Yorum / Analizz ddosya haaber
İstanbul
23 Kasım, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$
452 REKLAM

Kılavuzlukta emniyet göz ardı ediliyor


KARAS REKLAM
Kılavuzlukta emniyet göz ardı ediliyor
Kılavuzluk hizmetlerini açık arttırma yoluyla ihaleye çıkarmak , kılavuz pazarı kurmak, emniyeti yok etmek ve faciaya davetiye çıkartmak

Kılavuz kaptan yönetmeliği taslağı yayınlandıktan sonra pek çok kılavuz kaptan ile görüştük nereyse hemen hepsinin görüşü aynı yönde. Kılavuz kaptalığın emniyet bakımından önemli olduğunu vurguladılar. Bu yönetmeliğin kanunlaşması halinde gemilerdeki emniyet olgusunun yok olacağında hem fikirler,  göştüğümüz kılavuz kaptanın biri kılavuzluğu bıraktığını gemiye gideceğini bize ifade etti

Gördük ki bu yönetmeliği çıkartmak isteyenler kılavuz kaptanlığı bilmiyor,

1979'daki Independenta olayı ve kılavuz kaptanlık

1979 kasım'ında,  Haydarpaşa açıklarında sabaha karşı saat 5'te patlayan romen bandıralı tanker olayından sonra insanlar ,'anarşistler İstanbul'daki bütün benzin istasyonlarını patlattılar' ya da 'selimiye kışlası havaya uçuruldu' diye paniğe kapılmışlardı.

15 kasım 1979 saat 05. 20'de libya'dan yüklediği 95 bin 530 ton ham patrolü köstence'ye götürmekte olan "independenta" adlı rumen tankeri haydarpaşa önlerinde hız kesip boğaz geçişi için kılavuz beklerken karadeniz'den marmara'ya açılan boru ve demir yüklü yunan kosteri ile çarpışarak yanmaya başlamıştı. ellibir kişinin öldüğü kazada tanker, sahile 200 metre kala kumluk zemine kıç taraftan oturmuş, sonra da ikiye bölünmüş, bir aya yakın süre yanmaya devam etmişti.


Yangın sırasında kadıköy sahillerinde toplum polisleri, mavi bereli jandarmalar ve askeri birlikler güvenliği sağlamak için olağanüstü çalışırken şehir hatları seferleri kaldırılmıştı.
kuzey deniz saha komutanlığı emriyle boğaz trafiği kesilmiş, sıkıyönetim komutanlığı emriyle haydarpaşa-moda arası yaya ve araç trafiğine kapanmıştı.

GEMİLERDE KILAVUZ KAPTAN YOK

Kazayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, Yunan geminin kaptanının “büyük kusuru bulunduğu” belirtilirken, Romen tankerde ise “az kusur” tespit edildi.Kaza sırasında iki gemide de kılavuz kaptan olmadığı açıklandı.

bütün bunlara rağman bu yönetmelikte ısrar etmek sadace zaman içinde bir faciaya davetye çıkarmaktadır

Bu  yönetmelik konusunu sadece Kılavuz kaptanlar ile değil bir takım deniz hukukçuları ile de konuştuk işte utara çıkan o araştırmamız

KILAVUZLUK VE RÖMORKÖRCÜLÜK HİZMETLERİ YÖNETMELİK  TASLAĞININ SEYİR EMNİYETİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

9 Temmuz 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7519 numaralı torba kanun ile, 618 sayılı Limanlar Kanununda yapılan değişikliklerle mevcut kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri izinleri iptal edilerek aynı zamanda da kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri bağlamında seyir emniyeti , can ,mal  ve çevre emniyetine vurgu yapılmaktaydı.

Ancak yeni izinlerin kamu payı oranında artırım yapmak suretiyle pazarlık usulü  ve açık arttırma ihale yöntemiyle  yapılacak olması ,    işin en başından bu hizmetlere talip olan firmalar arasında bir rekabet , pay alma yarışına yol açarak, sırf ihaleyi kazanabilmek adına güvenlik yatırımlarından ve başta kılavuz kaptanlar olmak üzere çalısanların özlük haklarından en çok fedakarlık yapan firmaların öne çıkmasına neden olacağı, bunun da ister istemez verilen kılavuzluk hizmetlerinin emniyet ve güvenilirlik kalitesinin düşmesine yol açacağı sektörde yaygın olarak dile getirilmişti.

Kılavuzluk hizmetlerini açık arttırma yoluyla ihaleye çıkarmak , tüm dünyada emniyet ,güvenlik nedeniyle bu hizmetler sıkı kurallarla rekabete kapatılmış iken, ülkemizde daha işin başından kılavuzluk hizmetlerini maliyet üzerinden tehlikeli bir rekabete açmak anlamına gelecektir

Dünya genelinde neredeyse her coğrafyada , hatta liberal ekonominin kalesi ABD , İngiltere gibi ülkelerde dahi kılavuzluk hizmetleri çok sıkı ve katı kurallarla rekabete kapatılmıştır.                                                               

Bu hizmetlerin imtiyazları pay edilirken bile rekabete yer verilmez.

2019 yılında 20 seneliğine bu hizmetlere talip olarak görevlendirilen şirketler bu hizmetlerin kapsamı doğrultusunda büyük yatırımlar yapmış   banka kredileri dahil olmak üzere çeşitli finansman araçlarını kullanmışlardır .

20 senelik bir hizmet göz önüne alarak yaptıkları tüm yatırımların karşılığını ,iznin 5 senede sonlandırılması  sonucu alamayacakları için söz konusu şirketler muhtemelen zarar edecek , zor duruma düşecek ve netice olarak kimi hukuki davalara zemin oluşturabilecek ciddi bir mağduriyet söz konusu olacaktır.

Söz konusu kanunla ilgili olarak Ana Muhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesine açılmış olan iptal davası halen görüşülmektedir.

Kanunun çıkmasını müteakip 09.10.2024 tarihinde Ulaştırma Bakanlığı tarafından yayınlanan Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmelik taslağı da sektörün görüşlerine sunulmuştur.

Bu taslakla ilgili kimi maddelerin Türkiye’deki kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin emniyeti ,kalitesi ve güvenilirliği  açısından ele alınmasının faydalı olacağını değerlendiriyoruz :

İhaleye Başvuru başlığı altındaki 10.maddenin 3. fıkrası :

(3) Kılavuzluk hizmeti işletme hakkının verilmesi ihalesine katılacak istekliler, ihaleye başvuru için o bölgesel hizmet sahası için belirlenen asgari sayıda kılavuz kaptan sayısının en az %20’si kadar bölge yeterliliğine sahip kılavuz kaptan bulundurduğunu iş sözleşmesi, SGK kaydı veya ihale istekli üstüne kaldığı takdirde kılavuz kaptanın bu isteklide çalışacağına dair noter onaylı taahhütname ibraz eder. Belirlenen bu sayılar, küsuratlı olması halinde bir üst tam sayıya tamamlanır. Gerçek kişi istekliler, şahıs şirketi ortakları, limited şirketlerde müdürlük görevini yürüten ortaklar, anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyeleri, murahhas müdür ve genel müdür ortakları, ortak girişimlerin ise gerçek kişi ortakları ve tüzel kişi ortaklarının yukarıda sayılan unvanları taşıyan gerçek kişi ortaklarının, kılavuz kaptan olarak bildirilmesi durumunda, iş bu belgeler istenmez.
Bölgesel ehliyetli bir kılavuz kaptan birden fazla istekliye taahhütname verebilir. Ancak, ihale başvuru aşamasında beyan edilen kılavuz kaptanlar, ihale isteklinin üzerinde kalması halinde bir başka ihaleye başvuruda beyan edilemez.  

Bir bölgesel hizmet sahası içinde bulunan herhangi bir kıyı tesisine yönelik yeterlik belgesi bulunan kılavuz kaptan, o bölgesel hizmet sahası için bölge yeterlikli sayılır. ……  “   demektedir.

Kılavuzluk mesleğinin can ,mal ve çevre emniyeti için taşıdığı önem göz önüne alındığında ve bu mesleğin özü itibarı ile rüzgar ,akıntı ,dip yapısı vs. gibi yerel şartları son derece  iyi bilen denizcilerin bölgenin yabancısı olan gemi kaptanlarına zorunlu veya ihtiyari olarak verdiği bir danışmanlık hizmeti olduğu  düşünüldüğünde sadece %20 oranında bölge ehliyetinin yeterli olması son derece sakıncalı ,seyir emniyetine halel getirici bir unsurdur.

Kanımızca bölge ehliyetinin  en az %70 oranında şart koşulması gerekir.
Yine 10.madde 3.fıkranın alt satırında  “…..Bölgesel ehliyetli bir kılavuz kaptan birden fazla istekliye taahhütname verebilir…..” demektedir.


Bu bölümün özellikle hem Rekabet Kanunu hem de işyeri sadakatine vurgu yapan İş Kanunu hükümlerine aykırılık taşımakta olduğunu değerlendiriyoruz. Sırf bu husus nedeniyle yönetmelik bu haliyle son şeklini alırsa ülkemizde yüksek transfer ücretiyle hiç de meslek etiğine uygun olmayan bir biçimde kılavuz kaptan transferlerinin yapıldığını ,kılavuzluk ehliyetleri borsası oluşacağını ,tabir yerindeyse kılavuz kaptan pazarlarının kurulacağını söyleyebiliriz.


Yine 10.madde 3.fıkranın son cümlesi “….Bir bölgesel hizmet sahası içinde bulunan herhangi bir kıyı tesisine yönelik yeterlik belgesi bulunan kılavuz kaptan, o bölgesel hizmet sahası için bölge yeterlikli sayılır…”  demekle bölge içerisindeki sadece bir tesis veya liman işletmesinin kılavuzluk ehliyetine sahip kılavuz kaptanları o bölgedeki diğer tesis veya liman işletmelerinde hiçbir tecrübeleri olmadığı halde bu alanlar için de bölge yeterlikli sayarak seyir ve kılavuzluk hizmetlerinin emniyet ve kalitesi açısından büyük riskler içeren bir düzenlemeyi gündeme getirmiştir. Bunun da ivedilikle düzeltilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz.

Çeşitli ve son hükümleri düzenleyen 5.Bölüm’ün Etap Seyri ile ilgili 29.maddesinin 2.fıkrasında İzmit Körfezine ilişkin olarak : “……(2) İzmit Körfezi’nde verilecek etap seyri hizmeti, geminin yanaşacağı/kalkış yaptığı liman tesisinin bulunduğu bölgede hizmet veren kılavuzluk hizmetlerinin işleticisi tarafından, iki nokta arasında yapılacak kılavuzlu seyir ile demir atma hizmetleri geminin kalkış yaptığı liman tesisinin bulunduğu bölgede hizmet veren kılavuzluk hizmetlerinin işleticisi tarafından verilir. Demir alma hizmeti ise geminin demirden kalkıp yanaşacağı liman tesisinin bulunduğu bölgede hizmet veren kılavuzluk hizmetlerinin işleticisi tarafından verilir……” demektedir.

Şekil-1 Yeni taslak yönetmelikte 3 bölgeye bölünen İzmit Körfezi

Yine aynı taslak yönetmelikte İzmit Körfezi üç parçaya bölündüğüne göre bu maddenin oldukça karmaşa ve kaynak israfına yol açacağını söyleyebiliriz.
Örnek olarak :  Yarımca demir yerinde bulunan ( Kocaeli 2 ) ve Limaş bölgesine ( Kocaeli 3 ) yanaşacak olan bir tanker için   3 nolu bölge ‘de hizmet veren kılavuzluk teşkilatı  2 nolu bölgede kılavuz botu/botları bulundurmak durumunda olacaktır. Bir başka örnek olarak  1 nolu bölgede Poliport limanında bulunan bir kuruyük gemisi İzmit Demir Bölgesine gideceğinde  3 nolu bölgede kılavuz botu bulundurmak zorunda olacaktır. Yine   benzer bir örnek olarak  1 nolu bölgede bulunan Poliport veya Solventaş iskelelerinden Yarımca demir bölgesine gittiğinde yine  1 nolu bölgede hizmet veren teşkilat  2 nolu bölgede kılavuz botu bulundurmak durumunda kalacaktır.
Bu duruma yakın benzer bir kaosun da her 3 bölgeye ait kılavuzları istasyonlardan iskelelere veya iskelelerden istasyonlara götüren araç filoları nezdinde de yaşanacağı ve büyük bir kaynak israfının söz konusu olacağını söyleyebiliriz.          

Eskiden tek kılavuzluk bölgesi olarak hizmet veren İzmit Körfez Bölgesinin   3  farklı bölgeye bölünecek olması 3 farklı teşkilatın kılavuz kaptanları arasında seyir emniyetini olumsuz etkileyecek bir koordinasyon eksikliğine de neden olacaktır.           

İzmir Aliağa Bölgesinin Aliağa 1 ve Aliağa 2 Bölgeleri olarak ikiye ayrılması da bölünmenin Nemrut Körfezinin tam ortasından geçiyor olması nedeniyle bazı sıkıntıları da beraberinde getirecektir.
Petkim İskelesinin kılavuzluk izni de hesaba katıldığında Nemrut Körfezi gibi dar bir alanda aynı anda 3 farklı kılavuzluk teşkilatının kılavuz kaptanlarının görev yapacak olması koordinasyon eksikliğinden kaynaklanacak seyir emniyetine ilişkin bazı kaygıları da beraberinde götürmektedir.

Aliağa bölgesi seyir ve kılavuzluk hizmetlerinin emniyeti ve bütünlüğü açısından ikiye bölünmeden  tek bölge olarak değerlendirilmesi daha isabetli olacaktır.

Tüpraş ve Petkim gibi kılavuzluk hizmet izni olan tesisler de hesaba katıldığında bu düzenlemeyle bu bölgede dört ayrı kılavuzluk teşkilatının hizmet verecek olması seyir ve kılavuzluk hizmetlerinin emniyeti ve kalitesi açısından tekrar üzerinde durulması gereken önemli bir husustur.

  Şekil-1 Yeni taslak yönetmelikte Aliağa Bölgesi

 

                               

 

 

 

Google play

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!

YAT REKLAMI YABANCI