ON GÖZLÜ KÖPRÜNÜN TÜM GÖZLERİ SUYLA TAŞIRDI'
Çocukluk yıllarında Dicle Nehrinde kelekle dolaştığını anlatan Ramazan Vuranel (65), nehrin şu anki halini görünce çok üzüldüğünü belirterek, "Eskiden Dicle Nehrinde kelek kullanılırdı. Karşıdan karşı geçmek isteyen, hayvan taşıyanlar, yoğurt getirenler her zaman kelekleri kullanırdı. Yaz aylarında Diyarbakır karpuzu yetiştirilen Diclenin kenarında aylarca kalırdı. Marul, domates, şeftali, erik, karpuz gibi birçok meyveyi nehrin kenarına dikerlerdi.
Çocukluk yıllarında Dicle Nehrinde kelekle dolaştığını anlatan Ramazan Vuranel (65), nehrin şu anki halini görünce çok üzüldüğünü belirterek, "Eskiden Dicle Nehrinde kelek kullanılırdı. Karşıdan karşı geçmek isteyen, hayvan taşıyanlar, yoğurt getirenler her zaman kelekleri kullanırdı. Yaz aylarında Diyarbakır karpuzu yetiştirilen Diclenin kenarında aylarca kalırdı. Marul, domates, şeftali, erik, karpuz gibi birçok meyveyi nehrin kenarına dikerlerdi.
Şimdi bakıyorsunuz nehirde su bulamıyorsunuz. Ürünler ekiliyor, fakat eski tadı vermiyor. Kış aylarında nehir suyu taşıyordu. Bazı zamanlarda On Gözlü Köprüyü neredeyse taşıyacak duruma geliyordu. Köprünün on gözü de doluyordu. Nehrin bu halde olduğunu görünce üzülüyorum" dedi.
"BU MANZARA KARŞISINDA ÜZÜLÜYORUM"
Ahmet Sökmen ise doğduğundan beri Dicle Nehrinin kenarında yaşadığını ifade ederek,"Dicle Nehrinde eskiden suyun fazla olduğundan dolayı etrafında yüzlerce hayvan yaşardı. Şimdi ise birkaç hayvan ancak bulabilirsiniz. Gördüdüğüm manzara karşısında çok üzülüyorum" diye konuştu.
"BU MANZARA KARŞISINDA ÜZÜLÜYORUM"
Ahmet Sökmen ise doğduğundan beri Dicle Nehrinin kenarında yaşadığını ifade ederek,"Dicle Nehrinde eskiden suyun fazla olduğundan dolayı etrafında yüzlerce hayvan yaşardı. Şimdi ise birkaç hayvan ancak bulabilirsiniz. Gördüdüğüm manzara karşısında çok üzülüyorum" diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.