Bir ürünün deniz yoluyla taşımanın demiryoluna göre 3 kat, kara yoluna göre 7 kat, hava yoluna göre ise 21 kat ekonomik olduğunu vurgulayan Turhan, "Ülke olarak dünyanın en güzel deniz coğrafyasına sahibiz. Ancak bu potansiyeli harekete geçirebildiğimiz ölçüde denizci ülke vasfına sahip olabileceğimiz, denizlerdeki mevcudiyetimizi koruyabileceğimiz unutulmamalıdır. Potansiyelimizi hayata geçirme adına son dönemde denizcilik alanında çok büyük atılımlar gerçekleştirerek denizcilikte lider ülkeler arasına girdik." dedi.
Turhan, denizciliğin Türkiye'nin stratejik sektörünün başında geldiğini anlatarak, denizciliğin gemi inşa sanayi, liman hizmetleri, deniz turizmi, yatçılık gibi alanları içine alan kapsamlı endüstri ve hizmet alanı olduğunu belirtti.
Uzun yıllar denizciliğe ülkenin kalkınma dinamosu olarak bakılmadığını aktaran Turan, "Bunun en somut göstergesi gemilerimizin uzun yıllar kara listede olmasıdır. Gemilerimizin dünyanın pek çok yerinde denizlere girmesi yasaktı. Kısa sürede beyaz listeye taşıdık gemilerimizi, şu an tüm sulara girebiliyor, bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandırabiliyoruz. Kuşkusuz gemilerimizin beyaz listede olması Türk bayrağının dünya denizlerindeki en önemli itibar göstergesidir." ifadelerini kullandı.
- Tersane sayısı 78'e çıktı
Turhan, ülke içerisinde sektörün kalkınması için ÖTV'siz yakıt uygulaması yaptıklarını anımsatarak bu destek sayesinde kabotaj taşımacılığının canlandığını aktardı.
Bunun gibi hamlelerin sonucunda deniz ticaret filosunun dünya denizcilik filolarına göre yüzde 75 daha fazla büyüme gösterdiğine işaret eden Turhan, sektörün büyümesine paralel olarak tersane sayısının da 78'e çıktığını söyledi.
Turhan, temel amaçlarının tüm ekipmanlar dahil en az yüzde 70 yerli katkı ile gemi üretimini sağlamak olduğunu vurgulayarak 2023 yılına kadar bu projeyi hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti.
Deniz kirliliğine hızlı ve etkin müdahale amacıyla ulusal ve bölgesel acil müdahale merkezleri kurduklarını aktaran Turhan, şöyle konuştu:
"Kara ve havada olduğu gibi denizlerde de gemi sayısı her geçen gün artıyor. Deniz trafiğindeki bu yoğunluk zaman zaman can ve mal kaybıyla sonuçlanan kazaların yaşanması sonucunu doğuruyor. Kazalar neticesinde büyük çevre zararlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Türk boğazları bölgesinde kurduğumuz deniz trafiğini anlık olarak izleyen ve yönlendiren Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi yaklaşık 15 yıldır hizmet veriyor. Bu stratejik bölgeden 10 bini tehlikeli yük taşıyan olmak üzere yılda 43 bin gemi geçiş yaptığını dikkate aldığımızda bu hizmetin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Bu tecrübelerimizden hareketle İzmit, İzmir, Mersin ve İskenderun körfezlerini kapsayan Gemi Trafik Hizmetleri'nin de kurulumlarını tamamlamış bulunuyoruz. Öte yandan tek bir deniz resminin oluşturulduğu Gemi Trafik Yönetim Merkezini'de hayata geçirmiş bulunuyoruz."
Turhan, yaklaşık 10 yıldan beri de otomatik tanıma sistemiyle ülke kıyılarındaki gemilerin de izlenebildiğini aktararak, 8 yıldan beri de uzak mesafedeki gemilerin uydular vasıtasıyla izlenmesi sisteminin de 8 yıldan beri faaliyette olduğunu anımsattı.
Denizciliğin her geçen gün büyüyen yapısı, denizleri kullanan özellikle tanker ve tehlikeli yük taşıyan gemilerdeki artışın kendilerine önemli görev ve sorumluluklar yüklediğini, mevcut sistemleri daha da güçlendirmek ve hükümranlık haklarının olduğu alanlarda düzeni sağlayıp emniyeti arttırıcı tedbirleri titizlikle yürütüp, günün şartlarına göre güncellemenin zaruri olduğuna dikkati çeken Bakan Turhan, nisan ayında İstanbul Boğazı'nda meydana gelen kaza sonrası deniz emniyetinde risk teşkil edecek hususları yeniden gözden geçirdiklerini kaydetti.
- 61 gemiden 9'u kaldırıldı
Kazadan sonra bakanlık olarak İstanbul ve Çanakkale boğazından geçiş kurallarını yeniden masaya yatırdıklarını ve belirlenen yeni emniyet kurallarını 1 Eylül 2018 tarihinden itibaren uygulamaya koyduklarını anlatan Turhan, "Bu kapsamda hayalet gemi olarak tabir edilen batık, yarı batık gemilerin senelerdir bulundukları yerden kaldırılması çalışmalarını başlattık. Yaptığımız kanuni değişiklikle liman başkanlıklarımıza bu gemileri red, satış veya bulunduğu yerden kaldırma yetkisi verdik. Bu kapsamda hakkında işlem başlattığımız 61 gemiden 9'u bulunduğu yerden kaldırıldı, seyir ve çevre emniyeti açısından risk teşkil eden bu gemilerin tamamını en kısa sürede bulundukları yerden kaldırılmasını sağlayacağız." diye konuştu.
- "Gemi trafiği 7 gün 24 saat izlenebilmektedir"
Cahit Turhan, İzmir Gemi Trafik Sistemleri'nin 12 insansız trafik denetleme istasyonu ile bir merkezden oluştuğunu ve en son teknoloji ile donatıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Gemi trafiğimiz 7 gün 24 saat izlenebilmektedir. Sistem İzmir, Balıkesir ve Çanakkale il sınırlarına ve Ege Denizi'nin ortasına kadar yayılan bir sahayı kapsamaktadır. Bu bölgede bulunan 7 ayrı liman başkanlığımız, trafik gözetleme istasyonlarıyla önemli endüstri bölgelerimizden Aliağa'yı kapsayacak kadar hizmet vermektedir. Ülke endüstrisi açısından çok büyük öneme sahip sanayi kuruluşlarının enerji üretim tesislerinin bulunduğu gemiler vasıtasıyla her yıl 100 binlerce ton petrol ve türevi tehlikeli yük taşımacılığının gerçekleştirildiği bir sahadan bahsediyoruz. Böylesi stratejik bir bölgede yaşanabilecek deniz kazasının ne gibi maddi ve manevi kazaya yol açacağını düşünmek bile istemeyiz. İzmir Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi, diğer bölgelerimizdeki sistemlerle entegre halde çalışmaktadır. Bu sayede kıyılarımızdaki tüm deniz resmini daha efektif bir şekilde takip etme imkan ve kabiliyetine ulaşmış bulunuyoruz."
Turan, bu sistem sayesinde elde edilen verilerin ilgili diğer bakanlıklarla da paylaşıldığını sözlerine ekledi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.