İstanbul
21 Aralık, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

30 AĞUSTOS KUTLAMASINA SALDIRILAR

09 Eylül 2020, Çarşamba 15:13

ADYK WhatsApp gruplarından biri olan ADYK MARİNA – BAĞLANMA grubunda Derneğimiz Yönetim Kurulu adına 30 Ağustos kutlama mesajı yayınladım. Bu mesaj AdbDer’in bütün facebook sayfalarında, benim facebook sayfamda ve birçok denizci facebook sayfalarında yayınlandı. ADYK WhatsApp grubu hariç hiçbir yerden en ufak bir eleştiri ve saldırı olmadı.

 

ADYK grubunda ise, AdbDer’ in bütün ilan ve bildirilerine, eleştirel boyutların ötesinde, kötüleyici,  engelleyici, yıpratma ve itibarsızlaştırma amaçlı yaklaşan küçük bir grup, her zamanki gibi, 30 Ağustos kutlama mesajımıza da saldırmıştır. (ADYK WhatsApp MARİNA BAĞLANMA grubundaki küçük bir grup olduğunu, gruptaki büyük kesimi zan altında bırakmamak için özellikle belirtiyorum. Geri kalan büyük grubu bu küçük gruptan tenzih ederim.)  Bunun üzerine mesajı o sayfadan sildim ve denizcilik dışında oluşmuş kısır tartışmaları devam ettirmemek adına cevap vermedim. Bu küçük gruptaki kişilerin isimlerini anmamak için buradan yazmayacağım. Zaten bilen biliyor.

 

AdbDer’e yapılan bu saldırıların, yaratılan kısır tartışmaların, saldıranlara bir fayda sağlamadığı, AdbDer’i yıpratamadığı kesin. AdbDer bu konularda şerbetlidir. Bunu niye yaptıklarını tartışmaya bile gerek yok. Davranış bozukluğu diyerek geçeriz. Ama hakikaten bir davranış bozukluğumu, yoksa Türkiye’de yapılan her iyi işi kötülemeye, engellemeye çalışan bir zihniyetin müşterek faaliyetinin bir kolu mu? Bu konuda karar okuyucuların.  Sonuçta it ürüyor, kervan yürüyor. Ama bir gerçek var. Hala denizciler güç birliği yapabilmiş değil. Tıpkı Filistin gibi. 65 yıllık ömrümde, her radyo veya TV haberinde Filistin problemlerini duymaktan gına geldi. Kendi aralarında birlik sağlayamadıkları için İsrail’in şamar oğlanına dönmüş zavallı bir halk.

 

03.03.2020 tarihinde bu grupta aşağıdaki mesajı yayınladım.

 

Avro 8,78... Bu marinalara yetmez. Avro üzerinden bir zam yaparlar artık. ELİNİZİ VİJDANINIZA VE CÜZDANINIZA KOYUN. 4 ADET İPLE BAĞLANMANIN BEDELİ BU MUDUR? AdbDer barınakları şu an açık olsaydı, mesela yıllık 30.000 TL bağlama parası ödediğiniz tekneniz için AdbDer'e en fazla 10.000 TL ödeyecektiniz. Belki de daha az. ÜSTELİK TARİFELER TÜRK LİRASI... Hepiniz üye olsanız ve 10 ar kişilik çalışma grupları oluşturup partileri ve milletvekillerini baskı altına alsanız, kanun taslağı BİR ayda çıkabilir. Hadi biz buna ÜÇ ay diyelim. Takip eden 6 ayda ilk barınağımız, 2 yıl içinde 5 barınağımız ve belkide daha fazlası açılabilir. ZARARIN NERESİNDEN DÖNÜLSE KARDIR. Artık siz bilirsiniz. Önümüzdeki 5 - 10 yıl marina paralarını ödeyeceksiniz veya teknenizi satacaksınız. Pandemi yüzünden çok sayıda Amatör Denizcinin gelirlerinin azaldığını veya işsiz kaldıklarını biliyoruz. Bu yüzden belki teknelerini satmak zorunda kalacaklar. AdbDer olsaydı ödemeleri ertelenebilirdi. Bu farkı bir düşünün. Saygılar.”

 

Bu mesaj yayınlanır yayınlanmaz, yine aynı küçük grup saldırıya geçti doğal davranış biçimlerine uygun olarak. Bu grubun üyelerinden biri 4 eylül 2020 tarihinde şöyle bir mesaj yazdı:

 

Burada hiç uzatmadan Tarihe not düşmek açısından ! Beni Hilmi Öz’ün şahsında Adbder’in ve onun gibi düşünenlerin temsil etmeyeceği , edemeyeceği kesin . Bu 30 Ağustos kutlama mesajından da belli . Haa , (Burada isim var) ve benzeri düşünenler etsin derseniz , ona sözüm olmaz ! Okuyunca kendimi tutamadığım için özür ????”

 

Şimdi konuyu açıklığa kavuşturalım. 30 ağustos kutlama mesajının tam metni aşağıdadır.

 

“ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

ZAFER, bedel ödemeye hazır, esir ve sömürge olmamak için canlarını vermeye hazır ve bu uğurda  can veren, hak eden milletlere nasip olur. 

 

Bugün dünyada sömürge olan birçok devlet ve millet var.  Tarihte TÜRK HİÇ ESİR OLMAMIŞTIR VE OLMAYACAKTIR.

 

Bugün nefes alıyorsak, bir lokma ekmek yiyebiliyorsak, bir bardak su içebiliyorsak, bu yazıyı kaleme alabiliyorsak. söyleyecek sözümüz varsa, ATALARIMIZ ŞEHİT VE GAZİ OLDUĞU içindir.

 

Bugün Şehit ve Gazi olarak bu vatanı bize bırakan atalarımızın TORUNLARI, tıpkı İstanbul’un fethi, 30 ağustos gibi, dünya harp tarihine altın harflerle yazılmış zaferler gibi, ZAFER KAZANMAYA DEVAM EDİYORLAR VE ATALARINA LAYIK EVLATLAR OLDUKLARINI TESCİL EDİYORLAR.

 

Bugün dünyadaki bütün harp akademilerinde İDLİB okutulmaktadır. İDLİB TORUNLARIN DÜNYA HARP TARİHİNE GİRMİŞ ZAFERİDİR. GELECEĞİN SAVAŞ TEKNOLOJİSİNİN İLK KULLANILDIĞI ALANDIR. 

 

Bugün bütün batı, maşaları Yunanistan’ı kışkırtarak bizi yine savaş eşiğine getirdiler. Biz savaşmaya ve bedel ödemeye hazırız ve savaşı engelleyecek tek unsur bizim bu kararlılığımızdır.

 

30 AĞUSTOS ŞEHİTLERİ HUZUR İÇİNDE YATIYOR.

ÇÜNKÜ MUZAFFER TORUNLARI VATAN NÖBETİNDE VE YENİ ZAFERLER EŞİĞİNDE.

 

Başta ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere, bütün Şehitlerimizi ve halen hayatta olmayan Gazilerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyor, hayatta olan Gazilerimize minnet ve saygılarımızı arzediyor, acil şifalar ve mutlu uzun ömürler diliyoruz ve

ZAFER BAYRAMIMIZI KUTLUYORUZ.

 

AdbDer

AMATÖR DENİZCİLER BARINAK DERNEĞİ

YÖNETİM KURULU”

 

Bu mesajdaki saldırıya neden olan bölüm İDLİB bölümüdür. Vay efendim, Atatürk’ün askerleri ile HULUSİ’nin askerlerini aynı kefeye koyamazmışız.  İdlib bir zafer değilmiş. Başka sözlerde var tabii. Hepsini yazmıyorum. Ama ana fikir bu.

 

Ne demek HULUSİ’nin askerleri? (Eski Genel Kurmay Başkanı,  Milli Savunma Bakanı, emekli Orgeneral Sayın Hulusi AKAR kastediliyor.) Aslında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ordusu diyecekler de, diyemiyorlar. Ne büyük bir hakaret. Kime ve neye hakaret? VE BU SÖZÜ SARFEDERKEN KENDİLERİNİ ATATÜRK’CÜ OLARAK LANSE EDİYORLAR. Ne büyük aymazlık!

 

1)

Bu sözler öncelikle TÜRK ORDUSUNA hakarettir. Muzaffer ve Kahraman Türk Ordusu hiç kimsenin, bir ailenin, bir partinin vs. ordusu değildir. TÜRK ORDUSU TÜRK MİLLETİNİN ORDUSUDUR. Bunu ben söylemiyorum. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK söylüyor. Biraz NUTUK okuyun. Hani kendinize ATATÜRK’cü diyorsunuz ya!

 

 

2)

İkinci olarak TÜRK MİLLETİNE hakarettir. Çünkü TÜRK ORDUSU milletin ordusudur ve aslında millet demek ordu demektir, ordu demek millet demektir. TÜRK ORDUSU TÜRK MİLLETİNİN TA KENDİSİDİR.

 

 

3)

Üçüncü olarak, doğrudan Sayın Hulusi AKAR’a ve dolaylı olarak Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Cumhurbaşkanlığı Makamına hakarettir. Bir ordunun bir kişiye bağlı olduğu rejimler, diktatörlük, padişahlık, krallık olabilir ki, ne Hulusi Paşa, nede Cumhurbaşkanı’nda bu sıfatların hiçbiri yoktur. Cumhurbaşkanı seçimle gelmiştir ve Milletin içinden bu makama gelmiş Milletin bir ferdidir. Hulusi Paşa ise Cumhurbaşkanı’nın tayin ettiği bir Bakandır.

 

 

30 ağustos 1922 de zaferi TÜRK ORDUSU kazanmıştır. Pek tabii komutanı devletimizin kurucusu MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’dür.

 

27 şubat 2020 tarihinde Rusların yaptığı hava saldrısı ile İdlib’de 34 evladımız şehit oldu. Müteakiben ordumuz hareketlendi ve sıcak çatışmaların zirve yaptığı 3 günde, ordumuz neredeyse yerinden kıpırdamadan 2 ZIRHLI TÜMENİ İMHA ETTİ. İlaveten düşürülen 2 uçak, helikopter, tanesi 15 milyon ABD doları olan 8 hava savunma sistemini, öldürülen Rus ve Esed generalleri ile askerlerini hiç saymıyorum bile. BU DÜNYA HARP TARİHİNDE BİR İLKTİR. Düşmana verdirdiğimiz diğer zayiatları bir kenara bırakın, ileri teknoloji harp sistemlerini kullanmayıp, mesela 5 yıl önceki klasik savaş sistemi ile savaşsaydık, 2 zırhlı tümeni yok etmek için en az 3 ay uğraşırdık, en az 2000 şehit verirdik, kaybedeceğimiz uçak ve zırhlıları hiç hesaplamaya gerek bile yok.

 

Ben asker değilim ama, bu kadarını bilecek kadar beynim çalışıyor. İdlib, GELECEĞİN HARP TEKNOLOJİSİ VE METODLARININ İLK KULLANILDIĞI ALANDIR. Tıpkı kurtuluş savaşındaki ilkler gibidir. Mesela Atatürk’ümüzün “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır”  sözü harp tarihinde büyük ve ilk kez uygulanan bir taktik değişikliğinin ifadesidir. Veya Fatih’in gemileri karada yürütmesi aynı şeydir. İdlib’de böyledir işte.

 

Aslında ordumuz, kahraman evlatlarımız, Afrin’de PKK ile değil, ABD ile savaşmıştır. İdlib’de ise sadece Esed rejim ordusu  ile değil Rusya ile savaşmıştır. Sadece bu savaşların ismi TÜRK-ABD,    TÜRK-RUS savaşı olarak adlandırılmamıştır. Ama tarih böyle yazacak muhtemelen.

 

30 ağustos 1922 zaferini dedelerimiz hediye etti bize. Bugün onların torunları Afrin ve İdlib’de zafer kazandılar ve milletin göğsünü kabarttılar. 30 ağustosta zafer kazanan da TÜRK, İdlib’de zafer kazananda TÜRK. Birinde dedeler, diğerinde torunlar muzaffer. KAN AYNI KAN. ASİL TÜRK KANI. 

 

1071 den beri bu vatanı bize emanet etmek için atalarımız şehit ve gazi oldular, vatan topraklarını kanları ile suladılar. 30 ağustos zaferi, Türk Milletinin tarih sahnesinden silinemeyeceğini, esir edilemeyeceğini, Sevr gibi bir anlaşma ile bağlanamayacağını bütün dünyaya ispat etmiştir. Üzerinden 100 yıl geçmek üzeredir, batı yine üzerimize çullanmakta. Ama bizi doğrudan bir savaş ile dize getiremeyeceklerini bildiklerinden 40 yıldır vekilleri PKK’yı ve diğer örgütleri kullandılar. Baktılar olmadı, şimdi vekil terör örgütleri yerine Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi vekil devletleri ileri sürüyorlar. Sahadaki tek asil biziz. Gerisi vekil. Kukla.

 

Düşmanlarımız, Afrin, İdlib zaferlerimizden doğal olarak hiç mutlu olmadılar. Sadece mutsuz değiller, aynı zamanda şaşkınlar. Düşmanlarımız için bu normal. Anormal olan bu zaferlerden mutsuz ve şaşkın olan T.C. nüfus kağıdı  taşıyanların bulunması. Atatürk bu gibileri “gaflet, dalalet, hıyanet içinde bulunanlar” şeklinde tanımlamıştır. Ve bunlar şimdi ATATÜRKCÜ KİMLİĞİ TAKINARAK İDLİB ZAFERİNİ HAZMEDEMEDİKLERİNİ AÇIK BİR DİLLE İFADE ETMEKTEDİRLER. Böyle yaparak siyaset yaptıklarını sanıyorlar ve 30 ağustos kutlama mesajı ile siyaset yapması tüzük ile yasaklanmış AdbDer’i ve başkanı olan bendenizi siyaset yapmakla itham ediyorlar. Mantığa bak!

 

TÜRK’ÜN ZAFERİNDEN MEMNUN OLAMAYACAK KADAR ZAVALLILAR ve maalesef Türk vatandaşılar. Allah kimseye böyle bir dert vermesin. Amin!

 

Neymiş? AdbDer ve ben onları temsil edemezmişiz. Beyler, ben ve AdbDer istesek de, siz istesenizde, ben ve AdbDer sizleri ve sizin gibileri temsil edemeyiz, etmeyiz. Çünkü aynı kanı taşımıyoruz. Çünkü aynı gemide değiliz.

 

Ben çok şükür Türk’üm. AdbDer bir Türk Derneğidir. Türk ordusunun zaferlerinden mutlu olmak ve gurur duymak bizim tabii hakkımızdır ve sizlerin bunu engelleme imkanınız yok. Türk ordusunun zaferlerinden mutlu olmak ve bunu dile getirmek siyaset yapmak değildir. TÜRK OLMAKTIR.

 

Bazı kendine Müslüman diyenlerin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saldırdığını ve saldırmaya devam ettiğini görüyor ve biliyoruz. Atatürk’ün isminin başında GAZİ unvanı vardır. Bu unvan, savaşa girip sağ kalmış Müslüman askerlerine verilir. Buradan da anlaşılabileceği üzere Atatürk bir Müslümandır. Ayrıca Atatürk, başka lisanların yanında Arapçayı da, kuran-ı kerim’i de çok iyi bilmekteydi. Atatürk 20 inci yüzyılda Müslüman alemindeki son ve en büyük MAREŞALDIR. 20 inci yüzyılda ve 21 inci yüzyılda Atatürk’den sonra başka bir Müslüman mareşal yoktur. Ve Atatürk askerlik hayatı boyunca hiç Müslümanlara karşı savaşmamıştır. Bu vatan topraklarını da 30 ağustosta gayrımüslim askerlerin çizmelerinden kurtarmıştır. BU NEDENLE, ATATÜRK’E SALDIRAN VE KENDİNE MÜSLÜMAN DİYENLER, YA MÜSLÜMAN DEĞİLDİR, YADA ACİLEN İMAN TAZELEYEREK ATATÜRK’Ü ÖĞRENMELİDİR.

 

Bazı kendine ATATÜRK’cü diyenlerde,  Müslümanlığa ve Müslümanlara saldırmaktadır. Aynı gerekçelerle bunlarda ATATÜRK’CÜ DEĞİLDİR. Hele hele, Türk Ordusunun başarı ve zaferlerinden mutlu olamayanlar hiç Atatürk’cü değildir. Fıtratlarındaki husumet, onların Atatürk’ü öğrenmelerine engeldir. Yani umutsuz vak’adırlar.

 

Ve ne yazık ki, bu ülkede kimileri islamiyetin arkasına sığınarak ve islamiyeti suistimal ederek siyaset yapmaya çalışmakta, kimileri de Atatürk’ün aziz hatırasının arkasına sığınarak ve Atatürk’cülüğü suistimal ederek siyaset yapmaya çalışmaktadır. Ve tabiki her iki kesimde başarısız olmaktadır.

 

Ve biz Türk’lerin bu kadar kuvvetli olması, sadece dışımızdaki düşmanlarımızın çokluğundan değil, içimizdeki mikropların bizi aşılamasındandır.

 

İnsan ömrü çok kısa. Bu kısa ömürde birbirimize sarılmak, dayanışmak, sevmek ve sevilmek, didişmemek bizim disturumuz. Bu ülke için iyi bir şeyler yapmak, taş üstüne taş koymak, çocuklarımızın ve torunlarımızın bizden daha iyi, müreffeh ve güvenli bir hayat yaşamalarını sağlamak amacımız. Bu yolda hayat sürmeye devam ediyoruz. AdbDer’in de tek amacı vardır. AMATÖR DENİZCİLİK KANUNU tasarısını yasalaştırıp, denizcilerin barınak problemini temelinden sağlam bir şekilde çözmek ve gelecek nesillere miras bırakmak.

 

Bu ülke için hayatları boyunca birşey yapmayanların bize söyleyecekleri her kem söz vız gelir, tırıs gider.  İt ürür, kervan yürür.

 

google