Kıran'ın mesajı;
1 Temmuz 1926 yılında, 815 sayılı “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları Dahilinde İcrayı San’at ve Ticaret Hakkında Kanun”’ yürürlüğe girerek, Türk gemileriyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kabotaj imtiyazı tanınmıştır.
Yüzlerce yıldır yabancılara verilen imtiyazları sona erdiren önce Lozan Anlaşması ardından Kabotaj Kanunu ile sadece bağımsızlığımız ve denizlerimizdeki hükümranlık haklarımız perçinlenmemiş, aynı zamanda denizciliğimizin gelişmesi için de hayati önemi haiz bir adım atılmıştır. Hatta Kabotaj kanunundan 10 yıl sonra, 20 Temmuz 1936’da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile de Türkiye’nin egemenlik haklarındaki bütünlük çok daha anlamlı tesis edilmiştir. Kazanılan bu değerlerin bilinci içerisinde ve Mustafa Kemal Atatürk’ün “Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak benimsemeli ve az zamanda başarmalıyız” vasiyeti doğrultusunda, yüce milletimizce büyük bir azim ve kararlılıkla çalışılarak, denizciliğimiz muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarılabilmiştir.
Asya, Avrupa ve Afrika’ya doğrudan, okyanus bağlantısı ile tüm dünyaya bağlanan ülkemiz; tarih boyunca çeşitli uygarlıkları barındıran jeo-stratejik ve jeo-ekonomik konuma sahiptir. Son yıllarda çok net gördüğümüz üzere; kara sınırlarımızda olduğu kadar, deniz kıta sahanlıkları ve münhasır ekonomik alanlarda yaşanan gelişmeler de Kabotaj ve Denizciliğin önemini gayet açık ortaya koymaktadır.
Türkiye için denizcilik sektörü vazgeçilmezdir. Bugüne kadar gerçekleştirilen tarihi reformlar doğrultusunda denizcilikte etkin ve saygın bir konuma geldik. Türk denizciliğinin taşıma kapasitesi dünyanın en büyük filosunu kontrol eden ülkeler sıralamasında (1000 GT ve üzeri) 1.484 gemi ve 29,3 milyon DWT ile 15. sırada yer almaktadır. Denizcilik sektörü, büyüklük olarak ülke ekonomisine yaklaşık yüzde 3 civarında katkı sağlayan bir sektör haline gelmiştir. Denizcilik sektörümüzün bugün modern, ileri teknolojili gemileri inşa etme kapasitesine sahip tersaneleri, limanları, yetişmiş personeli, büyüyen deniz ticaret filosu ve diğer iş kollarıyla ülke ekonomisine katkısı her geçen gün artmaktadır.
Bu rakamlar tabii ki yeterli değildir. Ülkemizin yer aldığı coğrafyadaki stratejik öneme haiz konumu, genç nüfusu ve sahip olduğu avantajlardan faydalanılarak dünya deniz taşımacılığındaki payımızın artırılması geleceğimiz yönünden büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, denizcilik sektörünün desteklenip geliştirilmesi, deniz ticaret filomuzun rekabet gücünün artırılması gerekmektedir. Milli gelir içinde denizciliğin katkısını en az 2 katına çıkarmamız, dünya denizciliğinden daha fazla pay almamız, ülke olarak dünya denizciliğinde lider 10 ülke arasında yer almak öncelikli hedefimiz olmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle başta Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, tarihimizin tüm büyük denizcilerini, deniz savaşlarında, deniz kazalarında hayatını kaybeden bütün şehitlerimizi, bu mesleğe emeği geçen ve ebediyete intikal eden tüm denizcilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Bu sektörün gelişmesinde ve ilerlemesinde emeği geçen tüm denizcilerin ve tüm halkımızın Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nı kutluyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.