Yorum / Analizz ddosya haaber
İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Bilim Turizme, Turizm Oyuna, Oyun Ölüme Dönüştü

26 Haziran 2023, Pazartesi 13:44

Titanik’e dalan mini denizaltı Titan’ın yüksek basınç altında patlaması ile faciaya dönüşen “turistik gezi”nin tartışmaları dinmedi. Sualtı koşullarının uzay yolculuklarından daha yüksek riskler barındırdığı, yaşanan son olayın ise bu acı gerçeği ortaya koyduğu ifade ediliyor. 4.000 metre derinlikte meydana gelen “ezilme”de yolcuların ne olduğunu anlayamadan öldükleri belirtildi.

 
Zengin insanları ücreti karşılığı macera turlarına çıkaran organizasyonlar, “Titan faciası” ile bir kez daha eleştirilerin merkezi haline geldi.

Geçtiğimiz aylarda “dünyanın zirvesi” olarak kabul edilen Everest tırmanışında yaşanan ölüm olaylarındaki artış medyanın gündemine gelmiş ve konunun “turizm” haline dönüşmesi ile “parayı bastıran” deneyimsiz kişilerin rehberler eşliğinde bu tür maceralara kalkışması eleştirilmişti.     

Zenginlerin “diğer insanlardan farklılıklarını” sergileme fırsatı buldukları uzay yolculukları da öyle. Dağcıların dağa tırmanma, astronotların uzaya çıkma eylemleri öncesinde uzun yıllar alan “profesyonel deneyim” yoksunluğu kaçınılmaz “yan etkileri” de beraberinde getiriyordu.

“Titan faciası” buna son örnek oldu.

ŞİRKETİN KURUCUSU ÖLENLER ARASINDA

Biri İngiliz, diğeri Pakistanlı iki milyarder işadamı kişi başına 250 bin dolar (6 milyon 250 bin TL) ödeyerek Titanik’in 4.000 metre derinlikteki enkazını “gözleri ile görmek” istedi. Pakistanlı milyarder, 19 yaşındaki oğlunun da bu “keyfi” yaşamasını istemişti.

Atlantik Okyanusu’nun kuzeyindeki yolculuk Kanada’nın Newfoundland kentindeki St. John's Limanı'ndan 16 Haziran'da hareketle başladı. “Polar Prince” adlı gemi, 18 Haziran Pazar günü Kanada’nın güneydoğusundaki Cod Burnu’nun yaklaşık 1.450 kilometre açığındaki dalış bölgesine geldi.

Gemideki “Titan” adlı 6.4 metre boyunda, 2.8 metre eninde ve 2.5 metre yüksekliğindeki mini denizaltı suya indirildiğinde içinde turu düzenleyen OceanGate firmasının kurucusu ve CEO’su Stockton Rush ile birlikte 73 yaşındaki kaşif Paul-Henry Nargeolet de vardı.

“SIRA DIŞI BİR ŞEY KEŞFETME ŞANSI”

OceanGate’in web sitesinden kaldırılan, ancak Internet Archive's Wayback Machine aracılığıyla erişilebilen arşivlenmiş bir sayfasında yolcuları 250 bin dolarlık bu gezide nelerin bekleyebileceği şöyle ifade ediliyordu:

“Jacques Cousteau'nun ayak izlerini takip edin ve RMS Titanic'in enkazına dalışla başlayarak bir su altı kaşifi olun. Bu size günlük hayatın dışına çıkma ve gerçekten sıra dışı bir şey keşfetme şansı verecek. Titanik'i kendi gözleri ile gören birkaç kişiden biri olun.”

Planlamaya göre Titanik’e iniş iki saat sürecek, çevresinde bir-iki saat gözlem yapıldıktan sonra yüzeye çıkış da iki saat alacaktı. Ne var ki 5 kişi taşıma kapasiteli Titan’ın ana gemi “Polar Prince” ile bağlantısı 1 saat 45 dakika sonra kesildi. Bundan sonra denizaltıdan bir daha haber alınamadı.



OYUN KUMANDASI İLE YÖNETİLEN DENİZALTI

Bağlantının kesilmesinden sonra bölgede geniş çaplı bir arama-kurtarma operasyonu başlatılırken, gündeme denizaltıda bulunan tur operatörü OceanGate’in CEO’su Stockton Rush'ın geçen yıl CBC televizyonuna verdiği bir röportaj geldi.

Röportajda Rush, “Titan, okyanusun yarısı olan Titanik derinliğine gidebilen beş kişilik tek denizaltıdır" diyor ve aracın bir oyun konsolu ile yönetildiğini söylüyordu.



2 milyon dolarlık elektrikli bir denizaltının 30-50 dolarlık basit bir oyun konsolu ile yönetilmesi büyük bir tartışmayı alevlendirirken, konuyu OceanGate pilotlarından Erika Bergman, “Çünkü kolayca değiştirilebilen parçalara sahip olmak önemlidir. Bizim de özel direksiyon cihazlarımız var ama bu konsolu arızalanınca kolayca değiştirilebildiği için tercih ediyoruz” sözleri ile açıklamaya çalışıyordu.

İKİNCİ AÇIKLAMA ÜZERİNE "TÜY DİKTİ"

Bu sözler kimseyi tatmin etmediği gibi, şirketin, “Biz 50 yaş üstü ordudan ayrılmış eski denizaltıcılar yerine genç insanlarla çalışmak istiyoruz. Ayrıca eleştirilen bu oyun konsolları ABD donanmasındaki nükleer denizaltılarda da kullanılıyor” şeklindeki açıklaması tepkilerin dozunu daha da yükseltti.



İfade doğru idi. 2017 yılından bu yana ABD Donanması Virginia sınıfı nükleer denizaltılarında Xbox 360 konsolunu kullanıyordu. Ancak kullanımı son derece basit olan bu konsol ile denizaltıya değil, sadece periskopuna kumanda ediliyordu.

YÜZEYE GELSE DE TİTAN’DAN ÇIKIŞ MÜMKÜN DEĞİL

Daha önce denizaltıyı ziyaret eden CBS muhabiri David Pogue, BBC'ye konuşurken, Titan’da mahsur kalanlar için çok az seçenek olduğunu söyledi ve "Yedek yok, kaçış modülü yok. Yüzeye çıkar ya da ölürler" dedi.  



Titan'ın bağlı olduğu platform, ana gemi Polar Prince'ten suya indiriliyıor, ardından batırılıyor ve 10-15 metre derinlikte üzerindeki denizaltı ayrılarak "macera dalışına" başlıyordu.


Titan’ı geliştiren OceanGate şirketinin yatırımcıları, çeşitli basın organlarına verdikleri demeçlerinde, aracın herhangi bir nedenle kontrol dışı kalması durumunda, 24 saat içinde otomatik olarak yüzeye çıkma özelliği bulunduğunu belirtti.

Ancak Titan, bu otomatik sistemle yüzeye çıksa dahi, içindekilerin araçtan çıkabilme ihtimali yoktu. Zira yolcular bindikten sonra kapaklar dışarıdan 16 cıvata ile kapatılıyor ve tahliye için dışarıdan müdahale gerekiyordu.

Özetle, 96 saatlik hava, araç yüzeye çıksa bile, yerleri bulunana ve yardım gelene kadar içeride hapis kalan kişilere yetmeyebilirdi.

ABD ORDUSUNDA DERİN DENİZ KURTARMA YETENEĞİ KALMADI

Bu arada Forbes, Craig Hooper imzalı makalesinde konuya oldukça “sert” girdi.

“Maceracı turistleri kutup buzullarına, derin deniz tabanına veya diğer benzersiz ve izole yerlere götürmeyi amaçlayan küresel bir pazar oluşunca, Sahil Güvenlik aktif olarak macera turizminin hükümet düzenlemelerinin önüne geçtiğinden endişe duyuyor” denilen makalede, ABD Donanması'nın da bu tür operasyonlardaki yetersizliğine şu sözlerle dikkat çekildi.

“Amerika'nın denizaltı kurtarma yeteneklerindeki düşüş dramatik oldu. 1960 yılında, ABD Donanması dokuz özel denizaltı kurtarma gemisine ve deniz altı kurtarma çalışmaları için donatılmış iki filo römorkörüne sahipti. Daha sonra kurtarma ve kurtarma destek ekipleri büyük ölçüde özelleştirildi. Son özel ABD denizaltı arama ve kurtarma gemisi, Piegon Sınıfı (ASR 21) 2009’da envanterden çıkartıldı, 2012'de ise hurdaya ayrıldı.

Bugün ABD Donanması’nda sadece iki genel kurtarma gemisi kaldı. Onlar da Titanik'in bulunduğu ultra derin sularda kurtarma için gereken özel yeteneklerden yoksun. ABD’nin denizde hayat kurtarma misyonlarının önde gelen teşkilatı Sahil Güvenlik ise hiçbir şekilde deniz altı kurtarma yeteneğine sahip değildir.”

Yüksek riskli deniz turizmi organizasyonlarının durdurulması gerektiği savunulan makalede şu görüşe yer verildi:

“Açıkça söylemek gerekirse, denizaltı amatörlere göre bir yer değil. Hata payı çok az olan sert ve affetmeyen bir ortamdır. Duygusal bir yük veya biraz adrenalin patlaması peşinde koşan turistler hayatlarını riske atabilirler. Ancak bu müşteriler riski değerlendirmek için yetersiz donanıma sahip oldukları için, hükümetin işlerin ters gitmesi durumunda olası faciaları önleyebilmek açısından olaya el koyması gerekir.”

“500 GÖÇMEN ÖLDÜ AMA TİTAN KONUŞULDU”

Bir diğer “sert” yaklaşım da Fransız sendikacı, Demokratik Emek Konfederasyonu Genel Sekreteri Laurent Berger’den geldi.

Berger, medyanın Titanik turunda kaybolan Titan denizaltısını ve Akdeniz'de en az 82 kişinin hayatını kaybettiği tekne faciasını ele alış biçimindeki "eşitsizlik" yüzünden şaşkın olduğunu belirtti.

France 2 kanalına konuşan Berger, "Sürekli kayıp denizaltı ve Titanik hakkında konuşuyoruz, halbuki geçtiğimiz hafta Akdeniz'de 500 kişi hayatını kaybetti" dedi.

Geçtiğimiz hafta Yunanistan'ın Pylos açıklarında yaşanan tekne faciasında onlarca göçmen hayatını kaybetmişti. 700'den fazla göçmen taşıdığı tahmin edilen tekne alabora olmuş, en az 82 kişinin cansız bedenine ulaşılmıştı. Kaybolan ve yaşamlarından umut kesilen kişileri arama çalışmaları devam ediyor.



CAMERON: AÇIKLAMALAR SÜNDÜRÜLMÜŞ BİR SAÇMALIK

Kayıp denizaltıyı arama çalışmaları Atlantik Okyanusu’nun kuzeyinde ve oldukça geniş bir alanda devam ettiği sırada Titanik filminin yönetmeni James Cameron da BBC’ye konuştu.

Daha önce Titanik’e 33 kez dalış yapan, ardından kendi tasarladığı denizaltıyla 10 bin 994 metre ile dünyanın en derin noktası Mariana Çukuru’na inen Cameron, denizaltının hem navigasyonunun hem de iletişiminin aynı anda kaybolmasından bir felaketin gerçekleştiğini tahmin ettiğini söyledi.

Aklına gelen ilk olasılığın içe doğru patlama olduğunu vurgulayan Cameron, denizden gelen sesler, oksijen azlığı ve benzer noktalarda “sündürülmüş” açıklamaların “kabus gibi bir saçmalığa döndüğünü" söyledi.


TİTAN’A FRANSA’NIN GÖNDERDİĞİ ROBOT ULAŞTI

Havadan gözlemler, su üstü gemileri ile yapılan araştırmalar, denize indirilen sismik algılayıcılar sonuç vermeyince, Fransa Oşinografi Enstitüsü, su altı robotu Victor 6000'i taşıyan L’Atalante gemisini olay yerine gönderdi.



21 Haziran Çarşamba günü saat 18.00’da bölgeye ulaşan L’Atalante’den suya indirilen derin su robotu Victor 6000, 22 Haziran’da Titan’ın patlama sonucu 5 parçaya bölünerek Titanik batığının 488 metre uzağında okyanus tabanına yayılan enkazına ulaştı.

ABD Sahil Güvenliği Birinci Bölge Komutanı Tümamirali John Mauger düzenlediği basın toplantısında, denizaltının “bilinmeyen” bir nedenle patladığını ve kurtulan kimse olmadığını açıkladı.

Olayın duyulduğu ilk andan itibaren üstü kapalı açıklamalarla yetinen ABD Sahil Güvenliği, “bilinmeyen” dediği patlamanın daha sonra yüksek basınç etkisi ile “içe doğru ezilme” olduğu iddiasını doğruladı.



NE OLDUĞUNU ANLAYAMADAN ÖLDÜLER

Emekli bir donanma subayı olan Dave Corley, "Bir denizaltı gövdesi çöktüğünde, içeri doğru saatte yaklaşık 1.500 mil hızla hareket eder. Bu saniyede 2.200 ft demektir” dedi ve şöyle devam etti:

"Bir denizaltının içindeki hava, oldukça yüksek bir hidrokarbon buharı konsantrasyonuna sahiptir. Gövde çöktüğünde, çok büyük bir dizel motordaki piston gibi davranır. Hava kendiliğinden tutuşur ve ilk hızlı patlamayı ikincil bir patlama izler.”

Modern bir nükleer denizaltının içe doğru patlamasının yaklaşık 1 milisaniyede gerçekleştiğini, insan beyninin algılama süresinin ise 25 milisaniye olduğunu belirten Corley, “Ne olduğunu anlayamadan ölürsünüz” dedi.

KANADA VE ABD “TİRTAN FELAKETİ”Nİ SORUŞTURACAK

ABD ile Kanada, Titanik'in enkazına “turistik gezi” yaparken kaybolan ve daha sonra patlama sonucu yolcularının tamamının öldüğü "Titan Felaketi"ni soruşturacaklarını açıkladı.

ABD Ulusal Ulaştırma Emniyet Dairesi tarafından yapılan açıklamada, Titan denizaltısının "katastrofik" şekilde patlaması "büyük bir deniz felaketi" olarak nitelendirildi ve soruşturma açılacağını duyurdu.

Kanada'nın Ulusal Ulaştırma Emniyet Dairesi (TSB) de Titan'ın Kanada'nın Newfoundland bölgesinden Atlantik Okyanusu'ndaki Titanik enkazının bulunduğu yere götüren "Polar Prince" adlı geminin faaliyetleri hakkında soruşturma başlatılacağını bildirdi.



TİTAN BU GÜNE KADAR NEDEN PATLAMADI?

2009 yılında Stockton Rush ve Guillermo Söhnlein tarafından kurulan OceanGate, 2021 yılından bu yana Titanik batığına bir dizi tur gerçekleştirdi. Bir mahkeme tutanağına göre sadece geçen yıl en az 28 kişi bu “büyük maceraya” kişi başına 250 bin dolar ödeyerek katıldı.

Ancak düzenlenen seferleri güvensiz bulan, yaşadıkları deneyimde çeşitli aksaklıklarla ve riskli durumlarla karşılaştıklarını belirten yolculardan bazıları şirkete dava açtı. Belirtilen yolcu sayısı da bu mahkeme tutanaklardan elde edildi.  

2 milyon dolara mal olan fiber-karbon ve yer yer titanyumla güçlendirilen gövdesi ile Titan, 50 dolarlık basit bir vido oyun konsolu ile yönetiliyordu. İçinde sandalye veya koltuk yoktu. Ayakkabılarını çıkaran yolcular gezi boyunca yerde bağdaş kurarak oturabiliyorlardı.

Peki ama bu güne kadar pek çok kez Titanik’e inen denizaltı neden son dalışında, 4.000 metre derinlikteki basınca dayanamadı ve ezilerek patladı?

Uzmanlar, bunun çeşitli nedenlerden kaynaklanmış olabileceğini söylüyor.

Hiçbir güvenlik sertifikasına sahip olmayan Titan’ın bu güne kadar patlamamış olmasını “rastlantı” ve “şans” olarak değerlendirenler kadar, materyal yorgunluğuna bağlayanlar da var, Aracın, kontrol sisteminde yaşanan aksaklık sonucu dipte normal süreden daha fazla kalmasının da ezilmeye yol açabileceği yaygın görüşler arasında.   


Ek Kaynaklar: euronews. / BBC / CBS / Forbes / 7 News / NZ Herald / Le Monde

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.