Denizcilik sektöründe yıllardır severek çalıştığını söyleyen Çevik, '' Uzun süredir bu sektördeyim, çeşitli yerlerde çalıştım. Denizcilik sektörü sevdiğim bir sektör. İş, işi açıyor. Denizcilik sektöründe önce tersane işine girdim, daha sonra tekne yat işlerine girdim ve tekne işi yaparken de denizcilik sektöründe hırdavatçıyla çok işimiz oluyordu. Çünkü ayakkabı, elbise, eldiven lazım oluyordu. Önce toptan malzeme almaya başladık, depolarımızda muhafaza ettik. Sonra da dedik ki, bizde dükkan açalım ve öyle başladık. Efecem Denizcilik olarak Tuzla’da hırdavat işine başladık, yerimizi daha yeni açtık. Burada tersanelerde, taşeron firma olarak iş alıp yapmaya devam ediyoruz. Altınova’da üç yıldır hırdavat işini zaten yapıyorduk ama Alize iş merkezine, Efecem Denizcilik adı altında yeni bir firmayla faaliyete başladık. Denizcilik sektöründe ne varsa A’dan Z’ye sarp malzemeden el aletlerine kadar, iş kıyafetleri, iş ayakkabıları her şey bizde mevcut, olmayanları da tedarik ediyoruz. Tuzla, Yalova, Çanakkale, Ereğli buraların hepsiyle koordineli bir şekilde çalışıyoruz, hepsiyle dirsek temasımız var. Tuzla’da da yavaş yavaş faaliyete başladık. Firmamızda bir muhasebecimiz mevcut, servis işleri ile ilgilenen şoförümüz var , üç kişiyle birlikte çalışıyoruz. Tersanede, gemi inşa işinde ise 60’a yakın personelimiz çalışıyor. İşimizi büyüttük, genişlettik. Şimdi hem Altınova’da, hem de Tuzla’da oğlumla beraber koşturuyoruz.
''Hırdavat işinde sarp malzeme, günlük olarak çok fazla satılıyor. El aletlerini belki bir taşeron firma alıyor, kısa uzun vadeli kullanıyor ancak işçi alımlarında, sürekli bir sirkülasyon oluyor . Bu işçilerin kıyafetleri, ayakkabıları, baretleri... artık yaptıkları işe göre değişiyor ve bu ürünler gündemde olan sürekli sattığımız ürünlerimiz. Ağır iş olduğu için malzemeler yıpranıyor, bu yüzden sürekli değiştiriliyor. Bu da eksiklik olarak gördüğümüz bir yanımız ,üretim yapamıyoruz, her şey Çin’den geliyor. Ucuz olduğu için çoğu müşteri, yan sanayi ürünleri tercih ediyor. Yan sanayi ürünler de genelde Çin’den ve Hindistan’dan geliyor. Tuzla’da her şey sermayeye dayanıyor. Piyasada bir milyon dolarlık malzemesi olanda var, 250 bin liralık malzemesi olan da var. Bir milyon ile giren de biraz daha üst seviye oluyor. 1 milyon ile işe giren veresiye vermiyor da peşin satıyor, toptan aldığı için ucuz ve peşin satıyor. Ufak yeri olanlar ise gidiyor oralardan alıyor.''
''Piyasa en ufak hatayı kabul etmiyor''
Çevik ileriye yönelik planlarını da anlattı, ''Hedefim artık kurumsal bir firma olmak, bunun için çalışıyoruz. Kaliteli malzemeyi ucuza getirip, yaptığımız işlerin beğenisi ile piyasada var olmak istiyoruz. Ancak piyasa çok zor, kaygan bir zemin. En ufak hatayı kabul etmiyor. Biz bunlara ödün vermeden sağlam işçilik, temiz işçilik ve kalitemizle sektörümüzde başarılı olmaya çalışıyoruz. Kurumsallaşma yolunda özellikle gemi inşa işinde, tekne yat işinde başarılı olmak istiyoruz. Tuzla ve Yalova Marina'da ahşap yelkenli teknelerimiz var. Bu teknelerimiz de satılık. Benim şu an ki amacım toptancı olmak, kurumsallaşıp bu işi toptan yapmak istiyorum. Tersaneler, firmalar işçi alımı yapıyor, iş devam ediyor. Zarar da edilse, bazıları elindeki ekibi dağıtmamak için işe devam ediyor,bunun sonunda biraz borçlanıyor ya da kar ediyor. Sirkülasyon devam ettiği sürece buna bağlı olarak bizim işlerde devam ediyor.''
''Tekne yat işinde başarılı olmak istiyoruz''
Tekne yat işinde özellikle başarılı işler yapmak istediğini belirten Çevik; '' Ben bir tekne aldım. Tekne işinde çok şey içimize sinmedi. Bize resimde gösterilen tekneyle, verdikleri tekne bir değildi. Yanımda çalışanım vardı, ben kalıbı olsa bunu yaparım dedi. Gittik kalıp kiraladık, kendimize yapmak için başladık. Tekne güzel oldu ve daha tekneyi suya atmadan müşterisi çıktı, talep arttı. Bizde işi ticarete dökelim dedik. Şimdi üç buçuk, dört buçuk, beş metre kayıklarımız, yedi buçuk, sekiz buçuk, on buçuk boyutlarında büyük tekne ve yat kalıplarımız var. Elimizde birer, ikişer numunelerimiz mevcut, yapıp satıyoruz. Anahtar teslim de yapıyoruz, kabuk olarak da veriyoruz yani müşteri motorunu büyük istiyor, küçük istiyor kabuk olarak tutuyoruz öncelikle, derse ki bu tekneyi bana gezecek şekilde hedefini ve amacını söylüyor, ona göre yapıyoruz. Anahtar teslimi fiyatta anlaşıp veriyoruz. Bunlara mukabil verdiğimiz teknelerin ya da başkasından alınan teknelerin tamir bakımlarını Yalova Çınarcık’ta yapıyoruz. Orada çalışan arkadaşlarımız var, sorumlu müdürlerimiz var, beş kişilik bir ekiple birlikte çalışıyoruz. Bizim işimiz sezonluk olduğu için imalata Mart ayında başlıyoruz, Temmuz'un ortalarında sonlanıyor, geriye kalan vakitte ise tamir bakım işleri yapıyoruz. Firmamızın adı Turkuaz Çelik Tekne. Beş buçuk metre bir tekneyi bir haftada teslim ediyoruz. Kalıplar hazır. Hemen polyesteriniz elyafını sürüyorsun, donduruyorsun. Donma süresi var iki gün sonra boyası, aksesuarı, merdiveni, küreği, tentesi takılıyor ve suya atılıyor. Yedi buçuk, sekiz buçuk, on buçuk gibi büyük teknelerde yapım aşaması iki ay sürüyor. İki ayda teslim ediyoruz. Verdiğimiz tekneleri iki yıl garantili veriyoruz. Satışı yaptığımız zaman bitmiyor, müşteri tekneyi alıyor Marmaris’e götürüyor. Orada arıza yapıyor. Hemen o motoru koyan usta atlıyor gidiyor buradan. Birgün içerisinde bakımını, onarımını yapıyor, geliyor. Bu işi anlamayan yapamaz, biz bu işe 2013’ün sonlarına doğru başladık. Turkuaz Çelik Tekne olarak da kurumsallaşmaya gidiyoruz, yurtdışına da açılmamız için de kurumsallaşmamız şart. Merdiven altı yapılan işlere kesinlikle karşıyız. Merdiven altı imal edildiği zaman sana C Belgesi ve kalite standartını veremiyor, faturasını veremiyor çünkü kaçak yapılıyor ve belgesi bulunmuyor. Böyle şeylere itibar edilmemesi lazım. ''
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.