Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk yaptığı açıklamada, dünya deniz ticaretinde önemli gelişmelerin yaşandığını, büyük firmaların Türkiye'yi lojistik merkez olarak gördüğünü ve büyük liman yatırımları gerçekleştirdiğini söyledi.
Malta, Yunanistan ve Türkiye ekseninde deniz ticaretinde dünyanın büyük firmalarınca önemli liman yatırımları yapıldığına dikkati çeken Öztürk, "Yunanistan'da Pire Limanı'nda konteyner terminalini Çinliler işletiyor ve oradaki hareketlilik kısa zaman içinde yaklaşık 10 kat arttı. Aliağa'da Petkim'in limanı Petlim'in inşaatı sürüyor. Burası da Hollandalı bir firma tarafından 28 yıl işletilecek ve bölgeye çok büyük devinim kazandıracak. Ayrıca Aliağa bölgesinde başka bir konteyner limanını İspanyollar satın aldı. Yakın zamanda Çinli bir firma İstanbul'da Kumport Limanını satın aldı" diye konuştu.
Bu yatırımların Türkiye'nin dünyanın transit lojistik merkezi olduğunu gösterdiğini anlatan Öztürk, "Bu kadar büyük hat buraya gelip, Türkiye'ye ve ekonomisine güvenip liman yatırımında bulunuyorsa burası önemli bir yer demektir. Bunlar büyük oyuncular, bunu yapmak zorundalar, bu yatırımı yapmazlarsa oyunun dışında kalacaklar" değerlendirmesinde bulundu.
Yeni liman yatırımlarıyla Türkiye'nin elleçleme kapasitesinin artacağını ve kıtalar arası transit taşımacılıkta aktarma merkezi konumuna geleceğini dile getiren Öztürk, "Türkiye limancılık ve lojistik merkez olma noktasında ilerliyor. Limancılıkta yeni bir gelişim var, vinçler ve çekiciler değişiyor, çağdaş teknolojiler kullanılıyor. Bütün amaç, minimum masrafla maksimum verim elde etmek. Bütün firmalar limanda kaldıkları süreyi en aza indirmek istiyor" şeklinde konuştu.
"Alsancak Limanı Zoru Başarıyor"
Öztürk, çevresinde liman yatırımları yapılırken Alsancak Limanı'nın gözden düşürülmemesi için korunması ve geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Limanların devlet kontrolünde olmasını doğru bulmadığını ifade eden Öztürk, "Ya özelleştirilmeli ya da otonom yapılarla yönetilmeli. Yani bu yapı içinde liman kullanıcıları olan armatörler, belediyeler, valilik, ithalat ve ihracatçılar ve kent halkı olmalı" dedi.
Yeni limanlardaki çalışma sistemiyle devlet limanlarındaki çalışma sistemi arasında büyük farklılıklar olduğunu vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti:
"Devlet limanlarında bürokrasi ve hantallık söz konusu. Özellikle Alsancak Limanı zoru başarıyor. Bu kadar büyük yatırımcıların arasında bu şekilde çalıştıkları için onları kutluyorum. Birkaç sene önce gelen gemiler bekliyordu, makine parkları uygun değildi. Şimdi bazı şartlar iyileştirildi. Yeni vinçler alındı, bürokrasi hızlandı. Gelecek zamanda ne olur bilmiyorum ama Alsancak Limanı bu rekabet içinde olacaksa piyasaya aynı koşullarda çıkması lazım. Bunun için daha teknolojik olmaları, liman içi trafiği azaltmaları ve daha çok personelle daha verimli çalışmaları gerekiyor.
Yatırımlara devam etmezseniz, çevrenizdeki limanlar gibi çalışmazsanız kaybedersiniz. Bu liman birçok şeyi başardı, bu yakın bölgedeki limanlarla hiçbir konteyner terminali yokken o kadar yükü elleçleyen tek limandı. Misyonunu doldurdu dememeliyiz."
Malta, Yunanistan ve Türkiye ekseninde deniz ticaretinde dünyanın büyük firmalarınca önemli liman yatırımları yapıldığına dikkati çeken Öztürk, "Yunanistan'da Pire Limanı'nda konteyner terminalini Çinliler işletiyor ve oradaki hareketlilik kısa zaman içinde yaklaşık 10 kat arttı. Aliağa'da Petkim'in limanı Petlim'in inşaatı sürüyor. Burası da Hollandalı bir firma tarafından 28 yıl işletilecek ve bölgeye çok büyük devinim kazandıracak. Ayrıca Aliağa bölgesinde başka bir konteyner limanını İspanyollar satın aldı. Yakın zamanda Çinli bir firma İstanbul'da Kumport Limanını satın aldı" diye konuştu.
Bu yatırımların Türkiye'nin dünyanın transit lojistik merkezi olduğunu gösterdiğini anlatan Öztürk, "Bu kadar büyük hat buraya gelip, Türkiye'ye ve ekonomisine güvenip liman yatırımında bulunuyorsa burası önemli bir yer demektir. Bunlar büyük oyuncular, bunu yapmak zorundalar, bu yatırımı yapmazlarsa oyunun dışında kalacaklar" değerlendirmesinde bulundu.
Yeni liman yatırımlarıyla Türkiye'nin elleçleme kapasitesinin artacağını ve kıtalar arası transit taşımacılıkta aktarma merkezi konumuna geleceğini dile getiren Öztürk, "Türkiye limancılık ve lojistik merkez olma noktasında ilerliyor. Limancılıkta yeni bir gelişim var, vinçler ve çekiciler değişiyor, çağdaş teknolojiler kullanılıyor. Bütün amaç, minimum masrafla maksimum verim elde etmek. Bütün firmalar limanda kaldıkları süreyi en aza indirmek istiyor" şeklinde konuştu.
"Alsancak Limanı Zoru Başarıyor"
Öztürk, çevresinde liman yatırımları yapılırken Alsancak Limanı'nın gözden düşürülmemesi için korunması ve geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Limanların devlet kontrolünde olmasını doğru bulmadığını ifade eden Öztürk, "Ya özelleştirilmeli ya da otonom yapılarla yönetilmeli. Yani bu yapı içinde liman kullanıcıları olan armatörler, belediyeler, valilik, ithalat ve ihracatçılar ve kent halkı olmalı" dedi.
Yeni limanlardaki çalışma sistemiyle devlet limanlarındaki çalışma sistemi arasında büyük farklılıklar olduğunu vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti:
"Devlet limanlarında bürokrasi ve hantallık söz konusu. Özellikle Alsancak Limanı zoru başarıyor. Bu kadar büyük yatırımcıların arasında bu şekilde çalıştıkları için onları kutluyorum. Birkaç sene önce gelen gemiler bekliyordu, makine parkları uygun değildi. Şimdi bazı şartlar iyileştirildi. Yeni vinçler alındı, bürokrasi hızlandı. Gelecek zamanda ne olur bilmiyorum ama Alsancak Limanı bu rekabet içinde olacaksa piyasaya aynı koşullarda çıkması lazım. Bunun için daha teknolojik olmaları, liman içi trafiği azaltmaları ve daha çok personelle daha verimli çalışmaları gerekiyor.
Yatırımlara devam etmezseniz, çevrenizdeki limanlar gibi çalışmazsanız kaybedersiniz. Bu liman birçok şeyi başardı, bu yakın bölgedeki limanlarla hiçbir konteyner terminali yokken o kadar yükü elleçleyen tek limandı. Misyonunu doldurdu dememeliyiz."
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.