yeni
İstanbul
19 Nisan, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

BENİM DE BİR TEKNEM OLSAYDI

06 Mart 2012, Salı 12:17
 Yaşayıp gördükçe, dinledikçe, merak artar, iştah kabarır; isteklerde bir birçoğalır. Herkes ister ki mutluluk ışıkları saçan, refah çizgisi yüksek bir ortamda yaşayabilsin. Bende, ömrümün yarıdan çoğunu verdiğim mesleğimin getirisi, merakımı karşılasın, ekonomik olarak desteklesin istedim. Tabii ki şu ana kadar olmadı, herhalde bundan sonrada olmaz. Sığacık Körfezi, Bodrum, Didim, Kaş ve Kemer arasındaki rüya koylarda, ?teknem olsa da dolaşsam.? O lezzeti, o tadı, sahilleri süsleyen kıyılarda dolaşa dolaşa yaşayabilsem. Bu tip meraklarım depreştiğinde hep Halikarnas Balıkçısı?nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) ?Deniz Gurbetçileri? adlı, Bodrum, Gökova Körfezi ve Didim çevresinde geçen, unutulmaz romanı ve romanın iki kahramanı Salih Reis ve Çakır Ayşe?nin denizdeki yaşamları, çevreleri ile bağları gelir gözümün önüne. İçinde yoksulluk, deniz sevgisi, aşk ve vefa vardır.     

Belki bu duygu ve isteklerin çoğu biz denizcilerde dün vardı, yarın da olmaya devam edecek, ama tadı şimdilerde o kıvamda değil.      

Çeşitli gemilerde çalıştım. Dünyanın deniz yoluyla görülebilecek büyük ve güzel limanlarını gördüm; ama şöyle küçükte olsa bir teknem hiç olmadı. Tanıdığım birinin de yoktu ki yukarıda adlarını saydığım cennet koyları dolaşabileyim. Bu düşünceler de nereden kafana üşüştü diyeceksiniz, anlatayım; 17 -25 Şubat.2012 tarihleri arasında Beylikdüzü ? TÜYAP?ta sergilenen ?İstanbul Boat Show 2012 ?ye gittim. Etkileyiciydi, güzeldi.      

Fuarın sloganı, ?Deniz dünyası lüks değil, yaşam tarzıdır? olarak belirlenmiş. Hiçte gerçeği yansıtmayan, güzel olmaya güzel ama yokluk içinde varlığı insanların gözünün içine sokan, yanlış seçilmiş bir cümle. Çünkü o fuarda teşhir edilen tekneler, megayatlar, tekne ekipmanları ve aksesuarları, denizi sevsin sevmesin, anlasın anlamasın, normal her insanı etkileyebilecek albenili, canlı birer gösteri sunumu gibi. Fiyatları 10 bin ile 3,8 milyon dolarlar arasında değişen çeşitli boy ve ebatlarda; genelde beyaz, bazen de beyaz ?mavi ve kırmızı katkısı ile zenginleştirilmiş renkler harmonisi teknelerle süslü bir fuar alanı.       

Yazının ilk başlığı, ?İstanbul Boat Show 2012? olacaktı. Gerçeği yansıtmayan tanıtım sloganı, içinde çok yönlü zenginlikler ve deniz kültürünü yansıtan bu fuara uymadığı için başlığı değiştirdim. Ayrıca saçma bir de kıyaslama yapılmış; efendim Dünya?da Dusseldorf Fuarı?ndan sonra karada yapılan ikinci büyük fuarmış. O şehir Almanya?nın orta batısında Hollanda hududuna yakın, denize en yakın noktası kuş uçuşu 320 km?den fazla. İstanbul?un çevresinde, sahillerinde, bu fuarı yapacak yer mi bulamadınız? Yılmaz Özdil 24.Şubat 2012?de Hürriyet Gazetesi?nde ki köşesinde: ??Her tarafımız deniz, fuar karada. Limana getirilen tekneler, limanda fuar yapmak varken, sergi alanına TIR?larla taşındı. E-5 trafiğe kapatıldı. Yükseklik kurtarmadı, üstgeçitlerin altından geçilemediği için refüjler kesildi. Yelkenliler asfaltta ters yönden yürütüldü? 50 santim yüksekliğindeki kaldırımlar söküldü? bazı yatlar?milyon dolar, yanlışlıkla çizilse ömür boyu ödeyemezsin?? diyor.     

İşin bir tarafını doğru yaparken, diğer tarafını allak bullak ederiz. Cennet gibi iki ayrı yarımada üzerine oturan güzel İstanbul?un sahillerinin suyu mu çıktı? Başkası tekne fuarını Almanya?nın ortalarında karada yapıyor diye sizde karada yapmak mecburiyetinde misiniz?     

Sonuç itibariyle tenkit kolaydır. Genelde yer konusu hariç başarılı olmuş. Tersanelerde çalışan, para koyan, bu sektörde projeler üreten benim insanım, benim işçim, sesini ve gücünü yurt dışında da göstermektedir. Kaliteli ve lüks tekne üretiminin % 50?den fazlası dışsatıma yönelmiştir.  Bu doğruyu da görmek gerekir.     

Bilmek, hatta iyi bilmek illaki başarılı olmak için yetmiyor. İçinde bulunduğun tekne limandan ayrılırken aylarca okyanuslarda, açık denizlerde çalışmaya mı, yoksa ömrüne ömür katan Ege?nin mavi koylarında dolaşmaya mı çıkıyor? Yok yok hiçbir yere gitmiyorum ama dudaklarımdan da şu nağme olmuş mısralar dökülmeden duramıyor, ?Ah bir teknem olsaydı; belki dünya benim için daha güzel, daha canlı olurdu??
google