İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda konuşan İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, küresel ekonomide pandeminin seyrinin ana belirleyen olmaya devam ettiğini belirtti.
Türkiye Ekonomisi açısından enflasyon ile mücadelenin öncelikli bir noktaya geldiğini kaydeden Kıran, “Merkez Bankasının Kasım ayı ile beraber sıkı para politikasına yönelmesi, Türk Lirasında bir istikrar sağlamış görünüyor. Merkez Bankasının son açıklamasında yüzde 5 enflasyon hedefini vurgulaması ve bu yönde politika oluşturması oldukça önemli ve değerlidir. Dolayısıyla enflasyon ile mücadele, önümüzdeki dönemde ana gündem maddemiz olarak kalmaya devam edecektir.” dedi.
Para politikasında atılan adımların finansal piyasalarda görece istikrar sağlamasının reel ekonomiye ve beklentilere olumlu yansımalarının görülmeye başlandığını kaydeden Tamer Kıran, “Tüketici güven endekslerinde toparlanmalar izliyoruz. Geçtiğimiz Pazartesi günü yayınlanan Ocak ayı İmalat sanayi PMI (Satınalma Yöneticileri) Endeksi, geçtiğimiz Ağustos ayından bu yana en yüksek artışı gerçekleştirdi ve 50,8 değerinden 54,4 seviyesine geldi. Gelecek döneme ilişkin siparişlerde önemli artışlar gözleniyor. İmalat sanayinin görece güçlü performansı ve bunun ihracattaki artış eğilimi ile desteklenmesi, ticaret savaşları ve pandemi ile değişen dünyada ülkemizin üretim ve lojistik merkezi olması yönündeki beklentilerimizi güçlendiriyor.” diye konuştu.
Pandemi döneminde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde devletin, salgının ekonomiye verdiği zararları azaltmak için fevkalade önemli destekler içeren paketler açıkladığına dikkat çeken Kıran, “Türkiye’yi ileriki yıllara güçlü bir şekilde taşıyacak düzenlemeler içeren yeni reform paketlerinin de hazırlıkları tamamlanmak üzeredir. Bu düzenlemelerin kısa bir süre içinde açıklanmasını beklemekteyiz. Halen uygulanmakta olan aşı çalışmalarının da müspet sonuçlar vermesiyle yılın ikinci yarısından itibaren küresel ekonomide bir toparlanma beklemek yanlış olmayacaktır. Ülkemizin de bu dönemde hak ettiği büyüme rakamlarına ulaşacağına inancım tamdır.” dedi.
Yabancı Bayrak Konusu
Ocak ayının son günlerinde elim bir olay yaşandığını, Türk gemiadamlarımızın çalıştığı Liberya bayraklı Mozart isimli gemiye, Nijerya açıklarında deniz haydutları tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildiğini hatırlatan Tamer Kıran, saldırıda ölen Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşı kardeşimize Allah’tan rahmet, yaralananlara geçmiş olsun dileklerini iletti.
“M/V Mozart” isimli geminin Liberya bayraklı ve sahiplerinin de yabancı olmasına rağmen konunun yabancı bayraklı Türk gemi sahiplerini de gündeme getirdiğini anlatan Tamer Kıran, “yabancı bayrak” konusuna değindi.
Bugün, yaklaşık 2 milyar DWT’luk dünya filosunun %75’inin elverişli bayrak altında çalıştırıldığını belirten Tamer Kıran, bunun maliyet avantajı gibi genel nedeni olabileceği gibi, savaş zamanı düşmanı yanıltmak ya da kendi ülkesindeki kuralların bu bayraklar altında sağlanan imkanlara göre daha ağır olması gibi özel nedenleri de olabileceğini söyledi.
Deniz taşımacılığının, kabotaj taşımacılığını dikkate almazsak, uluslararası bir iş olup, tam rekabet piyasası koşullarının hakim olduğu bir iş kolu olduğuna dikkat çeken Tamer Kıran, şunları söyledi:
Böyle bir ortamda dünyadaki rakiplerimizin %75’i kolay bayrak, diğer kısmı bizim TUGS benzeri ikinci sicil kapsamında gemi işletirken, Türk armatörünün bu imkandan yararlanmamasının yarışın dışında kalma sonucunu doğuracağı izahtan varestedir.
Bugün Türk denizciliğinin taşıma kapasitesi dünyanın en büyük filosunu kontrol eden ülkeler sıralamasında (1000 GT ve üzeri) 1.496 gemi ve 28,7 milyon DWT ile 15. sırada yer almaktadır.
Su an Türk sahipli filonun %79’unun yabancı bayrak altında çalıştırılmasına karşın filo büyüklükleri sıralamasında ilk 5 sırada yer alan ülkelerden Yunanistan’ın 401 milyon DWT’luk filosunun %84’ü, Çin’in 300 milyon DWT’luk filosunun %68’i, Japonya’nın 257 milyon DWT’luk filosunun % 86’sı, Almanya’nın 87 milyon DWT’luk filosunun % 91’i, Güney Kore’nin 86 milyon DWT’luk filosunun % 84’ü yabancı bayrak taşımaktadır.”
“Var Olma Meselesidir”
Buna rağmen Türk armatörünün, filo durumu ve sosyolojik yapısı nedeni ile önceleri elverişli bayrağı tercih etmediğini ve Milli Gemi Sicili, daha sonra ise Türk Uluslararası Gemi Sicili’nde (TUGS) kaldığını belirten Tamer Kıran, “Türk armatörlerin yabancı bayrağa geçmeleri son 20 yılda giderek artmış, bu da sahip oldukları büyük gemilerle Karadeniz ve Akdeniz taşımacılığı dışında küresel oyuncu olmaları ile başlamıştır. Oyunun kuralı belli olup giderek zorlaşmaktadır, bu nedenle bu kurallara uygun olarak çalışmak bir fırsatçılık olmaktan ziyade bir var olma meselesidir.” diye konuştu.
Bugün dünya ticaretinin yaklaşık %83’ünün deniz yolu taşımacılığı ile yapıldığını belirten Tamer Kıran, “Koronavirüs salgını sürecinde bütün dünya, denizcilik sektörünün ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu çok net bir şekilde gördü. Bu özelliği ile denizcilik dünyada stratejik bir sektör olarak kabul edilmektedir. Bu çetin yarışta yok olmanın ulusal ekonomi için yaratacağı tahribat çok yüksek olacak, o vakit ülke olarak ödeyeceğimiz bedel bugün dile getirilen eleştirilerle kabul etmeyecek ölçüde büyük olacaktır.” dedi.
Yabancı bayrakta vergi konusuna da değinen Tamer Kıran, hiçbir geminin bir ülkenin siciline kayıt olmadan ve o ülkenin bayrağını çekmeden çalıştırılamayacağını kaydetti. Her geminin bir milliyeti ve adeta nüfus kağıdı numarası gibi IMO no’su bulunduğunu, bir ülkenin gemi siciline kayıt olan bir yabancı gemilerin işleticilerinin bu ülkelerin meri mevzuatı tahtında vergi ödediklerini belirten Tamer Kıran, “Bu sistemde vergi kazançtan ya da kardan değil sahip olunan varlık yani gemi tonajı üzerinden götürü olarak ödenir. Fakat her tercih bir kazanç olduğu kadar aynı zamanda kayıptır. Bu suretle yabancı bayrağı seçen armatör, kabotaj taşımalarına giremez, devletin sağladığı teşviklerden, bayrak ayrımcılığı ya da himayesinden istifade edemez. Diğer taraftan yabancı bayrak ülkesine ödenen vergi götürü vergi olduğundan zarar etse bile bu vergiyi öder.” diye konuştu.
Yabancı Bayraklı Gemilerde Çalışan Gemi Adamlarının Sosyal Güvenliği
Yabancı bayraklı gemilerde çalışan gemi adamlarının sosyal güvenlik imkanları konusuna da değinen Tamer Kıran, şöyle devam etti.
“Hiçbir sosyal güvenlik imkanına sahip olmadan çalışan gemi personeli var mıdır? Olabilir ancak bu gemilerin dünya genelinde çalıştırılma imkanı son derece sınırlı olacaktır. Çünkü Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu, kısa adıyla ITF, İskandinav Ülkeleri, ABD ve Avusturalya başta olmak üzere limanlarda gemileri teknik hususların yanında, gemiadamlarının ücretleri, yaşam şartları, sosyal güvenlikleri vb. konularda da denetlemekte ve Denizcilik Çalışma Sözleşmesi (MLC) kurallarına göre geminin alıkonulmasına kadar yol açabilecek tedbirler uygulamaktadır.
Bu bağlamda çok etkin bir kurum olan ITF, gemi işletmeleri ile toplu iş sözleşmesi yapmak ve bunu etkin bir şekilde kontrol etmek suretiyle gemiadamlarının sahip oldukları şartları denetlemektedir.”
Deniz ticaretinin, uluslararası bir iş kolu olması nedeniyle, ulusal mevzuatın yanı sıra ülkemizin de taraf olduğu birçok uluslararası mevzuat ile de düzenlendiğini belirten Tamer Kıran, bununla birlikte, 2006 yılında Türkiye’nin daha önceden taraf olduğu ILO’nun 36 sözleşmesini ve 1 protokolünü revize eden yeni bir çatı sözleşme niteliğinde hazırlanan Denizcilik Çalışma Sözleşmesi-MLC 2006’nın, 20 Ağustos 2012’de yürürlüğe girdiğini hatırlattı.
Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’nin, ülkemizdeki resmi onay sürecinin henüz tamamlanmadığını belirten Tamer Kıran, “25 Mart 2017 tarihli Resmi Gazete’de Onay Kanunu yayımlanmış ve iç hukukumuzda Deniz İş Kanununun ilgili hükümlerinin bu çatı sözleşmeyle uyumlu hale getirilmesi çalışmaları devam etmektedir.” dedi.
Tamer Kıran, hal böyleyken mevcut bu durumu daha iyileştirmek için Odamızca “Tonaj Harcı Kütüğü” oluşturulması çalışmasının yapıldığını ve ilgili makamlara iletilerek, takip edildiğini söyledi.
Oda faaliyetleri hakkında bilgiler veren Tamer Kıran, gemiadamlarının sorunların önüne geçilmesi için Global Maritime Forum girişimiyle başlatılan ve ICS, BIMCO, INTERTANKO, INTERCARGO, İngiltere Deniz Ticaret Odası gibi 450'nin üzerinde uluslararası denizcilik şirketi ve kuruluşun imzacısı olduğu "Gemi İnsanlarının Refahı ve Değişimi Hakkındaki Neptün Deklarasyonu"nu Odamızın da imzalayarak, imzacı kuruluşlar arasında yerini aldığını bildirdi.
Tamer Kıran, Şubat ayında, Regaip, Miraç ve Berat Kandilleri ile Kadir Gecesi’ni içinde bulunduran mübarek üç aylara girildiğini, 18 Şubat Perşembe günü ilk kandil olan Regaip Kandili’nin idrak edileceğini belirterek, mübarek üç ayların ve Regaip Kandili’nin ülkemize, İslam alemine birlik, beraberlik ve huzur getirmesini diledi.
Toplantıya katılan Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler, Denizcilik, Havacılık, Hudut İşleri Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes de, “Ege ve Doğu Akdeniz’deki Son Gelişmeler – Ülkemizin Politikaları – Deniz Haydutluğu” konulu sunum yaptı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.