İstanbul
22 Aralık, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

AKDENİZ’İN FETHİ AMATÖR DENİZCİLİKTEN GEÇER

02 Aralık 2019, Pazartesi 13:29

Dünyamız bir göç hareketi ile karşı karşıya. Bu durum küçümsenecek ve ihmal edilecek bir konu değil. İklim değişikliği, yiyecek ve suyun kıtlaşması, savaşlar ve diğer birçok neden göç hareketlerini doğuruyor. Görünen o ki, göç hareketleri gittikçe daha fazla nüfusun göçü ile devam edecek.

Göç durdurulabilir mi? Sınırlar, göç hareketlerinin durdurulması için vardır. Ama sınırlar ordunuz ne kadar kuvvetli olursa olsun, sınırlardaki duvarlarınız ne kadar sağlam ve yüksek olursa olsun geçirgendir. Sınırlar 10 kişiyi durdurabilir. 100 kişiyi veya 1000 kişiyi ve hatta zor olsa bile 100.000 kişiyi durdurabilir. 1.000.000 kişiyi durdurabilir mi? Durdurabilir ama ciddi bir katliam yapmanız gerekir. Bu katliamı yapabilir misiniz? O katliamı yapacak mühimmatınız var mı? Göç hareketini 100 milyon ve hatta bir milyar kişi olarak düşünün. Nükleer silah dışında hiçbir kuvvet bu göçü engelleyemez. Nükleer kullanmakta mümkün değil. Çünkü kendi sınırınızda kullanacağınız bir nükleer silah, sizi de yok eder.

Geçmişte, rahmetli Turgut Özal zamanında, Irak’ın kuzeyinden Saddam’ın katliamından kurtulmak isteyen 500.000 kişi Türkiye’ye girdi ve bu insanların sınırı aşması engellenemedi. Ne bu kadar insanı engelleyebilirsiniz, nede katledebilirsiniz. Üstelik o tarihte Türkiye çok fakirdi ve bu insanları besleyemezdi. Kış aylarıydı ve o bölgedeki bütün ağaçlar göçmenler tarafından ısınmak için kesildi.

Bugün de, Türkiye’ye 4.000.000 kişi göç etti ve sığındı. Artık Türkiye’nin imkanları olduğu için kamplardaki 300 – 400 bin kişiye bakıldı ve bakılıyor. Ama 4 milyon insanın kamplar dışında yaşayanları, kendi imkanları ile ayakta kalıyor. Ya mevcut servetlerini yemekteler, ya iş kurmuşlar, ya da kaçak işçi olarak da olsa çalışıyorlar.

Bunları niye yazdım? Büyük insan kitlelerinin hareketlerinin engellenmesinin imkansız olduğunu anlatabilmek için yazdım. Eğer bir bölgede büyük insan kitleleri varsa, bu insan kitleleri o bölgeden başka bölgeye hareket ederse, engellenemez. Tam tersine bakalım. Bir bölgede yaşayan büyük insan kitleleri, eğer onlar aynı dili ve kültürü taşıyor, yani millet ise ve bölgelerini korumaya kararlı iseler, o bölge onların elinden alınamaz. Devlet olarak örgütlenmişlerdir ve alanlarını korurlar. Buna EGEMENLİK demekteyiz. ABD 25 milyonluk Irak’ı modern silahlar ve 100.000 asker ile işgal etti, hatta katliamlar yaptı. Ama egemenlik kuramadı. Üstelik Irak’lılar tam bir millet değiller. Çeşitli meshep ve kavimler şeklinde parça parçalar. Tarihin derinliklerine uzanan bir devlet gelenekleri yok. Suni sınırlar ile icat edilmiş bir devlet. Buna rağmen ABD egemenlik sağlayamadı. Eğer Irak halkı, Türk Milleti gibi bir millet olsaydı, ABD ne yaparsa yapsın Irak’ı işgal edemezdi.

Bu durum bize ne kadar kuvvetli ve donanımlı olursa olsun, orduların tek başına egemenlik sağlayamadığının en güzel örneğidir. BİR ORDU KUVVETİNİ MİLLETTEN ALMIYORSA EGEMENLİK SAĞLAYAMAZ. Karada da, denizde de.

Bakanlığın 1.000.000 Amatör Denizci çalışmasını böyle görmek istiyorum ve doğal olarak da destekliyorum. MAVİ VATAN neresidir? Denizlerdir. Ada ismini verdiğimiz dört yanı denizle çevrili kara parçalarıdır. Adalarda yaşayanların ana geçim kaynağı denizdir. Yaşamları deniz ile iç içedir. Çoğunluğu balıkçı veya Amatör Denizcidir.

Gerçekte 1,000,000 Amatör Denizcimiz olsa ne olur? Bu soruyu cevaplamadan önce olabilir mi diye sormak lazım. 1.000.000 Amatör Denizci demek, 1.000.000 Amatör Denizci teknesi demektir. O teknelerin güvenle bağlanacağı barınak demektir. 1.000.000 eğitimli denizci demektir. Yani denizi bilen, tanıyan, denizciliği öğrenmiş, meterolojiyi bilen 1.000.000 insan demektir. Bakanlığın uyguladığı yöntem ile, 1 saatlik eğitim ve basit bir imtihan ile verilmekte olan Amatör Denizci Belgeleri (ADB) sadece kartvizittir. Başkaca bir hükmü veya fonksiyonu yoktur. Bu yöntemle ADB almış tanıdığım bir hanımefendi var. 50 li yaşlarda zarif bir hanımefendi. Hayatı boyunca deniz ile hiçbir ilişkisi olmamış. Denize parmağını bile sokmamış. Yüzme bilmiyor. Amatör Denizci belgesi almış. Şimdi bu zarif hanımefendi, ADB alsa ne olur, almasa ne olur. 200.000 cıvarında gerçek Amatör Denizciye ilave 800.000 kişiden sadece biri olacak ve istatistikten başka bir şey olmayacak.

1.000.000 tekne zaten yok. Mevcut Amatör Denizci teknesi 60.000 cıvarında ve bunların bile bağlanacak marinası, barınağı yok. Bakanlık 20.000 teknenin bağlanacağı barınak planlarını hazırlamış (Bkz. 28.10.2019 tarihli yazım) ama para olmadığı için yapamıyor. Mevcut hakiki 200.000 Amatör Denizci’nin bile çoğunluğunun teknesi yok. Çünkü barınak yok.

1.000.000 Amatör Denizci sadece bir illizyon. Bu illizyona belliki sadece Bakanlık inanıyor. Amatör Denizcilerin ve denizcilerin inanmadığı kesin.

Ama 1.000.000 Amatör Denizci bir hayal olmayabilir. Hatta 5.000.000 Amatör Denizci’de bir hayal olmayabilir. Şöyle düşünün. 5 milyon Amatör Denizci teknesi olsa, her birinde ortalama 4 kişi yaşasa, toplamda 20 milyon insan eder. Neredeyse Suriye ve Irak nüfusu kadar. Yunanistan nüfusunun 2 katı. Acaba Ege adalarında 1.000.000 Yunan vatandaşı yaşıyor mu? Yaklaşık o kadar yaşayan var diyelim. 5 milyon Amatör Denizci teknesindeki 20 milyon kişi, Yunan adalarında yaşayan nüfusun 20 katı, EGE’YE AÇILDIKLARINDA, YUNAN ADALARINDAKİ YUNANİSTAN EGEMENLİĞİ SON BULUR. Silah ve ordu kullanmaya bile gerek kalmaz. Ağer bu nüfus Akdeniz’e açılırsa, Akdeniz’in tamamı zıngır zıngır titrer.

1.000.000 veya 5.000.000 Amatör Denizci rakkamına, bu sayılarda teknenin bağlanacağı barınakları yaparak ulaşabiliriz. 10 yıl veya 10 yıllar alacaktır bu süreç. Kıyılarımızda yaşayan nüfus miktarına bakarsak, nüfus açısından bir sıkıntı yok. Barınak açısından bakarsak, barınakları yapamazsak imkansız. Gerçekleşirse MAVİ VATAN’ın ihtiyacı yurttaşları olur. (Bkz. 25.11.2019 tarihli yazım.) MAVİ VATAN kurtulur ve kesintisiz TÜRK EGEMENLİĞİ perçinlenir.

Devletin de bu kadar barınak yapması, bütçe olanakları açısından bakarsak imkansız. Bu barınakları Amatör Denizciler kendileri yaparsa, ancak o zaman mümkün olabilir. Üstelik devletin kasasından para çıkmadan yapılır. Bunu yapmaya, AdbDer – AMATÖR DENİZCİLER BARINAK DERNEĞİ talip. Tek ihtiyaç, Bakanlığa yetki verecek, AdbDer’i kanun ile kurulmuş Dernek statüsüne getirerek yetki verecek kanun. Bu kanun AdbDer tarafından yazıldı. AMATÖR DENİZCİLİK KANUNU taslağı hazır. Kanunlaşması için denizcilikten sorumlu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ve Amatör Denizcilerin birlikte çalışması yeterli. Burada yetersiz olan Bakanlığın çalışması. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Bakanlığın da yapmasını bekliyoruz.

Akdeniz’in fethi gibi bir gayemiz yok. Eğer olursa, AKDENİZ’İN FETHİ AMATÖR DENİZCİLİKTEN GEÇER.

google