Bir Şarkısın Sen, Ömür Boyu Sürecek...
06 Nisan 2022, Çarşamba 14:54Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek...
Hiç merak ettiniz mi, şehirde değil, kerpiç evli bir köyde 1938'de dünyaya gelen ve 2012 yılında aramızdan ayrılan, unutulmaz "Samanyolu" şarkısını söyleyen Berkant, ortaokuldayken piyano çalmayı nereden biliyordu ?..
Yetmiş sene evvel, ilkokuldayken, memleketin yüzde doksanında radyo bile yokken, mızıka ve akordeon çalmayı kimden öğrenmişti ?
Henüz 14 yaşındayken, Frank Sinatra, Dean Martin, Nat King Cole şarkılarından oluşan repertuvara nasıl sahip olabilmişti ?
Dedim ya, 1938'de köyde dünyaya gelen çocuk.. On sekiz yaşındayken orkestra kurmayı, Saksafon çalmayı, hangi vizyonla akıl etmişti ?..
Çünkü..Babası Hasan Akgürgen'in Köy Enstitüleri'ndeki görevi nedeniyle Ankara'nın Hasanoğlan Köyü'nde dünyaya gelmiş, ilkokula Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde başlamış, babasının tayini gereği, Bilecik'e, Denizli'ye gitmiş ama, ailesi tarafından hep "köy Enstitüsü ruhu"yla büyütülmüştü..
Berkant'ın temel eğitimini aldığı Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde ; tarih derslerini Ordinaryüs Profesör Enver Ziya Karal, zooteknik derslerini Profesör Selahattin Batu, ekonomi derslerini Profesör Muhlis Ete, kültür-edebiyat derslerini Sabahattin Eyüboğlu, ziraat derslerini Profesör Kazım Köylü, coğrafya derslerini Profesör Ferruh Sanır veriyordu. Peki, ya müzik derslerini?.. Âşık Veysel ve Ruhi Su !..
Ankara Konservatuvarı'nın saygın ustaları klasik müzik öğretiyordu. 1945 senesinde!
Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün enstrüman demirbaşı şöyleydi : 259 mandolin, 55 keman, 37 bağlama, 8 akordeon, 3 piyano, 3 davul, 1 metronom ve 1 pikap..
"Harika çocuk"lar Suna Kan ve İdil Biret, enstitüye misafir getiriliyor, köy çocuklarını teşvik için yaşıtlarından keman ve piyano dinletiliyordu.
Âşık Veysel ve Ruhi Su ise saz çalmasını öğretiyordu.
Âşık Veysel, enstitü bahçesine kiraz fidanı dikmiş, seneler sonra ziyaret edip kollarını açarak kiraz ağacına sarılmış, nasıl boy verdiğini hissetmişti..
Resim yapıyorlar, voleybol oynuyorlardı.. Sinema salonu vardı, tiyatro salonu vardı..
Bedri Rahmi Eyüboğlu bir hatırasını şöyle anlatmıştı :
"Hasanoğlan Köy Enstitüsü'ne gitmiştik. Okulun hayvanlarını barındıran ahırda bir çocuk gördüm. Gece nöbeti ona düşmüş, elinde kitap vardı, dalmıştı. Shakespeare okuyordu. Okuduğunu nasıl kavradığını, ertesi gün oynadıkları piyeste gördük.."
Mozart, Vivaldi, Beethoven dinliyorlar ; Gorki, Tolstoy, Zola okuyorlardı. Molieré'in "Kibarlık Budalası"nı, Sofokles'in "Kral Oedipus"unu, Gogol'un "Müfettiş"ini sahneliyorlardı.
Mesela, bir mezuniyet töreni programı sırasıyla şöyleydi : İstiklal Marşı, bağlama konseri, türküler, mandolin konseri, şiirler, keman konseri, piyano konseri, koro, Anton Çehov'un "Bir Evlenme Teklifi", diploma takdimi ve topluca oynanan zeybek...
Gelmiş geçmiş tüm zamanların en şöhretli şarkısı "Samanyolu"nu ölümsüzleştiren, dededen toruna nesiller boyu adeta marş gibi ezberleten Berkant, işte bu "ruh"un Türkiye'ye armağanıydı..
İşin ilginç tarafı, romantizm tarihimizin en önemli şarkısının adı "Samanyolu" ama, şarkının içinde tek kelime "Samanyolu" geçmiyor..
Tıpkı, eğitim-öğretim tarihimizin en önemli parçası KÖY ENSTİTÜLERİ'nin, günümüzün eğitim sisteminde adının geçmemesi gibi..
1 Nisan Çarşamba günü köy okulumuzda gerçekleştirilmek üzere Opera Sanatçısı Devrim Demirel ve bir grup sanatçıdan oluşan topluluğun okulumuzda eğitim konserinin izin yazısını Antalya Elmalı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü"ne yazdık. Bugün iznin verilmediği telefonu geldi. Antalya Elmalı İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Akalın"ı arayıp iznin verilmeme nedenini sorduğumda "ÇOCUKLAR NE ANLAR OPERADAN!" yanıtını alınca şoka girdim.
3 yıllık öğretmenliğim sürecinde hiçbirşeyden ve hiç kimseden korkmadım. Emeklerimin ve yaptıklarımın hep arkasında durdum. Bir eğitimcinin eğitimle asla bağdaşmayan cümlesini duymak beni çok üzdü.
Sizler ne olur çocuklarınızı müzikten, operadan, senfoniden, halk müziğimizden, köy müziğimizden uzak tutmayınız.
EMRE DAYIOĞLU
ANTALYA ELMALI İLÇESİ BAYRALAR KÖYÜ
MÜZİK ÖĞRETMENİ
Sayın Bekir CANTÜRK göndermiştir.