BİR İDEALİST, BİR KAHRAMAN
15 Ocak 2012, Pazar 20:54 Onunla ilk defa 1975 Haziran'ında Lefkoşa'da tanıştım. Yeni istiklalini ilan eden, desteklenmeyi ve tanınmayı bekleyen, taze kan K.K.T.C.'nin ilk cumhurbaşkanıydı. Daha sonra 1993'ün Ocak veya Şubat'ında İstanbul- Harbiye'de karşılaştık. Kısa bir görüşmemiz daha oldu. Kendisine hürmetlerimi sundum. Beklentileri, sıkıntıları ve "yarın ne olur?" endişesi vardı.
Onunla konuştuğunuzda size güven ve sevgi aşılıyor, müsaitse bir de resim çekiyordu. İyi yetişmişti. Türkçe dışında İngilizce ve Rumca?ya bi-hakkın hakimdi. Çünkü Rumca?yı 1946?da Londra?da hukuk eğitimini tamamlayıp Ada?ya döndükten sonra Magosa?da avukatlık stajını tamamladığı Rum avukat İndianos?un yanında pekleştirmişti. 27 Ocak 1924?te Baf?ta doğduğu dönemde ve sonrasında Ada?daki Rum kültür baskısı altında okudu ve yetişti. Onların dilini, dinini, kültürlerini ve bize bakış açılarını hiç tereddüde meydan vermeyecek, ?acaba mı?? dedirtmeyecek kadar derinlere inerek, öğrenmiş, yaşamıştı.
İçerde güçlü olmak için Ankara?nın sağlam ve güçlü desteğini aradı; istisnalar hariç hep de yanında buldu. 1964?te Birleşmiş Milletler?de Türk Cemaati adına güvenlik komisyonundaki bir konuşmasından sonra, zamanın cumhurbaşkanı Makarios tarafından Ada?ya girişi yasaklandı. Uzun süre Ada?dan, evinden ayrı sürgün yaşadı. Anılarının bir yerinde, bu karanlık dönemde intihar etmeyi düşündüğünü söyler.
31 Ekim 1967?de Karpas Bölgesi?nden Ada?ya ayak bastığında Rum çetelere yakalandı, tutuklandı. Yaşam sayfaları zorluklar, Rum tehditleri ve hep ?yarınlarda ne olur?? sorusunu kendi kendine sorarak geçti. Ta ki ömründe kendini mutlu hissettiği üç andan biri olan, 20 Temmuz 1974?te Mehmetçik?in o çıkarma gemisi (Ç-119) ile Kıbrıs?ta karaya kapak atıp elinde Türk bayrağı ile yürüdüğünü gördü. Mutluluktan uçtuğu anları yaşıyordu. Duygu sağanağına tutuldu, doya doya ağladı.
Tam adı Rauf Raif Denktaş?dı. Bir de Raif Rauf Denktaş vardı. O da ilk göz ağrısı 1985?te Lefkoşa-Magosa arasında trafik kazasında ölen, 1951 doğumlu çok sevdiği oğluydu. Önceleri kazanın arkasında Yunan Gizli Servisi?nin olduğundan şüphelendi, sonuna kadar gidip suçluyu bulacağını söyledi ama nedense birden sustu ve o konuda bir daha hiç konuşmadı. Acısını içine gömdü, koca ?Toros?.
Yıllar geçse de unutmadı, unutamadı, aile arası konuşmalarda, ?beni oğlumun yanına defnedin? dedi. Bu oğlunu, 1975 yazında Kıbrıs?ta kaldığım üç aylık süre içinde tanıdım. İlk duyduğum andan beri kulaklarımda olan ve kısa tanışmamızda 12-13 yaşlarında iken yani 1964?te Makarios?un azıttığı günlerde Öğretmeni Tuncer Bey?in şehit olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirmişti. Gerçi baba oğul ikisi de rahmetli oldular ya, o günlerde on bir yıl geçmesine rağmen üzüntüleri devam ediyordu.
Rahmetli Turgut Özal önce K.K.T.C?nin bağımsızlık ilanına karşı çıktı, Denktaş?ı üç cephede birden mücadeleye zorladı. İçerde muhalefet, güneyde Rumlar ve Ankara, kolay bir şey değildi.
O, 13 Ocak 2012?de vefatına kadar bir idealist, örnek bir lider, ülküsü olan, geçmişi yaşadığı zamana göre derin bir mücadeleyi gerektiren ve mücadeleyi hayatı pahasına veren, ve de başarılı olan, ?ülküsünü de kısmen gerçekleştiren? bir ülkücüydü.
Ada?yı Rum hegemonyasından kurtarmış, kuzeye ay-yıldızlı sancağı dikmiş, bağımsızlığı ilan etmişti. Bundan sonrası gelecek nesillerin işiydi. Şimdiki K.K.T.C?nin sınırları, 13 Ağustos 1974?te Cenevre?de Kıbrıs Barış Konferansı devam ederken gelen bir mesajdan sonra, ?Ayşe tatile çıksın? parolasıyla başlatılan, ?İkinci Mutu Barış Harekatı? ile çizildi. Ve böyle de devam ediyor.
İlerlemiş yaşına rağmen kabına sığamayan Denktaş, azim ve inançla hasta yatağında bile kızı Necla?ya, ?söyleyin o Hristofyas?a Kıbrıs Türk Devleti bağımsız kalacaktır? demişti. Bu büyük insan için gururla söylediğim, ?YAŞAYAN EN BÜYÜK TÜRK LİDER? cümlesi artık yerini, ?...LİDERDİ?ye bırakıyor. Fikirleri ve politikası Anavatan ve Ada yöneticilerine yol gösterici olursa iyi, aksi durumda çok uzun vadede Ada kaybedilebilir. Hep tutarlıydı, hep kararlıydı; o bir idealistti, kahramandı, ülkücüydü. Cennet mekanın olsun, koca ?Toros?.
Not:?Toros?: Rum çetesi Enosis?e karşı 1958?te oluşturulan ve ilk üç çekirdek kurucudan birisi olan Rauf Raif Denktaş?ın Türk Mukavemet Teşkilatı?ndaki (T.M.T) kod adıydı.
Onunla konuştuğunuzda size güven ve sevgi aşılıyor, müsaitse bir de resim çekiyordu. İyi yetişmişti. Türkçe dışında İngilizce ve Rumca?ya bi-hakkın hakimdi. Çünkü Rumca?yı 1946?da Londra?da hukuk eğitimini tamamlayıp Ada?ya döndükten sonra Magosa?da avukatlık stajını tamamladığı Rum avukat İndianos?un yanında pekleştirmişti. 27 Ocak 1924?te Baf?ta doğduğu dönemde ve sonrasında Ada?daki Rum kültür baskısı altında okudu ve yetişti. Onların dilini, dinini, kültürlerini ve bize bakış açılarını hiç tereddüde meydan vermeyecek, ?acaba mı?? dedirtmeyecek kadar derinlere inerek, öğrenmiş, yaşamıştı.
İçerde güçlü olmak için Ankara?nın sağlam ve güçlü desteğini aradı; istisnalar hariç hep de yanında buldu. 1964?te Birleşmiş Milletler?de Türk Cemaati adına güvenlik komisyonundaki bir konuşmasından sonra, zamanın cumhurbaşkanı Makarios tarafından Ada?ya girişi yasaklandı. Uzun süre Ada?dan, evinden ayrı sürgün yaşadı. Anılarının bir yerinde, bu karanlık dönemde intihar etmeyi düşündüğünü söyler.
31 Ekim 1967?de Karpas Bölgesi?nden Ada?ya ayak bastığında Rum çetelere yakalandı, tutuklandı. Yaşam sayfaları zorluklar, Rum tehditleri ve hep ?yarınlarda ne olur?? sorusunu kendi kendine sorarak geçti. Ta ki ömründe kendini mutlu hissettiği üç andan biri olan, 20 Temmuz 1974?te Mehmetçik?in o çıkarma gemisi (Ç-119) ile Kıbrıs?ta karaya kapak atıp elinde Türk bayrağı ile yürüdüğünü gördü. Mutluluktan uçtuğu anları yaşıyordu. Duygu sağanağına tutuldu, doya doya ağladı.
Tam adı Rauf Raif Denktaş?dı. Bir de Raif Rauf Denktaş vardı. O da ilk göz ağrısı 1985?te Lefkoşa-Magosa arasında trafik kazasında ölen, 1951 doğumlu çok sevdiği oğluydu. Önceleri kazanın arkasında Yunan Gizli Servisi?nin olduğundan şüphelendi, sonuna kadar gidip suçluyu bulacağını söyledi ama nedense birden sustu ve o konuda bir daha hiç konuşmadı. Acısını içine gömdü, koca ?Toros?.
Yıllar geçse de unutmadı, unutamadı, aile arası konuşmalarda, ?beni oğlumun yanına defnedin? dedi. Bu oğlunu, 1975 yazında Kıbrıs?ta kaldığım üç aylık süre içinde tanıdım. İlk duyduğum andan beri kulaklarımda olan ve kısa tanışmamızda 12-13 yaşlarında iken yani 1964?te Makarios?un azıttığı günlerde Öğretmeni Tuncer Bey?in şehit olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirmişti. Gerçi baba oğul ikisi de rahmetli oldular ya, o günlerde on bir yıl geçmesine rağmen üzüntüleri devam ediyordu.
Rahmetli Turgut Özal önce K.K.T.C?nin bağımsızlık ilanına karşı çıktı, Denktaş?ı üç cephede birden mücadeleye zorladı. İçerde muhalefet, güneyde Rumlar ve Ankara, kolay bir şey değildi.
O, 13 Ocak 2012?de vefatına kadar bir idealist, örnek bir lider, ülküsü olan, geçmişi yaşadığı zamana göre derin bir mücadeleyi gerektiren ve mücadeleyi hayatı pahasına veren, ve de başarılı olan, ?ülküsünü de kısmen gerçekleştiren? bir ülkücüydü.
Ada?yı Rum hegemonyasından kurtarmış, kuzeye ay-yıldızlı sancağı dikmiş, bağımsızlığı ilan etmişti. Bundan sonrası gelecek nesillerin işiydi. Şimdiki K.K.T.C?nin sınırları, 13 Ağustos 1974?te Cenevre?de Kıbrıs Barış Konferansı devam ederken gelen bir mesajdan sonra, ?Ayşe tatile çıksın? parolasıyla başlatılan, ?İkinci Mutu Barış Harekatı? ile çizildi. Ve böyle de devam ediyor.
İlerlemiş yaşına rağmen kabına sığamayan Denktaş, azim ve inançla hasta yatağında bile kızı Necla?ya, ?söyleyin o Hristofyas?a Kıbrıs Türk Devleti bağımsız kalacaktır? demişti. Bu büyük insan için gururla söylediğim, ?YAŞAYAN EN BÜYÜK TÜRK LİDER? cümlesi artık yerini, ?...LİDERDİ?ye bırakıyor. Fikirleri ve politikası Anavatan ve Ada yöneticilerine yol gösterici olursa iyi, aksi durumda çok uzun vadede Ada kaybedilebilir. Hep tutarlıydı, hep kararlıydı; o bir idealistti, kahramandı, ülkücüydü. Cennet mekanın olsun, koca ?Toros?.
Not:?Toros?: Rum çetesi Enosis?e karşı 1958?te oluşturulan ve ilk üç çekirdek kurucudan birisi olan Rauf Raif Denktaş?ın Türk Mukavemet Teşkilatı?ndaki (T.M.T) kod adıydı.
