Aydın Yurdum: Yelken Sporunu Artık Yelkenciler Yönetmeli!

TYF Genel Kurulu’nda başkanlığa aday olan yelken dünyamızın duayenlerinden Aydın Yurdum, talebimizi yanıtlamak için resmi başvuru sürecinin tamamlanmasını bekledi. Ardından da hangi düşünce ile yola çıktıklarını anlattı.

Yurdum, “Yelken sporu artık sorunlara aşina ve çözüm yollarını bilen yelkenciler tarafından yönetilmelidir” dedi.
Türkiye Yelken Federasyonu Başkanlığı konusunda dört dönem boyunca tüm baskılara direnen ve adını ortaya koymayan Aydın Yurdum, bu kez son anda ani bir karar değişikliği yaptı ve adaylığını duyuran son isim oldu.
Yelkene Optimist sınıfında başlayıp, yıllarca Hareketli Salma sınıflarında yarışan, ardından yarışçılık kariyerini Yat sınıfında sürdüren Aydın Yurdum, “Neden aday oldunuz, yol planınız nedir?” talebimizi cevaplamak için de resmi başvuru sürecinin tamamlanmasını bekledi.


GEÇMİŞTEN GELEN ZENGİNLİK

Sporculukla başladığı yelkencilik kariyerinde uzun süre de TYF çatısı altında yöneticilik yapan Yurdum, 50 yıllık sportif deneyimi ile görüşlerini ve şekillenen düşüncelerini şöyle anlattı:

Türkiye Yelken Federasyonu için adaylığımda, bugüne kadar birikmiş insan ve deneyim kapasitesini, geleceğe dönük olarak organize ederek bir sinerji yaratmayı hedefliyorum. Yelken sporunun getirdiği deneyim ve bilgi birikimi, doğru bir yönlendirme ile yeni nesillere ve sporun tüm paydaşlarına ilham kaynağı olabilir.

Geçmişten gelen bu zenginlik, güçlü bir vizyon ve koordinasyonla, sporumuzu daha ileriye taşımak ve uluslararası arenada daha güçlü bir şekilde temsil etmek için eşsiz bir fırsattır. Bu sinerjiyle, yelken sporunun potansiyelini hep birlikte açığa çıkartma hedefindeyim.


SABIRLI VE UZUN SOLUKLU İNSANA YATIRIM

Amacımız, yelken ve denizcilik alanında katılımcı çözümler oluşturmak ve birlikte üretmek.

Bir ülkenin sanat, kültür ve sportif alanlarda başarılı olması, sabırlı ve uzun soluklu insan yatırımı gerektiriyor. Kısa süreli, sürekliliği olmayan başarılar bizi istediğimiz noktaya taşımıyor, taşıyamayacak da.

Buna bir örnek vermek gerekirse...

2000 - 2003 döneminde Laser'de Dünya Şampiyonu kardeşlerimizin o gün geçtikleri rakipleri bugün yelken dünyasının yıldız isimleri!  Biz niye benzer seviyelere gelemedik sorusunun cevabını da hatalarını da bilerek bu işe soyunuyoruz.
 
Basit gibi görünen bazı değişikliklerin toplamda verdiği zararlar artık daha iyiye ulaşmamız konusunda önemli hasarlara yol açmaya başladı.


NEDEN BAŞKANLIĞA ADAY OLDUM?

Sorunlara özetle baktığımızda bile niye aday olduğumuz anlam kazanıyor; 

• Bölge birincilikleri kaldırıldı, bunun spora ve sporculara yansımasını iyi analiz etmezseniz verilen zararı göremezsiniz!
   
• Türkiye Şampiyonluğu diye bir unvan kalmadı.
   
• Hareketli Salma’da yılın programının net belli olmaması, kısa süre kala açıklanan yarış programlarını kulüplere, ailelere, sporculara bindirdiği gereksiz mali ve psikolojik yük sadece organize olmakla çözülebilecekken neden yapılmaz anlaşılabilir değil.
   
• Sınıf sekreterlikleri kaldırıldı. Başarılı 2-3 sınıf birliği dışında bence yeterli aidiyetten mahrum kalan kritik performans sınıflarımız bunu gerçekten hak etmiyor. Ciddi bir organizasyon sorunu veya anlayış sorunu var.
   
• Sınıf sekreterlikleri kadar Teknik Komitelerin de aktif çalışmasına, inisiyatif almasına izin vermemiz gerekiyor. Biz bunu sağlayacağız.
  
  
  ANTRENÖR SORUNU
   
• Antrenör eğitiminin yanı sıra antrenör sayımızın yetersizliği ciddi bir sıkıntıya dönüştü. Bununla da kalmayıp antrenörlerin neredeyse bir aylık maaşlarının her yıl TYF ye gelir olarak dönmesini anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Destek olmamız gereken önemli bir unsur düzenli bir irat kalemine dönüşmüş durumda.
   
• Yurt dışında başarılı çalışmalar yapan eski sporcu bugünün başarılı antrenörü arkadaşlarımızdan yararlanmamak ciddi bir kaynak kaybı, süratle iş birliğimizi geliştireceğiz.
   
• Sporcularımıza, Olimpik kampanya sonrası eğer hayatlarını planlama desteğini veremezsek başarıya açlığımız artarak devam edecektir. Bunlar ne para ne de bütçe ile ilgisi olmayan kolayca çözülebilecek bakış açısı sorunudur.
   
• Geçmişin başarılı sporcuları, Dünya şampiyonları, Olimpiyat tecrübesi yaşamış arkadaşlarımız bırakın görev almayı rol model olarak bile kullanılmıyor. Olimpiyat gibi uzun soluklu bir sürecin en önemli paydaşı sporcu ailelerinin tecrübeleri bugünün sporcu ailelerine neden aktarılmaz? Anlaşılabilir değil! Bunu sağlamak için para değil sportif bakış açısı, modern bir vizyon gerekli.
  
  
  MİLLİ FORMA, KAMP MERKEZİ, ECRİ MİSİL
   
• Son dönemde milli forma ile ilgili uygulamalar ve bunların sporculara yansıması çok rahatsız edici boyuta geldi.
   
• Kulüpler arası ilişkilerdeki soğukluk, dargınlık, TYF ile olan iletişimde kulüplerin yaşadığı sıkıntılar böyle giderse bürokratik personel yerine teknik personel ile çözülmeye çalışılacak.
   
• Bölgesel iletişimi tekrar güçlendirmeyi hedefliyoruz. Kulüplerin sponsor ve yerel yönetimler ile ilişkilerinde yanlarında olmak, istedikleri takdirde birlikte ziyaretler yapmanın asli görevlerimizden olacağının bilincindeyiz.
   
• Urla’daki kıymetli kamp arazimiz 2 dönemdir sadece bir TYF bayrağı dalgalanarak beklemekte.  Burası Paşalimanı gibi kaybedilmeyecek. Bu tesis şu anda sponsoru hazır, yasal görüşmeleri yapılmış durumda ve süratle hayata geçirilecek. Tesisin açılışında da bu araziyi federasyonumuza kazandıran başkanımızla beraber olacak, sportif kimliğimiz ile yönetici kimliğimizin ne kadar örtüştüğünü camiamıza göstereceğiz.
   
• Yer ve ecri misil yılların sorunu. Bu yönde atılmış bazı adımlar olmakla birlikte federasyonların fazla yıpratıldığı bir konu. Halen bazı kulüplere tahsisli çözüm üretilse bile bu kez de kulüplere beklenmedik farklı sıkıntılar getirdiğinin farkındayız.
  
  Bazı kulüplerin neredeyse eski sisteme dönüp ecri misil ödesek daha iyi olur fikrine gelmeleri aslında konunun ne kadar dikkatli uygulanması gerektiğini gösteriyor. Bu zor ama öncelikli konu ile ilgili adımlarımızı atmaktayız.
  
  
  SPORTİF BAŞARININ KRİTERİ
   
• Sportif başarıyı iyi tanımlamak gerekiyor.  Olimpik kota önemli ama bizim için başarının kriteri değildir. Bizim için sportif başarı Tokyo Olimpiyatları'nda olduğu gibi hepimizi ekran başına kilitleyecek madalya yarışlarıdır.
  
  Paris’te katılım açısından, ışıldayan sporcularımızı görerek mutlu olsak da aslında Tokyo’nun üzerine koyamamanın hüznünü yaşadık.
   
• Sporcu gelişimini engelleyen olası sınır aşımı ve örseleyici tutumları ortadan kaldırmak hedefimiz.
  
  Bunun için yeni ve kapsayıcı pedagojik süreçleri yelken sporumuza kazandıracağız. Her paydaşın bu sistemde etkin bir şekilde yer almasını sağlanması gerekiyor. Daha sağlıklı ve güçlü bir spor ekosistemi oluşturmayı hedefliyoruz.
• Artık uzmanlaşmak zorundayız. Ülkemize özel stratejimizi belirleyecek teknik bilgi konusunda yeterli donanıma sahip yelkencilerimiz var.
  
  Devletin spor teşkilatında geçmişe göre kalitesinin çok artmış olması büyük bir avantaja dönüştü. Bu fırsatı kaçırma lüksümüz artık yok!
   
• Foil sınıflarını yaygınlaştırıp geleceğe uyum sağlamalıyız.
  
  IQ Foil, Formula Kite gibi Olimpik madalyaya yakın, ülkemizde süratle popülerleşen, ayrıca yurt dışı ile aramızdaki makasın çok da açık olmadığı, sürdürebilirliği daha kolay sınıflar önceliklerimizin içinde yer alıyor. Fun Board ile yaygınlaşan ve artık ülkemiz geneline yayılmaya başlayan bu sınıfların bugüne kadar oluşturduğu değer ve paydaşları önceliğimizdir.
  
  
  YAT SINIFLARINA FARKLI BAKIŞ AÇISI
   
• Yat sınıfının artan barınma sorununu göz önünde bulundurarak 3 ayrı bölgede sadece performans değil Destek sınıflarına da odaklanarak yaygınlaştırılmasına katkı vermeliyiz. Yat kulüplerimiz bunu yapabilecek beceri ve güce sahipler. Bu kulüplerimizin yanında durarak sportif ve turizm amaçlı genişlemeyi modern anlamda destekleyeceğiz.
   
• Önemli bir eksiğimiz, TYF’nin kuruluşundan bugüne oluşmuş, ulaşabileceğiniz gerçek bir arşivinin olmaması. Bugün Milli Sporcu Belgesi almak ya da eski şampiyonalardaki sonuçlara veya başka bir veriye ulaşmak isterseniz maalesef ciddi bir hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Projemiz uzman yelkenci bir arkadaşımız başkanlığında hayata geçirilmek üzere planlandı. Süratle harekete geçirilecektir.
  
  
  MAVİ VATAN, MAVİ UYGARLIK
• İlk fırsatta Yelken ve Denizcilik Çalışma Kurultayı'nı hayata geçireceğiz.
  
  Bir arama konferansı niteliğinde olacak Kurultay, sporcular, antrenörler, yöneticiler ve uzmanlar arasında bilgi ve deneyim paylaşımını teşvik ederek, sektördeki yeniliklere ve gelişim fırsatlarına açık bir platform sağlayacak. Katılımcıların görüş ve önerileriyle şekillenecek olan bu kurultay, yelken sporunu daha güçlü bir geleceğe taşımak için ortak akıl ve iş birliği ile çözüm üreteceğimiz bir zemin olacak.
   
• 'Biz deniz üzerinde daha fazla insan ve daha fazla sınıf' hedefliyoruz. Bu hedef uzun süreli kalıcı başarının temelini oluşturacaktır.
  
  Daha fazla insanın denizde çoğalması ise 'Mavi Vatan, Mavi Uygarlık'tan geçiyor. 'Mavi Vatan' siyasi veya askeri bir kavram değil, bir anlayış ve deniz kültürünün öznesidir. Sportif başarı bu kültürün ve sevginin yayılması ile gelecektir. Bu projemiz çok yetkin ellerde pilot uygulama ile demir almaya hazırdır.
• Sporcu, yönetici, aile ve antrenör gibi tüm paydaşları, büyük bir sistemin ayrılmaz parçaları olarak değerlendireceğiz.

“ÇÖZÜMÜ, SORUNU YAŞAYANLAR BULACAK”

Özetle; yelken sporunu yelkencilerin şekillendireceği ve yöneteceği bir yönetime talibiz.

Bu sorunları, noksanları sporcuyken fazlası ile yaşamış, TYF'deki yöneticilik sürecinde bazılarının çözümünü uygulamaya koymuştuk. Özellikle 2000 - 2004 yıllarında yapılan Dünya şampiyonlarında ilk NLP eğitimleri ile spora bakış açısını göstermiş, elimizdeki kıymetlerin bunu Dünya şampiyonlukları elde ederek taçlandırmasını yaşamış bir yönetici olarak göreve talip olduk.
 
İlk kez Optimist'ten gelen bir başkanın liderliğinin camiamıza yakışacağını düşünerek genç ama yetkin arkadaşlarımla bu yola çıktık.

Karar artık bize inanan yelken camiamızın…



YELKENDE 50 YILLIK BİRİKİM

Aydın Yurdum, yelken geçmişi hakkında da şu bilgiyi aktardı:

1974 yılında Optimist ile başlayan yelken hayatım Cadet, Snipe, Pirat, 470, Laser, Yat gibi sınıflarda devam ederek günümüze geldi.  

50'nci yılımı doldurduğum bu süre içinde 200'den fazla Akdeniz Oyunları ile Avrupa ve Dünya Şampiyonları gibi müsabakalarda ülkemizi milli olarak temsil ettim. Ulusal ve Uluslararası alanda birçok şampiyonluğum da var. Aralarında Bölge ve Türkiye Birinciliklerinin yanı sıra 2 kez de Laser Master Dünya Şampiyonası yer alıyor.



50 yıllık yelken hayatım aynı zamanda bana 3 ayrı başkan ile 10 yılı aşkın bir TYF Yönetim Kurulu Üyeliği ve Laser Sınıf Sekreterliği yaparak sporumuza hizmet imkanını verdi. Bu süreçlerde bir Avrupa, üç Laser Dünya Şampiyonasının ülkemize getirilmesi ve organizasyonunda rol aldım.

2004'te Hareketli Salma sınıflarındaki aktif sporculuğumu 1979 yılından beri yapmakta olduğum yat yarışçılığına yoğunlaşmak üzere bıraktım.  Yat yarışlarında da Ulusal ve Uluslararası başarılar elde ederken, 2010 yılında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından yılın “Fair Play” ana ödülüne layık görüldüm.


İŞ DÜNYASINDA 40 YILLIK DENEYİM
 

1980 yılında başlayan iş hayatım ise 1983'te Adidas'ın giyim üretimini başlatmak üzere kurumsal tarafa geçiş ile Cankurtaran Holding, Sabancı ve Doğan  Holding, sonrasında Koç Grubu iştiraklerinde Genel Müdürlüklere taşındı.

Alman ECE şirketindeki CEO’luk sonrası 2006 yılından itibaren kendi şirketimle perakende sektöründe alışveriş merkezleri tarafında hizmet vermeye başladım.

Alman Mfi şirketi ile ortaklığımızın ardından gelişen süreçte en son Dünyanın en büyük şirketlerinden JLL ile birleşme kararı aldık. 2017 yılında da Yönetim Kurulu Üyeliği yaparken emekliliğimi açıkladım.

40 yıllık iş hayatımda perakende sektör derneklerinde yönetim kurulu üyeliklerinde de bulundum. Emekli olduktan sonra bazı yönetim kurulu üyeliklerim devam ederken danışmanlık da yapıyorum.