte birkaç seyir yaptığımız için onu tanıyor ve öylesine güveniyordum ki, suda kaldığım 20 dakika boyunca hiç korkmadım, endişe duymadım. Beni kurtaracağına emindim.”

Deniz Bağcı, “yelkenci bir babanın, Atiler Bağcı’nın oğlu” demiştik.
Öyle görünüyor ki “boynuz kulağı geçecek”…