Aşçı mı Kaptan mı? 2. Bölüm

Pazartesi sabahı geçtim mutfağa. Bugün için ben bir şeyler yapayım da sonra ikinci kaptanla bir ayarlama yaparız duruma göre dedim.

Önümde aşçı önlüğü, kafamda aşçı bonesi ile mutfakta makarna pişirip sosis sotelerken kuzine kapısında bir adam peydah oldu.

‘’Hello. Kaptan nerede?’’

‘’Hello, kaptan benim. Buyurun.’’

Adam şöyle bir baktı. Bir yandan sosis soteleyen ve bir yandan da kaptan olduğunu iddia eden aşçıya. Şu veciz sözler döküldü ağzından…

‘’Fu.. of’’

Adam dönüp çıktı kuzineden.

Oradan geçen gemiciyi çağırdım.

‘’Şimdi kuzineden çıkan adamı gördün mü?’’

‘’Evet Beybaba. Şimdi fırla, o adam kaptanı arıyor. İzaha zaman yok. Benim kamarama getir ama biraz oyala da zaman kazanayım. Tamam mı, anladın mı?’’

‘’Anladım Beybaba.’’

‘’Hadi, fırla o zaman.’’

Gemici fırladı gitti. Bende kıç taraftan çıkıp hemen sancaktan dolaştım. Kamarama geldim ve üniforma ceketimi giyip, saçlarıma bir tarak attım ve mahsus açık bıraktığım kamara kapısında belirdi adam. Ardında bizim gemici.

‘’Good day Mr.Captain. I am a agen….

Okur gibi yaptığım kağıttan başımı kaldırdım.

‘’Buyrun’’

Zavallı adamın sesi soluğu tutuldu. Suratının aldığı şekli anlatamam. Resmen gözlerini oğuşturdu. Kapıda durup bekleyen ve hareketlerimden bir şeyler anlamayan gemicinin bakışları bir adamcağızın üzerine bir bana dönüp duruyordu.

‘’Buyrun’’ dedim. ‘’Kimi arıyorsunuz?’’

‘’Efendim ben acentadan geliyorum. İstanbul’dan şirketiniz bir evrak istedi. Yeni bir aşçı yollayacaklarmış da bunun için lazımmış. Geminin mühürünü basmanız gerekiyormuş.’’ dedi ve durdu.

‘’Evet’’ dedim. ‘’Devam edin lütfen’’

Sıkıldı, ufladı, pofladı, durduğu yerde kıvrandı. Laf söylemek istedi. Ne diyeceğini bilemedi.

‘’Ha’’ dedim. ‘’Siz aşçı kaptanı sormak istiyorsunuz, anladım. Hani şu fu.. of dediğiniz kaptanı…’’

Tek kelime edemedi. Adamcağızın şokta olduğunu anladım.

‘’Buyrun’’ dedim. ‘’Şöyle oturun da konuşalım.’’

Kamara kapısındaki gemiciye de ‘’Hadi aslanım’’ dedim. ‘’Sana zahmet iki çay kap da gel.’’

‘’Başüstüne Beybaba’’ diyen gemici dönüp gitti.

‘’Biliyorsunuz’’ dedim. ‘’Aşçı kaçtı. Bir kaptan gemide her işi yapabilmeli. Sırasında aşçılık bile. Anladınız mı Efendim?’’ deyince zavallı genç ezilip büzüldü.

‘’Anladım Sayın Kaptan, anladım. Hem de pek utandım söylediklerimden.’’

‘’Hadi’’ dedim olan olmuş, söylenen söylenmiş. Boşverin de şu evrak neyse verin, bakayım. Sizde çayınızı için.

M/S Hamburğ StarB

Stocholm/Sweden