İngiltere'deki Heriot-Watt Üniversitesi'nden Prof. Dr. Andrew K. Sweetman, Clarion-Clipperton Fraktür Bölgesinde okyanus yüzeyinin 4.000 metre altında yaşayan bakteriler üzerinde çalışma başlatmıştı.
Bilim adamları şimdiye kadar deniz tabanındaki ana biyokütle kaynağının derinliklere doğru akan ölü balık, plankton ve diğer artıklar gibi organik madde olduğuna inanıyordu. Bununla birlikte, Sweetman iki önemli bulgu ortaya koydu: “Kuzey Atlantik Okyanusu'ndaki benzer çalışmaların aksine, organik atıkları tüketenlerin okyanus tabanına doğru inen deniz dibi canlılarının değil bu bakterinin olduğunu gördük. Ayrıca bentik bakterilerin büyük miktarlarda karbondioksit aldığını ve bilinmeyen bir süreçle biyokütlesinde asimile ettiğini keşfettik. Bu tamamen beklenmedik bir şeydi'' değerlendirmesini yaptı.
Biyokütle daha sonra potansiyel olarak derin denizdeki diğer hayvanlar için bir besin kaynağı haline geliyor, bu yüzden keşfettiğimiz şey, okyanusun en derin kısımlarında potansiyel bir alternatif besin kaynağı olarak karşımıza çıkıyor, diye ekledi.
Bulguları küresel okyanus seviyesinde değerlendirirsek, bu süreçte her yıl 200 milyon ton CO2'nin biyokütle haline getirilebileceğini söyleyebiliriz. Bu, her yıl okyanusların giderdiği CO2'nin yaklaşık yüzde 10'una eşittir, bu yüzden derin deniz karbon döngüsünün önemli bir parçası olabilir.
Sweetman'ın ekibi aynı aktiviteyi yüzlerce kilometre aralıkları bulunan birbirinden farklı alanlarda da buldu.
Clarion-Clipperton Fraktur Bölgesi, gelecekteki deniz tabanı (polimetalik nodül) madenciliğinin ilgi çekici bir alanıdır. İngiltere, Almanya, Fransa ve Kore gibi ülkelerden 16 girişimci, bölgede keşif haklarına sahip olduklarını iddia ettiler ve biyolojik çeşitlilik ve genetik bağlantı ile ilgili temel verileri toplamak için anketler yapmaya başladılar.
Sweetman, bu alandaki yüklenicilerin biyoçeşitlilik ve genetik çalışmalarının yanı sıra karbon döngüsünu izlemelerinin de sağlanmasi için International Seabed Authority’i çağırıyor. Clarion-Clipperton Fraktur Bölgesinde madencilik ilerlerse, deniz tabanı ortamı önemli ölçüde bozulacaktır.
Clarion-Clipperton Fraktür Bölgesinde yapılacak tam ölçekli madencilik, Bentik ekosistemi onlarca yıl belki de daha uzun süreler etkileyebilir.
Yetkililer, karbon döngüsü açısından çok önemli olan bu ekosistemde madencilikle ilgili değişikliklerin tanımlanabilmesi ve izlenebilmesi için maden yüklenicilerinin bu anketleri, etki değerleme ve gözlem açısından kullanmaları gerektiği konusunda ısrar etmelidir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.