Yorum / Analizz ddosya haaber
İstanbul
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

BALAST SUYU ARITIM SİSTEMLERİ

08 Eylül 2024, Pazar 14:50
BALAST SUYU ARITIM SİSTEMLERİ

 BALAST SUYU ARITIM SİSTEMLERİNİN İNCELEMESİ ve GELİŞTİRİLMESİ  Resolution MEPC.127(53)
400 GT ve üzeri gemilerin, Sözleşmede yer alan balast suyu performans standartları Uluslararası sefer yapan gemiler için balast suyu arıtım sistemleri ile donatılması Çogu gemilerde tamamlanmıştır . Denizcilik sektörü gemi ile ilgili cihazın teknik verimliliğini  faktörleri zamanla kullandıkça değerlendirilecektir.Her gemi Balast Suyu Yönetimi Planı bulundurmalı ve uygulamalıdır. Balast Suyu Yönetimi Planı gemiye özel olmalıdır . İstanbul il sınırları içinde büyük kapasiteli akarsular bulunmamaktadır. Bununla birlikte İçme ve kullanma suyu temin edilen göl ve göletlerini besleyen ya da denize dökülen dereler mevcuttur. İstanbul’da göl, gölet ve barajları besleyen derelerin debilerinin düşük ve düzensiz olması ulaşım, taşımacılık, su sporları gibi faaliyetleri engellemektedir. Derelerin bir kısmı yaz aylarında bütünü ile kurumakta, bir kısmı ise baharda şiddetli yağışlardan sonra taşkınlara yol açmaktadır
Konvansiyonun gereklerine göre Balast Suyu Yönetimi ile belirtilen gemi ve mürettebat için güvenlik prosedürlerinin detayı; Balast Suyu Yönetimi gereklerine göre uygulanacak eylemlerin ve konvansiyonun dördüncü cildine göre Balast Suyu Yönetimindeki ek eğitimlerin detaylı tanımları; birikintilerin bertaraf edilmesi için prosedürlerin detayı: denizde; ve liman tesisine; gemi güvertesi ve disçarç yapılacak olan sulardaki kıyı otoriteleriyle Balast Suyu Yönetimi denize disçarçda koordinasyon sağlamak için prosedürleri içermektedir;  planın uygulanmasından sorumlu atanmış personel bilgisi  raporlama gerekliliklerini içermelidir; ve  geminin çalışma dilinde olmalıdır. Eğer kullanılan dil İngilizce, Fransızca ya da İspanyolca değilse bu dillerden birine çevrilmiş hali de bulunmalıdır. Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar birçok türde bakteri, bitki ve hayvanların gemilerde bulunan balast suyunda ve çamurlarda haftalar boyu süregelen yolculuklardan sonra bile yaşamlarını sürdürebildiklerini ortaya koymuş bulunmaktadır. Bunun sonucunda balast sularının ya da çamurların sahil ülkelerinin sularına boşaltılması zararlı tür ve patojen kolonilerinin oluşarak mevcut ekolojik dengeyi alt üst etme olasılığı çok yüksektir. Coğrafi olarak birbirinden ayrı olan deniz alanlarında organizmaların transfer olması için başka yollar belirlenmişse de gemilerden boşaltılan Balast suyunun bu işlemin en belirgin nedeni olduğu saptanmıştır.
İstilacı türlerin çevre üzerinde olumsuz etkileri oldukça fazladır. Girdiği ortamda istilacı konumuna gelen canlılar, kimi zaman bu bölgede doğal olarak var olan canlı türleri ile beslenerek ve o türlerin yok olmasına dahi neden olabilirler. Bu durum o bölgede hâkim olan doğal ekosistemin değişmesine neden olur. Biyoçeşitlilikte meydana gelen bu değişiklik, yerel türün yok olmasına neden olarak, geri dönüşü mümkün olmayan hasarlara yol açabilir. Bunun yanı sıra istilacı türler pek çok ekonomik zararlara yol açabilmektedirler. Şöyleki, istilacı türler kimi zaman işgal ettikleri bölgelerde doğal olarak bulunan balık türleri ile beslenmektedirler, ya da bu balık türleri ile benzer beslenme alışkanlıklarından ötürü, avlanma rekabetine girip balık türlerinin beslenmesine engel olmaktadırlar. Bu durumda bölgede mevcut olan balık türleri sayıca azalmakta, bu da bölgede yapılan balıkçılık aktivitelerini olumsuz etkilemektedir. Bunun yanısıra kimi istilacı türler sert zeminlere yapışarak yaşamlarını sürdürdükleri için kıyılarda bulunan inşaatlarda, tesislerde ve endüstriyel yapılar ile liman yapılarında hasar meydana getirirler. Özellikle yosun gibi bitkisel canlıların plaj olarak kullanılan alanlarda istilacı olarak çoğalmaları turizm açısından da ekonomiye zarar vermektedir . İstilacı türlerin neden olduğu en önemli sorunlardan bir diğeri de insan sağlığı üzerinde yarattıkları sorunlardır. Balast suları kimi zaman zehirli organizmaların, patojenlerin taşınmasına neden olur, bu da balast suyunun boşaltıldığı bölgedeki suların dinlence amaçlı kullanımına bağlı olarak insanların sağlığını ciddi şekilde etkilenmesine sebep olmaktadır. Balast suları nedeniyle meydana gelen en yıkıcı olaylardan biri de 1991 yılında Vibrio Cholera mikrobu taşıyan balast sularının Peru’da boşaltılması ve bu mikrobun Peru’da içme sularına karışması sonucu olmuştur. İçme sularına karışan bu mikroptan dolayı 1 milyona yakın insan etkilenmiş ve 10.000’den fazla insan ölmüştür. Gemi balast suyu ile taşınan organizmaların yarattığı sorunların öneminin anlaşılması ile beraber konu hakkında uluslararası adımlar atılmıştır. Gemi Balast Suları ve Sediment Kontrolü ve Yönetimi Uluslararası Sözleşmesi Balast suyu kaynaklı problemlerin ciddi boyuta ulaşması ile Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO direkt olarak gemi balast suyu kaynaklı meydana gelen sorunların çözümüne yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. IMO üyesi devletler arasında yıllar süren araştırmalar sonucu 2004 yılında balast sularının yaratacağı etkileri azaltmak amacı ile uluslar arası bir düzenlemeler yayınlanmıştır. Konu üzerinde uzun yıllar yapılan müzakerelerden sonra 13 Şubat 2004 tarihinde IMO'nun Londra'daki genel merkezinde düzenlenen bir konferansta Gemi Balast Suları ve Sediment Kontrolü ve Yönetimi Uluslararası Sözleşmesi (International Convention for the Control and Management of Ships' Ballast Water and Sediments) tamamlanmış ve üye ülkelerin imzasına sunulmuştur . Mevcut durumda yeni ülkelerin katılımı ile sözleşmeyi imzalayan ülkelerin dünya ticaret filosunun toplam tonajının ne kadarını kapsadığı hesaplanmaktadır . Balast suyu taşıma kapasitelerine bağlı olarak sözleşmede belirtilen standartları sağlamak ile yükümlü olacaklardır . Balast suyu değişimi yapan gemiler, bu değişimi hacimsel olarak %95 verimle gerçekleştirmelidirler. Balast suyu değişimini pompalama yolu ile yapan gemiler, pompalama bahsedilen bu verimlilik şartını karşılayacak şekilde her bir balast tankının hacminin üç katı olarak yapacaklardır. Ancak, hacimsel değişimin %95 olma durumunun gerçekleştiği gösterilirse, üç defadan az pompalama da kabul edilir.

BALAST SUYU ARITIM SİSTEMLERİNDE MEVCUT DURUM
Sözleşmenin amacı; balast suları ile taşınan zararlı organizmaların denetleyerek ve yöneterek çevreye ve insan sağlığına zarar olabilecek riskleri önlemek ve minimize etmektir. Ayrıca balast suyu kontrol yöntemlerinin istenmeyen yan etkilerini engellemek ve balast suyu arıtma sistemlerinin teknolojik gelişimi için teşvik etmek de sözleşmenin amaçları arasında yer almaktadır.
Balast Suyu Arıtma Yöntemleri IMO'nun yayınlamış olduğu D2 standartlarına cevap verebilmek adına pek çok farklı balast suyu arıtma metodu geliştirilmiştir. Geliştirilmiş ve gelişmekte olan balast suyu arıtma yöntemlerini temel olarak mekanik yöntemler, fiziksel yöntemler ve kimyasal yöntemler olarak üç ana başlık altında incelenebilir.  Mekanik yöntemlerin temelinde, balast tankına alınacak olan deniz suyunun tanka girmeden önce mekanik bir işlemden geçip, tanka ulaşacak olan organizma ve sediment miktarını azaltmak yatmaktadır. Böylelikle pek çok organizma ve partikülün balast tankına girişi başta engellenmiş olunur ve organizmalar kendi doğal habitatlarında kalırlar. Mekanik yöntemler denildiğinde akla gelen yöntemler siklonik ayrıştırma ve filtrasyon yöntemleridir. BALAST SUYU ARITIM SİSTEMLERİNDE MEVCUT DURUM Filtreleme yöntemi sisteminde membran veya disk filtreler kullanılmaktadır. Gemi balast alırken 40-50 mikrondan büyük olan organizma ve sedimentlerin bu filtreler sayesinde tanka girişi engellenmiş olunur. Filtreleme yöntemi hem çevresel bir yöntemdir hem de çabuk sonuç alınır. Filtreleme işlemi gemi balast alırken ya da balast boşaltırken yapılabilir. Gemi balast alırken yapılacak olan filtreleme işlemi sayesinde filtrelenmiş olan canlılar kendi doğal yaşam ortamlarına geri dönerler Yapılan çalışmalar kendi kendini temizleme özelliğine sahip filtreleme sisteminin çoğu partikülerin balast suyundan uzak tutulmasında efektif olduğunu göstermektedir. 50 µm'lik membran filtre ile balast suyunda bulunan mikrozooplanktonlarn arıtılmasında %71-81 oranında verim elde edilir. Ayrıca balast suyundaki arıtılma verimliliğinde %91 civarındadır. 50 µm membran filtre ve 55µm disk filtre verimlilikleri karşılaştırıldığında da 50µm'den büyük partüküllerin arıtılması konusunda membran filtreden %91,9'luk bir verim alındığı gözlenirken, bu oranın disk filtrelerde %80'de kaldığı görülmektedir . Ancak verimlilik konusundaki tüm bu avantajlarına karşın filtreleme pahalı bir yöntemdir. Yapılan araştırmalar yaklaşık 1 ton balast suyunu filtreleme maliyetinin 0,06-0,19 $ olduğunu ortaya koymuştur.. Maliyeti açısından düşünüldüğünde filtreleme yöntemi ile mukayese edilebilir düzeydedir.Ayrıca yüksek debilerde (~ 300m3 /saat) sistem sürekli olarak çalıştırılamamaktadır. Her ne kadar büyük partikülleri ayrıştırıp ikincil arıtma sisteminde kullanılacak olan cihazları koruyor olsa da, sistem pek çok bakterileri ayrıştırmada yeterli verimliliğe sahip değildir Fiziksel Yöntemler Balast suyu arıtmasında kullanılan fiziksel yöntemler ısı, ultrason, oksijensizleştirme, koagülasyon ve ultra viole gibi balast suyundaki organizmaları kimyasal bir madde kullanmadan arındıran yöntemleri kapsamaktadır.  Isı ile arıtmanın temelinde mikroorganizmaların yaşayabileceği ısı değeri baz alınmaktadır. Belli bir ısı değerinin üzerinde canlıların hücre yapısı değişeceğinden mikroorganizmalar ölmektedir. Bu yöntemde balast suyunu ısıtmak için farklı metodlar kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi ana makinanın ortaya çıkardığı ısıyı balast suyunu artımak için kullanmaktır. Ancak bu durumda ek olarak gemide borulama maliyeti açığa çıkacaktır. Ayrıca ısıtılması gereken balast suyu miktarı ve gemi ana makinasından elde edilecek olan ısı miktarı yeterlilik açısından karşılaştırılmalıdır. Eğer ana makinadan elde edilecek olan ısı miktarı yeterli değil ise balast suyunu istenilen seviyede ısıtmak için ek kaynaklar düşünülmelidir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki balast suyunu 38-45°C ısıtmak, tropik ve alt tropikal sularda zooplankton ve fitoplanktonları öldürerek başarılı bir sonuç elde edilmesini sağlamaktadır Gemide ana makinanın ısısı ile balast suyunu ısıtma yöntemi. Balast suyunu yaklaşık 40°C civarına ısıtmak balast suyunda bulunan bazı organizmanın yok edilmesi açısından oldukça efektiftir.Balast suyu arıtımı için pek çok yöntem vardır. Ancak balast suyu içerisinde bulunan canlıların çeşitliliği göz önüne alındığında hiç bir yöntem tek başına istenilen verimde sonuçlar ortaya koyamamıştır. İşte bu durum, gemilerde balast suyu arıtması için fiziksel, kimyasal ve mekanik yöntemlerin birlikte kullanıldığı karma sistemlerin tercih edilmesine yol açmıştır. Piyasada bulunan çoğu balast suyu arıtma sistemi üreticisi tekil sistemlerin dezavantajların önüne geçebilmek adına bu yöntemlerden birden fazlasının beraber kullanıldığı karma sistemleri tercih etmektedirler. Karma sistemler, birincil ve ikincil artıma gerçekleştiren sistemlerdir. Birincil arıtmada balast suyu içerisinde bulunan büyük partikül ve organizmalar mekanik bir yöntem ile balast suyundan ayrılırlar. Böylelikle balast suyu içerisinde ikincil arıtma için daha küçük partikül ve organizmalar kalmış olur. Üretici firmalar bu çalışmada anlatılan balast suyu arıtımda yöntemlerden bir ya da bir kaçını kullanarak ürettikleri sistemler için IMO G8 rehberinde yer alan süreçlerden geçerek BSY Sözleşmesi D2 kriterlerini sağladıklarını ispat ederler ve bu süreç doğrulturusunda Tip Onayı alırlar. Bunun yanı sıra artıma yöntemi olarak sistemlerinde aktif madde kullanan üretici firmalar G9 rehberinde belirtilen güvenlik, insan sağlığı ve çevre açısından uygun olmaları açısından değerlendirilerek aktif madde kullanımı için de onay alırlar. Onay almış olan markalar ve sistemlerine ilişkin Balast suyu arıtımı için mekanik, fiziksel ve kimyasal pek çok farklı yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin her birinin avantajları ve dezavantajları vardır. Mekanik yöntemler büyük boyutlu partiküllerin ve organizmaların sudan ayrışmasında oldukça etkilidir.
Ayrıca arıtma işlemi gemi balast suyu alırken gerçekleştiği için, ayrıştırılan canlılar kendi doğal ortamlarına dönmektedirler. Herhangi bir kimyasal madde eklenmediği ya da işlem sonrasında yan ürün olarak bir zararlı bir madde oluşmadığı için gemi personeline ya da doğaya herhangi bir zararları olmamaları yöntemleri çevreci yapmaktadır. Ancak bu yöntemler kullanılarak balast suyundan arıtımında yaklaşık 40-50 mikrondan büyük partiküller ve organizmalar arıtılabileceği için daha küçük boyutlu partikül ve organizmaların arıtımında verimli değillerdir. Ayrıca filtreleme ve siklonik ayrıştırmada sistemin temizliği için geri yıkama yapılmasından dolayı meydana gelen basınç düşüşleri balast alma süresinin uzamasına neden olmaktadır. Isı ile arıtmada istenilen sıcaklığa ulaşılabildiği taktirde canlıların balast suyundan arıtımında yüksek verim elde edilebilinir. Ayrıca herhangi bir kimyasal madde kullanılmaması nedeni ile sistemin çevreye bir zararı yoktur. Ancak suyu belli bir sıcaklığa ulaştırmak için enerji gerekmektedir. Kimi durumlarda bu enerji miktarı çok yüksek olmaktadır. Bu durum yakıt tüketimini arttıracağından maddi açıdan çok efektif değildir. Büyük miktarlardaki balast suyunun yüksek sıcaklıklarda tankların içinde bulunması, gemide sıcak su ile direkt temas halinde olan bu kısımlarda genleşmelere neden olacaktır. Bu genleşmeler de ısıl gerilmeler yaratacağı için gemi bünyesinde mukavemet açısından sorunlar çıkarabilir. Ayrıca tanklarda korozyon oluşumuna neden olabileceğinden, tanklar için ekstra bakım/onarım maliyeti oluşturacaktır. Bu yöntemin bir diğer dezavantajı ise etki etmesi için gerekli olan süredir. Kimi gemilerin sefer süreleri ısı yöntemi ile organizmaların öldürülmesi/etkisizleştirilmesi için yeterli değildir. Bu durumda yöntemden alınacak olan verim de düşmektedir. Kısıtlı avantajlarının yanında tüm bu dezavantajları göz önüne alınırsa, diğer yöntemlere nazaran dikkat edilmesi gereken pek çok kriter barındırdığından, ısı ile arıtma yöntemi çok tercih edilmemektedir. Ultrason ile arıtma mekanik yöntemler gibi bir ön arıtma sistemi olarak oldukça etkili ve çevrecidir. Bu yöntemde su sistemden çıkarken arıtılmış olacağı için herhangi bir bekleme süresine ihtiyaç duyulmamaktadır. Ancak tek başına yeterli olmaması onu ikincil bir arıtma sistemi ile birlikte kullanılmak zorunda bırakmaktadır. Oksijensizleştirme yöntemi ısı ile arıtma yönteminin aksine tanktaki korozyonun önüne geçilmesinde etkilidir. Bu durum, oksijensizleştirme ile arıtma yapan gemilerde balast tanklarının boyasından yaklaşık olarak 100.000 $ kar elde edilmesini sağlar. Özellikle balast suyu arıtma sistemi entegre edilecek eski gemilerde inert gaz jeneratörü bulunmuyor ise sistemin kurulumu için gerekli alan sorun olabilir. Ayrıca oksijensizleştirme yöntemi ile verim alınabilmesi için gerekli olan süre 1-4 gün arasında değişmektedir. Sefer süresi yeterli olmayan gemiler için sistemin kullanımı uygun değildir. Fiziksel yöntemlerden bir diğeri olan UV ile arıtma günümüz teknolojisinde gemilerde balast suyu artımak için en çok tercih edilen yöntemlerin başında gelir. UV ile su arıtımı uzun yıllardır kullanılan bir yöntem olduğundan konu hakkında diğer yöntemlere göre daha çok teknik veriye sahip olunması, yöntemin balast suyu arıtımına adapte edilmesini de kolaylaştırmıştır.
UV ile arıtma yöntemi gemi üzerinde herhangi bir tehlikeli madde barındırılmasını gerektirmediği gibi, yan ürün olarak da zararlı madde oluşturmaz. özellikle bulanıklığı çok olan balast sularında tek başına arıtma için yeterli değildir. Büyük partiküller ve organizmaların suda bulunması durumunda bu partikül ve organizmalar ışının küçük partikül ve organizmalara ulaşmasını engelleyeceğinden, UV ile ballast suyu arıtımı yapılmadan önce büyük partikül ve organizmaların arıtılmış olması gerekmektedir. Koagülasyon metodunda küçük partikül ve organizmalar manyetik toz ile daha büyük hale getirildiğinden filtreleme ya da siklonik ayrıştırma yönteminden önce uygulanır ise bu yöntemlerden elde edilen verimin artmasında yardımcı olur. Ancak manyetik toz suya eklendiğinde partikül ve organizmaların bir araya gelmesi için ek bir tanka ve bekleme süresine ihtiyaç duyulmaktadır. Kimyasal yöntem kullanılarak balast suyu arıtılma işleminde balast suyu içerisine kimyasal madde eklenir. Eklenecek olan kimyasal maddenin dozunun balast suyundaki mikroorganizmaları öldürmeye yeterli olacak düzeyde seçilmesi gerekmektedir. Kimyasal maddeler genellikle bir kaç saat içerisinde balast suyunda bulunan istenmeyen organizmaların ölmelerini sağladıklarından uzun bir uygulama süresi gerektirmezler. Ancak kimyasal maddeler kullanıldıysa balast suyu boşaltılmadan önce balast suyunda bulunan kimyasal maddeler etkisizleştrilmeli ya da çevreye zarar vermeyecek bir hale getirilmedilir. Görüldüğü üzere balast suyunu arıtmak için geliştirilmiş her bir yöntemin hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Günümüzde halen mevcut yöntemler geliştirilmekte ve gemiler için efektif balast suyu arıtma sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir.
Gemilerin Balast Suyu ve Tortularının Kontrolü ve Yönetimine Dair Uluslararası Sözleşme, gemilerin balast sularını, balast suyu ve tortulardaki su organizmalarını ve patojenleri uzaklaştırmak, zararsız hale getirmek veya bunların başlatılmasını veya durdurulmasını durdurmak amacıyla söndürmelerini gerektirir.
IMO Genel Sekreteri Kitack Lim, "Bu, yerel ekosistemlere zarar verebilecek, biyolojik çeşitlilikleri değiştirecek ve önemli ekonomik kayıplara yol açabilecek istilacı su türlerinin durmaya yönelik çığır açıcı bir adımdır" dedi.
 "Şu anda gezegenin ekolojik ve ekonomik refahına yönelik en büyük tehditlerden biri olarak kabul edilen bir sorunla karşı karşıyayız. İstilacı türler, biyolojik çeşitliliğe ve içerebildiğimiz dünyanın değerli doğal zenginliklerine muazzam zararlar veriyor. İstilacı türleri ayrıca doğrudan ve dolaylı sağlık etkilerine neden oluyor ve verilen zarar genellikle geri yaşanamaz oluyor" dedi.
“Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesinin imzalanması, yalnızca balast suyu yoluyla yabancı türlerin istila riskini en az indirmeyi önler, aynı zamanda gemilerdeki balast suyunun yönetimi için net ve sağlam standartlar sağlayarak uluslararası nakliye için küresel sıcaklık sıcaklıklarını sağlar.”
Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi, uluslararası ticaretteki tüm gemilerin gemiye özgü bir balast suyu yönetim planına göre balast sularını ve tortularını yönetmelerini gerektirir. Tüm gemiler bir balast suyu kayıt defteri ve Uluslararası Balast Suyu Yönetimi Sertifikası taşımalıdır.
Uluslararası ticaret yapan tüm gemilerin, kıyı bölgelerine yabancı türlerin girişini engellemek amacıyla balast sularını yönetmeleri, balast sularını değiştirmeleri veya kalıcı bir balast suyu yönetim sistemi arıtmaları gerekmektedir.
bu iki seçeneğe karşılık gelen iki farklı standart olacak.
D-1 standardı gemilerin balast sularını kıyı sularından uzakta, açık denizlerde değiştirmelerini gerektirir. İdeal olarak bu, karadan en az 200 deniz mili uzaklıkta ve en az 200 metre derinlikte su anlamına gelir. Bunu yaparak daha az organizma hayatta kalır ve böylece gemilerin balast suyunu bıraktıklarında potansiyel olarak zararlı türler getirme olasılıkları daha düşük olacaktır.
D-2, insan sağlığına zararlı olarak belirtilen gösterge mikropları da dahil olmak üzere, çiçeklenmeye izin verilen maksimum canlı organizma miktarını değiştiren bir performans standardıdır.
Yeni gemiler bugünden itibaren D-2 standardını karşılamalı, mevcut gemiler ise başlangıçta D-1 standardını karşılamalıdır. Geminin en az beş yılda bir gerçekleştirilmesi gereken Uluslararası Petrol Kirliliği Önleme Sertifikası (IOPPC) yenileme incelemesinin tarihine göre D-2 standardı için bir uygulama takvimi kararlaştırılmıştır.
Sonuçta tüm gemiler D-2 standardına uyacaktır. Çoğu gemi için bu, özel ekipman kurulumunu içerir
 
ISM'de yer alan Gemide mevcut olan cihazların planlı bakım tutumların çalışma saatlerinin kayıtları  manuele ve sistemlere girilmediği  bazı  gemilerde tespit edilmiştir .Kural yayınladığı tarihte ISM Manuel sisteminde kayıtlı olması gerekir.  Antwerp'teki en yaygın tutuklanabilir eksiklikler denizcilik istihdam sözleşmelerindedir. Bunu balast suyu kitaplarındaki farklılıklarını takip eder.Bu tür ayrıntılı profiller, risklerin anlaşılması için paha biçilmezdir. Geçtiğimiz 36 ayda, limanın tutma oranı ortalama %15 civarındaydı. Bu oran, gemi tiplerine göre değişiyor; tankerlerde %4,8, konteyner gemilerinde %7,7 ve tüm gemilerde ortalama %7'ye yakındır.Balast sistemlerinin denetimler kayıtların tutulması müteakip gidilecek olan limanlara olasılığı hazırlıklı gitmek gerekmektedir ,Sorunlar esas olarak gemilerdeki mürettebatın kontrol edilmesi gereken şeyleri anlamaları konusunda yeterli yardımda bulunmamamızdan kaynaklanmaktadır. Bunun yerine, genellikle sadece dosyalanmak üzere öğelerin geri gönderilmesini istedikleri ki bu yetersizdir.
Her limanda Balast sistemiyle ilgili sörveylerin ne isteyeceği nelere bakacakları tam olarak ne olduğunun bilinmesi ve Liman Devleti Kontrol müfettişlerinin ne arandığının öğrenilmesi çok önemlidir. Genel bir kontrol listesi, PSC denetimlerine uygunluğu sağlamak içinşirket tarafından Gemideki cihaza uygun bir check list hazırlanmalı  BWTS mevcut ve iyi performansta çalışıyor mu? Kayıtları tutuluyormu onlara dikkat etmek gerekir.
⦁    Zabitler BWTS operasyonlarına aşina mı?
⦁    BWTS'nin sertifiları uygun ve orijinal belge sertifikalar  muhafaza edilmişmi
⦁    Üreticinin ve gemilerin ISM ‘de cihazın PMS'si var mı?
⦁    Bir gemi, 8 Eylül 2017 tarihinden itibaren gemide en az iki yıllık kayıt tutmak zorundadır.
⦁    Yurt içi ticari gemiler, Yurt İçi Risk Değerlendirmesi yoluyla düşük risk muafiyeti talep edebilir.  IMO ve ABD Sahil Güvenlik'in en son gerekliliklerine göre titizlikle test edilmiş ve tip onayı almış bu sayede sistemin dünya çapında tam uyumlu olduğu garanti altına alınılması istenmiştir.
⦁    Ayrıca BWTS, belirli bayrak devletlerinin gereksinimlerini karşılamak üzere bir dizi sınıflandırma kuruluşu tarafından onaylanmış , daha fazla onay sertifikası üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
⦁    Avustralya'nın MEB'inde tank çökeltilerinin imhası yasaktır. Bir gemi balast tankını boşaltabilir .En yakın karadan 200 deniz mili uzakta ve en az 200 metre derinlikte çökelti veya onaylı bir karada bulunan kabul tesisinde.Balast suyu, Büyük Set Resifi'nin 12 deniz mili yakınında veya Ningaloo Resifi balast suyu değişimi hariç tutma alanı, BWM.2/Circ.59.Aşağıdaki alanlardaki sular Aynı Riskli Alanlar olarak kabul edilir ve su alınabilir ve şu bölgelere boşaltılıyor: Gulf St Vincent ve Spencer Körfezi; ve Port Phillip Körfezi.BWTS olarak da bilinen BWMS'ye sahip gemiler için Tip Onay Sertifikası şu tarihte saklanmalıdır:pano. Tip Onay Sertifikası özellikle balast suyu yönetim sistemi ile ilgilidir ve Avustralya Balast Suyu Yönetimi Gereksinimlerini kapsar (bilgilendirme)

 Gemi Makinalları İşletme Mühendis
 Birol Çetinkaya  
 Pruvanız neta, denizleriniz sakin, rüzgarınız kolayına olsun. Selametle…

 

Kaynaklar
[1] Lawal; S. A. (2011), Ballast Water Management Convention, 2004: Towards Combating Unintentional Transfer Of Harmful Aquatic Organisms And Pathogens (Master tezi). Dalhousie University.
[2] Özdemir, G. & Ceylan B. (2007). Biyolojik İstila ve Karadeniz'deki İstilacı Türler. Sümae Yunus Araştırma Bülteni, 7:3, 1-5.
[3] Balaji, R., & Yaakob, O. B., (2011). Emerging Ballast Water Treatment Technologies: A Review, Journal of Sustainability Science and Management, 6:1, 126-138.
[4] Göktürk, D. (2005). İstanbul Limanlarinda Balast Suyu Örneklemeleri. (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
[5] IMO, (2004). International Convention for the Control and Management of Ships' Ballast Water and Sediments, International Maritime Organization, London, UK, 14 Şubat.
[6] <http://www.imo.org/en/OurWork/Environment/BallastWaterManagement /Pages/BWMFAQ.aspx>, erişim tarihi 28.11.2015.
[7] <http://maritime-executive.com/article/ballast-water-management-convention-so-close>,erişim tarihi 10.12.2015.
[8] <http://globallast.imo.org>, erişim tarihi 15.08.2015.
[9] ABS, (2014). Ballast Water Treatment Advisory, ABS, American Bureau of Shipping.
[10] <http://cbs.denizcilik.gov.tr/pdf/BalastSuyuYonetimiProjesiDetayli.pdf>, erişim tarihi 13.06.2015
[11] Bilgin Güney C., Yonsel F., 2008. Balast Suyu arıtımında .alternatif yöntemler, Gemi İnşaatı ve Deniz Teknolojisi Teknik Kongresi, 24-25 Kasım 2008, İstanbul, Bildirler Kitabı, Cilt 1
[12] Valenti, M. (1997). Lighting the way to improved disinfection. Mechanical Engineering 119(7). 82-86.
[13] Gregg, M., Rigby, G., & Hallegraeff, G. M. (2009). Review of two decades of progress in the development of management options for reducing or eradicating phytoplankton, zooplankton and bacteria in ship's ballast water. Aquatic Invasions, 4, 521-565.
[14] Taylor, M.D., MacKenzie, L.M., Dodgshum, T.J., Hopkins, G.A., de Zwart, E.J., Hunt, C.D. (2007). Trans-Pacific shipboard trials on planktonic communities as indicators of open ocean ballast water exchange. Marine Ecology Progress Series 350, 41-54.
[15] Cluskey, D.K.M. ve diğ., 2005. A crictical review of ballast water treatment techniques currently in development, ENSUS 2005, 3rd International Conference on Marine Science and Technology for Environmental Sustainability, Newcastle, UK, 13-15 Nisan.18 G. VURAL ve F. YONSEL GiDB|DERGi Sayı 4, 2015
[16] Nilsen, B. ve diğ., 2003. The OptiMar Ballast System. In: Raaymakers, S. (Ed.), 2003. 1st International Ballast Water Treatment R&D Symposium, IMO, London, 26–27 March 2001: Symposium Proceedings, GloBallast Monograph Series No.5. IMO: London. 126-136.
[17] Parsons, M., Harkins, R. (2002). Full-scale particle removal performance of three types of mechanical separation devices for the primary treatment of ballast water. Marine Technology. 39(4). 211-222.
[18] Taylor, A., Rigby, G., Gollasch, S., Voight, M., Hallegraeff, G.M., McCollin, T., Jelmert, A. (2002). Preventive Treatment and control techniques for ballast water. Leppakoski E. Edited by: Gollasch, S., Olenin, S. Invasive Aquatic Species of Europe. Distribution, Impacts and Management. Kluwer Academic Publishers, Dordrecht, The Netherlands, 484-507.
[19] Rigby, G.R., Hallegraeff, G.M., Sutton, C. (1999). Novel ballast water heating technique offers cost-effective treatment to reduce the risk of global transport of harmful marine organisms. Marine Ecology Progress Series, 191, 289-293.
[20] Desmarchelier, P., Wong, F. (1998). The potential for Vibrio cholerae to translocate and establish in Australian waters. AQIS Ballast Water Research Series Report No.10. Australian Government Publishing Service, Canberra.
[21] Gardner, J.F., Peel, M.M. (1991). Introduction to sterilisation, disinfection and infection control. Churchill Livingstone, UK.
[22] <http://www.hielscher.com/>, erişim tarihi 19.06.2015.
[23] Diaz, R.J., Rosenberg, R. (1995). Marine benthic hypoxia: a review of its ecological effects and the behavioral responses of benthic macrofauna. Oceanography and Marine Biology, Annual Review 33, 245–303.
[24] McCollin, T. ve diğ., (2007). Ship board testing of a deoxygenation ballast water treatment, Marine Pollution Bulletin, 54, 1170-1178.
[25] Tamburri, M.N., Smith, G.E., Mullady, T.L. (2006). Quantitative shipboard evaluations of Venturi Oxygen Stripping as a ballast water treatment. 3rd International Conference on Ballast Water Management, Singapore, 1-13.
[26] Browning Jr., W. J. ve Browning III, W. J., (2003). Ballast treatment by de-oxygenation– The AquaHabistatTM System. In: Raaymakers, S. (Ed.), 2003. 1st International Ballast Water Treatment R&D Symposium. IMO, London, 26–27 March 2001: Symposium Proceedings, GloBallast Monograph Series No.5. IMO: London, 51-60.
[27] Lloyd’s Register. (2007). Guide to Ballast Water Treatment Technology. Current Status June 2007. Erişim tarihi 8.4.2015.
[28] Carney, K. J. (2011). Marine bioinvasion prevention: understanding ballast water transportation conditions and the development of effective treatment systems. (Doktora BALAST SUYU ARITIM SİSTEMLERİNDE MEVCUT DURUM 19 Sayı 4, 2015 GiDB|DERGi tezi). Newcastle University School of Marine Science and Technology, Newcastle.
[29] Sassi, J., Viitasalo, S., Rytkonen, J., Leppakoski, E. (2005). Experiments with ultraviolet light, ultrasound and ozone technologies for onboard ballast water treatment. VTT Tiedotteita-Research Notes 2313. 80.
[30] Hitachi Plant Technologies, Mitsubishi Heavy Industries (2010). Coagulation and Magnetic-Separation Solution, Hitachi Ballast Water Purification System (ClearBallast), Receives First Formal Approval from Japanese Government, 15 March 2010.
[31] MEPC. (2007). Harmful Aquatic Organisms in Ballast Water. Application for Basic Approval of a combined ballast water management system consisting of sediment removal and an electrolytic process using seawater to produce Active Substances. Report of the Marine Environment.
[32] Gray, D.K., Duggan. I.C., MacIssac, H.J. (2006). Can sodium hypochlorite reduce the risk of species introductions from diapausing eggs in non-ballasted ships? Marine Pollution Bulletin 52. 689-695.
[33] Dang, K., Yin, P., Sun, P., Xiao, J., Song, Y. (2004). Application study of ballast water treatment by electrolysing seawater. Matheickal JT. Edited by: Raaymakers, S. Second International Symposium on Ballast Water Treatment. International Maritime Organisation, London. UK. 103-110.
[34] Sea trials the treatment system around the Pacific. (2011, Spring). Ballast Water Treatment Technology, s 62.
[35] Bilgin Güney, C. ,Yonsel, F. (2011). Karma bir balast suyu arıtım sistemi ve elektrokimyasal teknoloji, Su Kirlenmesi Kontrolü Dergisi ( İtü Dergisi /e) Cilt 21, Sayı 2, Sayfa 57-68, Kasım 2011.
[36] Zhang, S., Chen, X., Yang, W., Gong, Q., Wang, J., Xiao, J., Zhang, H. & Wang, Q. (2004). Effects of the chlorination treatment for ballast water. In: Matheickal, J.T., Raaymakers, S. (Eds.), 2004. 2nd International Ballast Water Treatment R&D Symposium, IMO, London, 21–23 July 2003: Symposium Proceedings, GloBallast Monograph Series No.15. IMO: London. 148-157.
[37] Swanson, L., Perlich, T. (2006). Shipboard Demonstrations of Ballast Water Treatment to Control Aquatic Invasive Species. Matson Navigation Company and Ecochlor, Inc.
 [38] Oemcke, D., van Leeuwen, J. (2005). Ozonation of the marine dinoflagellate alga Amphidinium sp. - implications for ballast water disinfection. Water Research. 39. 5119- 5125.
[39] Sassi, J., Viitasalo, S., Rytkonen, J., Leppakoski, E. (2005). Experiments with ultraviolet light, ultrasound and ozone technologies for onboard ballast water treatment. VTT Tiedotteita-Research Notes 2313. 80.
 [40] Kuzirian, A.M., Terry, E.C.S.& Bechtel, D.L. (2001). Hydrogen peroxide: an effective 20 G. VURAL ve F. YONSEL GiDB|DERGi Sayı 4, 2015 treatment for ballast water. Biological Bulletin. 201. 297-299

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.