Bayrak kadın “Despina Achladiotou”nun öyküsü
20 Temmuz 2024, Cumartesi 18:35
Despina Achladiotou, Yunan Deniz Kuvvetleri tarafından ödüllendirildi ve Savunma Bakanlığı, Atina Akademisi, Rodos Belediyesi ve diğer kurumlardan onur ödülleri aldı. Yıl:1974.
Bu makalemi 2023’de yayınladım. Bugün 19 Temmuz 2024 ve Sözcü Gazetesi’nin birinci sayfasında ve iç sayfalarda ayrıca tam sayfa olarak verilen “Türkiye’ye ait adaya Yunan bayrağı dikip feribot seferi yaptılar” başlıklı bir haber var!
Bu rezaleti duyuran Sözcü Gazetesi’ni kutlarım. Ancak bu yeni bir olay değil…Zaten bizimkiler din bezirganlığı furyasında böyle ada veya adacıkları görecek durumda değiller ki, komşu Yunanlı Lozan ile belirlenmiş kurallara aldırış etmeden birer birer adacıklara çıkıyor, oralara küçük bir kilise inşa ediyor. Yol yapıyor, iskele inşa ediyor, Yunan bayrağını en yükseğe dikiyor. Yerleşmeyi teşvik ediyor ve imkan sağlıyor ve turizme açıyor. Karşısında boş gözlerle bakanlara kahkahalarla gülüyor ve hatta nasıl olsa kafaları basmaz diye aldırış bile etmiyor… Niye bağırıp duruyorsunuz? Ege Adaları ve adacıkları konusunda ben de birçok çalışma yaptım ve geçmiş senelerde yayınladım; Gidenler memnun ki yerinden, resmî ve özel hiçbir denizcilik kurumundan bir hareket görülmedi. Sözcü Gazetesi böyle zaman zaman “Yunanılar adalarımıza çıktılar..” gibi haberler yayınlıyor..Aldırış eden var mı? Bu haberi hazrlayan Sözcü Gazetesi yazarı dahil kimlerse şu hususu bilin lütfen; Kaş’ın karşısındaki adacığa Yunanlı dün değil bundan 40 küsür sene önce yerleşti.. Bunu yeni bir olay diye vermek de yüzeysel bir haber demektir!
Karaada diye beirtilen adacık hakkındaki araştırma makalemin başlığı “Bayrak kadın “Despina Achladiotou”nun öyküsü” idi.
Bu adacıkta 1927 yılında beri yaşayan bir Yunanlı kadın vardı. Adı Despina Achladiotou idi. O yıllardan beri Despina Achladiotou bu adacıkta Yunan bayrağı ile yaşadı ve resmi makamlar Kaş’a bakan bir tepeye bayrak direği diktiler ve Yunan bayrağı toka edildi.
Hanımlar, beyler; Hayırlı sabahlar olsun… Kaş İlçesinde yaşayanlar ve resmi makamlar bu adacık karşınızda, yahu karşınızda duruyor.. Siz de zamanında hiç mi bu adacığa ve diğer çevre adacıklara bir Türk bayrağı dikmeyi akıl edemediniz?
Ayrıca söyleyin; Ege Deniz’inde burnumuzun dibinde nice adacıklar var…Birbirinin gözünü çıkarmaktan, dinci dinsiz saçmalıkları içinde yuvarlanmaktan,Türkiye’yi araplaştırmaktan başka ve bugünlerde turistleri kazıklayan bir ülke görünümünde göstermekten hiç mi hiç rahatsız olmayan bu ülkede, Karaada dediğiniz Ro Adacığı şimdi mi akla geldi?
Eminim kimse 20 Temmuz 2024’den başlayarak Karaada-Yunanistan lafını hatırlamayacaktır bile.. O halde nice kabarıyorsunuz?
Bodrum’un burnunun dibinde de kocaman bir ada var! Hödükler yemyeşil bu adaya da “Karaada” demişler.. Bomboş, zaten Türk bayrağı dikmek de akla gelmemektedir..
Kaş’ın burnunun dibindeki Karaada denilen adacık,komşu Yunanistan ana karasına 580 km’den fazla uzaklıkta..Resmi makamlarıyla ve Yunan Deniz Kuvvetleri ile Yunan Deniz Ticaret Odası ile sahipleniyor… Sizler neredesiniz? Niye saman alevi gibi bağırıp duruyorsunuz? 2023’de yayınladığım “Bayrak Kadın Despina Achladiotou’un öyküsü” nü okuyun derim; Sözcü Gazetesi yazarlarından kim bu haberi hazırladı ise -Zira bir isim yok- Karaada diye yakındığı ve Yunan haritalarında “Ro” olan bu adacıkta 1927’den beri yaşayan bir Yunanlı kadın vardı.. Konu bugünkü gibi veriliyor… Yok efendim, Kaş’ın karşısındaki Türkiye’ye ait Karaada’ya Yunanistan bir de feribot seferi başlatmış.. Nezamandan beri var… Ayrıca 1986’da vefat eden Despina Achladiotou’nun mezarı başındaki kitabe de 38 seneden beri var! O adacıkta yaşayan Yunanlı Despina Achladiotou’nun hayali bu adacıkta Yunan bayrağı dalgalandırmaktı.Devleti O’nu yalnız bırakmadı.. O adacığa Yunanistan bayrağı dikti ve bu hanım için resmî tören düzenledi. Vefat ettiği 1986 yılında da Ro Adacığı’nda mezarını bir kitabe ile taçlandırdı. Buyurunuz okuyunuz;
“Ro” , Kaş ilçesinin karşısında, Meis Adası’nın batısındaki bir adacıktır.
Ro Adası(Karaada) , Meis Adası’nın batısında kalan bir adacıktır. İtalyan işgali yıllarında Meis -Kastellorizo olarak adlandırıldı. Karaada’nın Yunanca adı (Ρω- Ro)’dur. Etimolojik olarak Karaada olarak anılmaktadır. Ada, Kaş ilçesi karşısında, Türkiye kıyıları yakınlarında yer almaktadır. İdari olarak Güney Ege bölgesine bağlı Meis- (Kızılhisar) Belediyesi sınırları içerisindedir. Lady Ro diye anılan “Despina Achladiotou” 1890 yılında bir Osmanlı vatandaşı olarak Meis Adası’nda dünyaya geldi. Ro Hanımı -Despina Achladiotou ve Bayrak Kadın ’ın yaşam öyküsünü Myrto Katsigera (Lady Ro Kimdi?) başlıklı makalesinde şöyle anlatır; (Kaynak;Myrto Katsigera “Who was Lady Ro”, 15 Ocak 2020). Onlarca yıldır Meis Adası’nın (Kastellorizo)nun batısındaki uzak adacıkta Yunan bayrağını dalgalandıran efsanevi Ro Hanımı Despina Achladiotou 'nun (1890-1982) öyküsü, çağdaş Yunanistan'ın en dokunaklı vatansever öykülerinden biridir. “Çoğu insan hayatını amaçsız yaşar. Despina Achladiotou'nun yaşamının bir amacı vardı; Yakından geçen gemilere Ro adacığının Yunanaistan’a ait olduğunu anlatmak. Bir gemiyi görür görmez sahildeki bayrak direğine koşuyor ve Yunan bayrağını birkaç kez kaldırıp indiriyordu. Gemiden fark edildiğinde uluslararası denizcilik nezaket kurallarına göre kendi bayrağını arya ve toka ederlerdi. Yani halk diliyle gemi bayrağı indirir ve yeniden yukarı çekerdi.. Bunlar, “Bayraklı Kadın”ı ülke çapında meşhur eden “Eikones” dergisinin Nisan 1956 tarihli yazısının açılış cümleleriydi. O zamana kadar Despina Achladiotou zaten 30 yıldır Ro'da (Karaada) yaşıyordu; bu sürenin yarısından fazlasında tek başınaydı. Bu küçücük kadının dünyadaki en olağan şeyler olarak gördüğü; adasını terk etmemek, Yunan bayrağını dalgalandırmak gibi şeyler, zamanla efsanevi boyutlara bürünürken, kendisi de kahramanlığın ve vatanseverliğin simgesi haline geldi.
Despina Achladiotou 1890'da Meis- Kızılhisar Adası’nda doğdu. 1927'de İtalyan yönetimi sırasında kocası Kostas'la birlikte Ro'ya yerleşti. O dönemde bu adacık, Türkiye ile Oniki Ada arasında ıssız bir sınır hattıydı ve belediye burayı Kastellorizo'lu hayvan çobanlarına kiralamıştı.
Bunlar, “Bayraklı Kadın”ı ülke çapında meşhur olan “Eikones” dergisinin Nisan 1956 tarihli sayısının açılış cümleleriydi. O zamana kadar Despina Achladiotou zaten 30 yıldır Ro’da- Karaada’da yaşıyordu; bu sürenin yarısında da tek başınaydı. Bu küçük kadının adasını terk etmemesi ve Yunan Bayrağını muntazaman bu adacık üzerinde dalgalandırması efsanevi boyutlara bürünürken, kendisi de kahramanlığın ve vatanseverliğin simgesi haline geldi. Evlenmiş ve eşi ile Ro-Karaada’da yaşama devam ediyorlardı. Onunla ve eşi Kostas ile tanışma ve cömert misafirperverliğini deneyimleme fırsatına sahip olanlar çok heyecanlıydılar; Despina ve eşi Kostas misafirlerini ağırlamaktan çok memnun olurdu. Despina ve Kostas, 1940 yılına kadar adanın tek sakinleriydi. Fakat o sene Kostas’ın sağlık durumu bir olay sonrasında bozuldu ve Kastellorizo'da kimse onun tehlike sinyali olarak yaktığı üç ateşi fark etmediğinden yardım çok geç geldi. Kostas Kastello Kastellorizo'ya götüren teknede öldü.
Kalışlarından yaklaşık bir yıl sonra bir gün, Türk askerinden oluşan küçük bir ekip bir motorbottan indi ve Ro'ya Türk bayrağı çekti. Despina, olayı Kastellorizo'daki yetkililere bildirdi. İtalyan hükümeti şikayeti üstlendi ve adada yerleşim olduğunu ve bu nedenle gruptaki diğer adalar gibi Ro adacığının da İtalya'ya ait olduğunu ileri sürdü. Türk bayrağı direkten indirildi… Çoğu insan amaçsız yaşar. Despina Achladiotou'nun bir amacı vardı: Geçen gemilere Ro Adacığının Yunan olduğunu anlatıyordu. Gemiyi görünce sahile doğru direğe koşuyor ve bayrağı indirip yine toka ediyordu. Ve gemi, uluslararası deniz kurallarına göre kendi sancağını arya ediyor ve sonra toka ederek, Ro’yu ve bilmediği bir kadını selamlıyordu.
Achladiotou'yu Yunan bayrağını direğe çekerken gösteren bu fotoğraf “Eikones” dergisinde yayınlanmıştır. (Kaynak: Eikones Degisi, Fotoğraf: Vasos Migkos)
Karaada’da tek başına bir kadın
Despina, Kostas’ın cenazesi için gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra annesiyle birlikte Ro'ya döndü. Bu sırada Yunanistan ve İtalya savaşa girmişti. Despina, çaresiz adacıktan ayrıldı ve Kastellorizo'ya döndü.
1943'te İtalya'nın teslim olmasının ardından İngilizler Kastellorizo ve çevre bölgelerin boşaltılmasını emretti. Ancak Despina Achladiotou, Kasım 1943'teki ağır Alman bombardımanından sonra bile adasını terk etmeyi reddetmişti.. Bir söyleşide şunları söyledi: “Ateş ediyorlardı ve kayaların parçalandığını görebiliyordunuz. Kendi kendime ‘Bu bizim sonumuz’ dedim.”
II.Dünya Harbi hâlâ devam ederken, Orta Doğu'da görev yapan Yunan Donanması denizcileri karaya çıktılar ve Ro'da, kendilerini evlerinde karşılayan ve onlara yemek ikram eden bir kadın ve onun yaşlı annesinin yaşadığını keşfettiler. Üslerine döndüklerinde komutanlarına haber verdiler ve onlar da bir tekne dolusu malzeme gönderdiler. O tekne ayrılırken Ro'nun üzerinde Yunan bayrağının dalgalanıyordu. O andan itibaren bayrağı şafak vakti toka etmek, akşam karanlığında arya etmek Despina Achladiotou için günlük bir görev haline geldi. Bu, simgesel ağırlıklı bir görevdi. Yunanlı yazar Marie Karioti, 1981 tarihli "Kastellorizo" adlı kitabında Ro Leydisi’ne yapılan hoş bir ziyareti şöyle nakletmiştir; “Bana onu evde bayrakla bulacağım söylendi. Ve öyleydi. Adada her gün doğudan batıya dört bayrak dalgalanıyordu. Büyük bir tanesi kulede, biri Sahil Güvenlik binasında, biri otelde ve diğeri de Ro Hanım'a ait olan evde. “Basamaklardan yukarı çıktım ve onu açık penceresinin ahşap pervazında otururken buldum. Bozulmamış evinin duvarında birçok fotoğrafın yer aldığı bir ikon nişi vardı. Gururla sergilediği Atinalı ünlülerin fotoğrafları ve denizlerin çok ötesinde yaşayan akrabalarının fotoğrafları. “Onu dinledikçe, izledikçe, topraklarımızın bu özgün kadının topraklarımıza kıskançlığa yaklaşan bir gurur duyduğunu hissettim. “Bir çobanla evlenip onunla birlikte Ro adasına yaşamaya başlamasının üzerinden uzun yıllar geçmişti. Çocukları yoktu. Evin yalnızlığında, keçilerini, sığırlarını güderken saatlerce, günlerce, yıllarca çocuk düşüncesinin acısını çektiğini hayal ettim. “.. Kış akşamları için Ro Hanım'ın beş kitabı vardı: Erotokritos'un bir kopyası; bir hagiografi; Yunan devrimci kahramanı Tzavellas'ın biyografisi ve fener ışığında okuduğu, isimlerini hatırlamadığım diğer iki kitap.. Despina Achladiotou, Yunan Deniz Kuvvetleri tarafından ödüllendirildi ve Savunma Bakanlığı, Atina Akademisi, Rodos Belediyesi ve diğer kurumlardan onur ödülleri aldı. 1982 yılında 92 yaşında vefat etti ve son arzusu üzerine Ro'da (Karaada) Yunan bayrağı dalgalandıran direğin yanına gömüldü. Despina, kardeşi Michalis ile Ro Adası’nda. Kaynak: Eikones magazine, Fotoğraf: Vasos Migkos Bir gün bir ineğin kafasında çıban çıktı. Kocası dağlamak için demiri ısıttı, ama inek onun göğsüne tekme attı. Yaralanmıştı ve her geçen gün durumu daha da kötüleşti. Kıştı ve deniz dalgalıydı. Bir sinyal gönderildi... Farkedildiler ve gönderilen bir motor ile Kastellorizo'ya doğru yola çıktılar. Ancak kostas daha yolda iken hayatını kaybetti. Tekne Kastellorizo limanına ulaştığında yas başladı.
Despina Achladiotou- Ro Hanım’ın mezarı, vasiyeti doğrultusunda Ro-Karaada’da deniz kenarındadır.
“Achladiotou bir süre Kastellorizo'da kaldı, ama geçimini Ro adasından sağlamaya devam etti. Bu yüzden bir akrabasıyla birlikte geri döndü. Ama yüreği hâlâ acı ve yalnızlıktan sızlıyordu ve sanki eski mutluluğunun son kırıntısını da yok etmek istermişcesine beş kitabını ateşe attı ve kışı tek başına ocağın önünde alevleri izleyerek geçirdi. “Yunan bayrağını her sabah direğe çeker, akşam karanlığında indirirdi. Adanın yanından geçen gemilerdeki kaptanlar, Leydi'yi, Ro'yu, ya da bayrağı selamlamak için düdük çalarlardı. Zaman geçtikçe gemi düdüklerinin çalınması bir gelenek haline geldi.
“Ve böylece yıllar geçti. Ro Hanımı sonunda Kastellorizo'daki eski evinde yaşamaya başladı. Orada her sabah küçük balkonunda bayrağı dalgalandırıyordu. Herkes onu sevgiyle anıyordu ve tüm Yunanistan da ondan saygı ile bahsediliyordu. Gün geldi ve o da her fâni gibi bir dünyadan ayrıldı. Mezarı isteği doğrultusunda Ro-Karaada’dadır. Meis Adası’nda bir meydana O’nun anısına bir büst dikilmiştir.
Meis Adası’nın batısında uzakta olan adacık Ro’da Yunan bayrağı dalgalanır..Bu adacık Lozan Antlaşması Madde 15’de belirtilen; “adalar arasında Türkiye aşağıda sayılan Adalar üzerindeki tüm hak ve senetlerinden İtalya yararına vazgeçer” ifadesinde “Bunlara bağlı olan adacıklar” denilerek Bodrum’daki Yeşilada -Karaada gibi onlarca ada ve adacık ve Meis (Castellorizo) Adası gibi İtalya’ya bırakılmış ve daha sonra Yunanistan’ın ilhak ettiği adacıklardan biridir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Niyazi Aydemir
21-07-2024 15:4585 milyon nüfusumuz, binlerce yıllık tarihimiz, dünyanın en kalabalık silahlı güçlerinden birisine sahipken komşularımız tarafından böylesine taciz edilmek ve itilip-kakılmaktan utanç duyuyorum. İyi yapabildiğimiz şey ayrımcılık, insan hakları ihlalleri, din sömürüsüyle ülke iktidarını elde tutmak ve kişisel menfaat… iğreniyorum sebep olanlardan…