Okyanus Temizleme Projesi (OTP), adı üstünde okyanuslardaki kirliliği ve çöp birikmesini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir oluşum. Bu oluşumun Çöp Temizleme Sistemi adlı projesi nihayet hayata geçiyor.
Büyük Pasifik Çöp Bölgesi'nde ne kadar çöp olduğunu kestirmek mümkün değil ancak OTP durumu daha iyi anlamak için bazı çalışmalar yaptı. 2016 yıllında LiDAR ve kızılötesi sensötlerle donatılmış bir C130 Hercules uçağı ile bölgeyi tarayan ekip, daha sonra gemi filolarıyla araştırmalarına devam etti. Elde edilen verileri son teknolojiyi kullanarak değerlendiren ekip, Büyük Pasifik Çöp Bölgesi'ndeki birikmeyi daha net olarak anlamamızı sağladı.
Araştırma sonuçlarına göre, bölgede 80 bin metre küp plastik var. Bu miktar 500 jumbo uçağın hacmiyle aynı. Daha önceki en kötü tahminin bile dört katına denk gelen bir rakam bu. Çöplerin yüzde 92'sini büyük parçalar, kalanını mikroplastik adlı küçük parçalar oluşturuyor. Bütün bu çöp, Fransa'nın üç katı kadar bir alana yayılmış vaziyette.
Bu sorunu fotoğraflarda görülen dev şeritler nasıl mı çözecek? Bu şeritler, aşağı doğru üç metre boyunca saçaklanan 600 metrelik yapılar. Teoride plastikten hızlı hareket eden bu yapı, dalgalar ve rüzgar etkisiyle hareket ettikçe okyanustaki plastiği yakalayacak. Bu plastikler de gemiler tarafından alınıp karaya geri getirilecek.
Sistem 001 adı verilen bu devasa plastik süpürme ağı, açık denizde yapılan iki haftalık denemelerde tam not almayı başardı. Çöpleri toplamak dışında U şeklini korumak ve kendini rüzgar ve dalgalara göre konumlandırmak konusunda da teste tabi tutulan Sistem 001, oldukça iyi sonuçlar verdi.
Şimdi Büyük Pasifik Çöp Bölgesi'ne yerleştirilen sistem, ilk ciddi testini de verecek. Yeterince hızlı sonuç verip vermeyeceği şu anda en çok merak edilen konu. Her şey yolunda giderse okyanusa 60 sistemden daha büyük bir filo salınacak ve okyanus çöpü beş yılda yarıya indirilecek. İlk plastik atıklarının altı ay sonra karaya getirilmesi bekleniyor.
Büyük Pasifik Çöp Bölgesi'nde ne kadar çöp olduğunu kestirmek mümkün değil ancak OTP durumu daha iyi anlamak için bazı çalışmalar yaptı. 2016 yıllında LiDAR ve kızılötesi sensötlerle donatılmış bir C130 Hercules uçağı ile bölgeyi tarayan ekip, daha sonra gemi filolarıyla araştırmalarına devam etti. Elde edilen verileri son teknolojiyi kullanarak değerlendiren ekip, Büyük Pasifik Çöp Bölgesi'ndeki birikmeyi daha net olarak anlamamızı sağladı.
Araştırma sonuçlarına göre, bölgede 80 bin metre küp plastik var. Bu miktar 500 jumbo uçağın hacmiyle aynı. Daha önceki en kötü tahminin bile dört katına denk gelen bir rakam bu. Çöplerin yüzde 92'sini büyük parçalar, kalanını mikroplastik adlı küçük parçalar oluşturuyor. Bütün bu çöp, Fransa'nın üç katı kadar bir alana yayılmış vaziyette.
Bu sorunu fotoğraflarda görülen dev şeritler nasıl mı çözecek? Bu şeritler, aşağı doğru üç metre boyunca saçaklanan 600 metrelik yapılar. Teoride plastikten hızlı hareket eden bu yapı, dalgalar ve rüzgar etkisiyle hareket ettikçe okyanustaki plastiği yakalayacak. Bu plastikler de gemiler tarafından alınıp karaya geri getirilecek.
Sistem 001 adı verilen bu devasa plastik süpürme ağı, açık denizde yapılan iki haftalık denemelerde tam not almayı başardı. Çöpleri toplamak dışında U şeklini korumak ve kendini rüzgar ve dalgalara göre konumlandırmak konusunda da teste tabi tutulan Sistem 001, oldukça iyi sonuçlar verdi.
Şimdi Büyük Pasifik Çöp Bölgesi'ne yerleştirilen sistem, ilk ciddi testini de verecek. Yeterince hızlı sonuç verip vermeyeceği şu anda en çok merak edilen konu. Her şey yolunda giderse okyanusa 60 sistemden daha büyük bir filo salınacak ve okyanus çöpü beş yılda yarıya indirilecek. İlk plastik atıklarının altı ay sonra karaya getirilmesi bekleniyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.