Nikaragua'nın doğu ucunda yer alan ''Sivrisinek Sahili'', seyrek nüfuslu, zor yaşam şartlarının hüküm sürdüğü bir yer.
Bu bölgede yaşayan birçok aile için ekmek aslanın ağzında, ya da daha doğrusu, okyanusun dibinde.
Karayiplerin derinliklerinde gezen istakozlar, yerel ekonomide çok önemli yer tutuyor.
Yöre halkı ''kırmızı altın'' diye bahsettiği istakozları, ABD'deki lokantalara satıyor.
Fakat kırmızı altının avı, riskli bir iş. Birçok genç adam, istakoz avını canı pahasına yapıyor.
Miskito yerlisi Wally, geçimini bu şekilde sağlayan Nikaragualılardan biri.
Karayiplere açılan Wally'nin yanında dalmak için bir maske, paletler, ve oksijen tüpünün cırtcırtlı bir bantla bağlandığı üçgen bir plastikten başka bir şey yok.
Suyun ne kadar dibinde olunduğunu ya da ne kadar oksijen kaldığını gösteren cihazlar, göstergeler yok ortada.
Defalarca dalış
Eline aldığı ucu çengelli bir mızrakla suya dalan Wally, yaklaşık 16 metrelik bir derinliğe iniyor.
İstakozların saklandığı kaya oyuklarını mızrağıyla kurcalayarak, suyun altında 45 dakikalık bir süre boyunca kalıyor.
Dalış kuralları, aralarda 1 saat kadar dinlenmek suretiyle, sağlıklı bir kişinin bu derinliğe günde iki, hatta üç defa dalabileceğini öngörür.
Ama Wally'nin bir günde aynı derinliğe 11 kez dalması, alışık olduğu bir durum.
Bugüne değin kendisine hiç kimse, bu şekilde canını riske attığını, derinlik ve oksijen ölçme aletlerinin hayatta kalma şansını artıracağını anlatmamış.
Nikaragua'nın istakozlarını satın alan Amerikan lokanta zincirleri ve deniz ürünleri şirketleri, Wally gibi dalgıçların hayatlarını tehlikeye atmasını istemediklerini, bu nedenle sadece tuzakta yakalanmış istakozları aldıklarını iddia ediyorlar.
Sorun şu ki, iki şekilde avlanan istakoz da, aynı duruyor. Aradaki farkı Amerikalı alıcıların nasıl ayırdettiği anlamak zor.
Yakın zaman içinde yapılan bir araştırma, Nikaragua'dan satın alınan istakozların yarıdan fazlasının dalgıçlar tarafından tehlikeli derinliklerde çok riskli yöntemlerle avlandığını gösterdi.
Vurgun riski
İstatistiki olarak, bu istakozlardan en azından bir kısmının ABD'nin en dikkatli davranan lokantalarının menüsünde bile yer alabileceğini kestirmek zor değil.
Nikaragua'nun Karayip sahillerinde istakoz avlayanları denizde bekleyen tehlikeyi karada topallayarak yürüyen, koltuk değneklerini bir duvara yaslamış birasını yudumlayan, tekerli sandalyeye çevrilmiş el arabalarıyla hareket eden genç adamlarda bolca görüyorsunuz.
Aşırı derinliklere, aşırı sıklıkta indikleri için vurgun yiyip sakat kalan yaklaşık 4 bin genç var.
Gerekli aletler olmadan ve kurallara uyulmadan yapılan dalış, damar tıkanmasına yol açan pıhtılaşmaya, ve bazen sonu ölümle biten sakatlıklara neden oluyor.
Her yıl sahil köylerinde yaşayan yaklaşık 50 kişi, vurgundan ölüyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.