Transbosphor Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Mustafa Can, Türk Boğazları'ndan uğraksız geçiş yapacak gemilerden alınacak sağlık resmi ücretine tehlikeli oranda zam yapıldığını bildirdi.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudutlar ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından ilgili birimlere gönderilen ve 1 Altın Frank değerinin tekrar hesaplanmasıyla beraber, Türk Boğazları'nı uğraksız kullanan gemilerden net ton başına alınan sağlık resminin beş katına çıkarılmasına ilk tepki Kapt. Mustafa Can’dan geldi.
“Transit Gemi Sağlık Resmi” konulu yazıda 1 Altın Frank değerinin 4,08 ABD Doları olarak tespit edildiğini ve Türk Boğazları'ndan transit geçiş yapacak gemilerden her net ton için 0,306 ABD Doları alınmasına karar verildiğini belirten Can, daha önce bu rakamın 0,0604 ABD Doları olduğunu ve bu hali ile beş kat zamlandığını belirtti.
Maliyetlere yansıyacak
Buna göre 20 bin net tonajlı bir geminin 1208 ABD Doları yerine, 6120 ABD Doları vereceğinin altını çizen Can, başta karlı bir ticaret gibi gözükse de maliyeti üstlenen armatörün bunu navlunlara yansıtacağını ve hatta Türk Boğazları'nı devreden çıkaracak başka ulaşım yollarının da aranabileceğini söyledi. Can, dünyanın en değerli su yollarının başında gelen Türk Boğazları'ndan geçişin değerini bulmasının karşısında olmadıklarını, sadece bu zammın yavaş yavaş ve dengeler gözeterek yapılması gerektiğini dile getirdi.
Kanal İstanbul’un yolu mu açılıyor?
Hükümetin, bugünlerde Kanal İstanbul projesini tekrar ısıtmaya başladığını dile getiren Can, “Acaba hükümet pahalı Türk Boğazları'nın karşısına ‘ücretsiz’ alternatif olarak Kanal İstanbul’u mu koymak istiyor?” diye sordu.
Kenan Evren döneminde fırsat kaçtı
1936’da tüm dünyada geçerliliği olan Altın Frank hesabının aradan geçen yıllardan sonra dolara endekslendiğini belirten Kapt. Mustafa Can; 1983 yılında, Kenan Evren döneminde Bülent Ulusu imzasıyla sabit kurla hesaplanan Altın Frank uygulamasının kaldırılarak 10 kat zam yapıldığını söyledi. O dönem bölgede ticaretin azalmasına neden olan uygulamanın zamanla muhatap devletler için avantaja dönüştüğünü dile getiren Can, “dönemin hükümeti hata yaparak 1 gram altının değerini 2,8 dolara sabitliyor. Bugün gram altının yaklaşık 56 dolar olduğu düşünülürse elde edilen gelirin aslında ne kadar az olduğu daha net anlaşılabilir. Türkiye’nin boğazlardan kaybı yılda neredeyse 2 milyar dolar” dedi.
Transit değil uğraksız
Resmi belgelerde dahi Türkiye’nin boğazlardaki egemenliğini tartışmaya açabilecek ifade hataları yapıldığını belirten Can, bunların başında transit ifadesinin geldiğini söyledi. Türk Boğazları Sözleşmesi’nin özgün Fransızca metninde yer alan, "liberte de passage et de navigation dans les Detroits" metninin İngilizler tarafındna “transit” olarak çevrildiğinin altını çizen Can, “Fransızca metninde Boğazlardan ‘geçiş serbestisi’ yerine İngilizce metinde ‘transit özgürlüğü’ yer almaktadır. Anlaşmanın kaleme alındığı özgün dildeki metnin geçerli kabul edilmesi bir anlaşmalar hukuk kuralıdır. Sözleşmenin 2. Maddesi’ne göre ‘geçiş ve ulaşım serbestisi’ öngörülmüştür. Dolayısıyla Türk Boğazları, transit geçiş rejimi dışındadır. Esas kullanılması gereken sözcük ise uğraksızdır. Çünkü uğraksızda dahi sağlık resmi, fener ve tahlisiye hizmeti ve ödemeleri vardır. Yani boğazlarda söz sahibi ülkenin Türkiye olduğunu gösterir. Bunun tersi ise uğraklıdır. Gerek Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve gerekse Dışişleri Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlar bu hususa dikkat etmelidir” diye konuştu.
Montreux değil Türk Boğazları
Öte yandan Can, söz konusu sözleşmenin imzalandığında yayınlanan Resmi Gazete’de adının Boğazlar Sözleşmesi olduğunu ve hiçbir şekilde Montreux sözcüğünün yer almadığına dikkat çekti. Can, sözleşmenin adının Türkiye’nin egemenlik haklarına vurgu için Türk Boğazları Sözleşmesi olarak kullanılmasını önerdi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.