Chevron'da Bir Türk Kaptan
29 Ağustos 2012, Çarşamba 14:07Marmara?dan İstanbul Boğaz?ı girişi, Dünya?nın diğer büyük liman girişlerinden farklıdır. Daha canlı, daha hareketli, ilk defa görenlerin gözlerini cam gibi açtığı, heyecanlandığı bir limandır, İstanbul liman girişi. Şehir hatları vapurları veya yolcu motorlarıyla Kadıköy veya Üsküdar?dan, Eminönü veya Karaköy?e gitmek üzere kalktığınızda; deniz trafiği hep yüklü, pür dikkat gerektiren bir akış içinde cereyan eder.
Haydarpaşa Mendireği?ni sancağından bordalayan konteyner yüklü gemi hafif hafif iskeleye doğru yükseliyor, karşıdan ise iskele baş omuzluk hizasında limanı yeni terk eden, Galata Rıhtımı?ndan kalkmış, albenili büyük bir yolcu gemisi (croisere) da Sarayburnu önlerinden 195 rotasında Marmara?ya çıkış yapıyor. Her iki yabancı bandıralı gemide de kılavuz kaptan var. Marmara?dan giriş yapan konteyner gemisinin iskele bordasından ayrılan pilot motoru yeni uzaklaştı. Serenine, ?H ? Halat sancağı? şimdi çekiliyor, manası artık, ?gemide kılavuz kaptan var ve köprüüstünde,? demek.
Belki de geminin ?seyir idaresi,? kılavuz kaptana hala geçmedi. Çünkü iskeleye yükselmeye devam ediyor; rota 005 ? 000 (yıldız) ? 355. Sanki Salacak İskelesi?nden uzaklaşırcasına kayarken idare değişmiş olmalı ki, Kızkulesi sığlık şamandırası, yeni geçilen 053 rotası ile sancak kıça doğru hızla uzaklaşıyor. (Bütün boğaz geçişi süresince 17 defa değiştirilen rotanın bu ikincisi.) Tekne şimdi sıkışık, dar ve yoğun deniz trafiğinin olduğu bu sularda normal seyrine devam ediyor.
Dev Cüsseli Süper Tekne
17.deniz mili (31.5 km ) uzunluğundaki İstanbul Boğazı?ndan 2011 yılında 49 798 gemi geçiş yaptı. Bunların 9 113?ü değişik tonajlarda tankerler. Hepsi değil ama Türk kılavuz kaptan alan yabancılar dar sularda iken güvenli ellerde olduklarını bilerek geçiş/seyir yapıyorlar. Aslında mecburiyet yok ise de, Dünya Denizcilik Teşkilatı?nın ( İ.M.O.) A.827 ? 19?nolu kararında, ?mutlaka kılavuz kaptan alınmalıdır? vurgusu yapılıyor.
Bunu anlamak, değerlendirmek, kişiye, kişinin deniz bilgisine göre ?yaşam ekranı?nda yani güvertede, makine dairesinde bulunduğu pozisyona göre işaretler oluşturur. Zor, rizikolu, gizli, teknik veya tabiattan kaynaklanan tehditler onları karşılar; göz kırpar, kendisini hissettirir. Hata affetmez. Sonunda ölümler, yangınlar, ekonomik iflaslar ve facialar gelir. Mesela: 17.Kasım1979?da Kadıköy önlerindeki İndependente tanker faciası. 13.Temmuz.1999?da Aral Sea ?nin dümeninin kilitlenmesi sonucu İst. Sarıyer?de karaya oturması. 19.Şubat2005?te Spetses tankerinin Karadeniz?den boğaz girişinin 5?inci milinde çarpışması? Neyse, biz iyi şeylerden güzelliklerden bahsedelim.
Bazı konuları anlatırken birini etkileyen şeyler, diğer kişileri hiçte etkilemeyebilir. Şehir hatları vapurundasınız, Ortaköy önlerinde, sancağında Beşiktaş sahiline doğru seyreden, yüklü, kılavuz kaptanlı, devasa bir petrol tankeri geliyor. Tok, gür, derinden; değil denizden, uzaklardan bile duyulup hissedilebilen, acı acı bir gemi düdüğü sesi duyuluyor. Hemen irkiliyorsunuz; ?ikaz, tehlike işareti, pruvamdan ? önümden geçmeyin,? demek istiyor.
İlerde, iki yolcu motoru o dev tankerin önünden umursamazca geçmeye çalışıyorlar. Akıllarınca, ? o tedbir alsın, sakınsın, bizden çekinsin? der gibiler. Cahillik, cehalet, burada böyle bir kaza demek, facia demek. O dev cüsseli teknenin bu noktada, bu sularda hareket kabiliyeti çok kısıtlı. O motorları kullanan taka kaptanlarının bileceği, anlayacağı şey değil bunlar. Deniz hem eğitim, hem tecrübe gerektiriyor. Önce emniyet (safety first) ilk şart.
Chevron?da bir Türk kaptan
Bulunduğunuz yabancı ülkede çalıştığınız fabrikada, okuduğunuz üniversitede, oturduğunuz muhitte, adı soyadı, evet adı soyadı Türk olan üst düzeyde, mevkii sahibi, saygın biri veya birileri var mı? Cevapları biliyorum ve de duyar gibi oluyorum, yok. Olsun istiyorsunuz ama olmuyor ve hatta oralarda gurbet ellerde zor tutunan, iş ve aş arayan insanlarımız çoğunlukta. Bazı şeyler hemen olmuyor; eğitim, birikim, çaba, çağdaş normlarda kendini kabul ettirip çıkışa geçecek ve üst düzeye sıçrayacak. Türk insanı gelecekte bunu şimdikinden daha hızlı başaracak. Görüntü ve ivmelenme, çağdışı istek ve temayüllere rağmen o yönde gelişiyor. ?Suyun yönünü değiştirmek? öyle kolay olmayacak. Hedef, muasır milletler seviyesine ulaşmak.
İstediğiniz üst düzey yöneticiyi yetiştirmek; yabancı parlamentolar da Türk üye, bir ilmi araştırma merkezinde başkan, büyük saygın bir croisere?de, dev süper bir tankerde süvari olmak? güzel dilekler.
Dünya?nın ilk iki dev petrol şirketinden biri Chevron. Değişik ülkelerde petrol kuyuları (yatakları) işletiyor. 16 rafinerisi var. Türkiye?de halen kaç rafineri çalışıyor biliyor musunuz? Çevre koruma için son teknolojilerle geliştirilmiş çift cidarlı (gövdeli) 4?ü ABD bayraklı 35 süper tankeri var. 2011 yılında taşımada 2200 kiralık petrol ve madeni yağ tankeri kullandı. Dünya genelindeki rafinerilerinde öyle güçlü ki günde 1.9 milyon varil ham petrol ve madeni yağ işleyebiliyor. Üç ana marka ile dünya piyasasında: chevron, caltex ve texaco.
Bizi, bizim gibi düşünenleri aslında ilgilendiren Chevron değil, Chevron?un süper ham petrol tankerlerinde çalışan genç, istikbal vadeden Türk kaptan.
Samsun?un kuzey doğusunda, Samsun?a kuş uçuşu yaklaşık 220 d.mili( 350 km.) mesafede Karadeniz?de ki en büyük Rus limanı Novorosisk?ten 120 000 ton ham petrolle kalkıyor gemimiz. Rota Avrupa?da bir liman, bir rafineri. Ham Petrolu gene Chevron?un Kazakistan?da ki Tengiz petrol yataklarından çıkararak 935 k.mili (1 505 km.) petrol boru hattı (pipe line) ile Karadeniz?e akıtmış, aslında bunlar da bizim konumuz değil. Sadece Chevron?un gücünden bir kesiti göstermek, ortaya koymak.
Bacasındaki armasından anlaşılan dev Chevron ham petrol tankeri, kalkışından 458 d.mili sonra İstanbul Boğazından giriş yapıyor. Bütün sistemler faal, körüüstü geniş, albenili loş bir ışık var. ? Kuzey girişi, Sektör Türkeli Garipçe?de kılavuz kaptan gemiye çıkmış, süper tekne ilk boğaz giriş rotası 220?de seyrediyor. Sancakta Garipçe?nin, iskelede ise Poyraz köy?ün ışıkları parlıyor. Standart ilk konuşma ve kılavuz kaptana boğaz seyri boyunca kullanmak üzere idarenin devir tesliminde gemi süvarisinin yanında genç, orta boylu bir zabit bulunuyor. Süvari onu göstererek, İngilizce; ? III.Kaptanımız Türk ? diyor. Tanışıyorum, duygulanmamak elde değil.
Bu dev petrol şirketi ve benzerleri, gemilerindeki yönetici kadrolarında çalışan süvarileri, kaptanları ve mühendis kadrolarını genelde İngiliz, Yunan ve Norveç gibi ülkelerden tercihen alıyorlar. Biz Türkler?den, buralarda üst düzeyde görevlere gelmek çok istisnadır. Bu Türk III.Kaptanın, ?2 sene sonra II.Kaptan ve daha sonraki takip eden yıllarda da süvari olacağını? söyledi o andaki geminin süvarisi. 2- 3 saat sonra da Marmara?da, Zeytinburnu - Zeyport açıklarında 70 gün izine ayrılacağını, sonra gene izin nihayetinde dünyanın her hangi bir enlem, boylamında ilk limanda katılacağını belitti. Süvari Türk kaptandan memnundu. Maaşı yaklaşık 5 000 Amerikan dolarıydı. II.Kaptan olduğunda 11 000 $ geçeceğini öğrendim. Süvari maaşını bilmiyorum ama 16 000 $?ın üzerinde olacağını tahmin ediyorum. ?Chevron?da bir Türk Kaptan?, ne güzel bir görev, ne güzel bir meslek. Dünya?nın her tarafında geçerli, işte size saygın bir ?altın bilezik.?
Sadece bu değil, diğer meslek dallarında ve yönetim kadrolarında konumunda söz sahibi, ? saygın, üst düzey, çağdaş, Türk değerlerine sahip ve taşıyabilen,? insanlar yetiştirmeliyiz. Tabii, eğer dünyada söz sahibi olmak istiyorsak. 28.Ağustos.2012
