Söz konusu kale için bir araştırma yaptıklarını dile getiren Ceylan, Tarihte kayıtlarında hiçbir şey yok ama kayıtları olmasa da tam şurada kale var. Kale varsa bu bir şekilde kayda girecek. İşin doğrusu bu kayıt bugün oluştu. Adilcevaz için tarihi ve anlamlı bir gün." dedi.
Bölgede bir süre önce mikrobiyalitlerin de bulunduğunu anımsatan Ceylan, "Bu kale ve mikrobiyalitlerin buranın tanıtılmasına önemli katkı sağlayacağına inanıyorum.
Ceylan, gölün derinliklerinde çekim yaptıklarını anlatarak şöyle devam etti:
Ülkede su altında arkeolojiyle ilgilenen çok sayıda insan var. Eminim gelip bakacaklar, ilgilenecekler. Doğru açıklama oradan gelecek. Kale surunun özellikle taş yapısı, önceden yaptığım çekimlerden de öğrendiğim kadarıyla daha çok Urartular döneminde kullanılan kesme taş sistemi. Bunun bir Urartu kalesi olma düşüncem daha ağır basıyor."
Kale surlarının geniş bir alanı kapladığını ve bu surların çok belirgin olduğunu aktaran Ceylan, "Surların ne kadarının gömülü olduğunu bilmiyoruz ama suyun üstünde görüntülediğimiz 3-4 metreye kadar olanlar görülebiliyor. Aşağıya kadar ne kadar gittiğini bilmiyoruz. Onun için su altı kazısı yapmak lazım. Göl suyunun altındaki kalenin buluntuları bir kilometrelik karelik alanı kapsıyor." diye konuştu.
"Burada bir tarih gün yüzüne çıkıyor"
Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman da çalışmayı yürüten ekibe teşekkür ederek şunları kaydetti:
"Selçuklu ve Osmanlı'ya ait iki camimizin altında tarihi Urartu Kalesi'nin su altında kalan kısmı gün yüzüne çıkarıldı. Burada bir tarih gün yüzüne çıkıyor. Adilcevaz için tarihi bir gün. Bu yapı yaklaşık 3 bin yıl öncesine ait kale kalıntısı. Onun uzantıları su altında fotoğraflandı ve kayda geçirildi. Bu çalışmayı yapan hocalarımıza ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.