6. Klasik Tekneler Buluşması'nda Nostalji Rüzgarı
25 Eylül 2023, Pazartesi 11:18Setur Kalamış Marina’nın ev sahibi olduğu 6. Klasik Tekneler Buluşması, geçmişteki anıların canlandığı söyleşilere sahne oldu. Klasik tekneler uzmanı Yücel Köyağasıoğlu, “kaybolan kayık kültürü ile birlikte denizcilikte pek çok değeri de yitirdiğimizi” vurgularken, KÜDENFOR Direktörü Cem Gürdeniz, denizcilik kültürü adına klasik teknelere sahip çıkılmasının öneminden söz etti.
Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu (KÜDENFOR) himayesinde çalışmalarını sürdüren Klasik Tekneler Platformu’nun (KTP) düzenlediği Klasik Tekneler Buluşması’nın 6’ncısı 17 Eylül Pazar günü Setur Kalamış Marina’da gerçekleşti.
A ponton ile yüzer pontona bağlanan ve dönemlerinin çizgilerini yansıtan 20’ye yakın klasik teknenin sergilendiği buluşmada yapılan konuşmalar ise geçmişteki anıların canlanmasına yol açtı.
“DENİZCİLİK MİRASIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ”
İlk konuşmayı yapan KÜDENFOR Direktörü emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, denizcilik kültürümüzün gelişmesine katkı sağlamak amacıyla kurulan Klasik Tekneler Platformu’na şu ana kadar 100’den fazla teknenin kaydedildiğini ancak bu sayının henüz yeterli olmadığını söyledi.
ABD’de 6 bin 500 klasik teknenin kulüplere kayıtlı olduğunu, bu sayının Avrupa’da 1.5 milyonu aştığını belirten Gürdeniz, “Geçmişimize sahip çıkmak, denizcilik kültürü oluşturmanın vazgeçilmezidir” dedi.
Teknolojinin gelişmesi ve tekne yapımının endüstrileşmesi yüzünden geçmişin zarif teknelerinin artık üretilmediğini belirten Gürdeniz, “Yeni yapılan Şehir Hatları vapurlarının görünümü bir rezalet, deniz taksiler estetik yoksunu. Bugün Isveç'in başkenti Stockholm'e gidin, 1800'lü yılların dizaynı yapılıyor. Biz bunu neden Türkiye'de yapamıyoruz?" şeklinde konuştu.
Gürdeniz, daha sonra farklı bir noktaya değinirken de şunları söyledi:
“Bugün doğal ve tarihi anıtlarla ilgili koruma planları mevcut olmasına rağmen, böyle bir şeye denizcilikte rastlayamazsınız. Tescillenerek koruma altına alınmış tek bir anıt gemimiz, deniz aracımız yoktur.”
1903 yılında Charles E. Nicholson tarafından tasarlanıp Gosport’taki Camper and Nicholson atölyesinde inşa edilen 25.85 metre boyundaki uskuna armaya sahip Romola buharlı bir gezi yatı idi. 1960'lara kadar bakımlı olan gemi daha sonra bir limanda terk edildi. 1980'lerde başlayan ve yaklaşık 20 yıl süren restorasyon bile yeterli olmadı. 2011 yılında RMK Tuzla Tersanesi'nde yeniden restore edildi ve bugünkü durumuna getirildi.
“KIYIDA KÖŞEDE GÖRDÜĞÜNÜZ ESKİ TEKNELERİ BİZE BİLDİRİN”
Daha sonra kürsüye gelen Klasik Tekneler Platformu Başkanı Işık Aylan da konuklara çalışmaları hakkında bilgi verdikten sonra dikkat çeken bir noktaya parmak bastı.
Pek çok klasik tekneyi çürümeye terk edilmiş bir halde tarlalarda, depolarda ya da yarı batık şekilde bulduklarını, bunlardan bazılarını restore ederek envanterlerine kazandırdıklarını söyleyen Aylan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gezilerinizde ya da yolculuklarınızda hikayesi olan ancak bir kenara atılmış, unutulmuş tekneler görürseniz bize bildirin. Gidelim, sahipleri ilke konuşalım ve kaybolup gitmelerini engelleyelim.”
“KAYIK KÜLTÜRÜNÜ DE YAŞATAMADIK”
Geçmişten örnekler vererek günün en çarpıcı konuşmalarından birini yapan Yücel Köyağasıoğlu ise “kayık kültürünün” kaybolan denizcilik mirasımızın önemli bir parçası olduğunu savundu.
Bu buluşmada konuşma yapmak üzere bir günlüğüne Bodrum’dan İstanbul’a gelen ve klasik tekneler konusundaki araştırmaları ile tanınan tekne tasarımcısı Köyağasıoğlu, “Burada (Kalamış Koyu’nu kast ediyor) bir zamanlar yüzlerce kayık vardı. Boğaz’da ise birbirinden zarif Kancabaş’lar iki kıyı arasında dolaşıyordu. Kadıköy-Haydarpaşa arasında yolcu taşıyan kayıklar da vardı. Bugün bunların hiçbiri kalmadı” dedi.
KAYIKLARIN HATLARI USTASININ İMZASI
Bu kayıkları yapan ustaları isim isim sayan Köyağasıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Tekneye bakıp hangi ustanın elinden çıktığını söyleyebilirdiniz. Öyle karakteristik hatları vardı. Sadece kayıklar değil, Karadeniz’in hırçın dalgalarına meydan okuyan ünlü çektirmeleri vardı. Gelişen teknoloji ile birlikte yok oldular, çeki bedeli karşılığı kışlık yakacak olarak evlere, odun olarak fırınlara satıldılar. Hiç birini koruyamadık.”
Haliç’teki RMK Müzesi’nin bu anlamda çok önemli bir görevi yerine getirdiğini belirten Köyağasıoğlu, “Gemi ve tekne inşa mühendislerimiz var, ancak bu işin mimarı da olması lazım. Mimar tasarlayacak, mühendis hesabı kitabı ile onu yüzdürecek. Mimar olmazsa teknelere zerafet kazandıramazsınız. O sadece mühendislik becerisi ile suyun üzerinde giden ruhsuz bir taşıt olur. Ona ruh kazandıracak olan mimarlardır” diye konuştu.
“YENİ TEKNOLOJİ İLE ‘YENİLEME’ YAPILMAZ”
Eski teknelerin restorasyonuna da değinen Yücel Köyağasıoğlu, bu konuda da şunları söyledi:
“Klasik bir tekneyi, yeni malzemeler kullanarak restore edemezsiniz. Örneğin kuzey ülkeleriinde bu gibi teknelerin restorasyonu sırasında, inşa edildiği yıllarda kullanılan el testerelerinden, keserlerden ve o dönemin malzemelerinden yararlanılır. Aksi takdirde yaptığınız ‘yenileme’ onu bir klasik olmaktan çıkartacaktır.”
6. Klasik Tekneler Buluşması, Setur Kalamış Marina’da sergilenen teknelerin gezilmesi ve sahiplerine teşekkür plaketi verilmesiyle son buldu.
"BULUŞMA"DA SERGİLENEN TEKNELERDEN BAZILARI
Chaika of Vah | 1962 Hollanda | Sloop | 10.75 m |
Koç Üniversitesi | 2008 Çanakkale Destek Komutanlığı | 5 çifte kürekli yelkenli filika | 9.3 m |
Nesime | 1969 Kartal | Sloop | 11.2 m |
Bora VII | 1965 Küçükçekmece | 8 m | |
12 Kadem Dingi | Tuzla Yat Kulübü | 3.66 m | |
İYK Kuzey Yıldızı | 2009 Çanakkale Bkm. Onarım Kom. | 5 çifte kürekli filika | 9.3 m |
Shrimp | 1997 Tuzla | 5.7 m | |
Neptün 2 | 1960 planı | Keç | 9.75 m |
Romola | 1903 İngiltere (Camper and Nicholson) | Buharlı gezi yatı | 25.84 m |
Damla | 1959 İsveç | Kotra | 11.5 m |
Ülküm | 2001 DzKK İzmir Tersanesi | 4 çifte kürekli filika | 7.3 m |
Levent | 1904 Abeking & Rasmusen (Almanya) | Sloop | 12.84 m |
Leylim | 2004 Osman Tanju Kalaycıoğlu | Motoryat | 16.05 m |
Melmoth II | 1967 Hollanda (Vripack Tersanesi) | Sloop | 9.4 m |
Yosun | 1976 plan, 1984 inşa (Eralp Akkoyunlu) | 12 m | |
Su Kuşu | 1956-1958 Ayvansaray | Randa / Kotra | 11.6 m |
Fotoğraflar: Serdar BAPOĞLU / Muhittin AYKUT (Facebook)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.