BIMCO, özellikle Karadeniz'deki bazı Türk limanlarının son dönemde uzun hukuki süreçleri ve uzun cezalarıyla dikkat çektiğini; iki davada 30 yıl hapis cezası verildiğini, Türkiye ve Kolombiya da dahil olmak üzere diğer ülkelerde devam eden diğer cezai soruşturmaların da farkında olduğunu kaydetti.
BIMCO, "Ticaret gemisi operasyonları hakkında sınırlı bilgi sahibi olmak, hakimlerin uyuşturucuları gemide saklamanın veya mürettebatın bilgisi olmadan geminin gövdesine iliştirmenin imkansız olduğuna inanmasına yol açabilir" diyor ve bazı ülkelerdeki yasal prosedürlerin yavaş ilerlemesinin mürettebat üyelerini ve gemi sahiplerini aylarca gözaltına alabileceğini ekliyor.
BIMCO'ya göre, son zamanlarda Güney ve Orta Amerika'dan gelen gemilerin ve mürettebatlarının geçerli bir gerekçe olmaksızın alıkonulduğu durumlar yaşanıyor.
Son iki davada mürettebat üyelerine çok uzun hapis cezaları verildi ve hakimler, mürettebatın bilgisi olmadan gemide uyuşturucu saklamanın veya geminin gövdesine bağlamanın imkansız olduğu sonucuna vardı.
BIMCO, "Bu tür durumlar hem endişe verici hem de şaşırtıcı" vurgusunu yapıyor.
Birçok yargı alanında, gemide bulunan veya su altı gövdesine iliştirilmiş uyuşturucular, mürettebatın uyuşturucuları gemilerinde saklamasıyla ilgili kanıt olarak kabul edilmez. "Ne yazık ki ve hayal kırıklığı yaratan bir şekilde, diğer yargı alanları tam tersi görüşe sahip," diyor.
Özellikle Kolombiya'da koka üretiminin artmasıyla birlikte, denizcilik sektörü, ürünlerini genellikle ABD veya Avrupa'da pazara sunma fırsatı arayan uyuşturucu kaçakçılarının giderek daha fazla hedefi haline geliyor.
Her türlü gemi tehlike altında ve Güney ve Orta Amerika'daki limanlar kaçakçılık amaçlı kullanılıyor.
BIMCO'ya göre, mürettebatın geminin uyuşturucu kaçakçıları tarafından kullanılmasını tamamen engellemesi çoğu zaman inanılmaz derecede zor oluyor.
Ancak, kaçakçıların nasıl faaliyet gösterdiği konusunda mürettebata eğitim verilmesi ve düzenli brifingler verilmesi, liman ziyaretleriyle bağlantılı olarak gemi ve kargoda sistematik aramalar yapılması (mümkünse casus köpeklerin kullanılması) ve limanda kalışlar sırasında teyakkuzu artırmak (örneğin yükleme sırasında kullanılmayan alanlar için geminin kapılarını ve bölmelerini kilitlemek, ekstra bekçiler görevlendirmek veya CCTV gibi elektronik gözetleme sistemlerinin kullanımını genişletmek) gibi riski azaltmak için alınabilecek önlemlerin bulunduğunu belirtiyor.
BIMCO, yukarıdaki önlemlerin alınmasının riski azaltabileceğini ancak bunların uyuşturucu kaçakçılarının gemilere uyuşturucu saklamayacağının garantisi olmadığını söylüyor.
BIMCO, "Daha da kötüleşen bir sorun ise kolluk kuvvetleri, liman görevlileri ve güvenlik görevlilerinin zaman zaman işbirliği yapması ve mürettebatın gemide uyuşturucu saklanmadığından veya gemi gövdesine iliştirilmediğinden emin olmasının neredeyse imkansız hale gelmesidir" şeklinde açıklıyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.