Çelik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, Ortadoğu ve ABD gibi temel ihracat pazarlarında önemli kayıplar yaşayan Türk çelik sektörünün, AB'nin uygulamaya geçirdiği kotalar nedeniyle bu bölgeye inşaat çeliği ihracatında da yüzde 60'ın üzerinde daralma yaşayabileceğini söyledi.
Türk çelik üreticile rinin daralan talep nedeniyle 2018'in son aylarından itibaren vardiya sayılarını düşürüp bakım çalışmalarına giderek üretimi azalttığını belirten Ekinci, böyle bir ortamda AB'nin özellikle inşaat çeliğinde Türkiye'ye uygulamaya başladığı kotaların sektörde çok daha fazla üretim düşüşlerine neden olabileceğini belirtti.
Türkiye'nin ham çelik üretimi 2018 yılında yüzde 0.6 düşüşle 37.3 milyon ton olarak gerçekleşti.
Türkiye'nin çelik ihracatı ise ihracatçıların yeni pazarlara yönelmesinin etkisiyle 2018'de yüzde 20.8 artışla 21.4 milyon ton; değer bazında da yüzde 36.1 artışla 15.6 milyar dolar oldu.
Çelik sektörünün görünümü ile ilgili yaptığı açıklamada Ekinci, "Sektörün daha önce en önemli ihracat pazarlarından olan Ortadoğu'da üretimin artması ve bunun tetiklemesi olarak dünya çelik ticaretinin artışı, devam eden siyasi karışıklıklar önemli kayıplara neden oluyor. Türk çeliğinin en büyük ihracat pazarlarından ABD'nin haksız olarak ve yalnızca Türkiye'yi ayrıştırarak Türk çelik ürünlerine uyguladığı yüzde 50 ilave vergi, bu pazarın da kaybedilmesini beraberinde getirdi" dedi ve ekledi:
"Türkiye'nin, ilk olarak daralan iç pazar ve ilave vergiler nedeniyle çöken ABD ihracatı, sonrasında ABD'nin İran'a ambargo koyması sonucu İran'ın diğer ülkelere ihracat yolunun kapanması ve böylelikle İran'ın Türkiye ile sınır ticaretinin gerçekleşmesi, son olarak da en büyük pazarı konumundaki Avrupa Birliği'nde de önemli kayıplar yaşama ihtimali sektörü olumsuz etkiliyor."
Avrupa Birliği, Avrupalı üreticileri korumak amacıyla çelik ürünleri ithalatına Temmuz 2021'e kadar değişen oranlarda ithalat kotası getirdi.
Ekinci şöyle devam etti:
"Söz konusu kotalar Türkiye'nin AB'ye inşaat çeliği ihracatında yüzde 60'ın üzerinde daralmaya neden olacaktır. Türk çelik üreticilerinin daralan talep nedeniyle 2018'in son aylarında başlayıp 2019'da devam eden vardiya sayılarını düşürerek ve bakım çalışmalarına giderek üretimi azalttığı bu dönemde, AB'nin özellikle inşaat çeliğinde Türkiye'ye uygulamaya başladığı kotalar sektörde çok daha fazla üretim düşüşlerine neden olabilir."
Ekinci'nin verdiği bilgiye göre, Türkiye'nin AB'ye inşaat çeliği ihracatı 2018 yılında 821,178 ton olarak gerçekleşti. AB'nin Türkiye'ye ayırdığı inşaat çeliği kotası ise Şubat 2019-Haziran 2019 dönemi için 117,231 ton, Temmuz 2019-Haziran 2020 dönemi için 301,537 ton, Temmuz 2020-Haziran 2021 dönemi için ise 316,614 ton olarak belirlendi. Buna göre Türkiye'ye 2.5 yıllık dönem için ayrılan toplam inşaat çeliği kotası 735,383 oldu.
ABD, Kanada, Mısır, Brezilya ve Avrupa Birliği'nin çelik sektöründe korumacı önlemler almasına karşın Türkiye'nin korumacı tedbirleri almakta yetersiz kaldığını belirten Ekinci, bu nedenle Türkiye'nin bir nevi açık pazar haline geldiğini; ayrıca devlet teşvikli çelik ürünleri ithalatının da mutlaka engellenmesi gerektiğini ifade etti.
Çelik ithalatında bir diğer sorunun da kalite konusu olduğunu vurgulayan Ekinci, "Türkiye ihracat yaparken, ilgili ülke tarafından talep edilen sertifika belgeleri bulunuyor. Bu belgeler olmadan o ülkeye ihracat yapmak mümkün olmuyor" dedi ve ekledi.
"Bilhassa deprem bölgesinde yer alan Türkiye'de inşaat çeliği kalitesi konusu daha da hassas bir hal almaktadır. Biz de diğer ülkelerin uyguladığı gibi ithal gelen çelik ürünlerin kalite standartlarına uygunluğu açısından Türkiye'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen Güvenlik Belgesi TSE 708 belgesi teminini zorunlu hale getirmeliyiz."
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.